![]() |
Dünyadaki Önemli Uranyum Ve Toryum Rezervleri
Dünyadaki Önemli Uranyum ve Toryum Rezervleri Uranyum Toryum Ülke Oldukça Güvenilir (bin ton) Tahmini İlave Oldukça Güvenilir (bin ton) Tahmini İlave Avustralya 365 85 21 - Brezilya 2 10 68 1200 Kanada 191 668 54 293 Mısır ¬ - 15 280 Finlandiya 3 - - 60 Hindistan 32 26 319 - Türkiye 4 1 330 440 ABD 543 899 122 278 Uzmanların yaptığı inceleme ve değerlendirmeler sonunda, ortaya çıkacak enerji açığını kısa vadede nükleer enerji ile elektrik üretiminin yetebileceği, orta vadede yine nükleer enerjiden yararlanmakla birlikte bir alternatif enerji kaynağı olarak telaffuz edilen güneş enerjisinden yararlanmanın da devreye girmesi mümkün görülmektedir. Uzun vadede enerji ihtiyacına cevap verebilecek ve hemen hemen tükenmez bir kaynağa sahip olan “termo-nükleer enerjiden elektrik üretimi” 21. yy sonlarına doğru işlerlik kazanacaktır. Bugün içinde bulunduğumuz darboğazın ana nedeni 1990 yılından buyana yatırımların programın gerisinde kalmış olmasındandır. Gelişmekte olan bir ülkenin enerji yönünden dışa bağımlı olması düşünülmemekte ve sanayisinin enerji kısıntısı veya kesintisine tahammülü bulunmamaktadır. Bugün Türkiye tükettiği enerjinin yarıya .yakınını ithal etmekte ve bunun için yılda yaklaşık 10 milyar dolar gibi büyük bir para ödenmektedir. Türkiye’nin enerji üretiminde dış kaynaklara yöneldiği görülmektedir ki, bu enerjinin devamlılığıkonusunda risk içermektedir. İzlenmesi gereken politikalar genel olarak; sahip olunan kömür potansiyelinin yeni arama politikaları ile genişletilmesi, düşük kaliteli kömürlerin iyileştirilmesi, termik santralların ise biran önce çevresel tedbirleri alınarak ve yakma teknolojilerinin revize edilerek tam kapasite çalışmaya başlaması gelmektedir. Önümüzdeki 10-15 yıl içinde ülkemiz, potansiyel hidrolik ve fosil kaynaklarınıtamamen kullanmasına rağmen gelişmesi için gerekli enerjiyi başka kaynaklardan karşılama durumunda kalacaktır. Bu enerji kaynaklarından sadece nükleer enerji ihtiyacı karşılayabilecek kapasitede görünmektedir. Nükleer enerji konusundaki halk tepkisi bu konudaki bilgi noksanlığından ileri gelmektedir. Nükleer enerji üretimi diğer alternatiflere nazaran daha tehlikeli olmayan, çevrenin korunması için yararlı ve daha ucuz elektrik üreten tesislerdir. Türkiye’de henüz kurulu nükleer bir santralin olmaması adyoaktif hammadde konusunda arama ve zenginleştirme işlemlerini askıya alacağımız anlamına gelmemelidir. Bunun için Türkiye’nin tamamı üzerinde radyoaktif hammadde taramasının yapılması bulunan yatakların değerlendirilerek olumlu sonuç verenlerin hemen sorun yaratabilecek olanlarınıise laboratuvar ve pilot ölçekte olumlu sonuçlar alındıktan sonra tesis çapında çalışmalara başlanmalıdır. Nükleer teknoloji konusunda l950’lerden bu yana sahip olduğumuz bilgi ve deneyimlerimiz ile bunu yapabilecek konumda olduğumuz gerçeği unutulmamalıdır. Bugün düşük ve orta büyüme hızlı nükleer enerji üretim senaryolarının kullanılmasıhalinde dünya için yakıt temininde herhangi bir problemin olmayacağıgörülmektedir. Ancak bu durum nükleer teknolojide söz sahibi olan devletler için söz konusudur. Ülkeler arasında yapılan bazı nükleer denetleme anlaşmalarına riayet etme şartı altında yakıt temini garantisinin verilmesi, ihtiyaç sahiplerinin kağıt üzerindeki garantilerine hakikaten sahip olacaklarınıgöstermemektedir. Bu ülkeler ihtiyaçları olduğunda hiçbir yerden hammadde temin edememe veya çok fahiş bedel ödemek zorunda kalabileceklerdir. Kaynaklar: Akçael E. A., 1997, Dünyada ve Türkiye’de Petrol, s:61-70, Türkiye Enerji Politikaları İstanbul Üniv. Müh. Fak. Yerbilimleri Dergisi, C.16, S.1, SS.81 - 92, Y 2003 Ana Britannica Ünver Ö., 1996, Türkiye’nin Enerji Potansiyeli ve Bu Potansiyelden Ekomomik Olarak Yararlanma olanakları, s:25-40 |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.