Konu
:
Bilinip-Tanınma Kavramı
Yalnız Mesajı Göster
Bilinip-Tanınma Kavramı
09-06-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Bilinip-Tanınma Kavramı
Giriş
Bilinip Tanınma kavramı
Rus asıllı Fransız filozof Alexandre Kojève(Aleksandr Vladimiroviç Kojevnikov)nin (1902 Moskova-1968 Brüksel) Hegel felsefesi üzerine yaptığı yorumlardan biridir
Bu yorumu Kojève şu sözlerle dile getirmektedir: "(
) İnsan ancak
kendisini bir başka insana kabul ettirmek
onun tarafından bilinip-tanınmasını sağlamak istediği ölçüde insansaldır
Başlangıçta
başkası tarafından gerçekten bilinip-tanınmadığı sürece
onun eyleminin amacı bu başkasıdır; insansal değeri ve gerçekliği
bu başkasına dayanır
bu başkası tarafından bilinip-tanınmaya dayanır
hayatının anlamı bu başkasında yoğunlaşmıştır
"
Kojève
bilinip-tanınma yorumunu
Hegel Felsefesine Giriş (Introduction â la lecture de Hegel) adlı yapıtının VII
bölümü olan Tinin Fenomenolojisinin İlk Altı Bölümünün Özeti" ve "Efendi ve Köle Diyalektiği" konusunu işlediği VIII
bölümde ele almaktadır
Bu yapıt
Selahattin Hilav çevirisiyle Yapı Kredi Yayınları'nca 2000 yılında Türkçe'ye kazandırılmıştır
280 sayfalık kitabın birinci bölümünde Hilav
Kojève'nin Hegel üzerine yorumuna yer vermektedir
1
Bilinip-Tanınmanın Kökeni: Ben
"Ben" araştırması
Kojève felsefesinin bilinip-tanınma görüşünün temel araştırmasını oluşturmaktadır
Ona göre insan
kendinin bilincidir ve kendinin bilincindedir
Aynı zamanda
insansal gerçekliğin ve saygınlığının da bilincindedir ve bundan ötürü
kendi varlığı hakkındaki basit duygu olan
"kendinin duygusu"nun düzeyini aşamayan hayvandan özce de farklıdır
İnsan
ilk olarak
kendisine ilişkin bilinci
"Ben" dediği an edinir
Kojève
Descartes'in "ben neyim?" sorusuna
"Ben
düşünen bir varlığım" biçiminde verdiği yanıttan Hegel'in hiç de tatmin olmadığını vurgular
Ona göre
"düşünüyorum"dan yola çıkan Descartes
bu ifadedeki "um"u ön plana almış "Ben"i tamamen ihmal edip
dikkatini yalnızca "düşünüyor" üzerinde yoğunlaştırmıştır
Oysa
"Ben" özseldir
Çünkü
insan ve dolayısıyla felsefe
sadece bilinç değil
her şeyden önce kendinin bilincidir
İnsan sadece düşünen
yani varlığı
Logos'la
bir anlamı olan sözcüklerden oluşan söylemle açığa vuran bir varlık değildir
Kojève için düşünüyorum daki um'u yani "Ben'i açığa vuran öznenin ne olduğunu bilmek önemlidir
O
bundan sonraki araştırmasını kendinin bilinci ya da insanın varoluşsu temeli üzerinde yoğunlaştıracaktır
Ona göre
"seyreden insan"
seyrettiği şey tarafından emilmiştir ve bilen özne de
bilinen nesne içinde kendini kaybetmiştir
Seyrediş
nesneyi açığa çıkarır ama özneyi açığa çıkarmaz
Çünkü
bilme ediminde kendini gösteren şey özne değil nesnedir
Kişi bir şeyi dikkatle seyrettiğinde
seyrettiği o şeye dalıp gider
Böylece bu edimiyle kişi
kendini unutmakta
seyredilen şeyden başkasını ve kendi "Ben"ini düşünmemektedir
O
belki seyrettiği şeyin bilincinde ancak kendinin bilincinde değildir
Seyrettiği nesneye dalıp gitmiş olan insan
bir istekle
örneğin yeme isteğiyle kendisine gelebilir
Bir varlığı
"Ben" olarak oluşturan ve onu "Ben" olarak açığa vuran
onun bilinçli isteğidir
Hakiki bilgide
kendisi tarafından kendisine
