Konu
:
Zihin Ve Beden Problemi
Yalnız Mesajı Göster
Zihin Ve Beden Problemi
09-06-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Zihin Ve Beden Problemi
Zihin ve beden problemi
tıpkı modern felsefe gibi
"düşünüyorum
öyleyse
varım" sloganlarından hatırlayacağınız Descartes 'la başlar
"Düşünüyorum
öyleyse
varım" belki size A
L [Yapay Zekâ] senaryosu üzerine başka bir çeşitleme olan Blade Runner'ı da hatırlatabilir
Descartes
beden ve zihni-birbirinden kökten faklı şeyler olarak düşündü
Zihin düşünen bir şeyken
maddi nesneler uzayda yer kaplar
Boyutlara sahiptirler
Fiziksel dünya mekaniktir
fıziksel yasalarla yönetilir
Zihin ise başka ilkelere konu olur
örneğin düşüncenin yasalarına
Buna mâkinenin içindeki tin
özgür ruh da diyebilirsiniz
Böyle farklı olmalarına rağmen beden ve zihin birbirleriyle etkileşim içinde görünmektedir
Fiziksel dünyadaki olaylar benim belli tecrübeleri edinmeme neden olurlar (Burada Matrix ve benzeri bir şeyin içinde olmadığımızı varsayıyorum)
Yine
belirli bir biçimde eylemde bulunma kararım
bedenimi hareket ettirir
Yine aynı varsayım
Öyleyse beden ve zihin nasıl etkileşirler? Etkileşirler işte
Bu
kültürümüzü kaplamış olan beden zihinden ayrıdır dünya görüşünün sonucudur
Sadece Police'in Ghost in the Machine albümünü düşünün
bu albümde Sprits in the Material World [Maddi Dünyadaki Ruhlar] hit parçasını bulacaksınız
Bu hiçbir şekilde olağandışı bir dünya görüşü değildir
Çok işimize yarar
Fakat
ne yazık ki
yetersizdir de
Yetersiz? Ben kim oluyorum da böyle bir şey söylüyorum
Eh
benim işim de bu
Zihin ve beden
kendilerine özgü ilkelere göre işleyen birbirinden özsel olarak farklı tözlerse
nasıl olur da etkileşirler? Ve nerede etkileşirler?
Descartes 'ın zihin-beden etkileşimine dair anlattıkları gizem doludur ve gizeme başvuranların sıkıştıkları yerde bunu yaptığı herkesçe bilinir
Descartes zihnin
en azından eylemde ortaya çıkan şeyden daha fazla şey içerdiğini düşünme hatasına düşmüş görünüyor
Oysa örneğin sporda
oyuncuların davranışları
hevesli mücadeleleri
birbirlerini aşka getirmeleri ve soyunma odası dostluğu vs
haricinde takım ruhu diye bir şey yoktur
Bunun gibi
'bedenin yaptığı şeyden ve nasıl yaptığından ayrı bir "zihin tin" yoktur
Biz buna davranışçılık diyoruz
Bu görüşe göre zihinsel durumlar yalnızca davranışlardır veya daha iyi bir deyişle davranışsal temayüllerdir
Her canım acıdığında "Ah!" demem
deme temayülüne sahibimdir
Ne var ki davranışçılık da iyi bir açıklama sunmuvor
Başka insanların zihinsel durumlarına dair elimizdeki kanıtı
kanıtın kanıt teşkil ettiği şeyle karıştırıyor
"Ah!" demem veya °Ah!° deme temayülüne sahip olmam
hissettiğim acıyla aynı şey değildir
Onun kanıtıdır
İşte bunda başka bir sorun vardır
Diyelim ki "Ah!" dememi
"Ah!^ deme temayülümle açıklıyorsunuz
Bu çok büyük bir açıklama sayılmaz
değil mi? Şöyle bir biçime sahip: "Jason X davranışında bulundu
çünkü X davranışında bulunma temayülüne sahiptir "Saçmalık
Camın kırılmasının sebebi
onun kırılgan olmasıdır
Onun kırılganlığı
kolayca kırılma temayülüdür
Peki cam neden kırılgan? Mikrofıziksel yapısından dolayı
Aynı şekilde ben "Ah!" dediğim zaman
bu benim beynimin mikrofıziksel yapısından dolayıdır; bu yapı bana "Ah!"dedirtir
Buna maddecilik denir-mal hırsı anlamındaki maddecilik değjl- bu görüşe göre zihinsel durumlar beyin durumlarıdır
Makul görünüyor
değil mi?
