![]() |
Felsefe-Bilinç Üzerine Düşünceler/Ahmet İnam
Bilinç, çok karmaşık insan bedeninin etkinliklerini, insanın dünyaya anlam vererek, gerçekleştirdiği yaşantısını, ruhsal, toplumsal, kültürel, siyasal boyutlarda süregiden yaşamını açıklamaya yarayan bir kavram. Bu çalışma ne felsefe tarihinde bilinç kavramını açıklayıcı öğretilerin tartışılmasını, ne de çağdaş felsefede bu kavrama ilişkin görüşlerin çözümlemelerini, eleştirilerini içeriyor. Burada, belli bir insan anlayışından kaynaklanan bir bilinç modeli sunuluyor. Bu model, farklı kaygılarla, bilinç araştırmalarına; değindiği sorunlar, verdiği ipuçlarıyla katılmayı deniyor. Bilinç araştırmalarında, bilinci anlama, yorumlama, sorgulama çabalarında taşınan kaygılar açısından, farklı yönelimleri belli bir sözlükle aşağıdaki gibi saptayabiliriz: 1. Beden işleyişine bağlı olarak bilinç işleyişini felsefece açıklama etkinlikleri (örneğin nöro-felsefe!), 2. Anglo-Amerikan felsefenin zihin-beden ilişkilerini sorgulayan tartışmaları (zihin felsefesi!), 3. Bilincin işleyişini “fenomenolojik” (E. Husserl anlamında!) temelde anlama, betimleme uğraşları (Bilinç Aktlarının fenomenolojik açıdan betimlenmesi!), 4. Beyin ve sinir sistemiyle uğraşan hekimlerin, nörologların, psikiyatristlerin araştırmaları, 5. Yapay zeka araştırmacılarının, bilgisayar programcılarının mühendislik açısından, insan beynini “kopya” etme, “simüle” etme gayretleri, 6. Mistiklerin, din felsefecilerinin, “spiritizma” ile uğraşanların etkinlikleri, 7. Sosyal bilim ve siyaset bilim kuramcılarının ideolojileri, insanın dünyayı, toplumu kavramasını incelerken ele aldıkları bilinç kavramı üstünde geliştirdikleri tartışmalar, 8. Psikologların, sosyal psikologların, antropologların anlama, anlam verme, kavrama etkinliğinde insanı araştırırken dayandıkları bilinç anlayışları, 9. Kültür insanlarının, sanatçıların insanı yorumlarken bilinci sorgulamaları, yorumlamaları. Bütün bu farklı yönelimlerle gerçekleştirilen çabalar arasında eldeki çalışmanın yeri nedir? Türkiye’de yaşanan hayatın dayandığı zengin birikimden, kültürümüzün canlanıp, Türkçe ile düşünmeye verilecek önemle gerçekleştirilecek dil zenginliğinden yola çıkan, insanımızın eksikli, özürlü yanlarının giderilmesi kaygısı taşıyan bir bakış açısı ve tavırla bir bilinç anlayışı oluşturulmaya çalışılacak bu yazıda. Bu oluşturulan modelin felsefede, bilimde yapılan çalışmalara ters düşüp düşmediği, açıklayıcı olup olmadığı, böyle bir bilinç anlayışıyla geliştirilebilecek insan anlayışının, hedeflenen (yazarın ya da okurun hedeflediği) insan anlayışına uyup uymadığı okurun yargılarına bırakılmaktadır. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.