![]() |
Akil Kelimesinin Anlam Alani
AKIL KELİMESİNİN ANLAM ALANI Cehl, cünun, humk ve sefehin zıddı olan “ /Akıl” kelimesi, üç harfli ikinci babtan “ “ fiilinin masdarıdır. Çoğulu “ “’dur. Temel anlam itibariyle bağlamak, tutmak, korumak demek olan akıl kelimesi, bu temel anlamla yakın ve ilgili yan anlamları da bulunmaktadır. Türevleri ve değişik kullanımları yüz civarında farklı anlamlara gelmektedir. Kavram olarak “algılamak” demek olan islam öncesi devirde de insanın değişen durumlarda gösterdiği pratik zeka’yı ifade eden akıl şu şekilde tanımlanabilir: “duyu organları aracılığı ile kendisine ulaşan bilgileri değerlendirerek halkla batılı birbirinden ayırabilen, her türlü kavram ve fikirler arasında mukayeneler yapılabilen, varlıkları, gaye, imkan ve ihtimal noktasından inceleyip onlar hakkında doğru bilgiler ortaya koyabilen; ancak bütün varlık ve oluşları kuşatmadığı için sınırlı bilgiler verebilen; insan bünyesinde varolan ve bilginin oluşumuna etki eden kuruntular ve çeşitli arzular nedeniyle yapılabilen, bundan dolayı da kendisine ışık tutacak sağlam bir kaynağa muhtaç olan; güzel ile çirkini, faydalı ile zararlıyı bulabilen zihni bir kuvvettir.” Akıl kelimesi islam öncesi dönemde olduğu gibi islam döneminde de kullanılarak Kur’an’ın anahtar kelimelerinden biri halme gelmiştir. Kur’an bu kelimeye yeni boyutlar kazandırarak farklı anlamlar yüklemiştir. I. BÖLÜM KUR’AN VE HADİSTE AKIL 1- KUR’AN’DA AKIL: Kur’an’da “akıl” kelimesi isim olarak değil de, bu isimden türeyen fiil halinde kullanılmıştır. Fakat aklın semamtik alanına giren “hicr, n’uha vb.” kavramlar isim olarak kullanılmıştır. “Biz bu misalleri insanlara anlatıyoruz. Ama ilim sahiplerinden başkasının aklı onlara ermen.” ayetinde bilgi edinmeye yarayan bir güç olarak ele alınan akla, ilahi kudreti gösteren varlıklar üzerinde düşünüp yorum yapma ve ilahi gerçeğe ulaşma güç ve yetkisi verilmiştir. |
Akil Kelimesinin Anlam Alani
Akıl Kelimesinin Anlamı Akıl da İlim Kitabı´nda bahsettiğimiz gibi çeşitli mânâlarda müşterek kullanılmaktadır. Bizim gayemizle ilgili olan, o mânâların sadece ikisidir. 1.Akıl bazen emirlerin hakikatini bilmek mânâsında kullanılır. O zaman, merkezi kalp olan ilim sıfatından ibaret olur. 2.Akıl bazen zikredilir, kendisinden ilimleri idrâk eden şey kasdedilir. O vakit kalbin kendisi demektir. Kalpten gayem; o lâtifedir. Bizler biliyoruz ki, nefsinde varlığı olan her âlim, kendi nefsiyle kâim olan bir asıl ve esastır. İlim de o asıldan bir sıfattır. Sıfat ise, mevsufun gayrisidir, aynısı değildir. Akıl ´dan bazen âlimin sıfatı kastolunur. Bazen de idrâkin mahalli; yani idrâk olunan kastedilir ve bu ikinci mânâ, Hz. Peygamberin şu hadîs-i şerifiyle kastolunan mânâdır: ALLAH Teâlâ´nın ilk yarattığı şey akıldır. Çünkü ilim araz´dır. İlk yaratılmış olması tasavvur olunamaz. Elbette onun kâim olacağı yer ondan önce veya onunla beraber yaratılmalıdır. Çünkü ilme hitâb etmek mümkün değildir. Haberde varid olmuştur ki, ALLAH... |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.