![]() |
Kaynaklar, Doğal Enerji Kaynakları
1 Eklenti(ler)
Kaynaklar, doğal enerji kaynakları
Kaynaklar Güneş, rüzgar, su gibi doğal enerji kaynakları , insanlığın gereksiniminin ancak çok küçük bir kısmını karşılayabilmektedir. Güneş, ısı ve ışık enerjisini pek orantılı olmayan bir biçimde göndermektedir. Ekvatoral bölgeler istenilenden çok fazla bir enerjiyle karşı karşıyayken , kutuplar bundan hemen hiç yararlamamaktalar. Rüzgar , yüzyıllarca yelkenli gemilerde ulaşım için ; ya da yeldeğirmenlerinde , rüzgargüllerinde buğdayı öğütmek ve su pompalamak için kullanılmıştır. Su çarkları da büyük bir hızla akan derelerde bulunan kinetik enerjiyi kullanılacak bir biçime dönüştürür. Günümüzde bu doğal kaynaklardan çok daha değişik biçimlerde yararlanılması üzerine geniş araştırmalar yapılıyor. Çünkü bu doğal enerjilerin insanlık için önemi büyüktür. Bu tip enerjiler, dünya varoldukça kendilerini yenileyebilecek türden enerjilerdir. Başka bir deyişle , tükenmez kaynaklardır. Rüzgar enerjisi üzerinde daha: geniş araştırmalar yapılırsa, rüzgargülleri ileride çok büyük bir elektrik üretim gücü haline gelebilir. Gelecekte jeotermal enerji, yani dünyanın: merkezinde bulunan ısının kullanılabilir bir biçime getirilmeside önem kazanabilir. Bu enerji kaynağı da kendi kendine yenileyebilen bir kaynaktır. Çünkü bir şekilde dünya -nın varolması da buna bağlıdır. Kasırgalar ve dalgalarda büyük bir potansiyel enerji vardır. Ancak bu enerjilerin kullanılması için daha çok zamana gereksinim vardır. Şimdilik bu alan üzerindeki çalışmalar yetersizdir. |
Türkiye’de Enerji Kaynakları
1 Eklenti(ler)
Türkiye’de Enerji Kaynakları
Sanayi tesislerinin çalışması, aydınlatma, ısınma ve ulaşımın sağlanması büyük ölçüde enerjiye dayanmaktadır. Enerji, ülkelerin kalkınmasında önemli bir güç olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle ülkelerin gelişmişlik düzeyleri belirtilirken ürettikleri ve tükettikleri enerji miktarları da göz önünde bulundurulmaktadır. Enerji kaynakları yenilenemeyen ve yenilenebilen kaynaklar olarak iki grupta toplanır. Yenilenemeyen enerji kaynakları taşkömürü, linyit, petrol ve doğal gazdan oluşan fosil yakıtlar ile nükleer enerji gibi rezervi sınırlı olan ve tükendiğinde yenilenemeyen kaynaklardır. Yenilenebilen enerji kaynakları ise güneş, rüzgar, su ve jeotermal enerjiden oluşan ve kendi kendilerini yenileyebilen kaynaklardır. Günümüzde dünyada yenilenemeyen enerji kaynaklarının kullanımı daha yaygındır. Bu kaynakların hem üretim aşamasında hem de kullanımı sonrasında büyük ölçüde çevre sorunları yaşanır. Bu yüzden yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının yaygınlaştırılması gereklidir. Ülkemiz yenilenebilen enerji kaynakları bakımından büyük bir potansiyele sahiptir. Yenilenemeyen Enerji Kaynakları Taşkömürü (Maden Kömürü) Birinci jeolojik zamanda oluşmuş bazı arazilerdeki organik tortul kayadır. Kalori değeri yüksek olduğu için büyük bir kısmı demir-çelik endüstrisinde, geri kalanı ise Çatalağzı termik santralinde elektrik üretiminde kullanılmaktadır. Taşkömürü yatakları Batı Karadeniz Bölümü’nde özellikle Zonguldak çevresinde ve Ereğli’den Amasra’ya kadar uzanan bir şerit içerisinde yer alır. Ülkemizdeki taşkömürü yatakları düzenli tabakalar halinde olmayıp küçük parçalara ayrılmıştır. Taşkömürünün bulunduğu damarlar bazen çalışılamayacak kadar incelmekte ve kesintiye uğramaktadır. Bu nedenle taşkömürünün çıkarılmasında zorluklar çekilir ve üretim düşüktür. Demir-çelik endüstrisinin ihtiyacını karşılayamadığından dolayı ithal edilir. Linyit Üçüncü jeolojik zamanda oluşmuş ve kalorisi taşkömürüne göre daha az olan bir kömür türüdür. Türkiye’nin bir çok yerinde ve bol miktarda bulunduğu için önemli bir madendir. Kalorisi yüksek olan linyitler genellikle konutlarda yakıt olarak kullanılırken düşük kalorili olanları ise termik santrallerde kullanılmaktadır. Linyit yataklarımızdan en önemlileri Elbistan, Soma (Manisa), Tunçbilek, Seyitömer, Tavşanlı (Kütahya), Yatağan (Muğla) ve Çan (Çanakkale) dır. Petrol Üçüncü jeolojik zamanda oluşmuş arizelerde tabakalar içerisinde boşluklarda bulunur. Ancak akıcı olduğu için yer altındaki boşlukları izleyerek zamanla yatak değiştirebilir. Bu yüzden diğer jeolojik zamanlarda oluşmuş bazı arazilerde de petrol bulunabilir. Ülkemizde üçüncü jeolojik zamanda oluşmuş arazi fazladır. Ancak yapılan araştırmalar ülkemizdeki petrolün çok derinlerde olduğunu ortaya koymuştur. Ülkemizde petrol ilk olarak 1940 yılında Raman Dağı’nda bulunmuştur. Ülkemizde üretimin tamamına yakını Güneydoğu Anadolu Bölgesi‘nden karşılanır. Ham petrol üretimi 2005′de 2,2 milyon ton kadardır. Yurt dışından ithal ettiğimiz ham petrol ise 28 milyon tondur. Dolayısıyla ülkemizde petrol ihtiyacının ancak %14′ü karşılanabilmektedir. Ülkemizde tüketilen petrolün büyük bir kısmı Ortadoğu ülkelerinden ve Cezayir‘den ithal edilmektedir. Güneydoğu’dan çıkartılan petrol ile dışarıdan alınan petrolün işlendiği rafineriler şunlardır; - Batman - İpraş (İzmit) - Ataş (Mersin) - Aliağa (İzmir) - Orta Anadolu (Kırıkkale) Ham petrol, rafinerilere boru hatları ve tankerlerle taşınır. En önemli petrol boru hattı günümüzde yapımı tamamlanan ve faaliyete geçen Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) boru hattıdır. Bu hat sayesinde Azerbaycan ve Kazakistan petrolü Türkiye üzerinden taşınmakta ve dünya piyasasına ulaştırılmaktadır. Bu taşımacılıktan ülkemiz önemli gelir elde etmektedir. Kerkük-Yumurtalık boru hattı ise Irak’ta yaşanan olumsuzluklar nedeniyle verimli bir şekilde kullanılamamaktadır. Doğalgaz Yer altındaki boşluklarda petrolün üzerinde oluşan gaz karışımıdır. Çıkarıldıktan sonra boru hatlarıyla veya sıvılaştırılmış bir şekilde gemilerle taşınıp diğer ülkelere ulaştırılabilir. Tüketimi sonrasında çevre kirliliğine yol açmadığı için çok tercih edilen bir yakıttır. Kullanım alanları giderek yaygınlaşmaktadır. Başlıca doğalgaz yataklarımız Trakya-Hamitabat, Mardin ve Siirt’te bulunur. Doğalgaz rezervlerimiz çok yetersiz olduğu için uzun yıllardan beri Rusya’dan ithal edilmektedir. Radyoaktif Mineraller Bunlar uranyum ve toryumdur. Atom çekirdiğinin parçalanması sonucu büyük bir enerji açığa çıkar. Bu enerjiye nükleer enerji denir. Ülkemizde önemli uranyum yatakları Manisa-Salihli ve Yozgat-Sorgun’da, toryum yatakları ise Eskişehir-Sivrihisar’da bulunmaktadır. Ülkemizde işletmeye açılan uranyum ve toryum yatakları bulunmamaktadır. Bir çok ülke elektrik üretiminin büyük bir bölümünü nükleer enerjiden gerçekleştirmektedir. Fransa elektrik üretiminin %70′ini, Belçika %67’sini, İsveç %50 sini, Hindistan %3′ünü, Pakistan ise %2’sini nükleer enerjiden sağlamaktadır. |
Yenilenebilir Kaynaklar
Yenilenebilir Kaynaklar
Su Gücü Su gücüne hidroelektrik enerji denir. Ucuz, temiz ve yenilenebilir bir enerji kaynağıdır. Ülkemizde akarsuların gücünden yararlanılır. Yüksekten düşen ve hızla akan suların tribünleri çalıştırması sonucu elektrik üretilmektedir. Ülkemiz yüksek ve engebeli olduğu için akarsularımızın çoğu dar ve derin vadilerden akar. Bu durum baraj yapımına elverişli şartlar oluşturur. Türkiye hidroelektrik potansiyel bakımından Avrupa’da Rusya ve Norveç‘ten sonra 3. sırada yer almaktadır. Hidroelektrik potansiyelimizin üçte biri Fırat Havzası’ndadır. Bunu, Dicle, Doğu Karadeniz, Çoruh ve Kızılırmak havzaları izler. Yüksek potansiyelimize karşın üretilen enerji miktarı azdır. Önemli Barajlarımız Fırat üzerinde; Keban, Karakaya, Atatürk Kızılırmak üzerinde; Hirfanlı, Kesikköprü, Altınkaya Sakarya üzerinde; Sarıyar, Gökçekaya Gediz üzerinde; Demirköprü Büyük menderes üzerinde; Kemer, Adıgüzel Dicle üzerinde; Kralkızı, Devegeçidi Güneş Enerjisi Yenilenebilir enerji kaynakları içerisinde en önemlisidir. Ülkemiz coğrafi konumu nedeniyle güneş enerjisi potansiyeli bakımından şanslı bir ülkedir. Bir çok bölgemizde güneşli gün sayısı ve güneşlenme süresi yeterli düzeydedir. Yıl içerisinde güneşlenme süresi en yüksek olan bölgelerimiz Güneydoğu Anadolu ve Akdeniz’dir, en az olan bölgemiz ise Karadeniz’dir. Ülkemizde genelde su ısıtılmasında kullanılan güneş enerjisi,teknoşojik imkanların gelişmesine bağlı olarak yaygınlaşmaktadır ve zamanla bu enerji farklı alanlarda kullanılmaya başlanacaktır. Rüzgar Gücü Rüzgar enerjisi hem ucuz hem de çevreyi kirletmeyen bir enerji kaynağıdır. Ülkemizde ilk ticari amaçlı rüzgar santrali 1998 yılında Çeşme (İzmir)’de kurulmuştur. Rüzgar santrallerinin kurulmasının pahalı bir yatırım olması en önemli sıkıntılardan biridir. Rüzgar enerjisi potansiyeli bakımından Ege, Marmara ve Doğu Akdeniz kıyıları zengin yerlerdir. Jeotermal Enerji Yerin derinliklerinde ısınarak yüzeye çıkan sıcak su ve su buharından elde edilen enerjiye jeotermal enerji denir. Türkiye jeotermal enerji potansiyeli bakımından dünyanın zengin ülkeleri arasında yer alır. Ülkemizde jeotermal enerji ısıtma ve elektrik üretiminde kullanılmaktadır. Denizli-Sarayköy ve Aydın-Germencik’te enerji üretimi yapılmaktadır. Üretilen enerji miktarı kapasitenin çok altında kalmaktadır. Madenciliğin ve Enerji Üretiminin Türkiye Ekonomisindeki Yeri ve Önemi - Madenler gelişen sanayimizin bir çok dalına hammadde sağlar. - Madenlerin çıkarılması, işlenmesi ve pazarlanması çok sayıda iş alanının açılmasına ve bu alanlarda çalışan insanların geçimini sağlamasına yol açar. Gerek işlenmiş olarak gerekse ham olarak satılan madenlerden ülkemiz gelir elde etmektedir. Sanayi tesislerinin çalışması, ısıtma ve aydınlatma için gerekli olan elektrik enerjisinin önemli bir kısmı yerli enerji kaynaklarından sağlanmaktadır. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.