![]() |
Sosyolojide İrk Nedir
Sosyolojide ırk nedir Irklar Sosyolojisi http://frmsinsi.net/images/forumsins...sinsi.net_.jpg , Irk kelimesi günümüzde sürekli olarak birçok değişik anlamlarda kullanılmaktadır. Temelde bu kelime değiştirilemez bir şekilde, esas tabiatı itibariyle başka gruplardan değişik olduğuna inanan insan grupları için kullanılır (Mason 1970: 10). Sosyolojinin ırk kavramıyla ilgisi daha çok ırk grubu mensuplarının ve çevrelerindeki farklı grupların etkileşmesi sonucu ortaya çıkan ve gruptaki fertlerin kendilerini ve diğerlerini ‘biz’ ve ‘onlar’ şeklindeki ayırımlarında odaklaşır. Berry bu durumu ve ırkî grup (racial group) adını verdiği özel bir durumu şöyle izah ediyor: Etnik grupların sadece birkaç özelliğine sahip olan başka gruplarla da ilgileniyoruz. Amerikalı zenci bunun belirgin bir örneğidir. Jamaika adasının "Jamaika beyazları", Güney Afrika'daki "Cape Coloured"lar ve Hindistan'ın Anglo-Hintlileri diğer örneklerdir. Bunlar gerçekten grupturlar; birbirlerine ortak menfaat bağlarıyla bağlıdırlar; kendilerinden ‘biz’ diye bahsederler ve grubun dışındakiler onlardan ‘onlar’ şeklinde söz ederler. Fakat bunlar sık sık rastlanan etnik grup özelliklerine sahip değillerdir. Kültürel nitelikleri, içinde yaşadıkları toplumun kültür niteliklerinden farklı değildir. Dil, din, değer sistemleri ve âdetler bakımından etraflarındaki diğer gruplara benzerler. Fakat ortak olarak sahip oldukları bazı ırsî, fizikî özellikler (renk, saç, göz, v.s.) dolayısıyla birbirlerine bağlıdırlar ve bu özellikler yüzünden toplumlarında onlara belli bir yer verilir ve o toplumun hayatına tamamen katılamazlar. Sosyologlar böylelerine ‘ırkî gruplar’ (racial groups) veya ‘ırkının farkında olan gruplar’ (race conscious groups) adını verirler (Berry 1965: 47). Benzeri bir durum, Güney ve Orta Amerika'nın büyük bir kısmında da görülür. Bu bölgelerde Kızılderilinin tanımı biyolojik olmaktan çok kültüreldir. Kızılderili gibi giyinen, yaşayan ve konuşan bir fert Kızılderili sayılır; fakat eğer bu alışkanlıklarından vazgeçip , de İspanyolca veya Portekizce konuşmaya, Avrupalı gibi giyinmeye başlarsa, ona mestizo "karışık veya melez" adı verilir ve bu ad onun ırsî olarak taşıdığı fizikî dış görünüş özelliklerine bakılmadan kullanılır (Berry 1965: 25). Bugün ‘ırk’ kavramının çok değişik sosyal grup veya kategoriler için kullanıldığına şahit olmaktayız. Bunlardan belli başlıları şu şekilde özetlenebilir: Belli bir ülke, devlet veya milletin vatandaşı veya üyesi. Bu çerçevede İngilizlere ve Japonlara ‘ırklar’ denilmektedir. Bunlar için millet veya devletin vatandaşları tanımları belki daha doğru olabilirdi. Belli bir tip veya belli bir dili konuşan insanlar için de ırk tanımı yapılmaktadır. Lâtin, Aryan, İngiliz gibi. Dinî bir grup için kullanılabilmektedir. Hindu, Sikh, belli bir dereceye kadar Yahudiler bu terimin bu anlamda kullanılmasının veya yanlış kullanılmasının örnekleridir. Kast karşılığı da bu kavramın kullanıldığı görülmektedir. Sık sık ‘Çingene ırkı’ndan bahsedildiğini duyarız. Çingeneler değişik bir sosyal kategoridir. Millet değildirler, bir din mensubu değildirler, hele bir ırk hiç değildirler. ‘Kast’ terimi belki onları daha iyi tarif edebilir. Tecrit olduğu için benzeşmiş olan mahallî bir nüfus da yanlışlıkla ırk olarak adlandırılabilmektedir. Basklar, Keltler ve Kürtler bu yanlışlığın örnekleri olabilir. Nordik veya Germen gibi hipotetik olarak saf kabul edilen ve uzak geçmişte yaşadığı düşünülen insan toplulukları için de bu kavram yanlış olarak kullanılabilmektedir. Arap, Amerikan Kızılderilisi veya Eskimo gibi tanınan özellikleri olan tipler. Meselâ Araplar bir millet değildirler, çünkü birçok Arap milleti vardır. Araplar bir dinî cemaat de değildirler, çünkü çoğunluğu Müslüman olmakla beraber Hristiyan Araplar da vardır. Ayrıca Arap kültürü içinde erimiş Arap olmayan Kuzey Afrika Berberîleri ve Endülüslüler gibi gruplar da yanlışlıkla ‘Arap ırkı’ içinde yer almaktadır. İnsan cinsinin belli başlı biyolojik özellikler taşıyan bölümlerinden biri de ırk olarak adlandırılabilmektedir; Kafkasoid, Mongoloid, Negroid gibi. Her ne kadar bugün güvenlik mülâhazaları açısından Negroid kavramı dahi Amerikan literatüründe gizli bir el tarafından yasaklanarak Negroid yerine önce "Black Americans-Siyah Amerikalılar", daha sonra da "Afrikalı Amerikalılar" terimleri kullanılıyor olsa bile, bu durum sosyal gerçekleri gözlerden uzaklaştırmamaktadır. Irkının farkında olanlar (ırk mensubu olduğunun şuurunda olanlar) veya "sosyal olarak ırk olduğu düşünülenler" adı verilen gruplar. Buna verilecek örnekler arasında Amerikalı Siyahlar, Meksikalı veya Amerikalı Japonlar vardır. Böyle gruplar, gözle görünen bazı fizikî özellikler taşırlar ve bu özellikler onları başkalarından ayırdığı için grup dayanışması ve bütünlüğü duygularını kuvvetlendirir. |
Sosyolojide İrk Nedir
Ortak bir kültür ve geleneklere sahip olan bir grubun da ‘ırk’ olarak adlandırıldığı sıkça görülür. Bu grupların bazıları geçmiş zaman dilimi içinde millet olmuşlardır. Meselâ, İskoçlar gibi. Diğerleri ise millet olmaya çalışırlar. Onları bir arada tutan bağlar ister biyolojik, ister ırsî, ister kültürel, isterse kazanılmış statü olsun, bu insan grup ve kategorilerine ırk adı verilmektedir (Berry 1965: 31). Yaygın olarak kabul edilen biyolojik anlamda ırk, belli bir takım biyolojik-kalıtımla ilgili faktörlerin ortalama olarak görülme sıklığına göre tespit edilen fertler topluluğuna verilen genel addır (Goldsby 1971: 22). Bununla birlikte göz ardı edilmemesi gereken önemli bir husus, bir ırk içindeki, farklılaşmanın, iki grup arasındaki farklılaşmadan çok daha fazla olması durumudur (Ingle 1968: 113). Ayrıca, zaman faktörü ırk gruplarının yapılarına etki etmekte, tarih boyunca karışmalar yoluyla ortalama fizik özelliklerin değiştiği de görülmektedir. Hele sosyal ve kültürel farklılaşmalar söz konusu olduğunda, aynı biyolojik ırk grubuna dâhil millet birimlerinin çatışmaya varacak kadar birbirlerinden farklılaştıklarına şahit olabiliyoruz. Konunun en canlı örneğini Samî (Semitic) ırk grubunun iki dalı olan Arap ve İsrail milletleri arasındaki çatışma teşkil etmektedir. Türk kültürü , açısından bu konu ile ilgili verilebilecek bir örnek de Bulgarlardır. 6-7. yüzyıla kadar Türkçe konuşan, Türk ırkına mensup olan Bulgarlar, bu tarihten itibaren inanç kurumunda meydana gelen değişme ve farklılaşma ile, Ortodoks Hristiyanlığı kabul etmeleri sonucunda Slavlaşmışlardır. Biyolojik yapı, yani ırk kavramı üzerine eklenen çeşitli faktörler, meselenin sadece biyolojik temelli olamayacağını da göstermektedir. Hatta aynı ırka mensup, fakat çeşitli sebeplerden farklılaşmış sosyal grupların mevcudiyeti, ‘etnik grup’ kavramına dikkatlerimizi çekmektedir. 1960'lı, 70'li yıllarda Rus-Sovyet etnografları, dünyadaki halkların çoğunun kendi içlerinde oldukça homojen bir ırkî yapıya sahip oldukları fikrini benimser olmuşlardı. Bu görüşün aksine Rus-Sovyet fizik antropologları, aynı etnik cemaatlerin fizikî tiplerinin kural olarak homojenlik göstermediği ve dolayısıyla ‘ırk’ ve ‘etnik cemaatleri’ birbirinden kesinlikle ayırmak gerektiği fikrinde idiler. Günlük kullanımda etnik cemaat ‘Biz-Onlar’ karşıtlığını tayin eden halktır. Fakat birçok durumda ırkî farklılıklar temel etnik özellikler değildir. Bunun sebebi belli başlı ırklardan birine ait olan ve yakın olan etnik cemaatler arasında kesin ve açık fizikî-antropolojik sınırların olmayışıdır. Böyle yakınlıklar komşu olan etnik cemaatlerin özelliğidir. Çünkü her büyük belli başlı ırkın hâkim olduğu geniş alanlar vardır. İnsanların etnik kaynaklarını yalnızca dış antropolojik farklılıklara dayanarak tespit etmeye çalışmak, bizi ancak yaklaşık olarak doğru bir sonuca götürür (Bromley 1974: 61). Günümüzde ırk ilişkileri sosyal bilimcileri daha çok meşgul etmektedir ve ‘ırk ilişkileri’ terimi aralarında sosyal anlamı olan, fizikî farklılıklar bulunan iki grup üyeleri arasındaki ilişkiler için kullanılmaktadır. Beyaz ve siyah derili insanlardan meydana gelmiş, fakat böyle fizikî farkların o toplumun üyelerinin birbiriyle olan ilişkilerini hiç bir şekilde etkilemediği toplumda ırk ilişkisi olmaz. Siyah veya beyaz deri, saç, renk, boy ve benzeri özellikler gibi doğuştan kazanılmış statü olarak tanımladığımız özelliklere sahip fertler bir arada yaşayabilirler. Grek Antik döneminde kölelik kurumu toplumun normlarına uygun bir kurum olarak kabul edilmiş olmasının yanı sıra köleler renklerine göre ayrılmamakta, siyah ve beyaz köle arasında hiç bir ayrım yapılmamakta idi. Antik dönem kölelik kurumu bu açıdan "renk körü" olarak tanımlanmaktadır. Bu durum Aristo'nun görüşlerine de yansımakta, Greklerin üstün olduğu, köle olamayacakları, Barbarların yani Grek olmayan bütün diğer insanların köle olmalarının tabiî olduğu ifade edilmektedir (Reger 2000: 99-100). Fizikî özellikler değişik önem ve değerler verildiği zaman ırk ilişkisi söz konusu olur. Dolayısıyla, beyaz ve siyah derili insanlar arasında önemli biyo-genetik farklar olup olmadığı sorusu sosyolojik açıdan önemli değildir. Dikkat çekici olan, insanların böyle farkların varlığına inanmaları ve bu inancı yansıtır şekilde davranmalarıdır. Fizik farklarını, kendilerini diğerlerinden ayrı görmek için kullanırlar. Bu anlamda ‘etnik grup’ söz konusudur. Fizikî olarak farklı olan bir grup insan kendilerinden sayıca daha büyük bir nüfus içinde var olduğunda ırk veya etnik gruplar ilişkisinden bahsedebiliriz (Gordon 1975: 89). Fizik antropolojik özellikler, etnik cemaatleri etraflarındaki cemaatlerin hepsinden değilse bile, bir-iki veya daha çoğundan ayırt etmede önemli olmakla beraber, yardımcı bir rol oynarlar. Bu özellikle büyük ırkların yaşadıkları alanların sınırlarındaki topluluklar için geçerlidir. Etnik ayrılıklarda fizik antropolojik ayırıcı özelliklerin rolünü tartışırken, oldukça yaygın bir ön yargıdan bahsetmeliyiz. Bu ön yargıya göre, bu ayırıcı özelliklerin etnik taksimatta bazen belli bir rol oynadığını kabul etmek ırkçılığa yol açar. Fakat burada kesinlikle gözden kaçan bir şey vardır: ırkçılık ırkların eşit olmadığı fikrinden doğar, tartışılmaz şekilde var olan ırk farklılıklarını kabûl etmekten değil. Birçok durumda, etnik cemaatlerin antropolojik tip seviyesinde, nüfusça büyük ve küçük ırklarda, tamamen aynı olmasalar da, en çok ırkî olarak homojen oldukları zaman, fizik antropolojik farklar, ancak böyle cemaatlerin biri veya birçoğu, nispeten uzak alanlarda yaşayan başka ırklara ait etnik birimlerle karşılaştırıldıklarında ayırt edici bir rol oynarlar. Bir başka deyişle, burada kastedilen, hiçbir şekilde tipik olmayan durumlardır; böylece ırk özellikleri açıkça gözle görünür oldukları hâlde, etnik cemaatleri ayırt etmekte yeterli bir temel olamazlar (Bromley 1974: 62-63). Küreselleşme kavramı ile meydana gelen sosyal değişmeler, serbest piyasa ekonomisinin bütün dünyada yayılarak sosyal-kültürel dokuları bir değişmeye uğratması, kaçınılmaz olarak ırk, etnisite, azınlık-çoğunluk, mikro-milliyetçilik kavramlarında da köklü değişmeler meydana getirmeye başlamıştır. ‘Etnos’ kavramı antik Grek dilinde “aynı özellikleri paylaşan insan topluluğu” anlamının yanı sıra, meselâ arı, kuş, sinek grupları için de kullanılmakta idi (Chapman 1993: 15). Günümüzün gittikçe karmaşıklaşan ve teknoloji ile küçülen dünyasında ise, ‘etnik’, ‘etniklik’ kavramları, coğrafî anlamda sosyal hareketlilik, yani göç olgusunun da yardımı ile gittikçe daha izafî bir özellik taşıyan bir durum almıştır. Meselâ, Türkiye’den başlangıçta iş gücü olarak Almanya’ya ithal edilen Türk nüfus, bugün Almanya’da bir Türk etnik ‘azınlığı’nı oluşturmuş, hukuk açısından eşitlik istemekte, vatandaşlık, siyasî katılım, eğitim hakları talep etmektedirler (Özönder 1998: 203). Bu durum, son yılların Amerikan toplum yapısında da köklü değişmelere yol açmış, küreselleşme ile birlikte ABD toplumunda da eşitsizliklerin arttığı yönünde ciddî araştırmalar çoğalmaya başlamıştır. Küreselleşme veya diğer tanımıyla üretimin uluslar arasılaşması ABD’ne göçü artırmış, ırk çatışmalarında yeni oluşumlar ortaya çıkartmış, her ücret seviyesindeki Amerikan çalışanlarına gittikçe yoğunlaşan bir şekilde tehdit oluşturmaya başlamıştır. Yapılan araştırmalarda, birçok Siyah (yeni deyimiyle Afrikalı-)Amerikalının, ‘gerçek’ Amerikalılar iş imkânlarına sahip olmadan göçmen olarak ülkeye gelmelerine – ki bunlar arasında Haitili ‘Siyahlar’ da sayılmaktadır -, yasak getirilmesini talep ettikleri görülmüştür (Dawson 1999: 374). Genel olarak küreselleşme ile birlikte, dünya üzerinde ekonomi ağırlıklı değişmelerin, ABD toplumu üzerinde de olumsuz bazı etkiler meydana getireceği, eşitsizliği, gelir dağılımındaki dengesizliği patlatacağı, bu durumun da gittikçe artan bir şekilde Siyah (Afrikalı-)Amerikalılar ile birlikte Lâtin köklü (Latinos) Amerikalıları da olumsuz etkileyeceği, ırk ve etnik gruplar arası çatışmaları hızlandıracağı değerlendirmeleri yapılmaktadır (Dawson 1999: 373-375) Sonuç olarak diyebiliriz ki, ‘ırk’ ve ‘etniklik’ kavramları bilhassa II. Dünya Savaşı öncesi ve süresince NAZİ ırkçı politikalarının uyandırdığı dehşet ve şiddet sebebiyle üzerinde konuşulması, düşünülmesi, araştırma yapılması çok tehlikeli kavramlar hâline gelmiştir. Bu gün hiç kimse ırkın, toplum içinde yer alan fertlerin karakterlerinin, normatif görüşlerinin veya yeteneklerinin belirleyicisi olduğunu ileri süremez. Biyologlar, farklı ırkların sınırlarının insanlığı bir diğerinden üstünlük veya aşağılık anlamlarında ayırdığına inanmazlar. Buna karşılık insan farklılıklarının tarih, coğrafya, siyaset ve kültür faktörlerinin bileşkesinin meydana çıkarttığı bir devamlılık içinde yer alabileceği görüşü, doğru bir değerlendirme olarak kabul edilir. Farklı ırk ve kültürlere mensup insanlar arası evlilikler ve kitle göçleri, temelde insanlığın eşitliğinin göstergesi olarak kabul edilebilir (Ofer 2000: 61). Genel olarak ‘ırk’ ve ‘etniklik’ kavramları ile ırkçılığı bilimsel açıdan birbirinden kesin çizgilerle ayırmak son derece önemlidir. Doğuştan kazanılmış ve değiştirilemeyen ortalama biyolojik özelliklerin üzerine ‘sosyal’ ve ‘kültürel’ olguların da etkileri ile belirginleşen, farklılaşan ‘ırk’ kavramının daha da ayırıcı özellikleri, biyoloji ve gen mühendisliği alanlarındaki araştırmaların gelişmesine paralel olarak ortaya çıkacaktır. Yeni verilerin yardımı ile bu konu ileride daha da açıklık kazanacak ve sosyologlar ‘ırk’ ve ‘etniklik’ kavramlarını yeniden değerlendireceklerdir. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.