![]() |
Barikat Biyografisi
Bugün Türkiye’nin en çok tartisilan gruplarindan biri olan ve 2002 yilinda yayinladiklari ilk albümleri ‘Günesin Çocuklari’ ile Türkiye Hiphop hareketininin yönünü, tümden degistiren Barikat, 1996 yilinda Jöntürk öncülügünde, sivil bir gençlik hareketi olarak Günesin Çocuklari adiyla Bursa’da kuruldu. Uzun bir süre sonra, 40’i askin kemiklesmis kadrosuyla, 2001 yilina dek, yüzlerce söylesi, konferans, tiyatro ve film gösterileri, müzik ve siir dinletileri düzenleyerek toplumsal dönüsüme katkida bulunmaya çalisti. Bursa Amatör Yazarlar ve Sanatçilar Dernegi’ni kurdu. Simurg Yayinevi’ni ve ‘Bursa Gençlik Merkezi’ni açti. Sokak çocuklari, uyusturucu, aids, çevre kirliligi, rütük, parali ögrenimi, savas, terör ve siddete karsi; irk, din, dil, mezhep, sinif, yas, cinsiyet, cinsel yönelim ayrimciliklarina karsi pek çok protesto eylemleri düzenledi. Uzun yillar, Günesin Çocuklari adiyla bir kültür sanat / düsün dergisi yayinladi. 1996 yilindan itibaren start verdikleri 1. Günesin Çocuklari Türkiye Dans Yarismasi ile birlikte, tüm alternatif gençlik hareketlerine destek vermek amaciyla, rap, rock, punk, halk müzigi etkinlikleri projelerini hayata geçirmeye basladi. Düzenledikleri yüzlerce organizasyonla, binlerce gencin sahne alarak kendisini ifade etmesine katkida bulundu. 1997 yilinda, Jöntürk, Mutlu, Ayhan, Kus, Hasan, Alper kadrosuyla yolarina rap müzik yaparak devam etti. Türkiye’de hiphop kültürünün saglikli gelisimi amaciyla, Türkiye’nin ilk ve tek ‘Hiphop Kültür Merkezi’ni açti. 1998 yilinda Radyo Press’te, ‘Kuslara Yem Veriyoruz’ adiyla Türkiye’nin ilk hiphop/rap programi yapti. Bursa’da, Rapor2, Nefret, Umut Ertek, Lewo, Karakalp, Kanun, İzmir Youg Energy Crew, Takım 34, Bursa City B-Boys, Dream Night Breakers’ın gibi pek çok hiphopin pek çok kez konserlerini düzenleyerek sesini duyurmasina katkida bulundu. Yeni rapperlarin seslerini duyurmalarina katkida bulunmak amaciyla ‘Microphone Control Türkiye Rap Yarismasi’ni; Türkiye’nin ilk ‘Hiphop Festivali’ni; ‘Boys Of Sun Türkiye Hiphop Oscarlari’ni; bes yil boyunca geleneksel ‘Günesin Çocuklari Türkiye Dans Yarismasi’ düzenledi. 1999 yilinda, kadro degisikligine giden grup, 2000 yilina dek, Jöntürk, Elçi, Çiglik, Kus olarak yoluna devam etti. 2000 yilinda, Jöntürk, Murat Pakten, Yargi ve Refleks‘ten olusan yeni kadrosuyla 2002 yilinda Zihni Müzik’ten ‘Günesin Çocuklari’ adli ilk albümlerini yayinlayarak, bu albümleriyle ortaya koyduklari sosyal, kültürel ve politik tavirla, Türkiye’de caka satmak, bögürmek ve küfretmek olarak görülen ‘Underground’ ve ‘hard core’ rap anlayisini yeni bastan yazip, Türkçe rap’in yurt genelinde kökten degisimini sagladi. Egemen kültür karsisinda, toplumun ezilen, dislanan, dudak bükülen kesimin çigligini haykiran Barikat, yazdiklari derin ve anlam yüklü balyoz gibi sert liriklerinde, devleti, hükümeti, basbakani, fasizmi, militarizmi, irkçiligi, milliyetçiligi, savasi, siddeti, terörü, her türlü ayrimciligi, kokusmus egitim ve saglik sitemini, varolan geleneksel aile kurumunu, tüketime ve sömürüye dayali müzik sektörünü korkusuzca topa tuttu. Sinirsiz, özgür, esit evrensel bir dünya için, albümlerinde, Yunus Emre, Hacı Bektas, Jack London, Mevlana, Babailer, Spartaküs, Pir Sultan Abdal, Bruno, Dadaloglu, Mustafa Kemal Atatürk, Sef Seattle, Asik Veysel, Ruhi Su, Galilo, Yasar Kemal, Einstein, Asik Mahsuni Serif’e selam yollayan Barikat, etnik enstrümanlari hiphop rap müzikte kullanmayi küçültücü bulanlara karsin, kimi parçalarinda baglama, bendir, kavala, kanun, darbuka, ney ve zurna’yi cesurca (inatla) kullanarak, ilk kez ‘Anadolu hiphop’ kavramini ortaya atti. Bu arda, grubun beyini olan Jöntürk’ün, ‘Kediler Cumhuriyeti’, Dünyaya Gelmeme Hakki’, ‘Barisa Son Çagri’, ‘Siyah Göldeki Genç Kirmizi Baliklar’ adli kitaplarindan sonra, Türkiye’de hiphop kültürü üzerine yazilan ilk kitap olan ‘Bir Gençlik Çigligi Hiphop Kültürü’ adli kitabini, 2003 yilinda, Akyüz Yayin Grubu’ndan yayinladi. Sosyal, kültürel ve politik muhalif duruslariyla, Türkiye’nin ilk halk konserlerini, yardim ve dayanisma konserlerini veren grup olan Barikat, Kayseri, Sivas, Adana, Gaziantep, Konya, Corlu, Isparta, Mersin, Canakkale, Eskisehir, Denizli, Silivri, Kocaeli, Gökçeada, Yalova, Cınarcik, İstanbul ve Bursa gibi yurdun dört bir yaninda verdikleri yüzlerce halk konserleri, yardim konserleri, dayanisma konserleri, protesto konserleri ile yüz binlerce insana seslenen tek hiphop grubu olmayi basardi. 