Konu
:
Montaigne'den Seçmeler
Yalnız Mesajı Göster
Montaigne'den Seçmeler
09-06-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Montaigne'den Seçmeler
1-Dünya
durmayan bir salıncaktır: orada her şey
toprak
kafkasın kayalıkları
Mısır'ın ehramları
hem etrafiyle birlikte
hemde kendi kendine sallanır
Durmanın kendisi bile daha ağır bir salıntıdan başka bir şey değildir
2-Ben duruşu degil geçişi anlatıyorum:fakat yaştan yaşa
yahut halkın dedigi gibi "yedi yıldan yedi yıla" geçişi degil
günden güne
dakikadan dakikaya geçişi
3-Hikayemi saati saatine yazmam gerekiyor
Az sonra degişebilirim
Yalnız halim değil
amacımda degişebilir
4-Benim yaptığım
degişen ve birbirine benzemeyen olayları
kararsız ve bazen çelişmeli fikirleri yazıya dökmektir
5-Kendimi kırk yaşını aşıp ihtiyarlığın yolunu tuttugum şu andaki halimle anlatıyorum
Bundan sonraki halim ancak yarım bir varlık olacak;ben artık o ben olmayacağım
Gün geçtikçe kendimden ayrılıyor ve uzaklaşıyorum
6-Anlattıgım hayat basit ve gösterişssizdir;zararı yok
Bütün ahlak felsefesi alelade ve kendi halinde bir hayata da girebilir
daha zengin gösterişli bir hayatada:her insanda
insanlıgın bütün halleri vardır
7-Benim yaptığım
bildiklerimi söylemek degil;kendimi ögrenmektir
8-İnsanın kendini anlatmasından daha zor ve daha faydalı hiçbir şey yoktur
9-Ben durmadan kendimi düzenliyorum
çünkü durmadan anlatıyorum
10-Kendinden söz etmeyi kötü görmek
yasak etmek adet olmuştur;çünkü kendinden bahsetmek her zaman kendini övmek gibi görünür;kendini övmekse herkesin zıddına gider
Ama kendinden söz etmeyi yasak etmek
çocuğun burnunu silecek yerde
burnunu koparmak olur
11-Bir devleti hiçbir şey yenilik kadar rahatsız etmez
Degişiklik hep kötülüğe ve zorbalığa yol açar
Bir tek parça bozulunca düzeltilebilir
Her şeyin özündeki bozulma ve çürüme eğiliminin bizi ilkelerimizden uzaklaştırmasınada karşı koyabiliriz;ama koca toplumu yeniden kalıba dökmeye
bu kadar büyük bir yapının temellerini degiştirmeye kalkmak
düzeltecek yerde silip süpürmek
ufak tefek kusurları toptan bir kargaçalıkla düzeltmek
hastalıkları ölümle iyi etmek
"devlet degiştirmekten çok yıkmak isteyen"(cicero) kimselerin işidir
dünyanın birden düzelecegi yoktur;ama insan kendini sıkan şey karşısında o kadar sabırsızdır ki
her ne pahasına olursa olsun ondan kurtulmak ister
Binlerce örnekte gösteriyor ki dünya böyle çabuk iyileşme olmadıkça
bir anda dertten kurtulması iyileşmesi demek değildir
12-Bana sorarsanız
birçokları içip sarhoş oluyor diye
şarabı yasak etmek yanlıştır;fazla kaçırılan şeyler hep iyi şeylerdir
13-Benim mesleğim
sanatım yaşamaktır
14-Bana diyebilirler ki:kendini kuru sözle değil
iş ve eserle anlat
Ben her şeyden önce düşüncelerimi anlatıyorum
bunlarsa ün ve eser haline gelemeyecek kadar belirsiz şeyleri söz haline bile getirmekte güçlük çekiyorum
15-Yaptıgımız işler kendimizden çok tesadüflerin eseridir: bu işler kendi özlerini belli ederler;beni ise ancak şöyle böyle
belli belirsiz
parça parça gösterebilirler
16-Ben kendimi olduğum gibi gösteriyorum:öyle bir beden yapısı koyuyorum ki ortaya bir bakışta damarları
kasları
her şeyi yerli yerinde görürsünüz
Ben yaptıklarımı değil
kendimi
öz benliğimi anlatıyorum
17-Bence insan ne olduğunu bilmekte dikkatli olmalı;iyi tarafınıda kötü tarafınıda aynı titizlikle ortaya çıkarmalıdır
18-Kendini oldugundan az göstermek
tevazu degil
budalalıktır; kendine degerinden az paha biçmek korkaklıktır
pısırıklıktır
Kendini oldugundan fazla göstermek de
çok defa gururdan değil budalalıktandır
19-Bence bu kendini beğenme illetinin esası
kendindan pek fazla hoşlanmak
kendi kendine hayasızca aşık olmaktır
Bunun en iyi devası kendinden söz etmeyi yasaklayan ve böylece bizi kendimiz üzerinde düşünmekten büsbütün alıkoyanların dediklerinin tam tersini yapmaktır
20-Gurur insanın düşüncesindedir; söze dökülen onun pek küçük bir parçasıdır
21-Bu adamlar öyle sanıyorlar ki insanın kendi üzerinde durması
kendinden hoşlanması
hep kendisiyle ugraşması kendine fazla düşkün olması demektir
oysaki aşırı benciller
kendilerini pek üstün körü bilenler
kendilerinden önce işlerine bakanlardır
onlara göre kendi kendisiyle baş başa kalmak
sırt üstü yatıp vakit öldürmektir
ruhunu zenginleştirmeye
kendini adam etmeye çalışmak boş hayaller kurmaktır
sanki kendimiz bizden ayrı
bize yabancı birisiymişiz gibi
22-Kendinden aşagıya bakıpta kendi kafasına hayran olan adam
kendinden yukarıya
geçmiş yüzyıllara gözlerini kaldırsın; o zaman yüzlerce devin ayakları altında kalacak ve burnu kırılacaktır
23-İnsan kendindeki eksik ve cılız degerleri
üstelik insan hayatının hiçligini hesaba katarak düşünecek olursa
hiçbir degeriyle övünmeye kalkışmaz
24-Bir tek sokrates tanrısının dedigine uyup kendisini gerçekten tanımasını ve kendisini küçük görmesini bildigi için bilge adını almaya hak kazanmıştır
25-Yazarken kitapları bir yana bırakır
aklımdan çıkarırım; neden mi? Kendi gidişimi aksatırlar diye
26-Ben yazarken rastgele gittiğim için bol bol hatalara düşerim
Bunları pekala düzeltebilirdim
Ama o zaman
benim adetim
malım olmuş kusurları düzeltmekle kendi kendimi yanlış tanıtmış olurdum
27-Herkes kitabımda beni
bende kitabımı görsün
28- Çok gariptir; çağımızda işler o hale geldi ki felsefe
anlayışlı insanlar arasında bile
ne teorik ne pratik hiçbir yararı ve değeri olmayan boş ve kuru bir laf olup kaldı
Bence bunun nedeni
felsefenin ana yollarını sarmış olan safsatalardır
Felsefeyi
çocuklar için ulaşılmaz
asık suratlı
çatık kaşlı ve belalı göstermek büyük bir hatadır
Onun yüzüne bu sahte
bu kaskatı bu çirkin masaaai kim takmış? O ki hep bayram ve hoş zaman içinde yaşamayı emreder bize
Gamlı ve buz gibi soğuk bir yüz içimizde felsefenin barınamadığını gösterir
Felsefeyi barındıran ruh
kendi sağlığıyla bedeni de sağlam etmeli
Huzur ve rahatın ışığı ta dışardan görünmelidir
Dış varlığı kendi kalıbına uydurmalı ve böylece ona sevimli bir gurur
hareketli ve neşeli bir tavır
memnun ve güleryüzlü bir hal vermelidir
Bilgeliğin en açık görüntüsü
sürekli bir sevinçtir
29-Felsefenin amacı erdemdir; bu erdem de
medresenin söylediği gibi
sarp
yalçın ve çıkılmaz bir dağın başına dikilmiş değildir
30-Eğer eğitilecek genç
acayip yaratılışlı olur da güzel bir yolculuk hikayesi
yahut anlayabileceği bir felsefe konusu yerine masal dinlemeyi yeğ tutarsa
arkadaşlarının genç dinç yüreklerini coşturan davullar çalındığı zaman o
kendisini hokkabaz oyunlarına çağıran arkadaşının yanına giderse
bir savaştan toz toprağa ve zafere bürünüp dönmeyi
top oyunundan yahut balodan bir armağanla dönmekten daha hoş ve daha çekici bulmazsa
bu genç için bir tek çare görüyorum: Eğitmeni onu daha çocukken
kimseye duyurmadan boğar; yahut da bu gence
bir düka'nın oğlu bile olsa herhangi bir şehirde pastacılık yaptırılır
Platon der ki
çocuklara babalarının yeteneklerine göre değil
kendi yeteneklerine göre meslek bulmak gerekir
31-Mademki asıl felsefe bize yaşamayı öğreten felsefedir ve mademki çocuğun da öbür yaştakiler gibi
ondan alacak olduğu dersler vardır
niçin çocuğa felsefe öğretilemezmiş
32-Bize yaşamayı ömür geçtikten sonra öğretiyorlar
Cicero dermiş ki
iki insan hayatı yaşayacak olsam bile
lirik şairleri incelemeye zaman harcamam
33-Yasalar doğru oldukları için değil yasa oldukları için yürürlükte kalırlar
34-Yasalardan daha çok
daha ağır
daha geniş haksızlıklara yol açan ne vardır?
35-Şu kesin ki çocuğa kendiliğinden bir şey yapmak özgürlüğünü vermemekle onu korkak bir köle durumuna sokuyoruz
36-Tümüyle kitaptan bir bilgi ne sıkıcı bilgidir! Böyle bir bilgi bir süs olarak kullanılsın: Ama temel olarak değil
37-Felsefenin insanlara
yaşamaya başlarken de
ölüme doğru giderken de söyleyecekleri vardır
38- Doğa bir ana gibi davranmış bize: İstemiş ki ihtiyaçlarımızı gidermek zevkli bir iş de olsun üstelik: Aklımızın istediği şey
iştahımızın da aradığı şey olsun: Onun kurallarını bozmaya hakkımız yok
39-Bizim işimiz kitap doldurmak değil
ahlakımızı yapmaktır; savaşmak ülke kazanmak değil
yaşayışımıza dirlik düzenlik getirmektir; En büyük en onurlu eserimiz doğru dürüst yaşamaktır
Geri kalan her şey
başa geçmek
para yapmak
binalar kurmak
nihayet ufak tefek eklentiler
yollardır
40-Güzellik
insanlar arasında
çok tutulan bir şeydir
Aramızda ilk anlaşma onunla başlar
41-İnsan yaratıkların en zavallısı
en cılızıdır öyleyken en mağruru da odur
42-Biz insanlar öteki yaratıkların ne üstünde ne altındayız
Bilge der ki
göklerin altındaki her şey
aynı yasanın ve aynı yazgının buyruğundadır
43-Bunca bekçili
silahlı evler yok oldu gitti de benimki niçin duruyor? Anlaşılan
diyorum
o evler bekçili
silahlı oldukları için yok olup gittiler
44-Korunmak saldırana hem istek veriyor
hem de hak kazandırıyor:
45-Her korunma savaşçı bir kılığa girer ister istemez
46-Bilinecek
bilinince de daha fazla hatırı sayılacak diye iyi adam olan
insanların kulağına gitmesi koşuluyla iyilik eden kişi
kendisinden fazla yarar sağlanabilecek bir insan değildir
47-Kitapları bir yana bırakır da dobra dobra konuşursak
aşk dediğimiz şey
arzulanan bir varlıkta bulacağımız tada susamaktan başka bir şey değildir
gibi geliyor bana
48-Sokrates'e göre aşk
güzelliğin aracılığıyla çoğalma arzusudur
Ama nedir
bu hazzın insana verdiği o acayip gıdıklama
Zenon'u
Kratippos'u düşürdüğü o delice
budalaca
saçma sapan haller
bizi sürüklediği o uygunsuz azgınlık
aşkın en tatlı anında o alev saçan
kudurmuş
zalim surat
sonra nedir o birden kabarıp böbürlenme
bu kadar çılgınca bir işin içinde o ciddileşip kendinden geçme? Hem ne diye hazlarımızla pisliklerimizi sarmaş dolaş edip hep bir yere koymuşlar? Ne diye insan hazzın son kertesinde acı çeker gibi
ölecek gibi inlemekli oluyor? Bunlara bakınca
Platon'un dediği gibi
tanrıların insanı kendilerine oyuncak diye yarattıklarına inanasım geliyor
49-Tavus kuşuna haddini bildiren ayaklarıdır
50-Oyun arasında ciddi düşüncelere yer vermeyenler
bir aziz heykelinin karşısında
önü açık diye
dua etmekten çekinenler gibidir
51-İnsanın doğuşunu görmekten herkes kaçar
ama ölümünü görmeye hep koşa koşa gideriz
52-İnsanı öldürmek için gün ışığında
gelmiş meydanlar ararız
ama onu yaratmak için karanlık köşelere gizleniriz
53-İnsanı yaparken gizlenip utanmak bir aaaa
onu öldürmesini bilmekse birçok erdemleri içine alan bir şereftir
Biri günah
öteki sevaptır
Aristoteles ülkesinin bir deyimine göre birini iyileştirmenin öldürmek anlamına geldiğini söyler
54-Şu insan ne korkunç bir hayvan ki
kendi kendinden bu kadar iğreniyor
kendi zevklerini başının belası sayıyor
55-Biz insanlar kendimizi kötülemeye gösterdiğimiz zekayı hiçbir yerde gösteremeyiz
Kafamızın
o her şeyi bozabilen tehlikeli aletin peşine düştüğü
öldürmeye kastettiği av kendi kendimizdir
56-Bre zavallı insan
az mı derdin var ki kendine yeni dertler uyduruyorsun
Az mı kötü haldesin ki
bir de kendi kendini kötülemeye özeniyorsun
Ne diye yeni çirkinlikler yaratmaya çalışıyorsun? İçinde ve dışında zaten o kadar çirkinlikler var ki! O kadar rahat mısın ki rahatının yarısı sana batıyor? Doğanın seni zorladığı bütün yararlı işleri gördün bitirdin
işsiz güçsüz kaldın da mı başka işler çıkarıyorsun kendine? Sen tut
doğanın şaşmaz
hiçbir yerde değişmez yasalarını hor görür
sonra o senin yaptığın
bir taraflı acayip
uygunsuz yasalara uymaya çabala
Üstelik bu yasalar ne kadar özel
dar
dayanıksız
gerçeğe aykırı olursa çabaların da o ölçüde
arıtıyor senin
Mahalle papazının sana emrettiği gündelik işlere sıkı sıkıya bağlanırsın; tanrının
doğanın emirleri umurunda değildir
Bak
bir düşün bunlar üzerinde: Bütün yaşamın böyle geçiyor
57-Dost ve dostluk dediğimiz
çokluk ruhlarımızın beraber olmasını sağlayan bir raslantı ya da zorunlulukla edindiğimiz ilintiler
yakınlıklardır
58- Mademki zamansız bir ölüm seni
ruhumun yarısı olan seni alıp götürdü
yeryüzünde varlığımın yarısından
en aziz parçasından yoksun yaşamakta ne anlam var? O gün ikimiz birden öldük
59-Karı koca arasındaki sevginin
arada bir ayrılmakla gevşeyeceğini sanırlar
Bence hiç de gevşemez
Tersine
fazla sürekli bir beraberlik bu sevgiyi soğutur
bozar
60-Uzaktan her kadın insana hoş gelir
61-Ayrılıklar benim yakınlarıma sevgimi tazeler
ev hayatımın tadını artırır
62- Gerçek dostluğun ne olduğunu bilirim; bildiğim için de dostumu kendime çekmekten çok
kendimi ona veririm
63-Bana en büyük iyiliği kendine iyilik ettiği zaman etmiş olur
64-Mızmız
dırdırcı insanları hiç sevmem; bu adamlar yaşamanın sevinçlerine yan çizer
dertlere can atar
dertlerle kaynaşırlar: Sinekler gibi
cilalı pırıl pırıl yerlerde tutunamaz
pürtüklü
pürüzlü yerlere abanır
oralarda rahat ederler; ya da sülükler gibi kara kan içer
kanla beslenirler
65-Eğitimin insanı bozmaması yetmez
daha iyiden yana değiştirmesi gerekir
66-Yalnız yaşamanın bir tek amacı vardır sanıyorum; o da daha başıboş
daha rahat yaşamak
67-Çok kez insan dünya işlerini bıraktığını sanır; oysaki bu işlerin yolunu değiştirmekten başka bir şey yapmamıştır
68-ev işlerinin az önemli olmaları
daha az yorucu olmalarını gerektirmez
69-Dertlerimizi avutan akıl ve hikmettir
O engin denizlerin ötesindeki yerler değil
70-Ülke değiştirmekle kıskançlık
cimrilik
kararsızlık
korku
tutku bizi bırakmaz
71-Sokrates'e birisi için
seyahat onu hiç değiştirmedi
demişler
O da: Çok doğal
çünkü kendisini de beraber götürmüştür
demiş
72-İçi arınmamışsa
neler bekler insanı
Kendi kendisiyle ne savaşlar eder boşuna!
Tutkuları içinde ne kemirici kaygılar
Ne korkular içinde kıvranır insan!
Ne çöküntüler yapar bizde gurur
şehvet
Öfke
gevşeklik ve tembellik!
73-Issız yerlerde kendin için bir evren ol
74-Yapmaya alıştırıldığımız işlerden binde biri bile kendimizle doğrudan doğruya ilgili değil
75-Bir devleti hiçbir şey yenilik kadar rahatsız etmez
76-Dünyanın birden düzeleceği yoktur; ama insan kendini sıkan şey karşısında o kadar sabırsızdır ki
her ne pahasına olursa olsun ondan kurtulmak ister
Binlerce örnek de gösteriyor ki dünya böyle çabuk iyileşme aramaktan hep zarar görür: Durumunda genel bir iyileşme olmadıkça
bir an dertten kurtulması iyileşmesi demek değildir
77-Kavuşabildiğimiz zevk ve nimetlerin hepsi mutlaka dertlerle
üzüntülerle karışıktır
78-Derin bir sevinçte
eğlentiden çok ciddilik vardır
79-Mutluluk bile haddini aşarsa azap olur
80-Tanrıların bize verdiği bütün nimetlerin hiçbiri katıksız ve kusursuz değildir
onları bir dert pahasına satın alırız
81-Sokrates der ki: «Tanrılardan biri hazla elemi birleştirip karıştırmak istemiş
bunu başaramayınca
bari şunları kuyruklarından birbirine bağlayalım
demiştir
»
82-Ağlamak da bir zevktir
83-Yitirdiğimiz dostların anısı
çok eski bir şarabın acılığı gibi
mayhoş elmalar gibi hoşumuza gider
84-Adaletin yasalarında bile mutlaka adaletsiz bir taraf vardır
85-Örnek olsun diye verilen her cezada kamunun yararına ve bireyin zararına bir adaletsizlik vardır
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul