ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Kişisel Gelişim (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=611)
-   -   Dikkat! Aynaya Çok Bakanlar Dismorfofobi'ye Yakalanabilir (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=938890)

Prof. Dr. Sinsi 10-15-2012 06:00 PM

Dikkat! Aynaya Çok Bakanlar Dismorfofobi'ye Yakalanabilir
 

[size="4">Aynaya hiç bakmamak kadar çok bakmak da psikolojik bir sorun. Böyle insanlar dış görünümleriyle ilgili takıntılara kapılıyorlar.Halk arasında "][/size]Dismorfofobi nedir?

Bu hastalık 100 yıldan beri tanınmaktadır. Tanım olarak, kişinin fizik görünüşündeki gerçek fakat önemsiz bir kusur ile ileri derecede meşgul olmasıdır. Örnek olarak, burnun uzun yassı veya eğri olması, saçların çok seyrek, kıvırcık, göğüslerin çok büyük, sarkık veya küçük olması gibi bir kusurla, kişinin sürekli uğraşmasıdır. Bu kişiler huzursuzluk duydukları bu duruma karşı kaygı da duyar.

Diğer kişiler bu kusur veya kusurların hiç önemi olmadığını söyleseler de, kişi takıntısından vazgeçmez. Psikiyatride "vücut dismorfik bozukluğu"na (VDB) giren bu durum bir çeşit anksiyete bozukluğudur. Bu bozukluk olanlarda nasıl göründüklerine dair bilişsel çarpıklıklar vardır. Bu kişilerde var olan kusur hakkında çarpıtılmış bir algılama oluşmakta, bu durum sonunda takıntıya dönüşmektedir. VBD sosyal yaşam ve diğer alanlarda kişinin hayatında önemli sıkıntı ve gerilemelere yol açmaktadır.

Hastalığın ortaya çıkış nedenleri nelerdir?

Bu durum genellikle ergenlik ve gençlik yaşlarında ortaya çıkar. Kişilik gelişiminin ve özgüvenin tam oturmadığı, kişiliğini arama yerleştirme dönemlerine denk düşmektedir. Gençler, dış görünüş, kilo ve fiziksel bir kusur üzerinde çok dururlar. Orta sınıf ailelerde yetişen gençlerde sıklıkla görülür.

Güzellik arayışları, bir ünlüye benzeme isteği, o kişilerin bazı fiziksel özelliklerine aşırı hayranlıklar, arkadaşlar arasındaki örseleyici etkileşimler, alaycı tutumlar genci fiziksel görünümünü incelemeye yöneltebilir.

Güvensizlerin hastalığı

Bu hastaların kişilik portresi nasıldır?

Genellikle takıntılı, titiz, kendi bedenlerini sürekli inceleyen, güvensiz, karamsar ve çeşitli ruhsal çatışmalar içinde olan kişilerdir.

Vücut dismorfik bozukluğunun belirtileri nelerdir ve en çok hangi organlarda görülür?

Bu durum kişide, aynaya çok bakmak veya reddederek hiç bakmamak şeklinde görülebilir. Eğer ayna ile çok meşgul ise iki-üç ayna yardımı ile sürekli olarak sorunlu bölgeyi inceler. Kusurlu bulduğu yeri kamufle etmek için büyük bir çaba içine girer. Makyaj, şapka, eldiven, peruk kullanır.

Kusurlu bulduğu beden kısmını başkalarınınki ile mukayese eder. Bu kişiler, dermatoloji, cerrahi veya plastik cerrahi gibi bölümlerden devamlı yardım talep eder. Bu uzmanlar kişiyi psikiyatra gönderdiklerinde, bu öneriyi reddeder veya doktor değiştirirler. Kendilerini diğer kişilerin yanında mahcup, ezik ve güvensiz hissederler. En çok şikâyet edilen organlar saç, cilt, burun, meme, kalça, baldır ve penistir.

Hastanın insan ilişkileri nasıl olur?

Çekingen ve izole olarak yaşamayı tercih ettiklerinden, insan ilişkilerinde başarılı oldukları söylenemez. Bu durum karşı cins ilişkileri için de geçerli olacaktır.

Uç vakalar nelerdir?

Vücut dismorfik bozukluğu vakaları, aşırı takıntılı ve sıkıntılı olup, sürekli aynı düşüncenin etrafında dönerler. Depresyonlar, obsesyonlar veya kilo ile ilgili takıntıları olursa yeme bozuklukları ile birlikte görülebilir. Hipokondriazis, paranoya beden imajı bozuklukları ile karışabilir. İleri vakalarda paranoyadan ayırmak güç olur. İntihar düşüncelerine rastlanabilir.

Kimlerde daha sık görülür?

Son çalışmalarda kadınlarda ve erkeklerde görülme oranı eşit bulunmuştur. Genç, çalışmayan ve hiç evlenmemiş kişilerde daha sık görülür.

Reklamlar bu hastalığı tetikler mi?

Televizyon ve basında haber olarak manken ve ünlü kişilerin yaptırdıkları estetik ameliyatlar, reklam sektöründe kusursuz güzellik kavramının öne çıkarılıp kullanılması, bütün dünyadaki artistler, mankenler hakkında sürekli bilgi verilmesi ve onlara özenme, onlara benzeme isteği ve çabaları bir ölçüde güzellikle ilgili hoş çabalar olabilir. Bunun sonucunda bazı kişilerde incelik, saç modeli, burun, yüz şekli gibi takıntılar ön plana çıkar.

İzledikleri, onu kendisinde daha çok kusur aramaya yöneltebilir. Ancak, bizim konumuz olan vücut dismorfik bozukluğu'nda (VDB), hastalık söz konusudur, özenme ve taklit etmeden daha ileri ve ciddi bir durumdur.

Sadece ilaç yeterli değil

VDB psikolojik mi, hormonel mi?

Bu hastalığın beyindeki kimyasal ve genetik bozuklukla ilgili olduğunu söyleyen görüşler vardır. Kanımca, ailelerinde depresif, obsesif, paranoid kişilerin ve anksiyete bozukluklarının varlığı, böyle düşüncelerin ve hastalığın gelişmesine uygun ortam yaratmaktadır.

Tedavi şekli nasıldır?

Vücut dismorfik bozukluğu'nun tedavisinde ana yaklaşım, psikoterapi ve ilaç tedavisidir. Tek başına ilaç tedavisi bu hastalığı iyi etmemektedir. İlaçlar kişiyi daha yumuşak başlı kılıp takıntılardan uzaklaştırırken, kişinin terapiye yatkınlığını ve işbirliğini artırır. Bu ilaçlar sayesinde bedensel takıntılar, gerilim, anksiyete ve depresyon belirtileri ortadan kaybolurken, kişinin düşüncelerini daha gerçekçi ve kontrollü kılar.

Bazı ileri vakalarda bu ilaçların hayat kurtarıcı yardımları da olur. Bu vakalar takıntılarının yoğunluğuna bağlı olarak derin bir elem ve acı içindedir ve intihara kadar gidebilen girişimleri olabilir. İlaçlardan ve terapiden yararlanırlar. Bu konuda uzmanlaşmış kişilerce uygulanan "davranış tedavileri" de yararlı olabilir.

Beğenilmeyen organların ameliyatla düzeltilmesi, bu hastalıkta bir çözüm mü?

Gerçekten düzeltilmesi gereken bir kusurun varlığında dermatolojik, ortopedik veya estetik cerrahi girişimler yararlı olabilir. Bununla beraber, ameliyat bu kişilerin zihinlerine yerleşmiş olan kalıcı beden imajı kusurunu ortadan kaldıramamakta, ameliyat sonrasında beklediğini bulamama, mutsuzluk, ağır depresyon, sosyal izolasyon, içe kapanma veya doktorlara yönelik paranoid düşünceler gelişebilmektedir


Prof. Dr. Sinsi 10-15-2012 06:00 PM

Dikkat! Aynaya Çok Bakanlar Dismorfofobi'ye Yakalanabilir
 

Çekingen Kişilik Bozukluğu

Çekingen kişilik bozukluğu sosyal ortamlarda rahatsızlık hissetmek, başkalarının kendisini yargılaması ve çocukluktan itibaren süregelen çekingenlik olarak kendini gösterir. Ayrıca aşırı derecede utangaçlık olarak ortaya çıkar. Bu psikolojik rahatsızlığa sahip insanlar kendilerini küçük görür ve başkalarının fikirlerine aşırı derecede önem verir. Hastalığın özellikleri arasında kendini yetersiz görmek, eleştiriye yada kritize edilmeye karşı aşırı derecede hassas olmak ve sosyal ortamlarda bulunmaktan korkmak sayılabilir.

Çekingen kişiliğe sahip insanlar ancak yargılanmayacaklarına inandıkları takdirde başkaları ile iletişim kurabilirler. Sürekli olarak kendi hatalarına ve eksikliklerine yoğunlaşırlar. Bu kişiler sosyalleşmek ve başka insanlar ile iletişim kurmak isterler fakat acı çekmekten, reddedilmekten ve başarısız olmaktan korkarlar. Yargılanmak ve kaybetmek o kadar acı vericidir ki bir ilişkiye girerek risk almaktansa tamamiyle yalnız kalmayı tercih ederler.

Çekingen kişilik bozukluğunun sebepleri tam olarak bilinmemektedir. Bazı araştırmacılar kişinin yetiştirilme şekli ile alakalı olduğunu iddia etmektedir. Örneğin ailesi, kardeşleri yada arkadaşları tarafından sürekli eleştirilen ve reddedilmek kişinin kendisini değersiz olduğunu düşünmeye itmiş ve herkesin aynı şekilde davranacağını düşünmesini sağlamış olabilir.

Bu kişiler çoğunlukla kendi değerlerini farketmezler, aksine itici ve kişilik olarak yetersiz olduklarına inanırlar. Kendilerini istenmeyen kişiler olarak görürler, toplumdan soyutlanmış, yalnız ve mutsuzdurlar.

Çekingen kişiler dünyayı düşmanca, soğuk ve aşağılayıcı bir yer olarak görür. İnsanlar her an kritize etmeye, eleştirmeye, küçük görmeye ve umursamaz davranmaya hazır gibi algılanır. Dolayısıyla bu kişiler en ufak bir eleştiri karşısında bile büyük acı duyarlar. Korkuları öyle bir boyuta varır ki, en önemsiz olayda bile başkalarının kendisini küçük düşüreceğine ve ne yaparsa yapsın insanların hep kendisinde hata bulacağına inanır.

Belirtileri
Kritize edilmekten ve kınanmaktan dolayı büyük acı çekerler
Yakın hiç bir arkadaşları yoktur
İnsanlarla ilişki kurmaktan kaçınırlar
Başkaları ile iletişim gerektiren aktivitelerden ve görevlerden uzak dururlar
Yanlış yapma korkusundan dolayı sosyal ortamlarda utangaçlık
Olası zorlukların abartılması
Kendine güven eksikliği ve yetersizlik hissi

Tedavi

Zaman zaman bu hastalar psikoloğa yada psikiyatriste başvurarak terapiye kendi başlarına başvurabilirler, fakat bu durumlarda korkuları öylesine yüksek boyuttadır ki terapi sırasında en ufak bir zorluk ile karşılaştıklarında geri çekilmeye kalkabilirler. Pozitif yorumlara ve nazik yaklaşımlara cevap verebilirler ama en ufak eleştiri bu kişiler için dayanılmaz olur. Doktor ve hasta arasında pozitif bir ilişki kurulabilirse, kişi kendisine sorun yaratan bazı savunma mekanizmalarından vazgeçebilir. Dolayısıyla terapi oldukça faydalı olabilir. Bu kişiler genelde belli bir dereceye kadar insanlarla iletişim kurma yeteneğine sahiptir, terapi ile bu yetenekleri geliştirilebilir. Her hangi bir yardım alınmaz ise bu kişiler yaşamdan tamamiyle kendilerini soyutlayabilir ve tamamiyle izole olabilirler.

İlaç kullanımı bu hastalarda fazla önerilmez, aksine psikoterapinin daha faydalı olduğu görülmüştür. Bu hastalarda dikkat edilmesi gereken en önemli nokta kişi ile terapist arasında güven ilişkisinin kurulmasıdır, böylece hastanın zamanından once terapiyi bırakması önlenmiş olur.



Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.