2003 yili sonunda, 120 yillik deneyimiyle, dünyanin en saygin müzik firmalarindan biri olan EMI’den, Erol Büyükburç, Sahsenem, Anima, Turbo, Maho-b, Halil-b, Sentez, Tolga Aksoy, Buldozer featleri bulunan ‘Hava Su Toprak Ve Ates’ adli ikinci albümlerini yayinlayarak, gerek altyapisi, gerek baskaldirici edebi lirikleri, gerekse kullandiklari farkli vokal teknikleriyle tüm yurtta genis ses getirmekle birlikte, alternatif müzik elestirmenleri ve yazarlarinin övgüsünü kazanarak tüm ulusal basinda büyük ses getirdi. Bu arada, Türkiye hiphop hareketinde, yeni yeni rapperlarin ortaya çikmasini ‘wack mc’ söylemiyle engelleyen; farkli seslere, çok seslilige ‘çatlak sesler’ söylemiyle saldiran; hiphopi -bögürme, küfür, bidi bidi edebiyati, ahkam kesme, caka satma, sidik yaristirmalarla- halktan kopararak hafta sonu partilerine ve internet atismalarına mahkum eden; hiphopin evrensel durusuna karsin irk, din, dil, mezhep, sinif, cinsiyet ve cinsel yönelim ayrimciligi yapan çikar gruplarina karşi verdigi siki mücadeleyle de taninan Barikat, bu girisimine karsi, bu çikar gruplarinca ugradigi çirkin hakaret ve karalama kampanyalarina karsin, bu konudaki kararliligini sürdürüyor. İkinci albümlerinde bulunan Özbek sanatçi Şahsenem ile düet yaptiklari ‘Geceler Günlerimi Gömer’ adli parçaya ilk profesyonel kliplerini çeken Barikat, ‘F Tipi Dünya’ parçasina da çektikleri son derece politik klip sansüre ugrayarak yayinlandi. Su an, 6 ekim 2004’te raportaj.com katkilariyla, Maho-b, Doga, Deli Mc, Makale Crew, Dirilis, Ghetto, Karamurat, Barıs, Kan-ka, Gri, Canhür / Mc Zehir, Korkut, Kaptan, Sansar, Sektör2 gibi pek çok rapperin seslerini duyurmalarini saglamak amaciyla Zihni Müzik’ten ‘Anadolu Kaplanlari’ adli toplama albümü yayinlamaya hazirlanan Barikat’tan Jöntürk, 2004 yili sonu, ‘Yeraltinda Savas Var’ adli yeni kitabini yayinlamaya hazirlaniyor. |
Barikat Biyografisi
Yok Yok - Barikat Bırakıp elimden mikrofonu Gittim yirmimde askere İçimde bin bir heves ve Şerefle ha ve son günlerimde kurdum hayalini Döndüğümde geriye bir işe kapak atıp çalışacak, okuyup yazacak, gezip tozacak, Kültür-sanat,spor,sinema, eğlence dolu dolu yaşayacaktım ben gençliğimi Ama nerede? Nihayet 550 yedim seni En sonunda döndüm işte ben Gençliğimden giden 15 yıl sonra Sağanak gibi güçlü, okyanus gibi büyük Düşler ve hayallerle! Baktım, gördüm, izledim; ülkem ne hale gelmiş Bizlere vaat edilenler seraptan ibaretmiş Para uğruna hırsızlar kollanmış Hortumcular halkın parasını emmiş; yemiş te gitmiş İnsanlar bir dilim ekmeğe bile muhtaç düşmüş ha Çocuklar ağlıyor ha, analar ağlıyor Hayaller yok olup kül olup gidiyor Acılar tüm yurdu sarıp sarmalamış; kara bulutlar çökmüş Haklı mı Haklı Halk ! Böyle giderse araba duvara toslar, Hep birden biz batıp gideriz Yaş oldu 22! Askerden geldiğimde bana değil sadece Düşlediği hayat bütün gençlere kurşunu indirdi bam, bam Kara para; para, para, para, para! Batsın bu para! Çalmak-çırpmak-kara toprağa gömülmek Yakışmaz hiç kimseye, hiç yakışmaz Hey siz 550 adam Vurunca ses vermeyen davul mu Yoksa sifon sesi mi? Yaşam güzel bir tat Alamazsınız bizden al size tokat! Para uğruna duymaz kulağınız halkın sesini Parası olanın sesi işte sizin dilinizde? Ama yürek bu işte; bu yürek işte bizde Yıkıp sokacağım bir arı gibi sizi ha İnanmaz kimse size kimse inanmaz Yalanların tümüne karnımız tok Yok yok ha; af etmek hiç yok Çok şey değil istenilen sadece Bu sadece temel yaşam hakkı Kaybedeceğimiz hiç bir şey yok Sizin ise çok! Gün sizin gününüz bugünüz Gün bugün batıyor; gün sizinle batıyor Yeni gelen gün güneşli bir gün Yaş oldu 22! Askerden geldiğimde bana değil sadece Düşlediği hayat bütün gençlere kurşunu indirdi Bam, bam! Kara para; para, para, para, para! Batsın bu para!!!! YOK yok deme; çare çok Var var; sen de bir bilene sor |
Barikat Biyografisi
Yargı - Barikat Anlatacaklarım var; kulak verin beyler / iyi misiniz nasıl moraller 98 de başladı / yolculuk devam ediyor artık popa doyduk / yer altındayız biz üstünde değil / eğer saygın varsa önümüzde eğil / selam diyorum ben her şeye / abilerimden sonra şimdi sıra bende / geçtik biz popu şimdi yediniz boku / yargıdan çıkan sözler kin dolu / nedeniyse eskiden beri belli / sokaklarda büyüyenleri hiç / sevdiler mi rahatlarını bozup da / düşündüler mi hiphop ise tarzımız / biz açta yatarız eninde sonunda / yargı bizim adımız dinleyin beni / açılsın ağzınız, diliniz; susmayın konuşun / çünkü biz genciz Bir gün oradan çıkıyor bir gün buradan / şarkı sözü yazıyorlar durmadan / amaçları en iyi kendisinin olması ama / biz varken yalayacaklar avuçları / yargıya çarpanları söylüyorum ben / bunlar gerçekler acı veriyorum / Smith Wassen'umdan çıkan mermi gibi / sözlerim sizi mahvetti geçti Yargı / mikrofonda inanmayın onlara / nefret kusarım ben bu popçulara / neden olduğunu bilmiyorum ama / hani o 'muck muck' diyenler var ya / hiphopun gücünü daha anlamadılarsa / ne yapayım artık ben onlara tek kelime / çıkar benim ağzımdan defol gitsen çık / bu piyasadan Adamım say 4,3,2,1 yaptıklarımız / sırf sizin içindir demeyin bize / siz haksızsınız haksız değil / sadece yalnızız bizi yabancı diye / kenara atmayın küçük zannedip / vurmaya kalkmayın amacımız Avrupa / hedefimiz ileri bize yardım edin / kıralım zincirleri tek olmuyor / biliyorsun yardımın gerek esirgiyorsun / bırak onu bunu gel dinle beni / dinle seveceksin zamanla rapi / çünkü adı var bu müziğin şanı / o kadar çok seviyorum inan dökerim kanı / Yargı Türkçe rap'in yeni adısın sen / Yargı Türkçe rap'in yeni adı |
Barikat Biyografisi
Solup Giden Çiçekler - Barikat Ruhunu ve dünyayı silip ezip geçen silahlarla korunan, sınırlarla dolu bir dünyada yaşıyorum. Soruyorum kimin nesidir neyin fesi? Dört bir yanı saran yine korkunun tek sesi, tek nefesi. Çocuklar ağlıyor, bayılıyor kadınlar! Yine hep yere düşen neden gençler oluyor? Soruyorum size; neden üstümüze çöken bu kara bulutlar? Neden düşmanlıklar? Kırılan bu kalemler, neden bu çiçekler hep solup giden? Bu mu mutlu, aydın dünya? Yerin dibine batsın! Ne kendimce fethetmek, ne de kral olup insanlara hükmetmek; tek isteğim geri dönmek. İnsan gibi yaşamak ve de yardımlaşmak sadece bu dünyada, içimdeki tek yürek, tek dilek. Ruhumu zehirleyip ellerimizi ayıran, amansız bir kavganın içine atanlar, kin ve intikam dolu lanet bir dünya kurdular. Vuran vurana, kıran kırana! Oysa, hepimize yetecek kadar bol su, toprak var bu dünyada. Evet! İnsanız insan; hayvan değil! Medeniyet dedikleri yakıp yıkmak değil. İnsan soyu piyon değil. Sevgi asla uzak değil. Barış önce içinde! Bizler ise, doğayı dışlamakla başladık işe! Kendimizi çirkin ruhsuz evlere, kentin beton yığınına hapsettik Gökyüzünü, toprağın kokusunu unuttuk. Fethe çıkarken koca dünyayı, insan gibi yaşamayı unuttuk, nefes almayı! İnsanlık ayıbı iki ayrı dünya bu: aç, sefil insanlar, gökten bomba atanlar! Yeteri kadar düşünmüyoruz; hissetmiyoruz esen rüzgarı, açan çiçekleri, yağan yağmurları, toprak anayı, kuşları, böcekleri ve de birbirimizi. Oysa, bize gereken tek şey değil kaygı: önce sevgi ve saygı. Siyah beyaz, kız erkek... Her birimiz gülen, ağlayan, hayaller kuran. Bizler bir bardak su içmek için, uğruna öldüğümüz toprağımıza gömülmek için bile para vermek zorunda kalan. Yetmez; kandırdılar bizleri ve sizleri! Çıkar için, para pul için, güç için girdik birbirimize! Yalanları beynimizde! Vaatleri çöplükte! Hiç biri özgürlük, mutluluk getirmedi; getirdikleri tek şey cehennemin kendisi insanların efendisi: kan ve gözyaşı. Savaşa karşı olmak kendine yontmak değil; savaş cephelerde solan çiçekler değil! Savaş sokaklarda, savaş evimizde, savaş kendi içimizde. Uyan doğan yeni güne! Üstünde esen bu vahşi bir egonun sergilenen çirkin bir oyunu. Bu vahşi adamlara kanma, amaçları için piyon olma. Sana, duygularına hükmetmeye çalışıyorlar. Bizleri namlunun ucuna sürüyorlar. Aldanma; özgürlüğünden asla vazgeçme. İzin verme ahmakların çıkıp kendilerini kral ilan etmesine. Umutsuzluğa kapılma! Bizler yeni bir dünyayı yaratacak güçteyiz. Bitecek; şiddeti yok ettiğinizde gülecek yüzler! |
Barikat Biyografisi
Sokakların Çatısı Yoktur - Barikat Maskeler bu hayatın tek geçer yasası. Yüreğinde yarası var olan insan ancak bilir ası pası. Bu şehir, hıyanette tek galip, avına hep musahip. Gerçek niyetini gizleyen parıltılı caddeleri kandırır avını. Adım adım izler korunmasız bedenleri; yakasına yapışır bir çıkmaz sokakta. Gözünü kırpmadan vurur sırtından; satar yine kendini, satar ruhunu, eşini ve dostunu üç kuruşluk çıkar için. Mazlum edebiyatı döndürenler nanay! Dönüp bakmaz aldırmaz kimse sokaklara; sokaklarda dönen o kirli dolaplara. Oysa, gece cehennem gibi çöker üstüne! Çünkü buz kesen sokaklarda vuran kıran; sokaklarda kapan. Sokaklarda gözü dönmüş sapıklar, sokaklarda evsiz barksız çocuklar; sokaklarda hayatı alınan bu kadınlar. Nabza göre şerbet verenler, kendi çöplüğünde kendi şarkısını söyleyenler; 'Gökyüzü mavi' diye ayak çeken tipi tipler masal anlatırlar uyutmak için beni. Oysa yok; benim boş lafa karnım tok. Kendi kaderimi kendi boynuma astım ben. Yıldıramazlar beni; ben güne tanıklık eden gerçeğin peşinde bir duvar yazıcısı. Geceyi süpürür hep, gün doğmadan çöpçüler! Yaşanan bu izler silinir karış karış. Tarihin çöplüğüne karışır sokaklar! Bu amaçlar yalan, yaşananlar yalan, yarınlar yalan dolan, gerçek olan; evet, bugün var olan. Solan giden her zaman yarım kalan düşler, yaşanmayan aşklar, ertelenen zevkler, yere düşen umutlar! Kimi zaman gülüp geçtiğin, kimi zaman batıp gittiğin sokakların çatısı yok. (Barikat) Çatısız sokak. Gündüz mavi gece siyah. Derinliğin altında oynanan tiyatro dram. Zehir saçtılar gram gram. Belki de benim sıram; belki de senin. Kiminin cehennemi, kiminin cenneti. Cinneti yaşatan sokakların illeti, cani! Geçen giden geceler birbirinden fani. Ani kopan gürültü bozar sükuneti. ( Sentez ) Sokakların çatısı yoktur. Bazıları için hayat bolluktur; sokaktaki için yokluktur. Kapanmayan yaralar gözleri aralar, elleri kapar, nasihat neye yarar. Adımı yazdım duvarlarına. Karanlık sokaklarda belki hayaldi yaşamak; belki yalanlara inanmak. Ama acılara katlanmak yaşamaksa bu dünyada, cehennemi tadarak kapıları aralamak, kırmak, gerçeklere inanmak. Nerede kaldı insanca yaşamak? Soruyorum sana kelimelerde ruhuna istila. İntikam vakti çok yakında. Mesajım sana; hayal dünyasında yaşayan kafa. O zaman aman dileme benden; çıkacak can bedenden: Mezarında huzur içinde dinlen; mezarında huzur içinde dinlen.. ( Turbo ) Gel kardeşim gel. Çekme kendini geri; bizi anlatan durumlara kapama gözlerini. Çatısız çocuklar ağlar yağmurlar ıslatırken bedenlerini. Elerini kırışıklıklar sarar; gencecik yaşta ağlar. Karalar bağlar gözlerimde umut var. Sakla sakla samanı; gelir zamanı. Görürsün Hanya'yı Konya'yı. İş işten geçmeden, bitmeden; gelecek umutlar sönmeden, ermeden burada. Onlara sıcacık yuvada bir tas çorba vermeden susmaz Maho-b, susmaz Turbo, susmaz Barikat. ( Maho - b ) Sokak nedir, ne değildir; emin ol iyi bilirim. 35 yıldır sokakta insanlarla birlikteyim. Örümcek beyinlilere, karanlığadır sitemim. Arabeske tavır alır; aydınlığa yönelirim. Yan yana gelirsek güzelleşir dünya bilirim. Gün Gelecek elbet gelecek; bugün ekilen tohumlar yeşerecek. Çek baba başı sen; gün gelecek bütün hayallerimiz gerçekleşecek ( Halil - B ) |
Barikat Biyografisi
Ses Biraz Artsın - Barikat Dün gece o evde yaşananlar acaba neydi? Ne neydi, ne; bir babayı bu hale getiren sebep neydi? Gece yarısı her yeri inleten ve yükselen ses neydi? O ses ekonomik zorlukların yolu tıkanmış yaşamın isyanı! Ama acı; karısını ve çocuğunu döven ezen bir baba! Baba ki trafik canavarından beter. Ezilen çocuk; sindirilmiş eş; yaşamdan kopmuş bir aile! Çare kolay yoldan para kazanarak! Zengin olma, rahat yaşama hayalleriyle kuran işsiz insan. Kendini bulursa kumar, içki, para ile sömüren kalpazandan medet uman! O zaman her şey beklenir ondan; o aciz insandan! bu acizlikler içinde alın teriyle kazanmadan kumarla kazanamazsın hepsi gelir geçer biter sana yaramaz bu para birde bunların ardına hırsını alırsın var ya sana ne desem şebek kılıklı adam ne var sanki çocuğunu eşini şerefli namuslu mert yaşatsan, yaşatsan! Çarpık kentleşme; sorunlu aileler ve çocukları evet çocukları hayat başlar onlar için acı. Düğümün ne başı belli ne de sonu; kanunu, yasası! Hayat onlar için tam bir belirsizlik yumağı. İş bu haldeyken başlar karanlık güçlerin kucak açmaları ve başlar kara kanlı katilin günahları. Eğitim desen, eğitim; sorunlar desen, sorunlar! Kendini yiğit zanneden kahraman Olunur mu insan öldürmekle kahraman? Baştan dur demeli bu tür insanlara. Sonuçlarına katlanıp; palavralar, ağlamalar olmamalı! Soruna baştan engel koyup dur demeli! Daha ne kadar devam edeceksin? Kara kanlı kirli paralarla insan hayatına son vermekle için nasıl kaldırır bunları! Sana sözlerimde teklifim; teklifim: bırak artık bu ayakları. Canına kıydığın insanların yakınları arkada kalır yetim öksüz yavruları. Yok bu yaptıkların, yok kimseye yararı. Çok açık görülür ki senin gibi insanların sonu ya parmaklık arkası yada cehennemdir son durağı! Ses biraz, ses biraz artsın! Tepki yerini bulsun. Karşılıksız kalmasın. Rüya değil gerçekte Refleks! Refleks olanları anlatsın |
Barikat Biyografisi
Selam - Barikat Hiphop olmak kolay mı? Öyle lafla olmaz. Yıllardır tırım tırım tırmaladık hiphop'ı yaygınlaştırmak için Bursa'da. Temenni istek değildi; inanmıştık biz: hiphop'ın dünyası öyle içi boş değil; bir iki kıyafet; dans figürü, laf salatası hiç değildi bizim için. Bir dünya görüşü; yaşam tarzı; özgür beyinler, özgür yaşamlar, karşılıklı sevgi saygı. Daha geçen yıllarda Türkçe rap'ı karalamalarına karşın şimdi aramıza karışarak bizleri karalayan, arkamızdan konuşan bir sürü soytarıya, yalakaya karşın pes etmedik, taviz vermedik sözlerimizden; müziğimizden asla; doğru bildiğimizden hiç şaşmadık, dosdoğru hedefe, yanlışa yüklendik. Biz hiphop'ın barışçıl, özgürlükçü aydın felsefesi korunursa, hiphop'ın dünyayı değiştireceğine; acıların sona ereceğine ve hepimizin özlemini duyduğumuz geleceğin geleceğine inanıyoruz; biz Anadolu hiphopına inanıyoruz. Bu nedenle, bizimle aynı dünyaya inandığını düşündüğümüz Türkçe rap'ın öncüleri, Erci-e, Rapor 2, Hedef 12, Tunç Dindaş, Dj Mahmut, Bektaş! Ayrıca Nefret, Susturucu, Sultana, Sirhot, Kanun, Yener, Silahsız Kuvvet, Ondaon, Kuvai-İzmir, Kie, Lewo, Ko, Kara Murat, ve diğer harbi mclere. Bursa'ya Break Dance'ı bizlerle taşıyan Young Energy, Bursa'dan Dream Nıght Breakers, İnfaz, Arena, Adana'dan Deprem, Ankara'dan Devil Dogs, İstanbul'dan Lords Of İstanbul, Joker, Denizli, Muğla, Marmaris ve tüm Anadolu tayfası; şu an ismi aklımıza gelmeyen binlerce b-boys ve b- girls! Şunu bilin ki dansçıları küçümseyen mc geçinenlere biz daha en baştan karşı çıktık: biz 'breaks dance' olmadan Türkiye'de hiphopın yaygınlaşacağına inanmadık; inanmıyoruz! Bursa'da Hiphop'ın gelişmesine özveriyle yıllardır katkıda bulunarak tarihe geçen tüm Güneşin Çocukları: Mutlu, Ayhan, Çığlık, Kuş, Elçi, TNT; ayrıca Tayfa, İlk Atak, Fenni Sünnetçi, Bu-kan, Getto, Vukuat, Arka Bahçe ve tüm dostlarımız. Bizlere değerli desteklerini esirgemeyen Musa Polat Müzik, Şakir Aksan, Fehmix; Çokran Müzik, Sevgili Mesut Ağırcanlı, Euqinox ve Ramessa Ailesi; Bursa hiphop dinleyicileri;ve tüm basın mensupları! Tüm ailelerimize, arkadaşlarımıza, eşimize dostumuza, sevgililerimize! Blue Jean', 'Pazartesi', 'Kaos- gl', 'Roll', 'Leman', 'Öküz' ve diğer alternatif kültür-sanat-düşün dergileri! Doğru doğrudur : doğru sayıyla ölçülmez; pes etmek yok; yılmak yok! Olacak O Kadar Ekibi, Yılmaz Erdoğan, İlhan Selçuk, Babailer, Şair Eşref, Neyzen Teyfik, , Chuck D, Şef Seattle, Prince, Charli Chapline, Sartre, Darwin, Allen Ginsberg, Manic Street Preachers, Patti Smith, Bulutsuzluk Özlemi, Erkin Koray, İlhan İrem, Nazan Öncel, Yaşar Kurt, Fatih Altaylı, Sezen Aksu, Beatles, Bob Dylan, Jack London, Fredy Mercury, Murathan Mungan, Yaşar Kemal, Halil Ergün, Kemal Sunal, Atilla Dorsoy, Arzu Yılmaz, Tarık Akan, Zuhal Olcay, Can Dündar, Mehmet Y. Yılmaz, Ahmet Necdet Sezer! Puplic Enemy, Rage Against The Machine, Moğollar, Haluk Levent, Zülfü Livaneli, Barış Manço, Aziz Nesin, Küçük İskender, Aşık Mahsuni Şerif, Une Bumber, Yavuz Bingöl, Leman Sam, Arif Sağ, Sabahat Akkiraz,, Eistein, Bruno, Nesimi, Bedrettin, Yunus Emre, Ruhi Su, Pir Sultan Abdal, Mevlana, Aşık Veysel, Oscar Wilde, John Lennon, Roza Luksemburg, Fuges, Can Yücel, Bahriye Üçok, 33 ölümsüz aydın, (.) ve Mustafa Kemal Atatürk! Çevreciler! Sivil Toplum Kurumları! Yazarlar, çizerler; tüm sanatçılar! İçeride ve dışarıda, ortak mutlu aydın geleceğe inanmış daha ismi aklımıza gelmeyen yüz binlerce isimli ve isimsiz kahramanın önünde saygıyla eğiliyoruz. Ne dedik biz: sözlerimiz bizim ateş gibi yakar! İçinizdeki sevgi ateşi hiç sönmesin! Hepinize selam! |
Barikat Biyografisi
Parmak Çekek - Barikat Nice nice çirkin oyunlar; büyük amaçlar; doğrular yalanlar Dostlar ve düşmanlar . dört duvar arasına gömen beni Elimdeki tek küçük muma bile göz koyan bücürleri silip Süpürmek hep istiyorum kuyuya. her şeye sil baştan yeniden Başlamak için unutmak istiyorum. sifonu bugün çekmeyi Unuttuğum gibi yine unutmak istiyorum sürü için yaşamayı Sadece kendimi olmak bu kısacık hayatta. kendim için Uyumak, kendim için uyanmak, kendim için yürümek, kendim İçin şarkı söylemek bitene dek. kendim için dansetmek Kendim için sevişmek istiyorum sadece bu dünyada yalnız Kendim için yaşamak. mavi, pembe düşlerim şahlanıyor İçimde. bir beyaz martı gibi kanat çırpıyorum şimdi Gökteki yıldız kadar tek ve hür bir yaşam. sınır yok Durmak yok, geriye dönüp bakmak yok; yarın ama hiç yok Bugün sadece bugün yaşanmayı bekleyen yeni güzel oyunlar Yürünmeyi bekleyen bu yeni uzun yolar; dokunmayı bekleyen o Yanık diri tenler. bu ritim, bu müzik, içimdeki bu dans Alıp götürür beni yasak kayıp cennete! sonsuza dek kavrulan Bedenim, bu kurşun gibi vuran ritimle sallanır. garip ama Gerçek; içimde bir koca sevinç. dert yok, tasa yok, çözmem Gereken önümde duran bir sorun yok. çünkü; istanbul'un buz Kesen boğazına tüm geçmişimi gömdüm. koca bir gün! bugün Sadece benim. dokunmayı bekleyen bu bedenler artık benim Beynimin kapıları sonuna kadar açık, kaçık. bir küçük beyaz Martı gibi özgür bedenim. gözlerim, şahin gibi kollar Avını, yakalar! bu kışkırtan kokular çeker beni kendine Doğan yeni güne dek limon gibi sıkılası son damlasına Kadar. ateş gibi yanan tenler çılgın saatlere gebe! hadi Hep birlikte şimdi parmak çekek. gençlerden korkanlara Parmak çekek; cebimizi soyanlara, parmak çekek; özgürlükten Kaçanlara, parmak çekek. / rap'imize kayanlara, parmak Çekek |
Barikat Biyografisi
Magazin Maymunları - Barikat Siyah beyaz kopuk filmin dönen makarası. Karası ve yarası gözlerimde yaklaşan, anlık vuran sahneler. Kabusum olur, yıkar beni dönüp duran yelkovan. Yıllar yılı pişirip önümüze konan o, yine aynı maskeler; gerçeği gizleyen şatafatlı hayatlar! Yaşadığım bu sokak ve bu köhne mahalle. Ölümü bekleyen bitik, yitik yüzler! Yükselen beddualar, aman dilemeler... Hep biriken kiralar, ödenmeyen borçlar; devletin yüzüne çarptığı bu faturalar... Oysa, tek istenilen, önce tok bir karın. Ne fayda eder? Oyunları unutan nice dilsiz çocuklar! Fakirin kuruntusu zenginlik avuntusu. Tek penceresi bu cızırtılı televizyon! Açıldığında beliren bilindik maymunlar, kapandığında sırıtan yine aynı mahluklar... Erkek çocuğunun gönlünde İlhan Mansız yaşar. Kızlar var ya kızlar, onlar da Hülya Avşar'a tapar. Kurtuluş reçetesi! Ekranları dolduran bizim Cüni Arkın var ya; kafirlere tokat atan, reklamlarda cirit atan, kolunda da manita. Bir koyan, ama o, üçün birini alan benim cici başkanım Özal olma sevdasında...! Sene 91; hatırla o Körfez Savaşı! Yanlış dünyaya doğan yalınayak bebekler. Piyon niyetine öne sürülen yine aynı gençler! Emir veren yine o pili bitik moruklar. Çirkinlik abidesi kadirist ayaklar; ana haber bülteni, önündeki rotası. Bitmeyen bu oyunun yeni kırım noktası. Meclisin tavanında çiğ köfteyi yoğuran. Adam gibi oturup konuşamayan o Tatlıses'in, Tuncer'in tayyareden filmleri? Satılmış kalemlerin kucağına doğan bu yeni kayıp bir nesil? Sahibidir embesil! Nina, Mina fark etmez; daha nice genç kızlar! Kara toprağın bu tek dinmeyen öfkesi! Şimdi ekmek tekmesi eli kirli tetikçisi. Rüşvetçisi, bekçisi, Ankara Tiftik Keçisi. Kafadan da kontak! Dönmelere lanet eden eli kirli kazmalar, yontulası hırsızlar... Hepsinin ortasında yitip giden kayıplar, çöküp giden omuzlar, bükülen bilekler, yarım kalan rüyalar... Bir koyup üç alan yeni dünya düzeni: Büyük koy, büyük oyna! Durma yan; dayan! Sen ol karşı koyan! Yükselen bu mazlumun bitmeyen cehennemi? Sarı sarı liralar, magazinde kimler var! Maymun var! Maymunlar! |
Barikat Biyografisi
Koyun Dolly - Barikat Ev okul dedikleri, sınırları çizilmiş ince kırmızı hat! Ey hat; gel git tekdüze sıradan bir dünya. Yıllar gelip geçer böyle, gelip geçer gençlik. Gören göz kör değil; sindirilmiş tek tip kabak tarlasına ekilir tohumlar Marş, marş; haşhaş gibi gençliği öldüren Bu eğitim sistemi beni seni tanımaz buldozer gibi yıkıp-ezer-geçer esrar suyu sıkılmış posa, kupkuru beyinler ruh gibi dolaşır genç ölü bedenler yetiştiren yere göğe sığmaz dedikleri bu okul ne ki söyle bana klonlama merkezi Koyun Dolly; dolu işte önümüzde sağımlık Dolly, ne ki çoban için? Yalan atıp tutar o; sürüden ayrılanı kurtlar kaparmış! Geç bunları! Kaval çalan çoban, bugün değilse yarın kurt değil çoban koyun postu deler, geçer. İyi düşün şimdi söyle; başındaki çoban, kaval çalar tıngır mıngır; niçin kaval çalar? Uyutmak için ha! Söylesene bana şimdi ipler kimin elinde? Sürüden kaçmak mı? Yemezler koçum; yersin sopayı! Rest çekerek ha; hak, hukuk deyerek nereye kadar böyle? 'Cak, cak, ciyak' mezbahada verirsin son nefesini sen. Koyun olmadan çoban olmaz hem! Oscar'ı kapan hep, en iyi koyun boyun eğen koyundur. Ver gazı gitsin; en büyük koyun bizim koyun! Yürü; anca gidersin! Enerjimizi emen hep, ev, okul, eğitim! 'Dırdır, mırdır, hırdır, vır-vır'; yüklüyorlar beynimize beş para etmez bilgi çöpünü hep Kopuk hayattan bu yalanlar üst üste; telkinlerin tümü hep gerçekleri gizler. Dışarıda çalıp kaçan vurup giden bağnazlar; içeride börttü böcek Polyana gözü süsler! Okulda ha yıkanır beyinler; gencecik beyinler ninniyle uyurlar; yıkanır beyinler; gencecik beyinler. Şimdi sıra evde! Baskı dolu bu dünya bataklıktan beslenir: Bu doğru o yanlış, saçım başım, donuma uzanır eller, kirli kanlı eller; seve seve değil ! Sahibimiz dolu bizim: tanrı, devlet, toplum, ana, baba, akraba; uşaklarıyız biz boyun eğen onlara! Adımları hep aynı: bir ileri iki geri. Bu dünyaya piyon doğurmak ana baba işi!Düşün hele bir; amaç için piyon gitse kime ne yazar? Bencil yaratıklar gençlerden korkarlar; kıskanırlar benimkini; yuh be! Kızlık zarına bile burnunu sokan yobaz çirit atar ortada; gezmek tozmak yok, eğlenmek yok, sevişmek hiç yok. Boyun eğmek çok övgü alır durur; saç baş tek tip ot gibi yaşam. Bu umut öldüren çile biter mi hiç? Gün güne eklenir; beyin yıkama seansları devam eder gider böyle Üniversite; 'yaşasın özgür mekan' derken sonsuz bir çöküş Nerede bilim-özgürlük nerede bağımsızlık? Yıllardır bize oynanan yine aynı oyun bu, yine aynı sahne: 'Sürü ve Çoban' Papağan gibi öten beyinsiz budalar it gibi ürer, durur, büyür, uyurlar Dünyadan haberi olmayan bu öküzlerle ha aynı ahıra doğduk biz aynı ahırda büyüdük; seve seve değil? Yıllar sonra işlenmiş, törpülenmiş beyinler bizi ezip geçmek için piyasaya sürülür; Tümünü belki ama beni asla ha! Benim adım Jöntük;dimdik ayakta! Şimdi savaş zamanı; doğruya doğru derim ben,yanlışa yanlış! Neşter gibi keskin sözüm, kabus gibi çöker atar, düzer sayar geçerim; kuyunuzu derin kazar, kireç döker yakarım; kürek, kürek toprak atar, tek başıma gömerim! Çektirin gidin şimdi cehennemin dibine dibi dibine! Çalmadan oynar bizim ayılar! Vur davulu, vur, dibine de vur, vur; önümü de hortumlar bizim ayılar! Vur davulu vur, Doly'e de vur,vur! Sağa-sola sapma; kafanı kaldırma; sakın 'hı' bile deme; valla, illa salla Koyun |
Barikat Biyografisi
Kezban - Barikat Gencecik bir afet kız, mahallenin gülü o /Ona Kezban derler. / Neyi bilir, neyi düşler, / Kendisinden başka hiç kimsecik bilmez ama / Cümle alem bilir ki ailesi çok tutucu / topu kurusun o / koca lüküs şehirde mahallesi gecekondu / İçine kapalı bak bahtı kara Kezban'ı / kabus dolu yıllar çocukken karşıladı / Büyüyüp serpilince çember iyice daraldı / Cehennemin ateşi daha büyük büyük yandı / Bütün gözler üstünde, Kezban göz hapsinde / Sağa gitti, sola gitti; ona baktı buna baktı / Hele komşu çocuğu / Mehmet'e yanaşmak düpedüz yosmalıktı. / Süslenip püslenmek, gezmek tozmak olur mu? / Yok olmaz Kezban, tıpış tıpış eve Kezban / Pencereden bile bakmak sana yasak Kezban! Yeter Kezban yeter ha / Koca yıllar gelip geçti . / Yeter deyince kendine / Odasına kapanır hayal kurar Kezban / Zengin bir ailenin kızı oluverir Kezban / Cici mici annesi- bal tatlısı babası / Abisi desen o en yakın arkadaşı / Tıka basa gardrolapı-evi dolu kitap, kaset / Hele güzel kokuları çarşı marşı dolaşır / Babasıyla alır Kezban / Maşallah! / Boy friand'i Mehmet hemen yanı başında / sarmaş dolaş onunla gezip tozar bütün gün / Çok çok arkadaşı daha ne ister Kezban? / Lüle lüle saçları, inceciktir beli, kısacık eteğiyle / Parti parti dolaşır, kıvırır Kezban / kıvır kıvır dans eden bizim biçare Kezban / Sıçrayarak uyanır. / Kalk kız Kezban! İşte dünürleri ha / Benim güzel Kezban'ı istemeye gelmişler / Burunları kalkık belli yeni sahipleri / Damadı mı? hiç sorma domuz gibi valla / Beterin beteri var dua etti Kezban / 50 sinde öküz-ayı montofon değildi / düşmezdi söz hakkı; hiç düşmedi kendine / Çaresizce Memiş'ini yüreğine gömdü / Gözü yaşlı, doğduğuna lanet dedi Kezban / Bir ömrü yandı gitti öbürüde yanacaktı / Bir kafesten diğerine geç geç Kezban Düğün işte geldi çattı, çeyizini topladı / Kınaları sürdü Kezban, beyazdan daha beyaz / tıpkı beyaz kefen gibi bir gelinlik giydi / Çistak çistak müzik çalan salonların birinde, / sahneye çıktı Kezban, / Aynen diğerleri gibi başladı dans etmeye / Kıvır Kezban kıvır / Kıvır da yavrum kıvır / Sağdan soldan kıvır / Kıvır da Kezban kıvır / Ananı babanı geç geç kıvır / Kıvır Kezban kıvır / Kıvır da yavrum kıvır / Sağdan soldan kıvır --->: Barikat biyografisi frmacil sayfa 2iki --->: Barikat biyografisi |
Barikat Biyografisi
Jackie Chan - Barikat Jackie Chan; geçenlerde geldiydi; Hani İstanbul'da bir film çekecekti ya Jackie Chan'i severim Sizi bilemem ama ben bütün filmlerini izledim Gelelim asıl konumuza; İstanbul'da çekilecek olan filmin bir bölümüne Her şey hazırlanmıştı; sade bir pazardı; Tır gelecekti, arkasından onu kovalayan bir araba Araba arkasına takılıp patlamalar göğe ulaştı Her şey güzeldi aksiyon her şey bu sahnedeydi Ta ki o sahneyi görünceye kadar Elin adamı gelmiş bir film çekmeye 'Yo hayır' dedim durun gözlerime inanamadım Erkekler ağlamaz derlerdi de inanırdım O an göz yaşlarımı tutamadım ve ağladım Evet, evet bizim insanlarımızdı Ellerine ne geçtirdilerse poşet kutu kova Pazardan geriye kalanları topluyorlardı Gece saat ikide bunları böyle görünce tüylerim diken diken oldu ağladım Çünkü onların arasında işçi memur olabilirdi de İnsanlarımız bu hale de mi düşecekti Onları bu hale getiren kimler diye düşündüm Evrenin sebebi harikası insanı yine bu hale düşüren yine insandı Ama nasıl insandı namus vicdandan yoksun kalpazan Sana daha neler söylesem yetmez ifadem O geceden sonra karar verdim işte buradayım, Hiphop rap müzikle bu tür insanları hedef aldım Bir iki, bir iki erken işte buradayım, devam edecek buna inançlıyım Kitleleri sömüren bu tür insanlara işte karşınızda dimdik, dimdik ayaktayım Jackie Chan; Kunk Fu O akşam o sahne bizim insanlarımıza bir yumruktu Çek! Çekeceğiz bizde; Geçmiş, belli geçecek böyle devam ederse Yeter yeter; yetti artık olanlar Çok açık görülüyor geride kalanlar Bunca zaman geçti aradan durmadan İlerliyor yelkovan yılmadan Gelecek senin neslinin meyvesini verecek daha iyiye güzele 'Bu kim oluyor da bana akıl veriyor' diyebilirsin Dersin; düşüncedir tartışılmaz zevkler, renkler Sözler ağızdan çıkar Biri gider biri kalırsa bu benim ölsem de, ölsem de Sağda solda her yerde köşe başında bir yerde İnsanlar öldürülüyor acaba sebebi ne Öldürülmek değil sadece silahla Bir çok insan ölüyor açlıktan yokluktan Hadi koçum sende gerçeklere hazırlan İşte budur benim kavgam Kavgam yumrukla değildir asla sözlerle Boşa kürek sallamak yoktur bu müzikle Bunları böyle gördükçe içim parçalanır Ve dilime aynen şöyle bir nakarat takılır Soğuk caddeler ve karanlık sokaklarda Geceler ıssızdır oralarda Her an yerde yatan bir insan görebilirsin Düşünmelisin acaba sebebi ne? Hemen anlarsın biraz çaba harcarsan Ne yazık ki onları bu hale getiren bir insan Hiç mi akıllı insan yok bu ülkede Olmaz olur mu Birçok; ama biri; birkaçı veya hepsi duygularının esiri olmuştur ama ne yazık |
Barikat Biyografisi
Hiphop İsyandır - Barikat Kulak ver müziğe, kulak ver bana / Hiphopın sesidir bu gelen sana / Bu sisli gördüğün apaçık ortada / Arka sokakda boğaz tokluğuna / Köle gibi yasayan biz gençlerin sesi / Hiphopın sesi bu dinle! / arka sokak'dan bu gelen sana; hiphopın sesi bu dinle! / arka sokakdan dinle! Hiphop isyandır; Hiphop isyan / Hiphop isyandır; Hiphop isyan hey! / Hiphopız biz, arka sokaktan / Gerzek mallar anlamazlar; görmezler sömürülen halkın tümü sefalet içinde / Sefalet içinde kast çakılır; kast çakılır / Umudunu çaldırma arka sokak; kast çakılır / Bil bu özü tozu tüm kozlar sende / Aç gözünü, duy, gör, konuş / isin olmaz kan kokan ellerle / isin olmaz leş kokan kafayla / isin olmaz iki ayaklı hayvanla / isin olmaz; isin olmaz bu dünyayla! Lan angut; keriz değiliz biz; yutturamazsın / masal devi bu, çökecek, bitecek; simdi salan / Hadi sallan, bos kafa gidecek, / Daha sert sallan; sende sallan / Yasam tarzın bu; çat kaşını; anlat / Anlat öküze; anlat isyanı / Anlat düdüğe; anlat hiphopı / Anlat lavuğa arka sokağı / Arka sokaktan hiphop geliyor / Arka sokaktan isyan geliyor / Göze göz, dişe diş hiphop geliyor! Sinik pusuk ve dilsiz olmaya artık paydos, simdi paydos / Gönül ülküsü bu boşa sayma / Yaz dağa tasa; ve de yere göğe / Bilmeyende bilecek biz hiphopçıyız; meydan okuyoruz gözü donen itlere / Bilmeyende bilecek biz hiphopçıyız; meydan okuyoruz örümcek beyinlere / Bilmeyende bilecek biz hiphopçıyız; meydan okuyoruz bölücünün tümüne / Bilmeyende bilecek biz hiphopçıyız; özgür düşünür özgür yasarız |
Barikat Biyografisi
Hedeften Çık - Barikat Beynim dolu bugün; kafam almıyor; sarmıyor! Düşünemiyorum! İnanamıyorum buna! Rüzgara kapılan dümensiz gemi gibi beyni kütükler. Dünya masa başında paylaşan düdükler! Sana çizdikleri yol sıradanlık tarlası; kurtlar sofrası! Maymun pazarı! Zincirleri elimde! Boynunda ölüm saçan yalanlar, yasalar. İkiyüzlü ahlak, adetlerin kestiği doğmamış çiçekler. Boyun eğen köleler, piyon olmaya koşan sanal kahramanlar... Yeri ve zamanı belli olmayan kimliksiz nasırlı eler gezer, geceleri tepeler. Kurulu bu düzen saat gibi işler: tiki tiki tak tak! Tiki tak tak! Ucuz dilleri, apış arama uzatılan elleri çürütür sesimi, yerimi ve yurdumu. Resmimi, yıldızımı geçmişime gömen ben tanıksız bir suçun eli. Ben, kaosun yenik savaşçısı! Yalanlar yükseliyor, kapılar kapanıyor! Dönüş yok, çıkış yok: yok ya benze bize, ya da hedefe meze! Yalan rüzgarı! İçindekileri kus. Boyun eğme sınırlara! Sıradanlık ölümdür! Düğümdür, boynundaki iptir! Sniper tetiktir; sana çevrilen kimi zaman bu kötektir! Durma; eskisinden nefret ettiğin kadar, yeni dünya düzeninden sende nefret et! Terk et hedefi; zikzak çizerek çık git! Ayaklarının altında can çekişen otorite olsun sade! Kan ve gözyaşı Barikat'la gömülsün. Kimin gücü yeter beynimdeki kaosa! Varsa yoksa yeraltı! Yer altı bu hayatın gerçek kokusu! Dokusu yaşamı haykıran pis bir böcek ol! Bakireden uzak, dur yosmayı dost edin! Labunyayı kutsa! Kadınlarla tost, ayyaşlarla cost ol! Önce koru beynini! Gerçeklere set çeken hocalara parmak çek! Adı Paris sürgünü, şarabı dik içine! Çıkar tüm kayıp yollar gerçeğin evine! Diline hakim olan kolu altın kaplama saray kapısında bekçisi hazır nazır! Kimin adaleti? Hınzırca yazılmış masal gibi uyuturmuş bakkalın terazisi! Gazetesi boyalı sayfalardan korkma! Bakma; kurttan korkup sürüye dost olma! Yaşamak için tek, diş ve tırnaklarınla çelikten mevzi kazı. Başını kaldırdığında durma, zikzak çizerek hareket et! Demir attığın bu limanı terk et! Evet! Karanlık kimi zaman yatakta, kimi zaman ise boş sokaklarda. Okyanusta ara, bul; doğan yeni günü. Geceleri keşfet! Gecelerde hayat, gecelerde cerahat! Karanlıkta dolaş; adım adım yaklaş; hedefi üstten aş. Benim bu saf arkadaş! Yerinde sayma; dönüp bakma. Sen yine sen ol; hedef olma |
Barikat Biyografisi
Hava Su Toprak Ve Ateş - Barikat Düşünürüm bazen, kendi kendime; 'Neredeyim?' diye ayıplarım! 21 Mart koptu! Hızır ile İlyas! Yıl 2003. Beynimde bir şimşek! Hava, su, toprak ve ateş. Tarihin elinden arta kalan yaşam; bu yer, bu gök, bu deniz; özü, tözü; günün cingözü! Aşık Veysel'den kalan insana tek eş doğa. Doğanın celladı siz biz! Ey vatan perver savur sözlerini! Söyle nerede o doğanın parçası bu yapraktaki Şaman; kamil insan? İlkel olan kim söyle; ya medeni olan? Şüpheli ölümleri masa başında silen oyunbozan tarihçinin öten borusu. Nerede sayfası yırtılan Panter Emel'i, Orhan Kural'ı, Haluk Levet'i, Yaşar Kemal'i? İstanbul'un gözcüsü, çöpçüsü, Bergama'nın köylüsü yürümeye devam! Hava, su, toprak ve ateşle yazılan, kazılan. Köstebek gibi didik didik, virüs gibi sarılan cennetin yok oluşu. Doğanın kurtuluşu! İşte çare bu: İstanbul'un kabusu, vazgeçmek anlamsızca oburca tüketimden; bumerang düzenden; bir de bu milleti öpenlerden. Daha fazlası, başkasının lokması mideye indirilen! Yükselen fabrikanın saçtığı zehirler; salyası akan siyanürlü ganimetçiler; parmağında dünyayı eviren çeviren hep ahtapot şirketler! Küresel güçlere karşı diren Barikat! Umut var hep yarına; ama korku kapıda. Sinen alışkanlıklar, çorak ufuklar. Bana sadece bana; hep bana Rab bana! Barbar istilası bu cennet Anadolu'da.. Ölü sevici toplum; sokak başı dar ağacı kuran gençlerine! Ve sonra oturup Yusuf'a ağıtlar yakan; Denize ve Mahir'e; bugün doğan çocuğa! Beleş kesilen ağaçlar. Yıkılan hayvanlar! Karış karış tarihi, doğası yağmalanan cennet Anadolu'ya ağıtlar yakan; kutsayan, yedi göğe çıkaran. Şimdi yeni cennetler arayan kemirmek için. İçemediğim suyunu, yüzemediğim denizini, çekemediğim havasını yeni vatandır yüreğime hep batan. Siyanürlü tilki avcısı; kamçısı kimliksiz piyonlar, aç gözlü barbarlar! İntikam tohumları üstümüze esen; bu sağanak yağmurlar, vurucu depremler, kavuran ve buz kesen can çekişen dünya. Akıl vermeyi bilen, ama kullanmayı beceremeyen. Kahramanı oynayan; iyilik meleğini. Kanlı ellerini Hacı Şakir'le yıkasan da ne fayda getirir! El attığın her şey hemen kurur gider! Midas serer! Hava, su, toprak ve ateş! Karış karış yerleş! Geri gelmez gelecek! Düşünürsen dönecek ancak sana acı gerçek. Sokrates'in şarabında yaşamın erdemi! Egonun görkemi yatar cehennemin gölgesinde. Kör Şeytan! Kazıdığında altından çıkacak olan insan, insan! Gözü dönmüş 'töre' diye beynimize sokulan! Toprağın kokusunu, kentin betonuna gömen ucube bir nesil! Döngüsel zinciri hayatı düşünmemek ve de yaşamamak olmuş temel prensibi! Hepsi gibi, her şey gibi! Hava su toprak, ve ateş; düzeninin ortasında insan |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.