Yalnız Mesajı Göster

Adli Psikoloji

Eski 09-06-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Adli Psikoloji



Yargılama için yeterlilik

Ceza hukukumuzda suç işlediği düşünülen bir kişinin yargılanabilmesi için bazı koşullar öngörülmüştür Bu koşullardan biri yargılama için yeterliliktir Yargılama yapılabilmesi için sanığın suçlamayı ve kendisini savunması gerektiğini anlaması gerekmektedir Yargılama yapılabilmesinin koşullarından biri sanığın ruhsal bozukluğunun olmamasıdır Hukuk sistemimize göre, her akıl hastalığı yargılanmaya engel değildir Ceza yargılamasına engel olabilmesi için, hastalığın a) suç işlendikten sonra ortaya çıkması, b) savunmanın yapılmasına engel teşkil etmesi gerekir (Öztürk, 1994) Yargılama için yeterlilik, sanığın dava sırasındaki ruhsal durumunu ifade etmektedir Geçmiş davranışlarını ya da suç anındaki davranış biçimlerini kapsamaz

Ceza sorumluluğu

Ceza sorumluluğu kavramı kişinin geçmiş yani, suç işlediği andaki ruhsal durumunu ifade etmektedir

Ceza kanunlarında yer alan ceza sorumluluğu kavramına göre, bir kimse davranışlarının sonuçlarını değerlendirebilecek durumda değil ise, işlediği suçlar nedeniyle bu durumdaki kişilere ceza verilemez Yani bütün insanlar ceza hukuku açısından suç faili olamazlar Bu nedenle kişilerin ceza sorumluluğu kavramı ortaya atılmıştır Kişilerin ceza sorumluluğunu tümüyle ya da kısmen ortadan kaldıran durumlar vardır Türk Ceza Hukukuna göre, bireylerin suçlu olabilmeleri için kusurlu olmaları gerekmektedir Kusurluluk için, üç alt ögenin bir arada bulunması gerekir: a) failin isnat yeteneğine sahip olması, b) failin kasıtlı ya da yasanın açıkça belirtildiği yerlerde taksirli hareket etmesi, c) failde kusurluluğu ortadan kaldıracak bir neden olmaması

Hukukçulara göre, "İsnat Yeteneği" suçun işlendiği anda failin anlama ve isteme yeteneğine sahip olması demektir Burada anlamadan kastedilen, suç olduğunu bilmek değildir Anlama yeteneği bir kişinin yaptığı hareketin toplum içindeki yerini bilmesi ve toplum halinde yaşama kuralları ile kendi davranışı arasında çelişki olduğunu anlamasıdır İsteme yeteneği ise, çeşitli şekillerde davranma yeteneğinden birini serbestçe seçme yeteneğidir Bir kişinin isnat yeteneğine sahip olabilmesi için bu iki özelliğe de sahip olması gereklidir

Ceza sorumluluğu kavramının kapsamı ülkelere göre değişmektedir Yasalarımız yaş küçüklüğünün, sağırlık ve dilsizliğin, ruhsal bozukluğun, alkol ya da uyuşturucu madde bağımlılığının isnat yeteneğine etki ettiğini kabul etmektedir (Özgen, 1988) Bu nedenle, bu durumda olanların eylemlerinde ceza sorumluluklarının olup olmadığının tespit edilmesi, ceza sorumluluğunu azaltan veya bunu ortadan kaldıran nedenler göz önüne alınarak verilecek cezanın ya da uygulanacak emniyet tedbirinin saptanması gerekmektedir

Küçüklük Hali: Yasalarımız yaş bakımından, 11 yaşını bitirmemiş, 11-15 yaş, 15-18 yaş ve 18 yaşından büyükler biçiminde ayrım yapmaktadır

TCK 53 maddesi ile konuyu özel olarak düzenleyen 2253 sayılı Çocuk Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanuna (ÇMK) göre eylem sırasında 11 yaşını bitirmemiş olanların ceza sorumluluğu yoktur (ÇMKm11/1) Bunlar hakkında kovuşturma yapılamaz ve ceza verilemez Ancak, işledikleri suç kanunen bir yıldan fazla hapis cezasını veya daha ağır bir cezayı gerektiriyor ise, haklarında ÇMK’nın 10 Maddesinde yazılı emniyet tedbirlerinden biri uygulanır (ÇMKm11/2)

11-15 yaş arası grup için TCK’nın 54 maddesinde varolan düzenlemenin ÇMK’nın 12 maddesiyle getirilen yeni düzenleme nedeniyle örtülü olarak yürürlükten kalktığını söyleyebiliriz Bu yaş grubunda bulunanların suç işlemeleri halinde, haklarındaki kovuşturma ve soruşturmalar, ÇMK’da hüküm bulunmayan hallerde CMUK hükümlerine göre yapılır (m18) Soruşturmalar Cumhuriyet Savcısı veya görevlendireceği yardımcıları tarafından bizzat yapılır (m19); yani bunlar hakkında zabıta (polis veya jandarma) soruşturma yapamaz Bu kişiler hakkında işledikleri iddia olunan suç nedeniyle kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmesi, tedbir uygulanmasına engel değildir (ÇMKm19/2), çünkü amaç çocuğun korunmasıdır Ayrıca ÇMK’nın 10 maddesinde sayılan tedbirler saklı kalmak kaydı ile aşağı haddi 3 yılı aşmayan hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren fiillerden dolayı, kovuşturma ve yargılama safhasında küçükler hakkında tutuklama kararı verilemez (ÇMKm19/3)

11-15 yaş gruplarında olanların işledikleri suçlar nedeniyle, haklarında ceza ve tedbirin uygulanabilmesi için, işlediği suçun anlam ve sonuçlarını kavrayabilme yönünden çocuğun ve gencin bedenî, aklî ve ruhî durumu ihtisas sahibi kimselere tespit ettirilir (ÇMKm20/L) Ceza ve tedbirlerin uygulanmasından önce gerekirse çocuğun aile, terbiye, okul durumu, gidişatı, içinde yetiştiği ve bulunduğu şartlar veya bunlar gibi gerekli görülen sair hususlar Çocuk Mahkemeleri nezdinde görevlendirilmiş olan sosyal hizmet uzmanları ve yardımcıları, pedagog, psikolog veya psikiyatrist gibi uzmanlar tarafından araştırılır Çocuk Mahkemelerinde görevlendirilmiş olan bu personelin iş durumlarının müsait olmaması veya görevin bunlar tarafından yapılmasında engel bulunması ya da atama yapılmamış olması hallerinde Çocuk Mahkemeleri, araştırmanın yapılması için resmi veya özel kurum ve kuruluşlarda çalışan bu uzmanları, bunların da bulunmaması halinde bu araştırmayı yapabilecek nitelikte olan kimseleri görevlendirir (ÇMKm20/2) Yukarıdaki fıkralar gereğince yapılan araştırma ve inceleme sonucu gerekirse çocuğun bir müşahade merkezinde müşahade altına alınmasına da karar verilebilir (ÇMKm20/son) Çocuklar hakkındaki tedbirler, en geç 18 yaşını bitirmeleriyle sona erer (m15); hüküm zamanı 18 yaşını bitirmiş olanlar hakkında tedbir uygulanmaz (m16)

Çocuk suçluların yargılanmasına Çocuk Mahkemeleri’nde bakılır; ancak bu mahkemelerin henüz kurulmadığı yerlerde, işlenen suçlara bakmakla görevli mahkeme, yasada yazılı usullere göre yargılamayı yapar (ÇMK geçici madde 2)

TCK’nın 55’inci maddesine göre, 15 yaşını bitirmiş, 18 yaşını bitirmemiş olanların işledikleri fiili fark ve temyiz etmeleri şartı aranmaz Bunların temyiz kudretine sahip oldukları kabul edilir, fakat cezaları bir miktar indirilerek verilir Ölüm cezası yerine yirmi yıldan az olmayacak şekilde ağır hapis, ömür boyu hapis yerine 15 yıldan 20 yıla kadar ağır hapis, öbür cezalarda da üçte bire kadar indirim yapılır Çocuklara kamu hizmetlerinden yasaklama ve polisçe gözlem altında bulundurulma cezaları verilemez

Sağır ve Dilsizlik Hali: Yaş dışında ceza sorumluluğu ile ilgili bir başka durum da sağır ve dilsizlik durumudur Kişinin hem sağır hem de dilsiz oluşunun gelişimine etki ettiği, bu kişilerin psikolojik ve fizyolojik yönden aynı yaştaki kişilere göre gelişimlerinin daha güç olduğu kabul edilmektedir

Sağır ve dilsizlikte sorumsuzluk dönemi 15 yaşın bitimine kadardır Yani 0-15 yaşındaki sağır dilsizlerin ceza sorumluluğu yoktur Bunlara ancak TCK'nın 57 maddesi uyarınca, emniyet tedbirleri uygulanabilir Sağır ve dilsizler hangi yaşta olursa olsunlar bunların ceza sorumluluklarının olup olmadığının saptanması gereklidir 15-24 yaşındaki sağır dilsizlerden fark ve temyiz ile hareket ettiği sabit olmayanlar 11 yaşından küçük çocuklara ilişkin hükümlere tâbidir Sağır dilsiz 24 yaşına gelmiş ve hala temyiz kudreti yoksa, tam akıl hastası sayılır ve hakkında TCK 46 uygulanır Fark ve temyiz ile hareket ettiği sabit olan 15-18 yaşındaki sağır dilsizlere ceza, indirilerek verilir 11-15 yaşındaki çocuklara ilişkin madde yani TCK 54 uygulanır 18-21 yaşındaki fark ve temyiz ile hareket ettiği sabit sağır ve dilsizlere 15-18 yaşındaki gençlere ilişkin hükümler, yani TCK 55 uygulanır

Alıntı Yaparak Cevapla