Yalnız Mesajı Göster

Adli Psikoloji

Eski 09-06-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Adli Psikoloji



Sarhoşluk: Ceza sorumluluğunu bazı durumlarda ortadan kaldıran sarhoşluk, arizi ve ihtiyari olmak üzere ikiye ayrılır Arizi sarhoşluk istenmeyen sarhoşluktur Kişi içtiği şeyin alkollü olduğunu bilmez Bu durumda TCK 48 uyarınca kişi tam sarhoşluk durumuna gelmiş ise TCK 46’ dan yararlanır ve ceza tümüyle kaldırılır Kısmi sarhoşlukta ise TCK 47’den yararlanır ve ceza indirilerek verilir İhtiyari sarhoşluk ise, isteyerek sarhoş olma durumudur ve bu nedenle suç işleyen kişinin cezası arttırılır Bu durumdaki kişiler, TCK 46’dan ve 47’den yararlanamazlar İhtiyari sarhoşluk da kasdi, tasarlanmış ve itiyadi olmak üzere üçe ayrılır Kasdi sarhoşlukta kişi isteyerek içmeye başlar Olayın neden ve sonucu iradesidir Tasarlanmış sarhoşluk, işlemeye karar verilmiş olan suçta ceza indiriminden yararlanmak veya cezadan tümüyle kaçmak amacıyla sarhoş olmadır İtiyadi sarhoşluk, alkol almayı alışkanlık haline getirmiş olan kişilerin sarhoşluğudur Eğer bir kimse TCK 571 ve 572 maddelerinde belirtilen eylemleri işleyip, bu eylemlerinden dolayı iki defa mahkum olduysa sarhoşluğu itiyad haline getirmiş demektir

Ceza hukukumuzda, sarhoşluk ve uyuşturucu madde kullanımında alışkanlık (itiyad) ve tutkunluk (iptila) da önemli iki kavramdır Alkol (TCK 573) ya da uyuşturucu (TCK 404) madde kullanımı tutkunluk haline gelmiş kişilerin suç işlemesi durumunda bunlara emniyet tedbirleri uygulanmaktadır

İnfaz için yeterlilik

Suç işledikten sonra hastalık, gebelik veya yeni doğum yapma gibi durumlarda ceza ertelenir Özellikle ruhsal bozukluğa sahip kişilerin veya cezaevinde ruhsal bozukluk geçiren kişilerin infaz için yeterliliklerinin değerlendirilmesi gereklidir

Medeni hakları kullanabilme yeteneği (ehliyet)

Ceza hukukunda olduğu gibi, medeni hukukta da kişilerin hukuki sorumluluklarının saptanmasına gerek duyulmaktadır Medeni hakları kullanabilme yeteneği; medeni haklara sahip olabilme ve sahip olunan bu hakları kullanabilmek için kanunen bulunması gereken niteliklerdir İki boyutludur; bu haklardan yararlanma ve kullanma

Medeni Kanunumuza göre, ergin (reşit) ve sezgin (mümeyyiz) olanlar tam yeteneklidir Medeni hakları kullanma yeteneğine sahip olabilmek; a) sezginlik gücüne sahip olmak, b) ergin olmak, c) kısıtlı olmamak koşullarına bağlıdır TMK’nın 13 Maddesi uyarınca akla sığacak biçimde davranan her kişi ayırt etme yani sezginlik gücüne sahiptir Yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk ve uyuşturucu madde kullanma gibi nedenlerin, sezginlik gücünü ortadan kaldırdıkları kabul edilmektedir (Akgün, 1987)

TMK 11 Maddesine göre, 18 yaşını tamamlayan kişi ergindir Ayrıca evlenmenin kişiyi ergin kılacağı kabul edilmektedir Bazı özel koşullarda da mahkemeler yaş küçüklüğüne karşın erginliğe karar verebilmektedir

Kısıtlama; ergin olmasına karşın, kişinin eylem yeterliliğinin yargı kararı ile sınırlandırılması ya da tümüyle kaldırılmasıdır TMK 355’e göre; kısıtlama altına alınabilmesi için kişinin erginliğini kazanmış olması, işlerini gerektiği biçimde yerine getirmekte başarısız olması, sürekli bakıma ve yardıma gereksinmesi olması, başkalarının güvenliğini tehdit eder olması gereklidir

Alkolizm ve kötü durumun, akıl hastalığı ya da akıl zayıflığının (zeka geriliği) kısıtlamayı gerektirdiği kabul edilmektedir Kısıtlama kararı verilmesi ya da kısıtlama kararının kaldırılması bilirkişi raporu ile mümkündür

Alıntı Yaparak Cevapla