![]() |
Bir Ramazan 12 Aya Bedeldi Efendim! Sen Gitmeseydin
Ey iman edenler! Sizden önceki (ümmet)lere yazıldığı gibi, sizin üzerinize de oruç tutmak yazıldı (farz kılındı). Olur ki bu sayede takvâya erersiniz. (Bakara – 183) Şaki: takva ne demekti muttaki? Muttaki: korkma, sakınma hali… Şaki: ateşten korkmuyorum! Muttaki: Ateşten korkma değil, Allah korkusuyla günahtan sakınma hali diyorum! Ramazan Müslümanlarının ağzında sakız olmuştu bu diyalog. Ne de olsa “sakız orucu bozmaz” diyordu bir pedagog. İçi geçmiş insanlığın tek dayanağıydı sağlıklı bir psikolog. Çünkü psikolojisi bozulmuştu imanımızın… Ve bir kısmı hep eksik kalmıştı inancımızın… Ramazanın “11 ayın sultanı” unvanını, Feshane’de konser sırası beklemek olarak algılayan bir gençlik… Efendim, biz bu gençliği mahvettik. Annemizin elinden tutarak, sana salât ve selâm yollayarak gittiğimiz mukabelelerden daha heyecanlı geçiyordu sokak ziyaretleri. TV kanallarının hazırladığı “ramazan programları”nın ekrana yansıyan kısmı cezp ederdi bizleri. 14 asırda dejenere edildi değerlerimiz. Yeryüzü ve biz insanlar işte bu kadar becerikliyiz! Yine de ahir zaman ümmeti olarak sana selâm eder, ramazanı 11 ayın sultanı bilerek başımıza taç ederiz. Ve sen Hoş geldin ey şehr-i ramazan. Hoş bir şeyler bulabilir misin biz insanlardan? Nimet Sarı |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.