Konu
:
Uyarı- Yanıt:
Yalnız Mesajı Göster
Uyarı- Yanıt:
09-06-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Uyarı- Yanıt:
Uyarı- yanıt:
Watson’ un göz önünde tuttuğu dar anlamda davranış kavramı bilince başvurmayı bir yana bırakır
Bu görüş açısına göre bilinç çok öznel olduğu için bilimsel inceleme konusu edilemez
Bir insanın ya da herhangi bir canlının davranışı her zaman uyarı ve yanıt terimleri içinde dile getirilebilir
Uyarı terimi dış ortamda (ışık ya da ses dalgaları; koku duyusunu etkileyen parçacıklar; şoklar; asitlerin ve elektrik akımlarının etkileri vb
) ya da iç ortamdan (kasların hareketi ve salgı bezlerinin salgıları) gelen bütün uyarmaları belirtir
Yanıt da çeşitli kasların yaptığı hareketlerin, uyarı etkisiyle kendini gösteren her çeşit salgıyı dile getiren bir terimdir
Uyarı- yanıt ilişkisi rasgele bir ilişki değildir ve bir uyarılmanın gerçekleşmesine yöneliktir
Davranış ruhbiliminin amacı belli bir uyarılar topluluğu ile bunlara verilen yanıtlar arasındaki değişmez ilişkilerin saptanması ve bu terimlerden biri bilinince öbürünün önceden kestirilmesi ya da ortaya çıkarılmasıdır
Watson psikanalizdeki içe bastırma gibi uzun vadeli yanıtları ve uyarı ile yanıt arasında yer alan sinirsel süreçleri bir yana bırakmıştır
Ona göre yanıtın (Y), durumun (D) bir işlevi ( İ) olduğu Y= İ(D) söylenebilir
Yani yanıt belirli bir biçimde gösterilen bir tepkidir
İnsan kahvaltı eder bisiklete biner konuşur utanır güler ve ağlar
tüm bunlar davranış biçimleridir ;bir organizmanın gözlenebilir gözlene bilir etkinlikleridir
davranışçı yaklaşım sayesinde bir psikolog içsel fonksiyonlarını yerine davranışlarına bakar inceleyebilir
Davranışın psikolojininsek inceleme konusu olduğu yolundaki görüş bu yüzyılın başında Amerikalı psikolog john B
Watson tarafından ortaya atılmıştır
Bu tarihten önce psikoloji zihinsel deneyimleri incelenmesi olarak tanımlanıyor ve psikolojiyle ilgi veriler geniş oranda içe bakış biçimindeki kişisel gözlemlerden oluşuyordu
İçe bakış kişinin kendi algı ve duygularını dikkatlice inceleyip kaydetmesi anlamına gelmektedir
İçebakış bir uyaranın (örneğin ,çakan bir ışık)yol açtığı anlık duygusal izlenimlerin kaydedilmesinden duygusal deneyimlerin (örneğin, psikoterapi sırasında) uzun süreli araştırılmasına uzanan geniş bir yelpazeye sahiptir
Tanımlanan bu iki tür içebakış her ne kadar bir birine benzemiyor gibi görünse de bunları diğer bilimsel alanlardaki gözlemlerden ayıran özel bir ortak nitelikleri vardır
Doğal bilimlerle ilgili bir gözlemi nitelikli herhangi bir bilim adamı tekrarlaya bilirken içebakış yöntemiyle elde eden bir gözlemi yalnızca bir gözlemci bildirebilir
Watson içebakışın gereksiz bir yaklaşım olduğunu düşünüyordu
Ona göre psikoloji bir bilim olacaksa verilerinin gözlemlenebilir ve ölçülebilir olması gerekiyordu
İçebakış yöntemiyle kişinin algı ve duygularını yalnızca kendi gözlemleye bilir oysa bir kimsenin davranışları başkalarınca gözlemlenebilmektedir
Watson psikolojinin yalnızca insanlarının ne yaptıklarını davranışlarını inceleyerek nesnel bir haline getirilmesinin mümkün olabileceği görüşü savunmuştur
Watson’un konumu sonradan davranışçılık adını aldı;davranışçılık 20
yy’ın ilkyarısında psikolojinin yönüne belirlemiştir,ondan doğan uyaran davranım psikolojiside özellikle Harvat psikologlarından B
F
Skiner’in çalışmaları sayesinde etkisini hala sürdürmektedir
Uyaran davranan psikoloji(ya da kısaca S-R psikolojisi ) davranışsal karşılıkları açığa çıkaran uyaranların bu karşılıklara neden olan ödül ve cezalar ile ödül ve ceza örüntülerini değiştirilmesi ile elde edilen davranış değişiklerini inceler
S-R psikolojisi organizma içerisinde ola gelenleri dikkate almaz
Bu nedenle kimi zaman S-R psikolojisine kara kutu yaklaşma adı verilmiştir
Kutunun içindeki sinir sisteminin etkinlikleri yok sayılır ya da göz ardı edilir
S-R psikologları psikoloji bilimin kutunun içinde neler olduğunu merak etmeksizin doğrudan kutunun içine girenlerle oradan çıkanlarla tem ellendirebileceğini savunurlar
Böylece öğrenilmiş davranışın nasıl değiştiği gözlemlenerek –örneğin hangi ödül ve ceza örüntülerinin en az hata ile en hızlı öğrenmeyi sağladığına bakılarak bir öğrenme kuramı geliştirilebilir
Yararlı olması için kuramın öğrenmenin sinir sisteminde oluşturduğu değişikleri belirlemesine gerek yoktur
Bilimde ve mühendislikte mekanik sistemlerin böyle bir yaklaşımla incelenmesine girdi çıktı analizi adı verilmektedir
Tam bir S-R yaklaşımında bireyin bilinçli deneyimleri dikkate alınmaz
Bilinçli deneyimler yalnızca bunu yaşayan kişinin farkında olduğu olaylardır
Zorlu bir problemi çözdünüz sırada zihninizden geçen düşüncelerin farkında olabilirsiniz
Öfke korku ya da heyecanın nasıl bir duygu olduğunu bilirsiniz
Bir gözlemci eylemlerinizden hangi duyguları yaşamakta olduğumuzu çıkarabilir
Ancak bilinçlilik süreci duygunun o anda farkında olma yalnızca size aittir
Bir psikolog kişinin bilinç deneyimleri hakkında söylediklerini kaydede dilebilir ve bu nesnel bilgiden yola çıkarak kişinin zihinsel etkinlikleri hakkında çıkarsamalarda bulunabilir
Ama S-R psikologları genellikle uyaran ve davranım arasında gerçekleşen zihinsel süreçleri inceleme yoluna gitmezler
Günümüzde pek az psikolog kendisini katı bir davranışçı olarak tanımlayacaktır
Yine de psikolojide bir çok çağdaş gelişmenin kaynağını davranışçıların çalışmaları oluşturmuştur
5
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul