![]() |
Yaşlanma Burada Değişmeyen Ölçüt Mü
Yaşlanma burada değişmeyen ölçüt mü? Kısmen. Ancak birinci grup doğrudan doğruya beynin yaşlanması ile ortaya çıkan, beyin dokusunun doğrudan tutulumu veya beyin hücre kaybı ile giden hastalıklarken ikinci grup vücudun diğer sistemlerinin yaşlanması nede-niyle ortaya çıkan hastalıklar. Örneğin, yaşlanma nedeniy-le tıkanmaya veya yırtılmaya daha eğilimli olması sonucu ortaya çıkan beyin damar hastalıkları. Peki, üçüncü grup? Bunlar, beyne genel destek sağlayan sistemlerin yaşla etkilenmesi sonucu ortaya çıkan hastalıklar. Beynin diğer organlar kadar, hatta onlardan daha fazla kan dolaşımına, oksijene ve şekere ihtiyacı var. En çok oksijen kullanan, en çok şeker kullanan, en fazla kan akımı olan organ, beyin-dir. Oksijeni sağlayan sistem, akciğerler; kan akımını sağ-layan sistem, kalp; şekeri sağlayan sistem ise iyi beslenme ve metabolizma. Eğer beyne destek sağlayan bu sistemler-de, çok fazla şeker ya da çok az şeker, az oksijen, yetersiz kan dolaşımı ya da kötü kalitede kan gibi sorunlar olursa, o zaman beynin işlev bozukluğu ortaya çıkabiliyor. Ne gi-bi belirtiler görülebilir? Örneğin, hastanın ciddi kalp yet-mezliği veya kalp ritim bozukluğu var, beyne yeterince kan ulaşmıyor. Hasta sersemlikten, baş dönmesinden ya-kınıyor. Ya da akciğerleri iyi çalışmıyor, halk arasındaki deyimi ile astım bronşiti var. Bu hastalık, beyne ulaşan ok-sijen miktarında azalma yapıyor. Hasta buna bağlı olarak da sersemlik, baş dönmesi hissediyor. Bu tip hastalıklar ise ileri yaşlarda daha sık görülüyor. Dördüncü grupta duyu organlarının giderek işlev kay-bına bağlı olan şikayetler söz konusu. Örneğin, "Gözlerim çok iyi görmüyor. Herhalde onun için çabuk algılayamıyo-rum... Kulaklarım çok iyi duymuyor onun için duyduğu-mu hemen anlayamıyorum, tekrar tekrar soruyorum. As-lında duyduğum zaman anlıyorum ama vakit geçiyor" gi-bisinden yakınmalar. Bunun yanında kas-iskelet sisteminin yaşlanması sonucu ortaya çıkan sorunlar var, örneğin ek-lemlerin kireçlenmesi veya iltihabı (artrit), kemik erimesi, omurganın dejenerasyonu. Bunun sonucunda insanlar da-ha kolay düşerler yaşlılıkta, yürüme bozuklukları daha sık-tır. Aslında doğrudan beyin yaşlanması ile ilgili olmadan yaşla gelen tüm değişikliklerin üst üste bindiği, birbirine eklendiği durum çıkar ortaya. Beşinci bir grup olarak ise yaşlılığın psikososyal boyutunu ve psikiyatrik hastalıkları-nı söylemek mümkün. Yaşla beraber ailenin giderek dağılması, eşin kaybı, bunun sonucunda sosyal izolasyon ve bu-nun da sonucunda depresyon. Emeklilik, iş ve işlev kaybı, beklentisizlik, bunun sonucunda oluşan psikolojik yıkım ve depresyon. Özellikle depresyon yaşlılıkta sık görülen, sık-lıkla da fark edilmeyen ciddi bir problem. Depresyon duy-gulanımı etkilediği gibi zihinsel işlevleri de bozan, yavaşla-tan bir hastalık. Bize, "Ben bunuyor muyum" diye gelen yaşlı insanların önemli bir kısmında depresyon saptıyoruz. |
Yaşlanma Burada Değişmeyen Ölçüt Mü
Depresyon özellikle yaşlılıkta olduğunda bunama ile çok sık karışıyor öyleyse hocam? Kesinlikle. Hatta depresyona bağlı ciddi unutkanlık, konsantrasyon bozukluğu gösteren hastalara eskiden "ya-lancı bunama" da denilirdi. Zira ağır depresyonlar bir bu-nama tablosu oluşturabiliyorlar. Bu yüzden şimdi "yalan-cıyı da kaldırdık ve "depresyona bağlı bunama tablosu" diyoruz. Çünkü geri dönebilen bir bunama şekli bu. Dep-resyonu tedavi ettiğimizde belirtiler de düzeliyor. Birazdan beynin yaşlanmasıyla doğrudan ilgili hasta-lıkları konuşacağız. Ancak inmeler de çok önemli, inme nedir? İnme beyin damarlarından birinin tıkanması veya pat-layarak kanamaya yol açması sonucu ortaya çıkan, ani-den gelişen, özellikle vücudun bir yarısında ortaya çıkan felç, konuşma bozukluğu, ağızda-yüzde kayma, duyu veya bilinç bozukluğu gibi belirtilerle ortaya çıkan bir tablo. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.