![]() |
Ahmet Kaya Şarkı Sözleri Birinci Bölüm
Ahmet Kaya, 1957 yılında Malatya'da beş çocuklu bir ailenin en küçüğü olarak dünyaya geldi. Mensucat işçisi bir baba, çocuklarını yetiştirmekle yükümlü bir anne ve diğer dört kardeşle birlikte geçen çocukluk... Müziğe olan ilgisini keşfeden babası, Ahmet henüz altı yaşındayken nerdeyse boyu kadar bir bağlamayı doğum günü hediyesi olarak eve getirdi ve Ahmet Kaya'nın müzik hayatı böyle başladı.Ailenin yemek parasından artırılıp alınan bu bağlamanın engellenemez bir fırtınanın ilk esintisi olduğunun kimse farkında değildi elbette. Birkaç ay içinde bağlamadan çıkardığı seslerle tüm aileyi bıktırdı. Oysa ona göre artık sahneye çıkmanın zamanıydı belki de. İnsanlar dinlemiyorsa o, dinleyecek birilerini mutlaka bulacak kadar inatçıydı. İlk konserini, bahçedeki kümeste tavuklara verdi. Tavuklar mutlu oluyor muydu bilinmez; ama Ahmet bu parasız konserleri uzunca bir süre devam ettirdi. İlk gerçek sahnesi içinse dokuz yaşına kadar beklemek durumundaydı. Dokuz yaşına geldiğinde babasının çalıştığı fabrikanın işçilerinin düzenlediği işçi bayramı gecesinde kendini sahnede buldu. Yaz tatillerinde ya plakçıda ya da tanıdıkların minibüsünde çalışan Ahmet Kaya bir süre yanında çalıştığı Başar ağabey'i tutuklanınca, küçük bağlaması ile ilk bestesini yaptı: "Bir Wolksvagen alacağım, Adını ‘Başar’ koyacağım" Ruhi Su’nun plaklarını satın alan Ahmet Kaya, bol paçalı pantolonlar giyen uzun saçlı 68’lilerden etkilenen gençtir aynı zamanda.. Mensucat fabrikasından emekli olan babası, daha iyi bir yaşam için İstanbul’a göç eder. İstanbul/Kocamustafapaşa’ya yerleşirler. Ahmet Kaya'nın ilk izlenimi korkudur. Ortaöğrenimini tamamlamaya çalışırken yetmişli yılların toplumsal çatışmaların farkına varmayan Ahmet Kaya İstanbul dışından gelmiş olmanın farklılığını, yeni bir kültürle içiçe yaşamanın değişikliğini hisseder bir süre. Türküler, marşlar, Ruhi Su ve Zülfü Livaneli’den müzikal anlamda etkilendiğini inkar etmez, ama kendi sesini arar. Bütün boş zamanlarda bağlama çalıp şarkılar söyler. İlk bestelerini bugünlerde yapar. Boğaziçi Üniversitesi’nde bir panelde Ruhi Su’yla karşılaşır. Ustayı çok sevse de yetmeyen birşeyler vardır ve bunu ifade etmeye çalışır Ruhi Su’ya. Ruhi Su'nun 'Mahsus Mahal' türküsünü kendince yorumlar ona. Bağlamanın sapını tutan Ruhi Su, 'Böyle bağlama çalınmaz!' der. Oysa Ahmet Kaya asidir, farklı birşeyler yapmak ve kendini aramaktır istediği. Yıllar sonra verdiği ilk resitalin afişine 'Bağlama Böyle De Çalınır'ı yazdıracaktır. ****enli yılların başı talihsizliklerle geçer. Evliliği biter, bebeği ondan ayrı büyüyecektir. Bu dönem bestelerinin olgunlaştığı dönemleridir bu yıllar. Sadece müzikle kendini ifade eden Ahmet Kaya, 1985 yılına geldiğinde kararını verir. 'Zamanıdır' deyip, koltuğunun altına şarkılarını alıp, Unkapanı’nın yolunu tutar. Dinleyenlerin hiçbir kategoriye koyamadığı bu müziğe kimse yüz vermez. Sonraki günlerde arkadaş yardımları ve kendi olanakları ile ilk albümünü yapar. Ama hemen toplatılır. Yapılan itiraz sonuç verir. Olay gazetelere yansır, Ahmet Kaya’nın ‘Ağlama Bebeğim’ adlı albümü Danıştay kararıyla serbesttir. Kısa bir süre sonra ikinci albümü Acılara Tutunmak'ı yapar. Edindiği toplumsal, siyasal duyarlılıkla üretim yapmaktadır, peşpeşe albümler çıkarmaktadır. Üçüncü albümü O sıralar tutuklu olan ve idamla yargılanan Nevzat Çelik'in 'Şafak Türküsü' şiirini besteler, aynı zamanda albümün de adıdır 'Şafak Türküsü'. Üllkenin gündemindeki idam cezaları ve hapishanelerde bulunan binlerce insanın ve onların ailelerinin içinde bulunduğu durumu şarkılaştırmıştır. 'An Gelir' isimli dördüncü albümünde Atilla İlhan, Hasan Hüseyin ve Ülkü Tamer'in şiirlerini besteleyen Ahmet Kaya, yeni arayışlar içerisine girmiş, besteciliği ile ilgili kendisini epeyce geliştirmiştir. İlk üç albümde aranjör olarak kendi çabalarının yanı sıra Sezer Bağcan, Oğuz Abadan gibi isimlerle çalışan Ahmet Kaya, dördüncü albümde Osman İşmen ile çalışmaya başlar ve bu beraberlik uzun yıllar sürer... Beşinci albümünde ünlü şairlerin yanı sıra yeni bir isimle, Yusuf Hayaloğlu'yla çalışmaya başladı. Hayaloğlu'yla beraberlik, Ahmet Kaya müziğinde uzun ve verimli bir çalışmanın başlangıcını oluşturur. 'Yorgun Demokrat' isimli bu albüm, gerek dönemi gerekse içeriği bakımından yine Türkiye’nin toplumsal gidişatına denk düşmüş ve 12 Eylül döneminin etkisini üzerinden atmaya çalışan milyonlarca demokratın durumunu dile getirmiştir. Albüm çalışmalarına paralel olarak halk konserleri de yapar Ahmet Kaya. Gösterilen ilgi, katılım ve çoşkuya rağmen, ülkenin birçok yerinde ‘sakıncalı’ bir şarkıcıdır artık o. Konserde kendisine bağlamasıyla eşlik eden Ahmet Koç’la altıncı albümü olan 'Sevgi Duvarı" nın hazırlıklarına başlar. Can Yücel’in aynı isimli şiirini bestelemiş olan Ahmet Kaya, bu albümü ‘vazgeçilmezlerim’ dediği Yusuf Hayaloğlu ve Osman İşmen’siz hazırlar ve bu arada 'Resitaller' adını verdiği albümde canlı konser kayıtlarını toplar. 'İyimser Bir Gül' adını taşıyan yedinci albümü çıktığı sıralarda Türkiye doksanlı yıllara adımını atmış ve Ahmet Kaya gündemi ile ülke gündemi yine örtüşmüştür. Yeniden Yusuf Hayaloğlu ve Osman İşmen’ le çalışmaya başlar. Albümün adı 'Başkaldırıyorum'dur. Olgunluk çağında ülkesinin içinde bulunduğu olumsuzluklara, mevcut gidişata ve sistemin hoşnut olmadığı her yanına şarkılarla müdahale etmeye çalışan bir 'muhalif'tir artık. Başı, zaman zaman derde girer, birçok yerde konser verememenin yanı sıra albümleri ‘sakıncalı’ bulunup kısmen de olsa toplatılır. Bu sürecin şarkılarına yansıması kaçınılmazdır. Yeni albümün adı 'Başım Belada'dır. Ahmet Arif, Atilla İlhan ve Yusuf Hayaloğlu’nun şiirleri ve şarkı sözleri Ahmet Kaya müziği ile biraraya gelir. Bu arada ağırlıkla Türk Halk Müziği’nden örneklerin yer aldığı 'Resitaller 2' adlı albümü yayınlanır. Onuncu albümü 'Dokunma Yanarsın' ile birlikte hayatında bir takım değişiklikler gündeme gelir. Bu yeni süreçte de milyonluk satışlara imza atan Kaya, 1993’te onbirinci albümü 'Tedirgin'i çıkarır. Ertesi yıl çıkardığı 'Şarkılarım Dağlara'da hemen hemen tüm şarkı sözlerinin altına da imzasını atar. Albüm, 'Kum Gibi', 'Ağladıkça', 'Saza Niye Gelmedin' gibi parçalarla satış rekorları kırarak Ahmet Kaya diskografisinde ayrı bir yere sahip olur. Toplumsal-kültürel gelişmelerin getirdiği etkileri üretkenliğe çeviren Ahmet Kaya, 1995 yılında onüçüncü albümü 'Beni Bul' u çıkarır. Sesinin rengini ve olgunluğunu günün teknik imkanlarıyla yeniden deneyerek, ağırlıkla eski şarkılarını düzenlediği dönemde 'Yıldızlar ve Yakamoz' ortaya çıkar. Bunu, 1998 yılında Yusuf Hayaloğlu ve Osman İşmen’den oluşan çekirdek kadroyla hazırladığı 'Dosta Düşmana Karşı' izler. 'Gak Production' isimli bir yapım firması da kuran Kaya, Kent Ozanları isimli çağdaş halk müziği yapan bir grup ve on yıldır asistanlığını yapan Çetin Oraner’in albümlerine de yapımcı olarak imza atar. Profesyonel süreci boyunca onun müziğine çeşitli isimler katkıda bulunmuşsa da Ahmet Kaya, kendisini hep toplumcu-gerçekçi sanat kategorisinde görmüştür. Dünyada ‘protest müzik’ olarak tanımlanan bu türün ülkemizdeki önemli temsilcilerinden olan Ahmet Kaya’nın en belirgin ve ayırdedici tarafı, müziğindeki geleneksel motiflerin ve ulusal kültür değerlerinden yola çıkmasıdır. Toplumsal süreçten kopmamıştır. Türkiye’nin siyasal ve toplumsal gidişatına paralel bir müzik seyri izlemiştir. Türkiye'de her söylediği söz ve şarkısı olay olan Ahmet Kaya hakkında birçok dava açıldı ve kendi deyimiyle emniyetler onun ikinci adresi oldu. Bu baskılara rağmen Kaya, kimliğini hiçbir zaman inkar etmedi ve mücadele etti. Kaya, son olarak Gazeteciler Derneği’nde yaptığı konuşmada “Kürtçe bir klip çekmek istiyorum ve bunu yayımlayacak bir televizyon kanalı arıyorum” deyince medyanın hışmına uğradı ve bu yüzden Fransa’ya gitmek zorunda kaldı. Hayatının son yıllarını hakkında açılan davalar yüzünden Fransa'da geçirmek zorunda kalan Ahmet Kaya 16 Kasım 2000 günü sabah saat 6'da topragından uzakta kalp krizi geçirip hayata veda etti. Ağlama bebeğim, Tedirgin, Acılara Tutunmak, Şafak Türküsü, An Gelir, Yorgun Demokrat, Başkaldırıyorum, Dokunma Yanarsın, Adı Bahtiyar, Başım Belada, Şarkılarım Dağlara, Yıldızlar ve Yakamoz, Beni Bul ve Dosta Düşmana Karşı." 1980’lerde Nevzat Çelik'in ”Penceresiz kaldım anne / Saçlarına yıldız düşmüş, koparma anne” 'Şafak Türküsü' şiirini türküleştirerek patlama yaptı Ahmet Kaya. Kariyerinde “Ağladıkça” isimli türkünün büyük bir yeri oldu. Aram Dinkjian’ın bestelediği bu türkü, sanatçıya sağ veya sol görüşlü farketmeksizin milyonlarca dinleyici kazandırdı |
Ahmet Kaya Şarkı Sözleri Birinci Bölüm
Gul diyorum Yoksul acilarin golgesinde Gullerin solsun istemiyorum Ay diyorum sonra Ay n'olur Bir vaktinde gecenin Yaralarin acsin istemiyorum Hangi sevda vurmus seni Hangi delikanli Gonlune Salvo bakislarla Soramam Zeytin karasi gozlerini Yoluma yatirma Dayanamam |
Ahmet Kaya Şarkı Sözleri Birinci Bölüm
Hey hey hey hey hey hey Anamın karnında bir sancı var Ta şu göğüslerinin alt yerinde Doğ doğ doğ doğ doğ doğ Doğ yusuf doğ yusuf doğ yusuf Kan ile gel, revanla gel, sıkıntıyla gel Barikatlar yıktı geçti peh Şu dağları aştı geçti Kim kim kim kim Kim olacak yusuf yusuf Hey hey hey hey hey hey Anamın karnında bir sancı var Ta şu göğüslerinin alt yerinde Hey hey hey hey hey hey Doğ yusuf doğ yusuf doğ yusuf Kan ile gel revanla gel sıkıntıyla gel Bendleride yıktı aştı peh Şu dağları deldi geçti Kim kim kim kim Kim olacak yusuf yusuf Zaman akar zaman geçer Zaman zindan içinde Biz mahpusta yatardık Dosta düşman içinde Zaman akar zaman geçer Zaman zaman içinde Getirdiler getirdiler bir yiğit Ayak çıplak ak bir mintan içinde |
Ahmet Kaya Şarkı Sözleri Birinci Bölüm
Sakin göllerin kuğusuyduk , salınarak suyun yanağında Yarılan ekmeğin buğusuyduk Gözüm yaşarıyor yüreğim kanıyor ) 2 Olmasaydı sonumuz böyle ) Biri saksımızı çiğneyip gitti , biri duvarları yıktı Camları kırdı , fırtına gelip aramıza serildi Biri milyon kere çoğaltıp hüzünleri , her şeyi kötüledi Bizi yaraladı , biri şarabımızı döktü , soğanımızı çaldı Biri hiç yoktan vurdu kafeste kuşumuzu ciğerim yanıyor Yüreğim kanıyor olmasaydı sonumuz böyle Gözüm yaşarıyor yüreğim kanıyor ) 2 Olmasaydı sonumuz böyle ) Dağlarda çoban ateşiydik , dolanarak mavzer yatağında Ceylanın pınara inişiydik Göğsüm daralıyor , yüreğim kanıyor ) 2 Olmasaydı sonumuz böyle ) Birer yolcuyduk aynı ormanda kaybolmuş Aynı çıtırtıyla ürperen birer serçe hep aynı yerde Karşılaşırdık tesadüf bu , birer tomurcuktuk hayatın Kollarında , birer çiğ damlasıydık bahar sabahında gül Yaprağında , dedimya hiç yoktan susturuldu şarkımız Yüreğim kanıyor , yüreğim kanıyor Bitmeseydi bizim öğkümüz böyle Gözüm yaşarıyor yüreğim kanıyor ) 2 Olmasaydı sonumuz böyle ) |
Ahmet Kaya Şarkı Sözleri Birinci Bölüm
Karanlık yollardan geçtik Zehir gibi sular içtik Bir yanımızda ölüm Bir yanımızda yar sevdik Bir değil bin bir kere Sırat köprüsünden geçtik Cehennem de ne milletin Ta göğsünü deldik geçtik Bu yolda dönemler oldu Mum gibi sönenler oldu Yar göğsüne baş koymadan Vurulup düşenler oldu Bir sen kaldın geride Ah akıp gidiyor hayat Yüreğim anlıyor seni Artık susma Yorgun Demokrat şarkılar küsmüş dudağa Ömründe gecikmiş hasad Karışmış çoluk çocuğa Geçim derdinde demokrat İçlenir hatırladıkça İzlerini o günlerin Düşe kalka bata çıka Yaşadığı o depremin |
Ahmet Kaya Şarkı Sözleri Birinci Bölüm
Sensiz geçmiyor bu günler biliyor musun Yüreğine beni beni soruyor musun Öyle yalnız yalnız kaldım biliyor musun Türküler söyledim sana duyuyor musun Yıllar oldu oralardan çıkamıyorsun Bağlanmış elin ayağın kaçamıyorsun Bir kuş oldun gökyüzünde uçamadın sen Nehir oldun ırmak oldun taşamadın sen Çocuk oldun sokaklarda oynamadın sen Doğdun da büyüdün ama yaşamadın sen Yıllar oldu oralardan çıkamıyorsun Bağlanmış elin ayağın kaçamıyorsun |
Ahmet Kaya Şarkı Sözleri Birinci Bölüm
Yoksun... umurumda bile değil Başucumda resmin hala duruyor Yoksun... defterimdeki yazın hiç silinmedi Eşiğimdeki ayak izin, hergün gelişin Gözlerimce gidişin hiç bilinmedi. Varsın böyle geçsin yabancı günler Varsın canımı yaksın yine yalnızlık Seninle doluyken baktığım dünler Yıkar mı sandın beni bu yalancı ayrılık. Yoksun... umurumda bile değil Dudağımda adın şiir oluyor Yoksun... ezberimdeki sevdan hiç okunmadı Eşiğimdeki ayak izin, hergün gelişin Yüreğime gidişin hiç dokunmadı. Varsın böyle geçsin yalancı günler Varsın canımı alsın yine yalnızlık Kokunu verirken vazomda güller Yıkar mı sandın beni bu yalancı ayrılık. |
Ahmet Kaya Şarkı Sözleri Birinci Bölüm
Bu aşkın nüshası rüzgarlarda Aslı bende kalacak Bizi hasret saracak Bulutlar çıldıracak Ayrılık başımı döndürüyor Kavuşmayı özlettin İntiharlar kuşandım Bu aşkı sen kirlettin Geçtim borandan kardan Yitirdim bahçeleri Ellerini tutamazsam gülüm Yatamam geceleri Bu aşkın nüshası rüzgarlarda Kahrı bende kalacak Sende ihanet gülüm Bende matem kalacak Bu aşkın efkarı şarkılarda Yüzün bende solacak Bizi zaman yenecek Ve anılar kalacak Geçtim borandan kardan Yitirdim bahçeleri Ellerini tutamazsam gülüm Yakarım geceleri |
Ahmet Kaya Şarkı Sözleri Birinci Bölüm
Yağmur yağar ıslanırsın vay aman ) 2 Güneş doğar kurumazsın vay aman ) Ay ışığı de durursun vay aman ) Yakamozsun sen ) Sessiz sessiz ağlar gibisin vay aman ) 2 Güneş doğdu gidecekmisin vay aman ) Bırak ay gitsin sen kal bu gece vay aman ) Umudumsun sen ) |
Ahmet Kaya Şarkı Sözleri Birinci Bölüm
Bir ormanda tutup onu bagladilar agaca Yumdu sanki gözlerini uyur gibi usulca Bir soguk yel eser Üsür ölüm, ölüm bile Anlatir akan kani beyaz sesiyle Diz çöktüler karsisinda Sonra ates ettiler Parçalanan yüregine yuva kurdu mermiler Bir soguk yel eser Üsüm ölüm, ölüm bile Anlatir akan kani beyaz sesiyle Gelip kondu bir güvercin ellerine o gece Kirmizi bir çelenk oldu bileginde kelepçe Bir soguk yel eser Üsüm ölüm, ölüm bile Anlatir akan kani beyaz sesiyle |
Ahmet Kaya Şarkı Sözleri Birinci Bölüm
Yiğidim yiğit olmasına yar Yanık türkülere vurmayın beni Tutuşur dizelerim sonra Her biri yıldız kendi halinde Geceleri inen sessizlik Umarsız açan eski yaradır İşte yine yükseldi duvarlar Etme gözlerin koru kendini Sayıklasam dizelerimden Acıyı Duvar nemini Kirli gömleğimi koklarmış annem Koklasın türkümü sıcak bir ekmek gibi --->: Ahmet Kaya Şarkı Sözleri frmacil sayfa 2iki --->: Ahmet Kaya Şarkı Sözleri |
Ahmet Kaya Şarkı Sözleri Birinci Bölüm
Gülüm gülüm, gülüm gülüm Akşam oldu bugün yine Gülüm gülüm, gülüm gülüm Hava bozdu birden bire Turuncu gemide yoldaşlar gidiyor Tüfekleri ellerinde Kalk gidelim evimize karlar yağacak Bugünde böyle geçti sanma Yarın neler olacak Gülüm gülüm, gülüm gülüm Hava bozdu birden bire Gülüm gülüm, gülüm gülüm Gözündeki yaş niye Turuncu gemi dönmeyecek geri Gözündeki yaşlar niye Deniz kenarı soğuk Hemde karanlık basıyor Havada tam kar havası ha Gidilmesi zor yer var gidilmesi gereken Hadi gülüm toparlan gidiyoruz Yaşamak için ölmek sırası bizde Gitmeden yetişelim gemiye çabuk |
Ahmet Kaya Şarkı Sözleri Birinci Bölüm
Gitme turnam gitme, nerden gelirsen Sen nazlı canana benzesin turnam Her bakışta beni, mecnun edersin Tabibe lokmana benzesin turnam Has nenni nenni, dost nenni nenni Pir abdal sultan'a benzesin turnam Yürü turnam yürü canana yürü Havayı hey deli gönül havayı Bir kız katarlamış da atı deveyi Ay doğmandan şavkı tuttu Yürüyelim, yürüyelim bundan sonra dost nenni Hey dost, hey dost Yedi kardeş idik biz bu ovada Kimi saz çalardı kimi dönende Bakmaz mısın gözlerimin yaşına Bakmaz mısın mezarımın taşına Hey dost, hey dost Eğlen dur, eğlen dur, sarı/telli turnam eğlen dur Sallan dur, sallan dur, sarı turnam sallan dur |
Ahmet Kaya Şarkı Sözleri Birinci Bölüm
Tezgahtar bir kızdı o permalı saçlarıyla Herkese gülümserdi süzgün bakışlarıyla Anasının elinden kaçırıp birkaç kuruş Konserlere giderdi çılgın gözyaşlarıyla Kırmızı hırkasıyla resimler çektirirdi Keşfedilmek için hep Beyoğlu'nda gezerdi Her akşam o şarkıcı duvardaki posterden Uzanıp rüya gibi dudağından öperdi Ahh Nebahat Nebahat bir gün görmedi rahat Düşünür bulamazdı kimdeydi bu kabahat Tezgahtar bir kızdı o evi Salmaclarda Altı kardeş bir ana birde kötürüm baba İçki kumar peşinde boşvermiş bir abisi Devlete karşı gelmiş bir ablası mapusta Kırmızı hırkasıyla ah seneler eskitti Sonunda rüyasını sandığına kitledi Mahalleden biriyle heveslendi sevmeye Hayırsız çıktı oğlan zengin bir dula gitti Ahh Nebahat Nebahat ona gülmedi hayat Sonunda anladı ki kendindeydi kabahat |
Ahmet Kaya Şarkı Sözleri Birinci Bölüm
Hüseynik"ten çiktim seher yoluna Can agrisi tesir etti koluma Yaradanim merhamet et kuluna Yazik oldu yazik su genç ömrüme Bilmem su felegin bana cevri ne Telgrafin direkleri sayilmaz Atik hanim baygin düstü ayilmaz Böyle canlar tenesire koyulmaz Yazik oldu yazik su genç ömrüme Bilmem su felegin bana cevri ne Lütfü gelsin telgrafin basina Bir tel vursun Musul"da gardasima Yazik oldu yazik su genç ömrüme Bilmem su felegin bana cevri ne Yazik oldu yazik su genç ömrüme Bilmem su felegin bana cevri ne |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.