açığa vurulmuş olan varlığı
nesneden farklı olarak ona karşıt bir özne tarafından bir özneye açığa vurulmuş bir nesne haline getiren şey de istektir
İnsan
kendisinin isteğinde ve isteğiyle
daha doğrusu isteği olması bakımından bir Ben olarak
Ben-olmayandan özce farklı ve Ben olmayana radikal biçimde karşıt Ben olarak kendini
hem kendine hem de başkasına gösterir
Ben
artık bir isteğin Ben'idir ya da "istek Ben"idir
Kojève'e göre insan bir şeyi ne kadar dalıp gidecek biçimde seyretse de
istek doğduğunda
hemen kendisine çağrılmış olmaktadır
Seyrettiği şey kadar olmayan insan
kendisini ve seyredişinin de varolduğunu
kendisinin seyrettiği şey olmadığını fark etmektedir
Nesne olmadığının bilincine varan insan
nesneyi bir dış gerçeklik olarak görecektir
Kojève?e göre kendisinin bilincine varan insan için istek ön koşuldur
İnsansal gerçeklik
biyolojik bir gerçeklik
hayvansal bir canlılık içinde meydana gelebilir ve varlığını sürdürebilir
Ne var ki hayvansal istek
kendinin bilincinin zorunlu koşulu olsa da
yeterli koşulu değildir
Hayvansal istek tek başına
ancak kendinin duygusunu meydana getirebilir
2
Hayvansal İstekten İnsansal İsteğe
Kojève
hayvansal istek ile insansal istek arasında ayırım yapar
Hayvansal istek
örneğin açlık ve ondan kaynaklanan eylem
verilmiş doğal varlığı olumsuzlar
tahrip eder
Hayvan
bu varlığı olumsuzlayarak
değişikliğe uğratarak
kendinin kılarak onun üzerine yükselir
Hegel?e göre hayvan bitkiyi yiyerek bitki üzerindeki üstünlüğünü gerçekleştirir ve açığa vurur
Ama hayvan beslenirken onlara bağımlıdır
dolayısıyla onları gerçekten aşmayı başaramaz
Genel olarak biyolojik istekle kendini açığa vuran aç gözlü boşluk -ya da Ben- kendini ancak doğal ve biyolojik bir içerikle
bu istekten kaynaklanan biyolojik eylem sayesinde doldurur
Demek ki
bu isteğin doyuma ulaşmasıyla gerçekleşen Ben
ya da "sözde Ben" biyolojiktir
Hayvan
hayvansal isteğinde olumsuzlanır ve doğanın üstüne bu isteğin doyuma ulaştığı anda
yine doğanın içine düşmek için yükselir
Bundan ötürü hayvan ancak "kendisinin duygusu"na ulaşabilir ancak "kendinin bilinci"ne ulaşamaz
yani kendisinden söz edemez ve "Ben" olamaz
Bunun nedeni
hayvanın verilmiş varlık
vücut varlık olarak kendisini aşamaması
kendine geri dönmek için kendinin üzerine yükselememesi
kendisini seyredememesi için kendisiyle arasında mesafe koyamamasıdır
Kojève'e göre
istekten dolayı oluşmuş olan eylem
yalnızca isteği gidermeye yönelir
Bu durum
istenen nesnenin olumsuzlanmasıyla
tahrip edilip en azından dönüşüme uğratılmasıyla gerçekleştirilir
"Her eylem" der Kojève
"olumsuzlayıcıdır"
İnsan
hayvandan farklı olarak kendinin bilincine ulaşabilmesi için isteğin
doğal olmayan nesneye yönelmesi ve kendinin bilinci oluşması için verilmiş varlık olan "Kendi"yi aşması gerekir
Hegel'e göre bunun gerçekleşmesi
insan ancak verilmiş bir varlığa değil de
bir varlık olmayana yöneldiğinde söz konusu olur
Varlığı istemek
kendini bu varlıkla doldurmak
kendini ona kul etmek
varlık olmayanı istemek ise
kendini varlıktan bağımsızlaştırmak
kendi özerkliğini
özgürlüğünü gerçekleştirmek demektir
Demek ki
insanın oluşması için isteğin bir varlık olmayana
yani bir başka isteğe
bir başka aç gözlü boşluğa
bir başka Ben'e yönelmesi gerekir
İstek
bir başka isteğe yönelmiş olmak koşuluyla insansaldır
insanlaştırıcıdır
insan oluşturucudur
Kojève
insansal istekten
beslenen Ben'in kendisini
isteğin yaratılmasıyla isteğin doyuma ulaşmasını anlar
Söz konusu Ben
şöyle dile getirilir: "Ne ise (statik ve verilmiş varlık olarak
doğal varlık olarak
"doğuştan gelen karakter" olarak ne ise) o olmamak ve ne değilse o olmak (yani
değişme ve oluşma olmak)
Böylece bu Ben
kendinin öz eseri olacaktır: (geçmişte) olduğunun (olduğu halin)
(şimdide) olumsuzlanmasıyla ne olduysa (ne haline geldiyse) (gelecekte) o olacaktır ve bu olumsuzlamada
ne olacağı göz önünde tutularak gerçekleşmiş aşma edimidir (
) Ve kendinin bilinci olarak
kendisine ve başkalarına kendini açığa vuran da bu Bendir ve sadece bu Bendir"
Kojève'nin açıklamalarından da anlaşılacağı gibi hayvansal istek
insansal istekten farklıdır
Ama insansal isteğin varolabilmesi için hayvansal isteğin de olması gerekir
Kendinin bilincinin kendinin duygusundan doğabilmesi ve insansal gerçekliğin hayvansal gerçeklik içinde ortaya çıkabilmesi için
hayvansal gerçekliğin özsel olarak çoğul olması gerekir
Bu nokta
insansal gerçekliğin toplumsal bir gerçeklikten başka bir şey olmamasını sonuç olarak doğurmaktadır
Kojevenin toplum tasarımı
insansal istek görüşü ile yakından ilişkilidir: "Sürünün bir toplum haline gelmesi için
isteklerin çoğulluğu yetmez sadece; sürünün üyelerinden her birinin isteklerinin
öteki üyelerin isteklerine de yönelmesi ya da yönelebilmesi_ gerekir
İnsansal gerçeklik eğer bir toplumsal gerçeklikse
toplum ancak
istek olarak birbirlerini isteyen isteklerin topluluğu olarak insansaldır"
3
Bilinip-Tanınma Olarak Köle ve Efendi Diyalektiği
Kojève
köle ve efendi arasındaki ilişkiyi
insansal ve hayvansal istekler arasındaki özce farklı olan değer anlayışı temelinde açıklamaktadır
Ona göre
hayvan için en yüksek değer
hayvansal hayatıdır
Hayvanın bütün istekleri
hayatını korumaya ilişkin isteğine bağlıdır
İnsan isteğin
bu korunma isteğine üstün gelmesi gerekir
Yani insan insansal varlığını
ancak insansal isteğine bağlı olarak
hayvansal hayatını tehliaaae atarsa ortaya koyabilir
Kojève düşüncelerini şöyle dile getirmektedir: "İnsan
insansal isteğini
yani bir başka isteğe yönelen isteğini doyuma ulaştırmak için hayatını tehliaaae atarak insansal olduğunu ortaya koyar"
O
bir isteği istememenin kendini bu isteğin istediği değerin yerine koymayı istemek olduğunu düşünmektedir
Çünkü
bu yerine koyma söz konusu değilse
isteğin kendisi değil
değer ya da istenen nesne istenmiş olacaktır
Demek ki
bir başkasının isteğini istemek
aslında
insanın kendi değerinin ya da temsil ettiği değerinin
bir başkası tarafından istenen değer olmasını istemektedir
İnsan
değerini
başkasının kendi değeri gibi "bilip-tanıması"nı
kendisini özerk bir değer olarak "bilip-tanıması"nı istemektedir
Kojève
insansal isteğin "bilinip-tanınma" isteğine bağlı olduğunu düşünmektedir
Hayatı tehliaaae atma
bilinip-tanınma isteğine bağlı olan bir tehliaaae atmadır
İnsan
prestij için ölümüne bir mücadeleye girişebilme olanağını kullanır
İnsan
bu mücadele sayesinde vardır
İnsansal varlık
bir başka isteğe yönelik isteğe bağlı olarak ortaya çıkabilmektedir
Dolayısıyla insansal varlık da ancak
bu isteklerden ikisi karşı karşıya gelince
kendini ortaya çıkarabilmektedir
Böylece istek duyan iki varlıktan her biri
kendi doyumunun peşinden sonuna kadar gitmeye hazırdır
"Öteki" tarafından bilip-tanımasını?? sağlamak
insanın kendini ötekine en yüksek değer olarak kabul ettirmek için hayatını tehliaaae atmaya ve dolayısıyla ötekinin de hayatını tehliaaae sokmaya hazırdır
İki insanın karşı karşıya gelmesi ölümüne bir mücadeleyi beraberinde getirir
Kojève
insanın kendini açığa vurabilmesi için özce farklı iki insansal davranışın olması gerektiğini vurgular ve iki insanın birbirleriyle katıksız bir prestij mücadelesine giriştiğini düşünür
Mücadelede
iki hasmın ya da hasımlardan birinin ölmesi "bilinip-tanınmayı" olanaksız hale getirir
Çünkü
insansal isteğin olmasının koşulu olan
isteğin yöneleceği varlık ortadan kalmış olmaktadır
Mücadeleden sonra ayakta kalan
ölmüş olan tarafından bilinip-tanınamayacağı için insanlığı içinde kendini gerçekleştirememektedir
İnsansal gerçekliğin bilinip-tanınmış gerçeklik olarak kendini ortaya çıkarabilmesi için
iki hasmın da mücadeleden sonra hayatta kalması gereklidir
Verilen bu mücadelede
hasımlardan biri
hayatını tehliaaae atmaktan vazgeçtiği için kendi isteğini bir kenara bırakacak ve ötekinin isteğini doyuma ulaştırmak durumunda kalacaktır: "Ötekini (hasmını)
onun tarafından bilinip-tanınmaksızın bilip-tanımak
onu efendi olarak bilip-tanımak ve kendini efendinin kölesi olarak bilip-tanımak ve tanıtmak zorundadır
Kojève'e göre
efendinin ve kölenin ortaya çıkışıyla sonuçlanan bu ilk mücadele
efendi ile köle arasındaki karşıtlığın ortadan kalktığı
kölesi olmayan efendinin efendi olmaktan çıkacağı
efendi olmadığı için de kölenin kölelikten kurtulacağı zamana kadar gitmekte ve tarih sona ermektedir
Ona göre
iki insan
ilk olarak karşı karşıya geldiklerinde
birisi ötekini özerk bir değer temsil eden ve kendinin bilincinde olan bir varlık olarak değil
yok edilmesi gereken tehlikeli bir düşman olarak görmektedir
Bu iki kişiden her biri
hiç kuşkusuz kendisinin varlığından öznel olarak emin
ama ötekinin böyle bir varlığı olduğundan emin olmadığından kendisine ilişkin öznel kesinliği bir hakikate sahip değildir
Öznel kesinlik olarak kendisini bilip-tanıyan insanın bu gerçekliğinin Başkası tarafından bilinip-tanınma isteği
öznelerarası (intersubjektif) alanı oluşturmaktadır
Kojève
bir başka insanla karşılaşan insanın
kendisine
mutlak bir değer ve gerçeklik atfettiğini düşünür
Ancak bu yalnızca bir bilme olmadığından öznel bir gerçekliktir
Kişi
kendisine hayali bir değer atfedebilir
fikri yanlış olabilir
Bu fikrin hakikat olması için kendisinden başka gerçeklikler içinde olan düşünceye ihtiyaç vardır
İnsanın tam anlamıyla insan olabilmesi için kendi hakkında benimsediği fikri başkalarına da kabul ettirmesi kendini başkaları tarafından bilinip-tanınmayı sağlaması gerekmektedir
H
HALUK ERDEM
Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Felsefe Grubu Eğitimi Anabilim Dalı
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul