Konu
:
Bilime Dayanan Kültür
Yalnız Mesajı Göster
Bilime Dayanan Kültür
09-06-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Bilime Dayanan Kültür
BİLİME DAYANAN KÜLTÜR
Bilim ve teknik
bugünkü toplumların yaşayışında gitgide daha büyük bir yer tutmaktadır
Daha da tutacaktır
Fikir bakımından
bilimin getirdiği yenilikler
açtığı umulmadık ufuklar
sayıları durmadan artan genç insanları ister istemez sarıp kavrıyacak
onlarda derin izler bırakacaktır
Ayrıca günlük yaşayış bakımından
yaşayışımızı değiştirmiş ve değiştirmekte olan sayısız buluşlar
genç nesillerde bu buluşlara karşı ister istemez ilgi uyandıracaktır
Onun için
zekâların yoğuruluşunda ve eğitim programlarında bilime ister istemez
gittikçe daha büyük bir yer ayırmak gerekiyor galiba
Sayıları gittikçe artan mesleklere girmek için
bilim alanında sağlam bilgi sahibi olmak gerektiği gibi
bilim alanındaki devrimlerle bu devrimlerin başarıları hakkında geniş bir görüşe varmadan tam bir genel kültür
artık düşünülemiyor
Onun için
zekâların eğitimine yarıyan yollar
kökünden hem de adam akıllı değişecektir
Bu yolların başlıcası
klâsik Humanizma yolu
yâni son yüzyılların edebî ürünüyle devam eden eski Yunan - Lâtin eserlerinin tetkiki idi
İnsanlığın zekâca gelişmesinde oynadığı o su götürmez önderlik rolü
bize miras bıraktığı felsefî görüşlerin derinligi
bu uzak geçmişten kalan sanat eserlerinin güzelliği
eserlerde örneklerini bulduğumuz duygu çözümlemelerinin inceliği
bütün bunlar
bu eğitim yoluna verilen yeri uzun zaman haklı çıkarmıştı
Ama durmadan akıp giden zaman
insan bilgisinin
insan duygululuğunun bu çekici gençlik çağından bizi git gide uzaklara götürmektedir: Geçen yüzyıllarda bilinmeyen birçok bilgileri elde etmek zorunluluğu
klâsik kültürün öğretim üzerindeki üstün durumunu yavaş yavaş zayıflatmaktan başka bir şey yapamamaktadır
Yepyeni bir genel kültür
yavaş yavaş eskisinin yerini almak zorundadır
Bu öyle bir genel kültür olacak ki
onda klâsik Yunan ve Lâtin öğretimi nisbeten daha az yer tutacak
bugünkü düşünce sınırlarını kırıp genişleten bilimsel ilerlemeleri ve bir çok gençleri bilim karakterini taşıyan tekniklere doğru - yönelten bugünkü hayatın zorunlukları geniş ölçüde hesaba katılacaktır
Medeniyetin ilerlemesine bağlı bir hareket
yavaşlatılamadığı gibi
geriletilemeyen bir hareket gereğince durum ister istemez böyle olunduğuna göre
bazı kesin inançlı kimseler
belki de bütün eğitimin bilim öğretimi üzerine kurulmasını
bu öğretime
eskiden klâsik humaniteye verilen yerin verilmesini isteyeceklerdir
Ben kendini
her yanıyla bilime
metotlarının açıklığına
kuramlarının yılgınsızlığına
düşünceye açtığı yeni ufuklara
insanlara
normal hayatlarında veya sefaletlerinde getirebileceği iyiliklere derin bir saygı duymaktayım
tabiî
Ne var ki
sırf bilime dayanan bir öğretimin bir millete
her zamandan çok bugün muhtaç olduğu çeşitli aydınlar sağlayamayacağına inanıyorum
Bunu da
burada kısaca anlatmak istiyorum
Bilimlerin eğitim bakımından büyük bir değeri vardır
şüphesiz
Bilim öğretimi
sade gençleri çeşitli mesleklere
bilimin başlıca rol oynadığı çeşitli tekniklere hazırlamakla kalmaz
Bu öğretimin getirdiği genel ve yeni yeni fikirlerin
öğrettiği tam ve çok zaman kullanılması güç usullerin
zekâların eğitiminde su götürmez bir de yeri vardır
Bununla beraber
bilimin genç zekâlara sunduğu besiyi gençlerin ayni istekle kabul etmedikleri de bir gerçektir
Bir çokları
hele bilimin gittikçe artan kollarında kullanılması zorunlu olan matematik düşüncenin soyutluğundan irkilmektedir
Buna rağmen
bilimlere pek eğilimi olmayan gençleri
bile
bilimler alanında elde edilen ilerlemelerden
bu ilerlemelerin
tabiatın anlaşılmayan yanlarına ve dünya oldu
olalı insan kafasını yoran meselelere saçtığı ışıklarından faydalandırmayı umabiliriz
Bilim tarihi ve felsefesi
bilim öğrenimine kafası pek yatkın olmayan öğrencilere bile
bilimin yüceliği
buluşlarının değeri anlatılacak şekilde faydalıca öğretilebilir
Bu sebeple
gerekirse
bir takım eğitim hilelerine başvurarak
eski Yunan ve Lâtin kültüründen hiç bir şey almayan
tabiat olayları alanında elde ettiğimiz bilgimizdeki ilerlemelere dayanan bir çeşit modern Humanizma meydana getirmeyi umabiliriz
Eskiden Yunanlıların büyük felsefe mektepleri de biraz bu çeşit bir hareketle doğmamış mıydı? Bu okulların ardlarında
önceki yılların mirası yoktu ve besilerini eski bir kültürde aramıyorlardı: yep yeni gözlerle tabiata bakıyorlar
düşünce
akıl yoluyla onu anlamaya çalışıyorlardı
Bu sayede ortaya meseleler atabildiler
bugün bizi hayran bırakan o görüşleri
o düşünce şekillerini meydana koydular
Deney yolunun açıklığına seçikliğine sahip
çok daha geniş bilgilerle
çok daha ince usullerle silâhlı olan bugünkü insan kafası
bu yolda çok daha ileri gidebilir; böylece eskiye nazaran daha geniş
daha bilimsel bir Humanizma doğabilir
Böyle şeyler düşünebiliriz/Kim bilir
belki de bu
yarının gerçeklerinden biri olacaktır
Ne var ki
bu yeni humanizmanın tam olması
eğitimci görevini görmesi isteniyorsa
bunun sade bilim alanındaki bilgilere dayanabileceğini pek sanmamalı
Gerçekte
insan sadece zekâ
sadece akıl değildir
Aynı zamanda duyu
aynı zamanda istektir
Davranışında
düşünce
istek
iş birbirine sıkı sıkıya karışır
Düşüncenin tek başına asilliği ne olursa olsun
kendi kendine yetmez
Çünkü bizi idare eden eğilimlerimizdir; ve eninde sonunda daima bir işe varmamız gerektir
«Düşünce
duygu
iş» gibi- üç kavram arasında bir öngelme sırası gözetmek gerekirse
muhakkak baş köşeyi duyguya ayırmalıdır
Çünkü
aslında
bütün düşüncelerimizin
bütün işlerimizi harekete getiren
duygudur
Bilimin kendisi
ister gerçeğin araştırılması
ister acılarımızın hafifletilmesi
ya da yaşayışımızın ıslahı için dış âleme hükmetmek isteği olsun
aslında duyguya daha doğrusu isteğe
öğrenmek ya da gerçekleştirmek isteğine bağlıdır
Deney yoluyla tabiatı tanımak
ya da matematik düşünceye varmak elvermez: aynı zamanda kendimizi de tanımamız gerek
Gerçek bir genel kültür
bilim alanında bilgiler edinme dışında
daima insanoğlunun karmaşıklığı ve türlü yönleri üzerinde derin derin düşünmeyi
bir de duyma ve isteme sanatını içine alır
İşte Humanizmanın özü ve bu kelimenin asıl anlamı
Modern bir Humanizma
Yunan - Lâtin kültüründen tamamen bağımsız olması gerekse bile
felsefe
tarih ve edebiyata daima önemli bir yer ayırmak zorundadır
Edebiyat öğretiminin amacı
kısmen ana dili
arızî olarak da
yabancı dilleri rahat rahat kullanmayı
bu dillerin imkânlarını
inceliklerini öğretmektir
Bu
her şeyin daha da karmaşık hale geldiği bir devirde
açıklığı nüanslara bağlamak bakımından elzem bir bilgidir
Bilim alanında bile
bugünkü bilginlerin derin fikirlerinin bütün inceliklerini dile getirmek için kullanılan dili adam akıllı
hem de derinlemesine bilmek zorunluğu kendini her zamandan daha çok duyurmaktadır
Fakat
edebiyat öğretiminin
düşünceyi iyi ifade edebilmek için başvurulan bir kafa idmanı olmaktan başka bir amacı da vardır: edebiyat
duygululuğu geliştirebilmeli
duyguları çözümlemesini
insan ruhunun gizli güdülerini öğretmelidir
Bu ise
aslında
edebiyat
tarih
hattâ felsefe öğretiminin
ayrı yollarla
Çeşitli görüş noktalarından varmak istedikleri şeydir: resim
musikî v
s
gibî bazı sanat öğeleri de buna yardım eder
Coğrafya bazı yanlarıyla
bir bilim ise de
edebî etütlere bağlanan daha başka ve doğrudan doğruya insanî yüklere de sahiptir
Beden eğitimi ve bazı beden meşakketleri de
iradenin yoğuruluşuna yardım edebilir
Bütün bunlarda
eğitim değeri asıl bilim
öğretimi kadar önemli olan bir çok bilgi kolları var ki
bunlar olmaksızın
ne aklın eğitimi tamam olabilir
ne kalbin
ne de irâdenin
Bu düşünceleri şöyle bir özetleyelim: Esaslı bir eğitimin amacı
aslında
daima
insanoğlunun - kendi çevresi ve hayat şartları içinde - tam bir tetkiki olacaktır
Aykırı bir fikre düşmeden diyebiliriz ki
bilginin bir tek amacı vardır: o da
iç hayatımızdır
Bütün bildiklerimiz
gerçekte
düşünceler veya görüşler
duygular
duyular
kararlar veya bir işe yönelen istekler
hattâ bilim
iç hayatımızdan geçer
yankısını onda bulur
Bunun içindir ki
bana göre
gerçek kültür ancak insanoğlunun bütün yönlerini kavrayan kültürdür
Özü itibarıyla
istekle irâdenin derin kaynaklarını hesaba katmayan
sırf bilime dayanan bir eğitim yetersizdir
Klâsik öğretim gittikçe daha da gözden düşebilir
eski hümanizma ortadan kalkabilir
Ama
onun yerini tutacak olan hümanizma daima insanın bütününü içine alacaktır
İnsanî olan hiç bir şey ona yabancı kalmayacak; bu sebepten de
hiç bir zaman çok dar anlamda bir bilim ve teknik temeline dayanmayacaktır
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul