![]() |
Polonya-Tarihi-Ekonomisi-Sanayi Tarım ve Ulaşım
4 Eklenti(ler)
Polonya-Tarihi-Ekonomisi-Sanayi Tarım ve Ulaşım
Polonya büyük bir Doğu Avrupa ülkesidir. Kuzeyinde Baltık Denizi, güneyinde Çekoslovakya'nın Südet bölgesi ve Karpat Dağlan bulunur. Batısında Alman Demokratik Cumhuriyeti, doğusunda SSCB vardır. Kuzey Avrupa Ovası'nın bir bölümü Polonya sınırla-n içindedir. Baltık kıyılan boyunca tepeleri çamlarla kaplı burunlara ve kumsallara rastlanır. Polonya güzel gölleri ve ormanlarıyla ünlüdür. Kıyı şeridinin gerisinde, büyüleyici görüntüleriyle binlerce gölün yer aldığı geniş bir ova uzanır. Kielce yakınındaki orta düzlükte yer alan ormanlık bölge, Kraköw'dan (Krakovi) POLONYA'YA İLİŞKİN BİLGİLER RESMİ ADI: Polonya Cumhuriyeti. YÖNETİM BİÇİMİ: İki meclisli, çok partili cumhuriyet. YÜZÖLÇÜMÜ: 312.683 km2. NÜFUS (1992): 38.429.000. BAŞKENT: Varşova. BAŞLICA KENTLER VE NÜFUSLARI (1991): Varşova (1.654.500), Lodz (846.500), Krakow (750.600). DOĞAL YAPI: Ülkenin büyük bölümü güneyde Çekoslovakya'nın Südet bölgesi ve Karpat Dağları'yla sınırlanmış, Vistül Irmağı ve kollarının akaçladığı bir düzlüktür. Ormanlık bölgeler yaygındır. BAŞLICA ÜRÜNLER: Çavdar, buğday, yulaf, patates, şekerpancarı, keten, canlı hayvan, kömür, çelik, çimento, çinko, kayatuzu. DIŞARIYA SATILAN BAŞLICA ÜRÜNLER: Kömür, bakır, kükürt, gemi, demiryolu gereçleri, sanayi ürünleri, et, süt ürünleri. EĞİTİM: 7-14 yaşları arasında zorunlu ve parasızdır. Cze.stochowa'ya uzanan kireçtaşı yaylası, Oj-cöw'daki mağaralar ve tepelerdeki kale kalıntıları Polonya'nın görülmeye değer yerleri arasındadır. Karpatlar'ın kuzeyindeki görkemli yeşil yamaçlar, granit Tatra Dağları'nın yalçın görüntüsüyle ilginç bir karşıtlık oluşturur. Polonya Avrupa'nın kuzeybatısındaki ılıman iklim ile SSCB'nin sert iklimi arasında bir geçiş bölgesi özelliği taşır. Yılın en soğuk ayı olan ocakta toprak karla örtülür, göller ve küçük ırmaklar buz tutar. En sıcak ay ise temmuzdur. Yağışlar daha çok yaz aylarında görülür. Toprağın büyük bölümü, yer yer huşağaçlarıyla karışan çam ormanlarıyla kaplıdır. Öbür yaygın ağaç türleri kayın, kavak, karaağaç ve meşedir. Akarsu kenarlarında sık sık söğüt ve kızılağaca rastlanır. Elma, armut, erik ve kiraz ağaçları ülkenin her yerinde yetişir. Yüzyıllar önce Polonya'da, Avrupa bizonu ve sığınların yaşadığı büyük ormanlar vardı. Günümüzde ise yalnızca Bialowieza Orma-nı'nda ve daha başka bir iki yerde az sayıda bizona rastlanır. Bunların avlanması yasaktır. Ormanlarda yaban domuzu, kurt, tilki, kızıl geyik ve boz ayılar bugün de varlıklarını sürdürmektedir. Polonya'nın ırmakları kuzeye doğru akarak Baltık Denizi'ne dökülür. En büyük ırmağı, Çekoslovakya'dan doğan ve ülkeyi boydan boya geçen Vistül'dür. Kollan Alman Demokratik Cumhuriyeti ile sınır oluşturan Öder ise ikinci büyük ırmaktır (bak. ÖderIRMAĞI). Halk ve Kentler II. Dünya Savaşı öncesinde çeşitli etnik grupların yaşadığı Polonya'da yaklaşık 6 milyon Yahudi vardı. Bunlardan 3 milyonu Naziler' ce yok edildi. Savaş sonrasında büyük göç hareketleri oldu. Günümüzde oldukça türdeş nitelikteki nüfusun yaklaşık yüzde 80'i Katolik'tir. Polonya'da Hint-Avrupa dil ailesine bağlı Slav dilleri grubundan bir dil olan Lehçe konuşulur. 1850'lerde sanayileşmenin başlamasıyla genç nüfus kırsal alanlardan kentlere göçtüyse de, bugün hâlâ nüfusun üçte biri çiftçilik yapmaktadır. Polonya'nın en eski ve güzel kenti, 1600'den önce 500 yıl kadar ülkenin başkenti olan Krakövv'dur. Avrupa'da en iyi korunmuş ortaçağ kentlerinden biri olan Kraköw, gotik ve Rönesans mimarlık üslupları açısından çok zengindir. Kentteki Meryem Ana Kilisesi'nin kulesinden her öğlen, yanda kesilen, coşkulu bir trompet sesi yükselir. Efsaneye göre 1241'de bir nöbetçi ufukta bir toz bulutu görür. Yaklaşan Moğol ordusuna karşı halkı uyarmak amacıyla trompetini çalmayı yanda keser. Çarçabuk kapılar kapatılarak düşmana karşı barikatlar kurulur ve başkent yağma edilmekten kurtanlır. 13. yüzyılda Moğollar' in saldırısına uğrayan başka bir eski kent olan Lublin ise kurtanlamayarak yakılıp yıkılmıştır. Gniezno ülkenin ilk başkentiydi ve 1320'ye kadar Polonya krallan bu kentin katedralinde taç giyerdi. Bugünkü başkent, aynı zamanda ülkenin en büyük kenti olan Varşova'dır (bak. Varşova). İkinci büyük kent, dokuma sanayisinde önemli yeri olan Lödz'dur. 1945'e kadar Breslau adıyla bir Alman kenti olan Wroctaw'da pek çok fabrika vardır. Poznari, Rönesans döneminden kalma eski ve güzel belediye binası ve barok üsluptaki katedraliyle ünlüdür. Varşova ile Kraköw arasında yer alan Cze.stochowa'da 14. yüzyıldan kalma bir manastır vardır. Gdansk-Gdynia liman bölgesi, Baltık Deni-zi'ndeki önemli ticaret merkezlerinden biridir. Gdansk (Danzig) Rönesans döneminde başlıca liman kentlerinden biriydi ve 1970'lerin sonunda gelişen Dayanışma hareketinin merkezi oldu (bak. GDANSK). Kültürel Yaşam Polonya tarih boyunca birçok kez saldınya uğramış, topraklan güçlü devletlerce parçalanmış, buna karşın ulusal kimliğini yitirmemistir. Kimliğinin korunmasında ve biçimlenmesinde edebiyatın önemli bir rolü vardır. 19. yüzyılda yetişmiş üç büyük şairinden 1798 doğumlu Adam Mickiewicz 1855'te İstanbul'da öldü. Öldüğü ev bugün müzedir. Sonraki kuşağın önde gelen edebiyatçılarından Henryk Sienkiewicz (1846-1916) ile Wladyslaw Reymont (1867-1925) ve çağdaş yazarlardan Czeslavv Milosz (doğumu 1911) Nobel Edebiyat Ödülü sahibidir. Polonyalı olup da ünü ülkesinin sınırlarını aşan önemli yazarlardan biri de sonradan İngiltere'ye yerleşen Joseph Conrad'dır (bak. Conrad, JoSEPH). Polonyalı bir yurtsever olan ünlü besteci Frederic Chopin, piyano için yazdığı romantik yapıtlarıyla ünlüdür (bak. Chopin, Frederic François). Değerli piyanist Ignacy Jan Pade-rewski (1860-1941) 1919'da Polonya başbakanı olmuştu. Artur Rubinstein (1887-1982) ise dünyaca ünlü bir piyanistti. Sinema sanatında çok ileri giden Polonya'da 20. yüzyılın ikinci yarısında Andrzej Wajda (doğumu 1926), Andrzej Munk (1921-1961) ve Roman Polanski (doğumu 1933) gibi üstün yetenekli yönetmenler yetişti. Polonya tiyatrosu da 20. yüzyılda büyük bir canlanma gösterdi. Bilime büyük katkısı olan Polonyalılar arasında modern astronominin kurucusu Mikolaj Kopernik ve radyumu bulan Marie Curie ilk akla gelenlerdir (bak. CURIE, Marie VE PlERRE; Kopernik, Mikolaj). Polonya'nın süsleme sanatları, şarkılar ve halk danslarında kendini gösteren renkli bir folkloru vardır. Günümüzde bu gelenekler çeşitli kurumlar aracılığıyla yaşatılmaya çalışılmaktadır. Okuryazarlık oranı yüzde 99,3'ü bulan Polonya'da eğitim 7-14 yaşlan arasında zorunlu ve tüm aşamalarda parasızdır. En önemli üniversiteleri arasında Varşova Üniversitesi, dünyanın en eski üniversitelerinden biri olan Kraköw'daki Jagiello Üniversitesi ve Lublin Katolik Üniversitesi sayılabilir. Ayrıca ülkede çeşitli araştırma enstitüleri ve akademiler vardır. Sanayi, Tarım ve Ulaşım Polonya yeraltı kaynakları zengin bir ülkedir. Yukarı ve Aşağı Silezya'da taşkömürü çıkartılır. Güneydoğuda kükürt, Katowice'de çinko ve kurşun yatakları vardır. Ayrıca linyit, kayatuzu, doğal gaz ve bakır elde edilir. Petrol ve demir gereksinimini büyük ölçüde dış ülkelerden sağlayan Polonya gelişkin bir sanayi ülkesidir. Demir-çelik, makine, ulaşım araçları, kimyasal maddeler, pamuklu dokuma, kâğıt, metal ürünler ve elektrikli ev aygıtları üretilir. Ormanlanndan elde edilen yumuşak odunlu kereste dışarıya satılır. Balıkçılık da ülke ekonomisine büyük katkı sağlar. Gdansk'ta gemi yapım ve onarım tesisleri vardır. Topraklarının yarıya yakını ekime elverişli olan Polonya'da patates, şekerpancarı, çavdar, buğday, arpa üretilir; domuz ve sığır yetiştirilir. Polonya'da sanayi bölgelerine ve limanlara ulaşan demiryolları özellikle yük taşımacılığında önemlidir. Varşova, karayolu ağının merkezidir. Ayrıca Öder Irmağı'ndan suyolu taşımacılığında yararlanılır. Başlıca limanları Szczecin, Gdynia ve Gdansk'tır. Uluslararası hava seferleri Varşova Havalimanı'ndan yapılır. Tarih Slav kabilelerinin Vistül havzasına İÖ 2000'lerde yerleştikleri sanılmaktadır. İS 9. ve 10. yüzyıllarda bu bölgede Piast hanedanı egemendi. 966'da Piast Hükümdarı I. Miesz-ko Hıristiyanlık'ı kabul etti ve Polonya devletinin temelini attı. Ne var ki, Polonya 200 yıl boyunca, doğuya doğru genişleme amacında olan Kutsal Ro-ma-Germen İmparatorluğu'na karşı bağımsızlığını korumak için mücadele etmek zorunda kaldı (bak. Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu). Polonya 12. yüzyılda bu imparatorluğun egemenliğine girdi ve bazı topraklarını yitirdi. Ülke 13. yüzyılda yeni sorunlarla karşılaştı. 1241'de başlayan Moğol akınları büyük yıkımlara neden oldu. Öte yandan ülkenin kuzeyi, Vistül'ün doğusunda güç kazanmış olan Toton Şövalyeleri'nin tehdidi altına girdi. Toton Şövalyeleri 1308'de Dan-zig'i (bugün Gdansk) ve Pomorze'nin (Pomeranya) kıyı bölümünü ele geçirince Polonya'nın denizle ilişkisi kesildi. Son Piast Kralı III. Kazimierz, Tötonlar'ın tehdidi altındaki komşuları Litvanyalılar ile Polonyalılar arasında bir birlik oluşturmaya çalıştı. 1386'da Litvanya Grandükü II. Wladyslaw Jagiello'nun Polonya Kraliçesi Jadvviga ile evlenmesiyle istenen birlik gerçekleşti. Bu evlilikle Polonya toprakları dört kez büyüdü ve doğu ticaret yolu açılmış oldu. 1410'da Jagiello, Grunwald'de Toton Şöval-yeleri'ni yenmeyi başardı. 1466'da oğlu IV. Kazimierz, Toton Şövalyeleri'ne karşı açtığı On Üç Yıl Savaşları'nı kazanarak Pomeranya ile Gdansk'ı geri aldı. Böylece Baltık Denizi' ne çıkış yeniden sağlanmış oldu. 15. yüzyılın sonuna doğru Osmanlılar ve Kırım Tatarları Karadeniz çevresindeki bazı bölgeleri ele geçirerek Polonya'nın doğu ticaret yolunu kestiler. Aynı dönemde Kutsal Roma-Germen imparatoru, Toton Şövalyeleri'ni Polonya'ya karşı ayaklandırdı. Bu arada Polonya sınırları Rus ve Osmanlı akınlarıyla zorlanıyordu. I. Zygmunt (1506-48) Rus saldırılarının çoğunu püskürttü. Osmanlılar'ın sürekli akınlarını durdurmak için ise 1533'te bir barış antlaşması imzaladı. 1569'da birleşik ve bağımsız bir krallık yönetimini öngören bir anayasa hazırlandı. Tüm soyluların kralın seçimine doğrudan katılması sağlandı. Litvanya Grandüklüğü ve Polonya Krallığı, tek bir hükümdarca yönetilen bir devlet oluşturdular. Bu dönemde soyluların köylüler üzerindeki sömürüsü ağırlaşmıştı. Polonya Doğu Avrupa'nın Önemli bir tarım ve ticaret merkezi durumuna geldi. Seçimle işbaşına gelen Stefan Batory, Ruslar'ın işgali altındaki toprakları geri almayı başardı, ülkede reformlara girişti. Batory'den sonra başa geçen III. Zygmunt Waza (1587-1632) İsveç ve Rusya ile savaşa girdi. Bu dönemde parlak zaferler kazandıysa da daha sonra Osmanlı akınları karşısında zayıf düştü. Polonya' nın zayıf düşmesinden yararlanan İsveç, 1629'daki bir antlaşmayla Baltık kıyı kentlerini aldı. Bir yandan Osmanlılar Avrupa'nın ortalarına doğru ilerlerken, Ruslar da topraklarını batıya doğru genişletmeye başlamıştı. 1674'te tahta çıkan Jan Sobiesky, Viyana'yı kuşatan Osmanlı ordusunun yenilgiye uğratıl-masında önemli rol oynadı (1683). Karlofça Antlaşması'yla Osmanlılar'ın elindeki topraklar yeniden Polonya'ya geçti (1699). Avusturya ve Rusya 17. yüzyılın sonunda Avrupa'nın iki büyük gücü olarak öne çıkmıştı. 18. yüzyılın başında Polonya İsveç'in işgaline uğradı, kentleri yağmalandı ve nüfusunun dörtte birini yitirdi. Bundan yararlanan I. Petro, Polonya topraklarının bir bölümünü ele geçirerek, Polonya'nın Rusya'nın koruması altına girdiğini ilan etti. 1772'deki bir anlaşmayla Polonya topraklarının yaklaşık üçte biri Rusya, Avusturya ve Prusya arasında bölündü. Bu olay Polonya soylularının yurtseverlik duygularını kamçıladı. Düzenli bir ordu kurduktan başka 1791'de yeni bir anayasa ile halk egemenliğini öngören bir yönetim planı geliştirdiler. Polonya'nın Fransız Devrimi'ne benzer bir girişimde bulunmasından kaygılanan Rusya ülkeyi işgal etti. 1793'teki ikinci paylaşımla Polonya daha da küçüldü. Sonraki yıl General Tadeusz Kosciuszko önderliğindeki ayaklanma yenilgiyle sonuçlandı. 1795'te Rusya, Avusturya ve Prusya'nın katıldığı son bölünmeyle birlikte Polonya 100 yılı aşacak bir süre boyunca Avrupa siyasal haritasından silindi. Yeni hükümetin serbest piyasa ekonomisine geçiş yönünde attığı adımlar başlangıçta büyük sarsıntılar yarattı. Ama Batı dünyasının da yardımıyla 1990'm sonunda enflasyon kabul edilebilir bir orana indi ve tüketici fiyatları istikrara kavuştu. İzlenen politikalar sonucunda ihracat arttı, ithalat azaldı. Bütçe açığı kapandı. Bu arada artan işsizlik devlet işletmelerinin özelleştirilmesiyle daha da ağırlaştı. Reformların yavaş ilerlemesinden yakınan Lech Walesa, Aralık 1990'da cumhurbaşkanlığına seçildikten sonra, ülkenin hızla piyasa ekonomisine geçmesini savunan Jan Krzysztof Bielecki'yi başbakanlığa atadı. Demokrasi Birliği'ni kurarak muhalefete geçen eski başbakan Tadeusz Mazowiecki ise 1991'de yapılacak seçimlere hazırlanmaya başladı. Yeni dönemde Batı'yla bütünleşmeye yönelen Polonya 1990'da Almanya'yla sınır anlaşması imzaladı. Ayrıca iki ülke arasında işbirliğini geliştirmeye yönelik bir program uygulamaya kondu. Öteki komşularıyla da bir dizi anlaşma imzalayan Polonya, ortak üyelik için Avrupa Topluluklarıyla yürüttüğü görüşmeleri Aralık 1991'de başarıyla sonuçlandırdı ve geçiş dönemi için bir tür sınırlı korumacılık talebinde bulundu. Siyasal bölünmüşlüğün ve ekonomik sıkıntıların sürdüğü ortamda Ekim 1991'de yapılan genel seçimlerde katılım oranı ancak yüzde 43'ü buldu. Seçimlere giren 120 partiden 29'unun parlamentoya temsilci göndermesiyle karmaşık bir siyasal tablo ortaya çıktı. Walesa'nın gönülsüzce başbakanlığa atadığı Jan Olszewski Aralık 1991 'de bir merkez-sağ koalisyon hükümeti kurdu. Haziran 1992'de istifaya zorlanmasından sonra hükümet kurma görevi Polonya'nın ilk kadın başbakanı olarak Hanna Suchocka'ya verildi. Dayanışma kökenli partilerin bölünmeye devam etmesi, sosyal demokrat bir kimlikle ortaya çıkan eski komünistleri parlamentodaki en büyük muhalefet gücü durumuna getirdi. 1992 sonlarında yayılan grevlere karşın, Polonya ekonomisi umut verici olmayı sürdürüyordu. 20. Yüzyıl I. Dünya Savaşı'nın yarattığı yeni durum, Polonya'nın yeniden bir devlet olarak ortaya çıkışının koşullarını hazırladı. Buna yardımcı olan başlıca etkenler bağımsızlık özlemi içinde olan Polonyalılar'in sürekli mücadelesi, Rusya'da gerçekleşen Ekim Devrimi, Almanya'nın yenilgisi ve Avusturya İmparatorluğu' nun çöküşüydü (bak. Avusturya İmparatorluğu). 1917 Şubat'ında Rusya'da kurulan geçici hükümet Polonya'nın bağımsızlık hakkını tanıdı. 1919'da Paris Barış Konferansı'nın sonunda imzalanan Versay Antlaşması'yla Polonya daha önce yitirmiş olduğu toprakların önemli bir bölümünü geri alarak bağımsızlığa kavuştu. Bağımsızlığın ilanından hemen sonra kurulan Polonya ordusu Litvanya, Ukrayna ve Beyaz Rusya'ya karşı saldırıya geçti. Bu yüzden SSCB ile savaş çıktı. Batılı devletlerce desteklenen Polonya, Kızıl Ordu'yu yendi ve 1921'de Riga Antlaşması'yla doğu sınırını da çizdi. Polonya sanayi açısından çoğu Avrupa ülkesine göre daha geriydi. Bu nedenle yalnızca savaş yaralarını sarmakla kalmayıp yeni bir yönetim oluşturmak, eskiden üç parçaya ayrılmış olan ülkede birliği sağlamak ve bir sanayileşme programı uygulamak zorundaydı. 20 yıl sürecek bağımsızlık döneminde oldukça önemli adımlar atıldı. Polonya, SSCB ile Almanya arasındaki anlaşmazlıkların dışında kalacağını umuyordu. Fransa, Romanya ve İngiltere'yle savunma anlaşmaları yaparak olası bir savaştan uzak kalmaya çalıştı. Almanya ile de saldırmazlık paktı imzaladı. II. Dünya Savaşı öncesinde Almanya ile SSCB 23 Ağustos 1939'da kendi aralarında bir saldırmazlık paktı imzaladılar. Alman birlikleri savaş ilan etmeden 1 Eylül' de Polonya'yı istila etti. SSCB de doğu illerine girdi. Polonya topraklan ikiye bölünerek Almanya ve SSCB'ye bağlandı. Bunun üzerine Paris'te bir Polonya sürgün hükümeti kuruldu. Polonyalılar Fransız ordusuyla birlikte Almanlar'a karşı savaştılar. Sürgün hükümeti daha sonra Londra'ya taşındı. Nazi işgali altındaki Polonya'da çok sayıda Yahudi'nin yaşadığı gettolar kapatıldı (bak. Getto). 1941'den başlayarak Naziler büyük bir soykırıma girişti. Chelmno, Auschvvitz ve Treblinka toplama kamplarında 3 milyon Yahudi öldürüldü. Alman orduları Polonya üzerinden SSCB'ye saldırıya geçti. Bunun üzerine SSCB, Polonya sürgün hükümetini tanıdı ve Polonyalı savaş tutsaklarından bir direniş ordusu kurulmasını onayladı. Polonya'nın işgaliyle başlayan ülke çapındaki direniş hareketi savaş yılları boyunca giderek gelişti, 1 Ağustos 1944'te Varşova'da büyük bir ayaklanmaya dönüştü. İki ay süren çarpışmalar kentin yıkılması ve halkın toplama kamplarına sürülmesiyle sonuçlandı. Ayaklanma bastırıldıktan sonra Ocak 1945 'te Kızıl Ordu Varşova'ya girdi. Mart 1945'te Alman işgali sona erdirildi. II. Dünya Savaşı'ndan sonra Polonya Ulusal Birlik Hükümeti ABD ve İngiltere tarafından tanındı. SSCB ile de doğu sının konusunda anlaşmaya vanldı. Böylece Polonya bağımsız bir devlet olarak yeniden Avrupa haritasında yerini aldı. Ne var ki, yüzölçümü 1939 öncesine göre küçülmüştü; eski topraklarını Almanya'dan geri almasına karşılık, daha fazlasını SSCB'ye bırakmak zorunda kalmıştı. Ulusal Birlik Hükümeti'nin kurulmuş olmasına karşın, hepsi de savaş sırasında bağımsızlık mücadelesi vermiş çeşitli partiler arasında anlaşmazlık çıktı. Sonunda komünist Bo-leslavv Bierut cumhurbaşkanı oldu. Ülkede toprak reformu yapıldı ve büyük sanayi işletmeleri kamulaştınldı. Hızla sanayileşme amacıyla planlar yapıldı ve ülke kaynakları bu amaca yönelik olarak kullanılmaya başladı. Ama, kilise, öğrenciler ve aydınlar özgürlüklerin kısıtlanmasından, mal kıtlığından ve gelirlerinin yetersizliğinden şikayetçiydiler. 1956'da Poznan'da başlayan genel grev bastırıldı. 1968'de aydınların ve öğrencilerin protestosu tüm üniversite kentlerine yayıldı. 1970'lerde ülke çapında işçi direnişleri başladı. Bu arada 1978'de Polonyalı Karol Vojtyla, II. Johannes Paulus adıyla papa seçildi. Yeni papanın 1979'da Polonya'yı ziyareti sırasındaki karşılama törenleri yönetim karşıtı gösterilere dönüştü. 1980'de Lech Walesa'nın önderliğinde Dayanışma Sendikası kuruldu ve kısa sürede bir muhalefet odağı durumuna geldi. 1981'de General Wojciech Jaruzelski başkanlığında yeni bir hükümet kuruldu. Aynı yılın aralık ayında sıkıyönetim ilan edildi ve Dayanışma Sendikası kapatıldı. 1983'te sıkıyönetim kaldırıldı, 1985'te seçimler yapıldı. Jaruzelski yönetimi, SSCB'de ve öteki sosyalist ülkelerde yürürlüğe giren reformların da etkisiyle ülkede ekonomik ve toplumsal alanda önemli değişimlere yöneldi. Ama 1988'de yeni bir grev dalgası patlak verdi. Hükümet ve Dayanışma önderlerinin aldığı ortak kararlar doğrultusunda Haziran 1989'da serbest seçimler yapıldı. Seçimler sonunda Dayanışma yanlılarının ağırlıkta olduğu bir koalisyon hükümeti kuruldu. Dayanışma Sendikası içindeki düşünce ayrılıkları 1990'da bölünmeyle sonuçlandı ve Walesa'mn karşıtları yeni bir parti kurdu. |
Cevap : Polonya-Tarihi-Ekonomisi-Sanayi Tarım ve Ulaşım
7 Eklenti(ler)
DEVLETİN ADI: Polonya Halk Cumhûriyeti
BAŞŞEHRİ: Varşova (Warszawa) YÜZÖLÇÜMÜ: 312.677 km2 NÜFUSU: 38.429.000 RESMİ DİLİ: Polonya Dili (Lehçe) DİNİ: Katolik PARA BİRİMİ: Zloty (= 100 Groszy) http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1260986401 Kuzey Avrupa'da 49° -54° 50' kuzey enlemleri ve 14° 08' -24° 09' doğu boylamları arasında yer alan ve Merkezi Doğu Avrupa'nın en geniş ve en kalabalık ülkesi olan bir cumhûriyet. Doğusunda Rusya, güneyinde Çek Cumhûriyeti, Batısında Almanya ve kuzeyinde Baltık Denizi bulunur. Târihi http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1260986401 Polonya Devleti, 10. yüzyılın ortalarında ortaya çıkmış ve 963 yılı ülke târihinin başlangıcı olmuştur. Polonya ve Vistula nehirleri arasında yaşamış olan Islav kabilelerinin kurmuş olduğu bir devlettir. O zamanki bu Islavlara'yayla insanları' mânâsına gelen 'Polane' deniyordu. Zamanla bu isim Polonya hâline dönüştü. Polonya 14. yüzyıldan 17. yüzyıla kadar geçen süre içinde Avrupa'da güçlü bir devlet hâlindeydi. 'Üç parçalanmadan' ilki 1772 târihine kadar olan çeşitli hânedanlıklar idâresindeydi. Bu târihten îtibâren Polonya'nın çöküş dönemi başladı. 1772 târihinde Prusya, Rusya ve Avusturya, ülke topraklarını aralarında paylaştılar. Bunu 1793 ve 1795 paylaşmaları tâkip etti. Polonya'nın elinde sâdece doğu Prusya civarı kaldı. Birinci Dünyâ Harbinden sonra uzun mücâdele ve sıkıntılardan sonra 1918 yılında Versay Antlaşmasıyla bağımsızlığı sağlandı. http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1260986401 1939 yılında aynı anda Hem NaziAlmanyasının ve hem de Rusya'nın işgâline uğradı. Harp boyunca altı milyon Polonyalı öldürüldü. Daha sonra Alman orduları müttefiklere teslim oldu. İşgâl sırasında kurulan sürgündeki Polonya hükümeti işbaşına geldi. 1947 yılında yapılan seçimlerde komünistler hükümeti kurdular ve ülkeyi Rusya'nın peyki durumuna soktular. İkinci Dünyâ Harbinin bu zor günlerinden sonra Polonya, Rusya'ya verilen 178.842 km2lik bölgeye karşı 1945'te Alman topraklarından 102.400 km2lik bir bölgeyi aldı. Oder-Neisse hattının doğusunda kalan bu bölge Silezya, Pomerania, Batı Prusya ve Doğu Prusya'yı da içine almaktaydı. http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1260986401 Polonya idâresine komünistlerin gelmesiyle, büyük mülkiyetler kaldırıldı, endüstriler millîleştirildi, okullardaki eğitim sistemleri komünistleştirildi. Üretim azaldı. Bütün bunların netîcesinde 1956 yılında Poznan'da isyân çıktı. 1970 yılında yeni ağır vergiler ve aşırı fiyat yükselmeleri yeni isyânlara yolaçtı. 1980 yılında olaylar daha şiddetlendi. Lenin tersanelerinde gelişen 'İşçi Grevleri' sonunda, işçinin yanında olduğunu söyleyen komünist idâre '21 imtiyazı' vermek mecburiyetinde kaldı. Gdansk adıyla bilinen bu grevler sonunda, bağımsız işçi sendikaları kurma hakkı elde edildi. Olayların gidişinden ürken Rusya'nın tehditleri ülkede sıkıyönetim îlânına sebep oldu. İşçi ayaklanmalarını organize eden Dayanışma Sendikası liderleri tutuklandı. 1982 yılında ABD baskısı neticesi sıkıyönetim kaldırıldı. 1983 yılında yine Gdansk'ta Lenin Tersanelerinde hükümet aleyhtarı gösteriler yapıldı. 1 Mayıs'ta Polonya İşçileri, İşçi hükümetinden haklarını talep etmek üzere 'İşçi Bayramını' grevlerle kutladılar. Askerî idâre işçilere bâzı haklar verdi. 1985 seçimlerinden sonra başa geçen Jaruzelski, Batıyla ilişkilerini geliştirmeye çalıştı. DayanışmaSendikasına karşı tâkip edilen sert politika 1986'da yumuşamaya başladı. Artan ekonomik problemler 1988'de büyük bir grev dalgasına sebep oldu. 1989 Haziranında yapılan seçimlerde, o târihe kadar iktidarda olan Birleşik İşçi Partisi ağır hezimete uğradı. Dayanışma Sendikasının teklifi üzerine Tadeusa Mazowiecki başkanlığında bir koalisyon hükümeti kuruldu. 1990'daki devlet başkanlığı seçimlerini Lech Walesa kazandı. Fizikî Yapı http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1260986401 Polonya yaklaşık 312.667 km2 lik yüzölçüme sâhiptir. Baltık kıyıları yaklaşık olarak 525 km uzunluğundadır. Polonya, bir ova görünümündedir. Güney sınırlarını teşkil eden Karpat Dağları haricinde ülke toprakları deniz seviyesinden yaklaşık 300 m kadar yüksektedir. Ülke esas olarak, güneyde Çek Cumhûriyeti sınırını teşkil eden dağlardan doğan ve Baltık Denizine dökülen Odra ve Vistula nehirlerinin vâdilerini ihtivâ etmektedir. Güney sınırındaki dağlar iki ayrı sistem hâlindedir. Güneybatıda Karkonsze Dağları ve güneyde Karpat Dağları yer alır. Bunlar bir seri paralel dağ silsilelerinden meydana gelmiş olup, en yüksek noktası 2503 m yüksekliğindeki Rysy Tepesi olan Tatra Dağlarında birleşirler. İki dağ sistemini, Polonya'nın güneye açılmasına izin veren Moravya Kapısı ayırır. Moravya Kapısı, bugün için dahi önemli bir kara ve demiryolu çıkışı ve bir ticarî ulaştırma kanalı olarak, târihteki 'geçiş yolu' rolünü muhâfaza eden bir geçittir. Vistula veOder'den başka diğer iki önemli nehir Bug ve Neisse'dir. Ülkede küçüklü büyüklü birçok göl vardır. Özellikle kuzeydoğuda göllerin sayısı oldukça fazladır. BunlardanSniardwy, Mamry ve Niegocin en büyükleridir. İklim Polonya'da yaz ayları sıcak, kış ayları soğuk ve uzun sürer. Yaz mevsimi için Haziran ayı sıcaklık ortalaması 18°C ilâ 20°C arasındayken, kış mevsimi için Ocak ortalaması ise -5°C ilâ -2°C arasındadır. Kuzey ve doğuda kış ayları oldukça sert geçer. Ülkenin çoğu bölgesinde yağan kar, uzun süre erimez ve öylece kalır. Yaz aylarında, çok sık sağnak yağışlar olur. Ova görünümündeki bölgeler, ortalama olarak 480 ilâ 650 mm arasında değişen bir yağış ortalamasına sâhiptir. Fakat daha yüksek bölgelerde, meselâ Baltık kıyılarında bu rakam daha yüksektir. Oldukça yüksek olan dağlık bölgelerde ise yıllık yağış miktarı 1020 mm'ye kadar ulaşır. Tabiî Kaynakları Polonya topraklarının beşte birinden fazlası ormanlık arâzidir. Geniş yapraklı ağaçlar çoğunluğu teşkil etmek üzere, kozalaklı ağaçlarla birlikte, kuzeydoğu bölgesi ormanlarla kaplıdır. Ormanların karakteri oldukça yavaş değişmekte olup, bugün mevcut ağaçlar yumuşak tahtalıdır. Toprakların kalitesi farklı olup, çeşitli cinslerdedir. Dağlık bölgelerde daha ziyâde ince ve taşlı toprak bulunur. Güney Polonya'daki lös tipi topraklarla, ülkenin ortasında geniş bir alanda mevcut, içinde organik maddeler olan kum ve kil karışımının meydana getirdiği topraklar en verimli olanlarıdır. Polonya ormanlarında ve millî parklarında çoğunlukla kırmızı geyik, ayı, kurt, kartal, dağ keçisi, siyah leylek ve dev geyik yetişir. Ayrıca bâzı bölgelerde sırtlan ve arslana da rastlanmaktadır. Polonya'nın yer altı kaynakları oldukça zengindir. En önemli mâdeni kömürdür. Orta Polonya'da linyit rezervleri mevcuttur. Güney bölgelerde petrol ve tabiî gaz yatakları vardır. Yukarı Silesia'da çinko ve kurşun, Aşağı Silesia'da bakır çıkarılmaktadır. Demir cevheri rezervleri az miktarda bulunur. Mevcut kıymetli sülfür yatakları önemli bir gelir kaynağıdır. Ayrıca bir miktar gümüş, kadmiyum ve tuz da çıkarılır. Nüfus ve Sosyal Hayat Polonyalılar Islav ırkındandır. Nüfûsun en eski kaynağını 10. yüzyılda 'Polane' adı verilen Islav kabileleri meydana getirir. Yaklaşık olarak 37.875.000 nüfûsa sâhip bir ülkedir. Nüfûsun % 98'ini Polonyalılar meydana getirir. Geri kalan küçük bir bölümünü ise Almanlar, Ukraynalılar ve Byelorussianalılar teşkil eder. Polonyalıların % 65'e yakını genç olup, 15 ilâ 60 yaş grubu arasındadır. Nüfus yoğunluğu 121 olup, yıllık nüfus artışı % 1'dir. http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1260986401 Bugünkü Polonya lisanı, Islav kabilelerinden teşkil etmiş Polanelerin dilinden kaynaklanmaktadır. Buna mukâbil, Pomerania'nın doğusunda ve Polonya Karpatlarının bâzı bölgelerinde diğer Islav kabilelerinin bir miktar farklı yönleri bulunan lehçeleri de konuşulmaktadır. Polonya halkının büyük bir bölümü katoliktir. Hıristiyan âleminin bugünkü lideri olan Papa John Paul II, Polonyalıdır. Polonya'da eğitim ve öğretim imkanları oldukça geniştir. Halkın okuma yazma oranı % 98'dir. Önceleri katolik inancına göre hazırlanmış öğretim müfredatı, komünistlerin iş başına gelmesiyle daha kötü bir duruma sokulmuş, dersler tamâmen dinden uzaklaştırılmış ve komünist ideolojisiyle öğrencilerin beyinleri zehirlenmeye çalışılmıştır. Marxsist-Leninist felsefe içinde boğulmuş düşünce ve prensipler, her seviyede zorla öğretilmekteydi. 1986'dan sonra bu zorlama yavaş yavaş kalkmıştır. Mevcut üniversiteler içinde Krakow'da Jagerellonion Üniversitesi, Lublin Katolik Üniversitesi ve Varşova Üniversitesi en önemlileridir. Polonya'nın başşehri Varşova'dır. Diğer önemli şehirleri ise, Kodz, Krakow ve Gdansk'tır Siyâsî Hayat Polonya'da tek partili sisteme dayalı sosyalist rejim, 1988'de yerini çok partili sisteme bırakmıştır. Günümüzde de yürürlükte olan 1952 Anayasasına göre yasama yetkisi seym denilen tek meclisli parlamentoya âittir. Bu meclisin 460 üyesi beş yılda bir halk tarafından seçilir. Meclisin üyeleri arasından seçilen 17 kişilik Devlet Konseyi yasama ve bâzı yürütme yetkilerine sâhiptir. Asıl yürütme organı ise direkt meclise karşı sorumlu olan Bakanlar Konseyidir. Ekonomi http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1260986401 Polonya ekonomisi, İkinci Dünyâ Harbi ve çeşitli istilâlar yüzünden büyük sarsıntılar atlatmıştır. Daha sonra ABD ve diğer ülkelerden alınan yardımlarla biraz düzelmiştir. Komünistler ülkeyi ele geçirince ekonomide devletleştirme ve kollektifleştirme başladı. Komünist ülkeler arasında kurulan 'Karşılıklı Ekonomik Yardımlaşma Konseyi' (Comecon) ekonomik yönü ağırbasan bir askerî antlaşmadır. Polonya bunun bir üyesi olarak, ticâretini bu ülkelerle yapardı. Ülkede sosyalistler seçimleri kaybedince ve Sovyetler Birliği dağılınca başa geçen hükûmet ekonomik problemleri halletmek için Batıya açılma politikasını uygulamaktadır. Polonya endüstrisi oldukça çeşitlidir, gemi yapımı, tekstil, kimyâ, orman ürünleri, metal sanâyii, otomobil, uçak, makina, çimento, alüminyum ve petrol ürünleri başlıca endüstri dallarıdır. Son zamanlarda kereste ve kâğıt endüstrileri de gelişmeye başlamıştır. Mâdencilik ve mâden sanâyii oldukça gelişmiştir. Bunların en önemlileri kömür, çinko, kurşun ve bakırdır. Polonya, BatıAlmanya ve İngiltere'den sonra Avrupa'nın en büyük kömür üretici ülkesidir. Ayrıca sülfür üreten ülkeler arasında önde gelmektedir. Manganez, kalay, tuz, linyit, petrol, demir ve tabiî gaz diğer önemli yeraltı kaynaklarıdır. Enerji bakımından oldukça gelişmiş bir ülkedir. Sovyet yardımıyla kurulmuş hidroelektrik santralleri mevcuttur. Kömüre dayalı demir ve çelik endüstrisi önemli bir gelir kaynağıdır. Wroclaw, Poznan, Bydgoszcz, Yukarı Silesia en önemli mekanik ve elektrik mühendisliği endüstri merkezleridir. Gdansk ve Scczedn'de ise tersâneler mevcuttur. Son zamanlarda gıdâ, alüminyum endüstrisi Macaristan boksiti ve yerli gıdâ, alüminyum ve sun'î gübre endüstrileri gelişmiş durumdadır. Alüminyum endüstrisi, Macaristan boksitine ve yerli kahverengi kömüre bağlıdır. Tarım ürünleri bakımından daha çok patates, şekerpancarı, tütün, keten, çavdar, arpa, buğday ve yulaf önde gelir. Güneyde şekerpancarı ve mısır üretimi önemli bir gelir kaynağı durumundadır. Hayvancılıkta ise daha çok sığır ve koyun yetiştirilir. Ayrıca balıkçılık diğer önemli bir kaynaktır. Çalışan nüfûsun % 30'a yakın bir bölümü tarım ve hayvancılıkla uğraşır. Polonya, para birimi olarak Zloty kullanır. Bir zloty 100 groszy'dir. Kişi başına düşen millî gelir 7200 doların üstündedir. Polonya dış ticâretinin yaklaşık üçte ikisi eski Comecon üyesi komünist blok ülkeleriyle olmaktadır. Bu ülkelerden en çok ticâret yapılanı Rusya'dır. İthâlâtın % 35 ve ihrâcâtın % 26'sı bu ülkeyledir. Batılı ülkeler arasında en çok Almanya ile ticârî münâsebetleri mevcuttur. Ayrıca İngiltere ve ABD, Polonya ile ticârî antlaşmaları bulunan liberal ülkelerdir. Özellikle son yıllarda buğday ve diğer tarım ürünlerinde ABD ile olan bağlılık artmıştır. Polonya'nın ithâlât ürünleri, tekstil hammaddesi, demir cevheri, makina ve teçhizat, tahıl ürünleri ve petroldür. Petrolün tamamı 'Dostluk Boru Hattı' yoluyla Rusya'dan sağlanır. Kömür, kimyevî maddeler, tekstil ürünleri, balık, giyim kuşam malzemeleri, kereste, linyit, çimento, et ve metal ürünleri başlıca ihrâcat kaynaklarıdır. Ülkenin ulaştırma şebekesi özellikle İkinci Dünyâ Harbi esnâsında işlemez hâle getirilmiştir. Bugün ise düzenli yollara sâhiptir. Demiryollarının toplam uzunluğu yaklaşık 25.848 km'dir. Bunun 3200 km'ye yakın bir bölümü elektriklidir. Nehir ve kanallar ulaşıma müsâittir. Odra Nehri üzerinde ticârî ulaştırma yapılmaktadır. Ülkenin ticâret yükünün ağırlığı demiryolları üzerinden olduğu için 363.116 km'ye ulaşan karayolları nisbeten daha az gelişmiştir. Modern bir hava yolu sistemine sâhiptir. Ayrıca deniz ulaşımı da iyi durumdadır. Başlıca limanları Gdansk, Gdynia ve Szczecin'dir. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.