ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Eğitim & Öğretim (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=651)
-   -   Meslek Seçerken Neyi Dikkate Almalıyız (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=962769)

Prof. Dr. Sinsi 10-21-2012 06:28 AM

Meslek Seçerken Neyi Dikkate Almalıyız
 

Meslek Seçerken Neyi Dikkate Almalıyız

ÖSS’nin yapıldığı 17 Haziran’dan beri üç haftadır hep
aynı konu üzerinde yazıyorum:

Meslek seçimi!

Neden? Zira, meslek seçimi hayatta yaptığımız en
önemli seçimlerden birisi.

Bütün hayatı şekillendiriyor.

Geçen haftalarda da yazdım:
"Mesleğiniz ve o meslekte göstereceğiniz başarı size
gelirinizi, dolayısı ile refah seviyenizi, sosyal
statütünüzü, oturacağınız muhiti, çocuğunuzun gideceği
okulu, sağlık seviyenizi, belki ömrünüzün süresini ve
yaşam kalitesini tayin edecek."
Meslek büyük ihtimalle yaşayacağınız şehri,
evleneceğiniz kişiyi, müstakbel dostlarınızı da
belirleyecek.
"En önemlisi (gençlerin) tüm hayatlarını etkileyecek
şahsiyetleri bu sınavda alacakları netice ile
belirlenecek."

Gençler hayatlarını bu kadar derin etkileyen bir
seçimi yaparken bilgi ve becerelerine ve şanslarına
güvenmek durumundalar.

Ayrıca, meslek seçiminde mesleklerin piyasa
değerlerini de göz önüne alıyorlar.
Bir mesleği seçerken; o mesleğin ne kadar gelir
sağladığı, nasıl bir statü temin ettiği, hangi insan
grupları ile yakından ilgili olduğunu ağırlıklı olarak
değerlendiriyorlar.

Meslek seçiminde o mesleğin piyasa değerinin göz önüne
alınmasına hiçbir itirazım yok.

Ama sadece piyasa değerinin göz önüne alınmasına
karşıyım.
Zira, gençler üniveristeye gelene dek belirli bir
şahsiyet kazanıyorlar ama seçtikleri meslek de onların
şahsiyetlerini etkiliyor.
İşte olan da o zaman oluyor!

Gençler, kazandıkları şahsiyet üzerine ilave bir
şahsiyet bindirmeye kalktıklarında, eğer bu iki
şahsiyet arasında uzlaşmaz farklar varsa, kıyamet
kopuyor.

Tek bedende iki ayrı ruh yaşamaya başlıyor.
Mutsuzluk da böyle ortamlarda yeşermeye bayılır.
Gençlerin meslek seçimini önce ebeyvenler, sonra
çevre, arkadaşlar, sevgililer, medya v.b. gibi bir
sürü faktör etkiliyor.
Meslek seçimi sırasında gençlerin üzerlerine çok
gidiliyor. Devamlı onlara "bol para kazandıran"
meslekleri seçmeleri öneriliyor.
Bol para kazananların nasıl rahat hayat sürdükleri
örnekleri ile anlatılıyor.
Medya zengin insanların hayatlarını ballandıra
ballandıra nakil ediyor.
Renkli yaşamlar televizyonları süslüyor. Böyle
programlar yüksek rating alıyorlar.

Ama kimse gençlere "içindeki sesi dinle!" demiyor.
Kimse hayatta esas olan mutluluk ve huzurdur,
mutluluğu ve huzuru ise ancak içindeki sesi dinlersen
yakalarsın, diyerek nasihat etmiyor.
Gençler!
Meslek seçme yaşına geldiğinizde
karakteriniz-şahsiyetiniz; dolayısı ile zevk ve
beğenileriniz, eğilimleriniz, beceri alanlarınız büyük
çapta belirlenmiş oluyor.
Eğer, bu özelliklerinize ters düşen bir meslek
seçerseniz, ağzınıza hayat boyu çiğneyeceğiniz paslı
bir demir leblebi alırsınız.
Ne yutabilir, ne de tükerebilirsiniz.
Ağzınızda hep bir pas tadı ile yaşarsınız.
O meslek istediği kadar şaşaalı olsun, istediği kadar
bol para kazandırsın, istediği kadar sizi geniş çevre,
itibar sahibi yapsın, size ters gelir.
Sizi bozar. Mutsuz ve huysuz yapar.
Üstelik o meslekte, o mesleği icra etmek esasen
içinizden gelmediği için, başarılı da olamazsınız.
Dünyanın ne pahalı, en zevkli elbisesi de olsa;
vücudunuza uymayan bir elbise üzerinizde nasıl sakil
durursa, üzerinizde iken nasıl hep orasını burasını
çekiştirmek zorunda kalırsanız, size uymayan bir
meslek de hayat boyu size ait olmaz, hep bir yerlerden
sarkar, hep orasını burasını çekiştirmek zorunda
kalırsınız.
Düşünün 30 yaşında bir mesleğe atılıyorsunuz, 65
yaşına dek o mesleği icra ediyorsunuz.

Haftada 7X24=168 saat var. Siz en az 40 saati işte
geçireceksiniz. Bu 35 yıllık hayatınızın %24’ü eder.
Tam tamına 8.4 yıl!
Üstelik, mesleğinizi icra etmediğiniz anlarda da
mesleğinizi düşünüyor, mesleğinize uygun yaşıyor, onun
koyduğu esaslarla karar veriyor, onun istediği gibi
düşünüyorsunuz!
Sabah yataktan kalkmama isteği, işte istenen her yeni
görevin sizi beter bıktırması, geçmeyen saatler,
amirin ters bakışları, diğerlerine göre daha az alınan
zamlar, bir türlü terfi alamam böyle yanlış bir seçim
sonucu başlıyor.
Mutsuz bir kişilik böyle gelişiyor.
Mutsuz kişi de etrafındaki insanları mutsuz etmeye
bayılıyor.
Mutsuz insanların evlilikleri daha çabuk çatırdıyor,
boşanamasalar da keyif vermesi gereken bir yuvayı
hapishaneye çeviriyorlar.

Gelin; yol yakınken ÖSS’yi kazanma uğruna hayata
mağlup olmayın!
Sınavda muhakkak elinizden geleni yaptınız.
Mesleklerin piyasa değerini de biliyorsunuz.
Ama meslek seçimi yapmadan önce bir kenara çekilin:
"Ben hayatta ne istiyorum?", diye kendinize sorun.
Sorunun cevabını da bir yerden kopya çekmeyin.
Kendi sorunuza kendiniz cevap verin!




Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.