Maddecilik hoş bir teori
basit
ayrıntılı
bereketli
bilimsel bilgilerimizle hayli tutarlı ve zihni yine onlar gibi fiziksel dünyaya konumlandırıyor
Fakat maddeciliğin kendine has zayıflıkları vardır
Çağdaş felsefecilerin hiç biri ona inanmıyor
Ben istisnayım
Hayır
maddeci olmakta yanlış bir şey yok
Morpheus tayfası bile gerçekliğin doğası hakkında pek yaygın olmayan inançlara sahipler
Üstelik haklılar
Peki o zaman bu günlerde neden hiç kimse maddeci olmak istemiyor? Çünkü mesela bazılarına Descartes'ın zihnin beyin durumları olamayacağı kuşkusu çekici geliyor
(') Yine benzeri ve oldukça da
makul bir fıkir bütün fiziksel olayların fiziksel nedenlerden kaynaklandığı fıkridir
Bu maddecilik için bir problem değildir
Ne var ki Descartes ’ a uyguladığımızda
bu
zihinsel durumlar beyin tarafından üretilmiş olsa bile
[dış dünya üzerinde hiçbir etkiye sahip değillerdir
Sebepsel olarak atıldırlar veya felsefecilerin söylediği gibi epiphenomenal'dır
(Bir şeyle eş zamanlı ortaya çıkan
fakat onunla doğrudan ilişkili olmayan görüngü
) Bunun ana sebebi
herhangi bir zihinsel durum
diyelim acı için
birden çok fıziksel açıklamanın mümkün olmasıdır
Birçok fıziksel durum olayı açıkladığına göre
acıyla özdeşleştirebileceğimiz tek bir durum söz konusu değildir
Örneğin
eğer bir robot acı hissedebiliyorsa
onun acısı bir beyin durumu değil
silikon durumu olacaktır
Belki de ironik bir biçimde
Matrix'teki Matris-üreten makineler gibi bilgisayarlar
en azından ilkede
acıyı hissedebilir
Bu sorunu aşağıdaki iki bölümde çözeceğim
Fakat aklınızda bulunsun
Maddeciliği reddetmek için başka sebepler de vardır ve ben bunları burada işlemeyeceğim
Sıkılırsınız
Ben de sıkılırım ve unutmayın ben nafakamı bu işten çıkarıyorum
Yapay Zekâlar
Bilgisayarlar düşünebilir mi? Bizimki gibi zihinlere sahip makineler inşa edilebilir mi? Bu tür sorular
örneğin
şu anda depomdaki tozları toplamakla meşgul eskimiş Mac Classic'in bir bilince sahip olduğu veya onu açarsam bir bilince sahip olacağıyla ilgili değildir
Bunun cevabının "Hayır" olduğu bellidir
Bu sorular daha ziyade insan zihni gibi güvenilir ve çok yüzlü bir yapay zekâya sahip makinelerin inşa edilip edilemeyeceğiyle ilgilidir
İlginç değil mi? Hele felsefı bir soru olarak bereketini hiç sormayın
Matrix
2001: A Space Odyssey
Blade Runner
Alien fılmleri ve yakın zamanlarda çıkan Yapay Zekâ fılmi bu soruları daha az doğrudan olmakla birlikte
daha çok şey anlatacak bir biçimde işlemektedir
Matrix fılminde
yapay zekâ
tıpkı Terminatör ve Savaş Oyunları fılminde olduğu gibi
insanlık için bir tehdit oluşturur
Bu çok açıktır
Açık olmayan şey
Matrix Flminin senaryosunun mümkün olduğunu kabul etmek zorunda olduğunuz zaman ortaya çıkar
Yapay zekâlar mümkündür
İşte kabul etmek zorunda olduğunuz şey budur
Zihin felsefecileri ilginç insanlardır; hele konu yapay zekâya geldiği zaman
Bu onları hep ateşlendirir
her zamanki soğukkanlılıklarını yitirtir
Aşağıdaki cazip fakat yanlış diktomiyi(*) düşünün
(1) Bilgisayarlar bizim yaptığımız şeyleri yapamaz ve bir zihne sahip olmak bizim yapabildiğimizi yapmak olduğuna göre
yapay zekâlar imkânsız- dır
(2) Bilgisayar da bizim yaptıklarımızı yapabilirler ve fakat bir zihne sahip değildirler
öyleyse biz de bir zihne sahip değiliz
ya da en azından zihin dediğimiz birçok şey yanlış
Kasparov'u yenen
satranç bilgisayarı Deep Blue'yu hatırlıyor musunuz? Deep Blue'nun zeki olduğu kesin
