Prof. Dr. Sinsi
|
Gençlikte Kimlik Bunalımı
Unesco ergenlik dönemini, cesaretin çekingenliğe, macera isteğinin rahata üstün geldiğini çağ olarak tanımlar
Coşkulu, heyecanlı, çalkantılı, tutkulu, fırtınalı bir dönemdir kanı kaynayan geçte cinsel arzular davranışlarına egemen olmaya başlamıştır
Uçarılık, haylazlık, gözü karalık bunalımlar, çatışmalar, öfkeler, kaygılar, bu dönemin özellikleridir Tatlı hayaller, idealler, ilk sevgiler, sıkı arkadaşlıklar bu dönemde yaşanır
Ergenlik dönemindeki genç kendini arayıp bulma ve kanıtlama sabah işyerindeyken az çok bunalım geçirir Bazı gençlerde bu bunalım karmaşa ve akıl sağlığı bozulmasına kadar varabilir
Kendine yol çizme amacını belirleme, cinsel kimliğini oturtma, insan ilişkilerini düzene koyma içerisindedir
Benlik kavramı ve benlik sınırları belirsizdir "Ben kimim " sorusunu çok sorar Bu dönemde din, uyruk, iş, yer değiştirmeler çok yaşanır
Kimlik bunalımı çeken genci düzenli hayat sıkar Başkasına benzemekten nefret eder Başka kimsede olamaz kendiside olamaz
Bir kimse olmayı beceremeyen genç dürtüseldir Ani tepkileri ve çıkışları vardır Sinirli, saldırgan, nankör tutumları nedeniyle ailesi ile çatışır
Çoğu zaman uyumsuz kuşkucu ve alıngandır
Alkol, sigara, maddeye kolayca yönelir Böylece yalancı bir güven duygusu oluşur Üstün ve başarılı görünme arzusunu, kıskançlığı, kuşkuculuğu bir süre uyuşturucu ile avutmaya çalışır Grup baskısını üzerinde çok hisseder Aidiyet duygusu ile toplumsal diğerleri hiçe sayabilir
ANNE-BABALAR NE YAPMALI
Gencin hayatının fırtınalı dönemini geçirdiğini bilmeli 20-22 yaşında bu dönem genelde geçer En az zararla geçmesi için diyalog gerekir
Eleştiri nasihat gibi yöntemler geri teper Baskı, tehdit, korkutma ve sindirme gibi yöntemler isyana, yalana, evden kaçmaya götürür
Gencin sevinç ve üzüntülerinden haberdar olmak gerekir
Gence emir vermek yerine fikir vermeye, nasihat yerine aktif dinleyici olmaya ihtiyaç vardır
Esnek, sabırlı ve sevgi dolu büyükler bu dönemde gençler için en büyük rehberlerdir
Anne-baba pusulasız gence pusula olmayı başarabilmelidir
Sevgi dolu bakış, güler yüz, tatlı birkaç söz gencin en büyük gereksinimidir
GENÇLİK DEPRESYONU
Ergenlik dönemi hızlı büyüme ve gelişme çağıdır Hormonal fırtına yaşanır
Gençlik çağındaki ölümlerin iki nedeni vardır Araba kazaları ve intiharlar
Heyecanlı, riski seven, cesaretli, macera heveslisi, tatlı hayallerin ilk sevgilerin olduğu bu dönemde hayal kırıklıkları da çok olurlar Hayat deneyimleri çok azdır ve çabuk kırılırlar
Paraya ihtiyaçları fazla olmadığı için onur ve başarıya daha çok önem veririler
Kötülükleri tanımadıklar için elleri açık ve iyilikseverdirler
Aldatılmadıkları için çabuk güvenir ve çabuk bağlanırlar
Hayatın tokadını yemedikleri için yüksek hayaller ve amaçlar edinirler
İstekleri aşırıdır, tutkularının kölesi olurlar Çünkü hayatı tanımamışlardır
Duygular iniş çıkışlıdır Birden üzülür, birden sevinirler Olur olmaz şeyi sorun yaparlar
Fizik görünümüne, süse-giyime merakları fazladır Spora ilgileri artar Aynayla fazla zaman geçirirler
Gencin böyle bocalama ve kaos döneminde kırılganlığı çok artmıştır Kolay depresif olurlar Sakarlaşırlar
DEPRESYONU NASIL YAŞARLAR ?
Hırsızlık, yalan söyleme, tik, tırnak yeme, evden-okuldan kaçma, ders çalışmama, sinirlilik, dik kafalılık, yalnızlık hissi, sürekli iç sıkıntısı çekme, uyumsuzluk aşırı hayaller kurma, öfkelilik aşırı hayaller kurma, öfkelilik, otoriteye düşmanlık gibi belirtiler gencin örtülü bir depresyon geçirdiğini gösterir
ANNE-BABALAR NE YAPMALI?
Gencin davranış diliyle yaptığı bir yardım çağrısıdır Büyükler bu mesajı almalıdır Çocukları ile aralarında psikolojik bir duvar varsa üçüncü kişilerden ve profesyonellerden yardım almalıdırlar
Bu fırtınalı dönemi sağlıklı geçiren genç değerler sistemi kazanır Doğru ile yanlışı ayıran iç disiplin bu dönemde kazanılır
Vicdan ne yapması, ne yapmaması gerektiğini söyleyen zihinsel bir süreçtir Yanlış yapmaktan onu koruyan bir bekçidir Bu bekçinin olgunlaşması bu dönemde olur Anne-babanın yuva sıcaklığını hissettirmesi, yol göstericiliği ve onu bunaltmadan yapılan denetleyiciliği gence yapılan en önemli ruhsal yardımdır
Azarlayan, hor gören, nasihatlerle onu düzeltmeye çalışan ebeveyn yerine onunla paylaşan, üzüntü ve sevinçlerini beraber yaşayan ebeveyn olunmalıdır
|