ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Makaleler (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=316)
-   -   Dünde Ve Bugünde Hiciv Ve Polemik (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=987104)

Prof. Dr. Sinsi 10-24-2012 09:53 PM

Dünde Ve Bugünde Hiciv Ve Polemik
 

Dünde ve Bugünde Hiciv ve Polemik

Nef’i (1582-1636), en ünlü Osmanlı mizahçısıdır. Daha doğrusu “heccav
(hicivci)”. Zaten ölümü de “dili belası”.
En meşhur hicvi, kendisine “kelp (köpek)” diye söven “Tahir efendi”
isimli bir mollaya verdiği cevaptır.
Şair (“tahir” kelimesinin “temiz” anlamına gelmesini mecaz yapıyor) ve
şöyle diyor: “Tahir efendi bana kelp (köpek) demiş; ben Maliki
mezhebindenim, zira itikadımca kelp (köpek) tahirdir (temizdir)”.
Nef’i her zaman ince mizah yapmaz küfrettiği de olurdu. “Gürcü Mehmet
Paşa’ya” başlıklı hicviyesi gibi –işte iki mısra:
“Ne güne kaldı medet, devlet-i Al-i Osman. Ne yazık bey, ne musibet, bu ne
matem a köpek!”le noktalanıyor.
Bu günlere bir gönderme
Fuzuli’nin (1494-1555) şu meşhur hicviyesi bu günler için söylenmiş
gibi;
“Selam verdim rüşvet değildir deyu almadılar
Şair Nef'i'nin Öldürülmesi
Nef'i aslında Erzurum'a yakın Hasan kal'ası (Hasankale) dedikleri yerden
olup İstanbul'a gelip katipler zümresine katıldı. Sultan Ahmet Han merhum
zamanında şiir ile şöhret bulup hükümdarlar ve vezirler ve ileri gelenler
methinde latif kasideler söyleyip tanınmıştı. Sultan Murad Han hazretlerine
yakın olup methinde nice kasideler ve ok ve cirid attıklarında tarihler
söyleyip hayli iltifat görmüştü. Lakin adı geçen hiciv (yergi) dalında çok
kötü dilli olup asrında olan ileri gelenlerin şereflerine dokunmaya yüce
bilgin ve ulu vezirlerin namuslarını yıkmaya cesaret edip zamanın
şöhretlilerinin çoğunu hicvetmişti. Sultan Murad Han hazretleri kendi
meclislerinde teklifsizce şakalara eğilim gösterip bazen Nef'i'yi getirtip
kimi hicivlerini dinlerdi. Hatta bir gün 1039 (1649) yılında Beşiktaş'ta
Padişah Sultan Ahmet köşkünde Nef'i'nin Silham-ı Kaza adlı hiciv mecmuasına
bakarken havada gök gürültüsü ve şimşekler görünüp taht-ı humayun yakınına
bir yıldırım düşünce mecmuayı parçalayıp o gibi saçma sözlere bakmaya tövbe
edip utanarak Nef'i'yi olduğu mevkiden azledip hicve tövbe ettirmişlerdi.
Sonra yine iltifata erişip Harac Muhasebeciliği vazifesine ve Padişahın
yakınlığına ulaştı. Padişahın iltifatıyla gurur duyup bir sebeple vezir
Bayram Paşa'ya gücenmiş olup uzun bir kaside ile o parlak vicdanlı veziri
hicveyledi. Padişah Hazretleri kendi meclisinde:
Nef'i, bir taze hicvin yok mudur? diye sual ile ağzını arayıp o da Bayram
Paşa hicvini eline sundukta okuyup beğenir görünüp sonra Bayram Paşa'yı
çağırıp hicvi gösterip katline izin verdiler.
Tarihçi böyle yazmıştır ama halk arasında meşhur olan Sultan Murad
Hazretleri kendi meclisinde zorlayıp:
Bayram Paşa'yı hicveyle! diye lüzumlu görüp Nef'i de hicv edince Bayram Paşa
öğrendiğinde huzura gelip:
Bu hicvden sonra halk arasında benim namus ve vakarım kalmadı. Padişahım o
kötü insanın katline izin buyur! diye ısrarla yalvarmakla katline izin
verdiler, diye anlatılan hikayenin aslı olmayıp tarihçinin sözleri doğruya
yakındır. Çünkü vezirlerin hicvine rıza göstermek hükümdara yaraşır anlamda
değildir.
Her ne yolla olursa olsun Bayram Paşa, katline izin alıp sarayına geldiğinde
adam gönderip: Zavallı Nef'i'yi çağırıp bilmeden geldiğinde iyice
azarladıktan sonra:
Kaldırın! deyip saray odunluğunda hapsedildi ve orada boğup denize attılar.




Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.