ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Edebiyat / Dil Bilgisi (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=658)
-   -   Yorgun Serüvenci Şiirinin İncelemesi (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=959398)

Prof. Dr. Sinsi 10-21-2012 07:09 AM

Yorgun Serüvenci Şiirinin İncelemesi
 

Yorgun Serüvenci Şiiri

frmsinsi.net

YORGUN SERÜVENCİ

ben yeşil bir su içtim on sekiz

emirgan’da içtim temmuz’da

bütün karadeniz akıyordu

rüzgar çözülmüştü ay yoktu

işte ben klor içtim on sekiz

bıyıklarımdan damlata damlata

büyük rezilliğimizi içtim

saat yirmi bir demesin içim çöl

gözlerimi mumlar gibi söndürüyorum

sarhoşlar gitti on sekiz gitti

İstinye’de gemiciler kahvesindeyim

avuçlarımda kuru kafa işareti

oksijeni eksik başka bir gökteyim

başka bir karanlığa kan veriyorum

az sonra böbreklerim dökülecek

yabancı bir ıslık elektriklerde

rüzgar dudaklarımı kesiyor

şimdi git on beş yıl önce gel

yalnızlar sokağında bekliyorum

tırnak uçlarımdan kan sızıyor

kan burun deliklerimden sızıyor

bütün camlarım kırılmış yorgunum

bir elektrikli gitar ulumaya görsün

aseton kokuları gelmesin gelmesin

bir kadın sesi boşalmasın kulaklarıma

plastik bir merih gecesindeyim

serüvenlerin tutsağıyım yenilmişim

çiğneyip tükürdüğüm yoksa korku mu

yoksa bıyıklarımı kirleten bu yeşil

fosforlu saat kadranlarına eğilmişim

akşam gazeteleri çıktı mı titremek

içimdeki filmin artık koptuğu mu

sen bakma bulutlandığıma on sekiz

s.o.s ne demek biliyorum unutmadım

çanların kimin için çaldığını unutmadım

yeşil bir su içmedim mi şekersiz

klor kokuyor klor elim ayağım

dinamit kasalarına giriyorum

Fransız afrikası’nda iş arıyorum

Cezayir’de kurşuna diziliyorum

ölüm sarhoşluğundan bıkmadım

kadehini kaldır on sekiz bir daha kaldır

yıkılsın bu temmuz bırak ayaklarına

kafesinden çıkar yürek diye taşıdığını

köprülerini at gemilerini batır

ellerini ellerimin üstüne koy on sekiz

sen de bir ıslık uydur devrik ıslığıma

ömrümüzü bir suç gibi ayarlamadık mı

ağır bir hüküm giyer gibi öleceğiz

A. ŞİİRİN BİÇİM YÖNÜNDEN İNCELENMESİ

Yorgun serüvenci şiiri bir baş kaldırı edasıyla yazılmıştır, bunu şiirde, büyük küçük harflerin ve noktalama işaretlerinin kullanılmamasından anlayabiliyoruz. Şiir modern tarzda ve serbest ölçüyle yazılmıştır.

B. ŞİİRİN İÇERİK YÖNÜNDEN İNCELENMESİ

ben yeşil bir su içtim on sekiz

emirgan’da içtim temmuz’da

bütün karadeniz akıyordu

rüzgar çözülmüştü ay yoktu

işte ben klor içtim on sekiz

bıyıklarımdan damlata damlata

büyük rezilliğimizi içtim

Şair yukarıdaki satırlarda abartılı olarak kendi hayatından örneklerle toplumun içinde bulunduğu durumu ortaya koymaya çalışıyor. Zaten Attila ilhan’ın şiirlerinde toplumsal gerçekçilik ve romantizm unsurları oldukça fazladır. İlk mısrada “ben yeşil bir su içtim on sekiz” burada şair içtiği içkiyi yeşil suya benzetiyor ve yine bu sudan abartılı olarak olarak içişinden söz ediyor “işte ben klor içtim on sekiz bıyıklarımdan damlata damlata büyük rezilliğimizi içtim”

saat yirmi bir demesin içim çöl

gözlerimi mumlar gibi söndürüyorum

sarhoşlar gitti on sekiz gitti

İstinye’de gemiciler kahvesindeyim

avuçlarımda kuru kafa işareti

oksijeni eksik başka bir gökteyim

başka bir karanlığa kan veriyorum

az sonra böbreklerim dökülecek

yabancı bir ıslık elektriklerde

rüzgar dudaklarımı kesiyor

şimdi git on beş yıl önce gel

yalnızlar sokağında bekliyorum

tırnak uçlarımdan kan sızıyor

kan burun deliklerimden sızıyor

bütün camlarım kırılmış yorgunum

bir elektrikli gitar ulumaya görsün

aseton kokuları gelmesin gelmesin

bir kadın sesi boşalmasın kulaklarıma

plastik bir merih gecesindeyim

serüvenlerin tutsağıyım yenilmişim

Şair duygularını anlatırken yine abartı ve şiddet unsurlarını kullanarak devam ediyor. Burada artık yorgunluğundan söz ediyor, bir karamsarlık hakim duygularına “şimdi git on beş yıl önce gel yalnızlar sokağında bekliyorum” bu karamsar ve yorgun havayı biçimsel olarak tasvir ediyor “tırnak uçlarımdan kan sızıyor kan burun deliklerimden sızıyor” hayatının geliş ve gidişlerinin sonunda artık yorulduğunu ve yenildiğini belirtiyor.

çiğneyip tükürdüğüm yoksa korku mu

yoksa bıyıklarımı kirleten bu yeşil

fosforlu saat kadranlarına eğilmişim

akşam gazeteleri çıktı mı titremek

içimdeki filmin artık koptuğu mu

sen bakma bulutlandığıma on sekiz

s.o.s ne demek biliyorum unutmadım

çanların kimin için çaldığını unutmadım

yeşil bir su içmedim mi şekersiz

klor kokuyor klor elim ayağım

dinamit kasalarına giriyorum

Fransız afrikası’nda iş arıyorum

Cezayir’de kurşuna diziliyorum

ölüm sarhoşluğundan bıkmadım

Yine şair abartılı olarak soyut olan bir şeyi somutlaştırarak bulunduğu durumdan kaynaklanan bir rahatsızlık bir memnuniyetsizlik tavrı ortaya koyuyor. Yine içtiği içkiden bahsediyor ve içkinin muhteviyatını açıklıyor. Korkularından çekinmeden yoluna devam ettiğini aynı yerde olayların gerçekleştiğini ifade ediyor.

kadehini kaldır on sekiz bir daha kaldır

yıkılsın bu temmuz bırak ayaklarına

kafesinden çıkar yürek diye taşıdığını

köprülerini at gemilerini batır

ellerini ellerimin üstüne koy on sekiz

sen de bir ıslık uydur devrik ıslığıma

ömrümüzü bir suç gibi ayarlamadık mı

ağır bir hüküm giyer gibi öleceğiz

Bu mısralarında şair: kendi sosyalist görüşü doğrultusunda bir baş kaldırıyı resimleştiriyor ve birlik olup beraber yürümeye davet ediyor. Şair yukarıdaki satırlarda hep kendi yaptıklarından söz ediyor ama son satırlarda artık beraber yapılan bir işten çoğul eki kullanarak sonlandırıyor şiiri “ömrümüzü bir suç gibi ayarlamadık mı ağır bir hüküm giyer gibi öleceğiz”.




Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.