fakat bir zekâya sahip mi? Peki Space Odyssey'deki HAL 9000'ne ne diyorsunuz ya Matrix fılmindeki Matris üreten makinelere? Ya Star Trek: Next Generation fılmindeki Data? Birçok insan
cevabını
(1) ve (2) seçeneklerinden hangisini daha inanılır veya daha az inanılmaz buluyor oluşuna göre verecektir
(1) şovenist
(2) çılgın görünüyor
Buna rağmen iki görüş de zihin felsefesinde çok sevilir
Fakat bir çıkış yolu var
İşte çıkış yolu
Bilgisayarlar bizim yaptıklamızı yapabilir mi? Evet
Yapay zekâlar mümkün müdür? Evet
Yapay zekâların gelecekte alabilecekleri hal sizi rahatsız edebilir
Fakat inanın ortada bunu için bir sebep yok
Biraz düşünürseniz
hiç' de tehlikeli olmadıklarını görürsünüz
Hatta iyi bir şeydir
Şöyle ki: ' Diyelim ki bir beyin hasarından mustaripsiniz
bunun bir sonucu olarak
acı hissetme yeteneğini kaybetmişsiniz
Bu çok talihsiz bir şey olacaktır
çünkü acının bir amacı vardır
Size işlerin yolunda gitmediğini anlatır
Bedensel hasar mesajı verir
Acıyı hissetmeyen birçok hasta vardır ve sonuç tam anlamıyla acıklıdır
Canınız acımadığı için elinizi kaynar suyun içinden çekmediğinizi düşünün
Data'nın yapay; beyni ona acıyı hissetme yeteneği sağlamıyor
fakat bir beynin yukarıda bahsedilen işlevsizliğinin yerini doldurmak ve tıpkı acı gibi hissedilen bedensel hasar sinyali vermek için tasarlanmış yapay bir "ağrı verici"ye ne dersiniz?
Henüz Data gibi bir yapay zekâyı inşa edecek durumda olmayabiliriz
fakat hasar görmüş beyin sinir hücrelerinin yerine yenisini koyacak teknolojiye sahibiz
Ağrı vericiler yakın zamanda gerçekleşmesi mümkün şeylerdir
Fakat benimle aynı fıkirde değilseniz
o zaman her gün yitirdiğimiz nöronlardan birinin yerine geçebilecek kılcal bir işlemciyi düşünün
Bu bir fark yaratır mı? Nasıl yaratır? Eğer beynimi
ben Data gibi olana kadar
nöron be nöron değiştirirseniz
bir zihne sahip olmak nerede biter ve yapay bir zekâya sahip olmak nerede başlar? Yapay zekâların imkânını kabul etmede tereddüt etmenizin birkaç sebebi daha olabilir
Örneğin
bilgisayarların yalnızca programlanmış oldukları şeyleri yaptıklarını
bizimse
aksine
otonom
yaratıcı
canlı varlıklar olduğumuzu düşünebilirsiniz
Fakat Matrix'i düşünün
Bilgisayarların yalnızca programlandığı şeyleri yapıyor olması
onların yaratıcı olmadığı anlamına gelmez
Yaratıcılık programlanabilir
Deep Blue'nun satranç oynama biçimi insanı yıldıracak kadâr yaratıcıdır
Matrix fılmindeki makineler örneğin Ajanları yaratmıştır
Peki makineleri kim programladı? Kendileri
Programlamayı kendi başlarına yaptılar
Evrim faydalı değişimler getiren mutasyonlara bağlıdır
Benzeri bir biçimde ilk isyancı makineler
rasgele davranmalarına neden olan bir tasarım hatasından çıkmış olabilirler
Matrix'i inşa etmeyi bitirdiklerinde artık kendi bağımsız gündemleri vardı ve insanları kendi amaçları için kullanmaya başlarlar
Büyük bir Makyevelci proje olarak bebekleri hasat eder
düşlerin afyonuyla köleleştirirler
Peki Matris üreticiler ne kadar yaratıcı görünürlerse görünsünler
bizim canlı olmamız
onlarınsa canlı olmaması hayati farkı ne olacak? Elbette bu doğru
fakat Matris üreticilerinin yalnızca otonom varlıklar olmakla kalmayıp
kendi kendilerine ürediklerini unutmamalısınız
Organik bir maddeden yapılmamışlardır
fakat hayat için değilse bile
yapay hayat için gerekli tüm özelliklere sahipler
Üstelik yapay zekâların yapay bir canlılığa sahip olmasında hiçbir sorun yok
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul