Prof. Dr. Sinsi
|
Ayurveda
Detoksifikasyon tedavisi
Detoksifikasyon tedavisi
Çevre kirliliği, sağlığımızı tehdit eden önemli bir sorundur
Şu veya bu şekilde bedenimizi kirleten çevresel toksinleri yok edici (detoksifiye edici) yöntemleri (detoks kürleri) ve araçları kullanmamız sağlıklı ve uzun bir yaşam için gereklidir
Vücudumuza zarar veren bu zehirli kimyasallar; dokularımızın, organlarımızın, hücrelerimizin ve hücre içi organcıkların başlıca düşmanları ve tahrip edicileridir
Çevremizin ve bedenimizin ürettiği toksinlere karşı detoks sistemlerimizin yetersiz kalması halinde toksin yükümüz artar, yorgunluk, güçsüzlük, bitkinlik, kendini iyi hissetmeme, aşırı uyku ya da uykusuzluk, kas ve eklemlerde gerginlik, ağrı ve güçsüzlük, sinirlilik, bunaltı hissi gibi birçok sağlık sorunu ortaya çıkar
Aslında, vücudumuz terleme, solunum, idrar yapma, bağırsakları boşaltma ve safra oluşumu ile bedende normal :-):-):-):-)bolizma süreçleri sonucu oluşan toksinlerden korunmayı çok iyi bilmektedir Bedenimizin normal :-):-):-):-)bolik faaliyetleri ile oluşan toksik ürünlerden başka karşılaştığı çeşitli ruhsal ve fiziki stresler, çeşitli enfeksiyonlarla mücadele faaliyetleri sonrası oluşan zararlı atıklar da; böbrekler, karaciğer, akciğer ve deri gibi birçok organın ortak çabası ile vücuttan uzaklaştırılır
Her yıl insanlar, topraktan, sudan, soludukları havadan yani atmosferden ve aldıkları gıdalardan binlerce kimyasal toksik ve zehirleyici maddelerin etkisi altında kalmaktadırlar Bu zehirleyici maddeler insan organizmasında, beden direnç sisteminin azalması veya yok olması, hormonal dengesizlik veya fonksiyon bozuklukları, sinir sistemi bozuklukları veya direnç kaybı, fizyolojik dengesizlikler ve hatta geriye dönüşü olmayan hastalılar ( kanser ) gibi çok çeşitli ve farklı belirtilerle kendilerini gösterirler
Detoksifikasyon ise, organizmanın kendisine yaramayan ve bozucu etkileri olan bu zehirli maddelerden kurtulmasıdır Doğal olarak beden kendisine zararlı olan toksinleri karaciğer, böbrekler, idrar, dışkı, solunum yolu ve ter ile deriden atarak temizler ve kendisini arındırır Ancak özellikle ikinci Dünya Savaşı sonrası endüstrinin giderek yoğunlaşmasıyla beraber gelen petro-kimyasal devrim, toksinlerin, insan :-):-):-):-)bolizmasının kendini temizleme sürecinden çok daha hızlı yığımlanmalarına yol açmış ve organizma kendi kendini temizleyemez hale gelmiştir
Çağımızda özellikle metropollerde yaşayan insan bedenlerinde endüstriyel kimyasallar, pestisit diye tanımlanan tarımda kullanılan zehirli maddeler, gıdaların bozulmaması için kullanılan katkı maddeleri, ağır :-):-):-):-)ller, anesaaaik maddelerin ve özellikle bilinçsizce kullandıkları ilaçların kimyasal kalıntıları, toplumlarca legal kabul edilen drogların ( alkol, tütün, kafein ) kalıntılarıyla beraber illegal droglardan (eroin, kokain v s gibi) oluşan çok karmaşık bir kokteylin etkisi altında yaşamlarını sürdürme çabasındadırlar Metropollerdeki standardın üzerindeki hava kirliliği, çevre kirliliği nedeniyle içme sularında kurşun, cıva gibi ağır :-):-):-):-)llerle beraber yedi yüze yakın yabancı madde ve istenmeyen maddenin aşırı oranda bulunmasıyla beraber onbin'e yakın solvent, emülsifer, gıda koruyucu, gıda katkı maddelerinin iz ve artıklarını bedenimizde yıllarca taşımaktayız
Bununla beraber özellikle ülkemizde çoğu gıda maddesi üzerinde maalesef içeriğinin yazmaması durumu daha da ağırlaştırdığı gibi özel besi çiftliklerinde yetiştirilen kanatlılar, balıklar ve diğer canlılarında kimyasal katkılarla beslendiklerini unutmamak gerekir Diğer taraftan dünya denizlerinin sanayii nedeniyle giderek kirlenmesi, bunun ülkemizde özellikle Karadenizden gelen sanayii atıklarının Marmara denizini ve dolayısıyla boğazları ve kuzey Ege denizini de ciddi şekilde tehdit ettiğini ve buralardan elde edilen besinlerinde yoğun olarak tüketildiğinide düşünecek olursak bedenimizde, organizmamızdaki toksik maddelerin ne denli yoğunlaştığı hakkında ciddi endişelerin oluşacağı bir gerçektir
Gerek havadan, gerek yediğimiz ve içtiğimiz maddelerden aldığımız toksik maddeler zincirine tüm petrol ürünü yakıtların atıklarını, evlerde kullanılan temizleyicileri, kuru temizleme maddelerini eklemeyi de unutmamak gerekir Dünyamız kirlendikçe bedenimiz bir filtre gibi bu kirlilikleri süzmekte ve bu toksinler bizim fizyolojik fonksiyonlarımızı bozmaktadır Gerek aldığımız gıdalardaki kimyasallar, içtiğimiz sudaki zararlılar ve bunların yanı sıra yaşadığımız iç ve dış mekanlardaki elektronik ve kimyasal toksinler sürekli olarak bedenimizde süzülerek yığımlanırlar Çevremizdeki ekolojik değişikliklerin hızına insan organizmasının aynı tempoda cevap verememesi, bedenin kendi kendini temizlemede yavaş kalması, fizyolojik fonksiyonlarda aksama yaratacağı gibi hastalıklar diye tanımlayabileceğimiz birçok fonksiyon dengesizliklerini ortaya çıkartır Günümüzde bilinen bir gerçek ise bu biyo-akümülasyonların ( bedenimizde yığımlanan yabancı maddeler ) ciddi bir şekilde gerek fizyolojik, gerekse psikolojik sağlığımızı tehdit ettiğidir Yıllardır bu konu üzerinde yapılan çalışmalarda, sağlıklı bir bağışıklık sisteminin ve bununla beraber doğru çalışan eliminasyon sistemlerinin gerek sinirsel gerekse fizyolojik ve psikolojik olarak insanın dışarıdan gelen bu toksinlere karşı daha dayanıklı olduğunu ortaya konmuştur
Dolayısıyla sağlıklı ve dinç bir yaşam için bedene dışarıdan bilinçli bir şekilde yardım etmek ve organizmadan toksinlerin atılmasını sağlamak gerekir Detoksifikasyon olarak adlandırılan bu işlem, birkaç yönlü olarak gerçekleştirilebilir Bunlar; özel diyetlerle vucudu arındırma, belli sürelerde doktor kontürolünde su, sebze suyu ve meyva suyu rejimleri, vucudu toksinlerden arıtan ve temizlenmesine yardımcı olan bazı vitamin, amino asit, bitki çayları, bitki rejimleri, şelazyon tedavileri, homeopatik tedaviler, yosun banyoları, sauna, hamam, kaplıca, hipertermik seanslar (terleme) ve en önemlisi kolon temizleme ( Kolon hidro terapi) ve ozon uygulamalarıdır
Günümüzde çağdaş yaşamın temposuna ayak uydurmak zorunluluğundan ötürü beslenmemize fazla dikkat edememekteyiz Bilinçli olmamıza rağmen çoğu kez birçok yan nedenlerden ötürü günlük aldığımız gıdanın yüzde on'u kadar olması gereken hayvansal proteini daha fazla tükettiğimiz gibi bunun yanında kafein, alkol, yağlar, bilinçsizce kullanılan ilaçlar, özellikle antibiyotikler ve bedene dışarıdan sokulan diğer sağlıksızların çokça kullanılmaları, yaşamın ileri dönemlerinde kalp-damar problemleri, artiritis denen eklem hastalıkları, aşırı kilo, diabet gibi başedilmesi zor olan bir çok sorunlarla bizi karşı karşıya bırakabilir Birkaç tanesini saydığımız bu zararlıların, organizmadaki hücre fonksiyonlarını yavaşlattıkları hatta çalıştırmadıkları bilinmektedir Bedenin Detoksifikasyonu ile öncelikle hücre sağlığını kazanmak amaçlanır Yıllardır aldığımız besinler bağırsaklarımızda yığımlanmaktadır
Yukarıda tanımlamaya çalıştığımız toksik maddeler bağırsak floramızı bozarak bağırsaklarımızın normal görevini yapamaz hale gelmesine neden olmaktadır Bağırsak florasının tekrar düzenlenerek kabul edilen normal sınırlar içinde tutmak eğer sağlıklı bir yaşam istiyorsak olmazsa olmaz bir şarttır Bağırsak florasını düzenleyen en etkin tedavi şekli kolon hidro terapi yöntemidir
Her 35 yaşına gelmiş insanın yılda bir kez kapsamlı gaita analizi yaptırarak bağırsak florasının durumunu görmesi son derce önemlidir Bağırsak florasının düzenlenmesi, böylece toksinlerden arınmış beden daima daha duru ve süratli düşünecek, unutkanlıklardan arınacak, stres'e karşı daha dirençli olup daha az sinirleneceği gibi aynı zamanda bağışıklık düzeyi yükseleceğinden daha az hastalanacak, enfeksiyonlara direnç gösterecek, daha verimli, daha sağlıklı ve sorunsuz bir yaşam sürdürecektir
Her birey bir diğerine göre farklı bir yapıya sahip olduğundan hastalıklara ve diğer dış etkenlere nasıl farklı farklı reaksiyonlar veriyorsak toksinlere karşıda kişiler farklı reaksiyonlar verebilirler Bazılarının bedenleri toksinleri daha kolay elimine etme özelliğine sahipken bazılarının :-):-):-):-)bolizmaları bu fonksiyonları yerine getirmekte istenilen duyarlılığı gösteremez Bu nedenlerle kişinin bedeninin ne zaman detoksifiye edilmesinin gerekliliği kişinin :-):-):-):-)bolizmasına bağlıdır Bununla beraber unutmamak gerekir ki buradaki en önemli faktör :-):-):-):-)bolizmadaki toksinlerin seviyesidir Bedende sınırı aşmış toksin seviyesi mutlaka bir yerden kendisini hissettirir Bedenin detoksifikasyona ihtiyacının olduğu, tabii ki tıbbı verilerin dışında; durup dururken hiç bir nedene bağlı olmayan baş, sırt ve boyun ağrıları, alerjik semptomlar, uykusuzluklar, davranış değişiklikleri, mafsal ağrıları, sürekli tekrarlayan solunum problemleri, gıdalara karşı alerjik belirtiler gibi görülen belirtiler olabilir Diğer taraftan artiritis, sürekli kabızlık, hemoroit sorunları, sindirim sistemi yaraları – ülserler – sinüs tıkanıklıkları, ekzemalar, sedef hastalığı gibi cilt sorunlarının da detoksifikasyon için iyi birer neden olduğu artık günümüzde açıkça belirtilmektedir Kişi kendisini rahat hissetmeyip böyle bir takım huzursuzluklarla hekimine baş vurduğunda tabii ki laboratuarda yapılacak olan kan, idrar, dışkı, saç analizleri, karaciğer fonksyon testleri sonucu, hekim gözetiminde detoksifikasyon uygulamalarının yapılması sağlıklı bir uygulama açısından çok anlamlı olacaktır
|