![]() |
Osmanlılar Devrinde Ordu
OSMANLILAR DEVRİNDE ORDU Bugünkü Ordu'nun ilk yerleşim yeri olan Kotyora'dan sonra ikinci yerleşim yeri, bugünkü Eskipazar mevkiidir. O zamanki adı "Canik-i Bayramlu" idi. 13. asrın sonları ile 14.asrın başlarında Selçuklu Devleti'nin yıkılmasıyla bu bölge, Bayram Oğlu Hacı Emir İbrahim adlı bir Türkmen Beyi tarafından kurulan Hacı Emiroğulları'nca idare edilmiştir. Canik-i Bayramlu adı, İbrahim Bey'in babası Bayram Bey'e izafeten verilmiştir. 1398 yılında Samsun'un Osmanlılar tarafından zaptından sonra, Ordu'nun da içinde bulunduğu bütün Canik havzası I. Bayezid'in egemenliğine girmiştir. Bir taraftan, önce Osmanlı tabiyetini kabul etmiş olan Limnina (Terme-Çarşamba) bölgesi emiri Taceddin Oğulları ve diğer taraftan Giresun Fatihi Khalybia (Ordu) mıntıkası emiri Süleyman Bey, I. Bayezid'in bu yöredeki vekili makamında bulunan Amasya Valisi Şehzade Ahmet Çelebi'ye tabi olmuşlardır. 1427'lerde Ordu toprakları kesin olarak Osmanlı Devletine bağlanmıştır. 1455 tarihli Tahrir Defterlerinde ilk kez Ordu adına rastlanmakta olup şu şekilde geçer: "Bölük-i Niyabet-i Ordu".. Bütün Karadeniz sahilinde olduğu gibi Ordu'da da hakim durumda bulunan Çepni boylarının gücünü kırmak için II. Mehmet onlara ait tımar ve zeameti kaldırmıştır. Ancak O'nun ölümünden sonra yerine geçen oğlu II. Beyazıd Çepnilerin bütün haklarını iade etmiştir. Yavuz Sultan Selim devrinde(1512-1520) yapılan bir idari değişikle Trabzon, Samsun ve Ordu'nun bağlı olduğu Şebinkarahisar Livası birleştirilip Erzincan Vilayetine bağlanmıştır. K. Sultan Süleyman devrinde ise (1520-1566) bu idari teşkilatlanmada bir değişiklik yapılmamıştır. 1547'de İskefsir (Reşadiye), Bayramlu ve Bazarsuyu olmak üzere tamamı yirmi nahiye olan üç kazaya ayrılmıştır. 16. yüzyılın sonları ile 17. yüz yılın başlarında başlayan Celali isyanları bütün Anadolu'yu olduğu gibi Ordu yöresini de kasıp kavurmuştur. Osmanlı Devletini oldukça uğraştıran bu isyanların Sivas ve Ordu civarındaki gücünü Sivas Beyler Beyi İlyas Paşa kırmıştır. 1613 tarihli Tahrir Defterine göre, Ordu 20 nahiyeden oluşan ve adı "Kaza-i Bayramlu" olan bir kaza merkeziydi. Bundan sonra, günümüze kadar değişik idari bölünmelere uğrayan bölgenin, Bulancak ve Bulancağ'ın doğu kısımları Giresun'a, Reşadiye İlçesi Tokat'a devredilmiştir. Geriye kalan bölgeler, Ordu ilinde kalmıştır. Ünlü seyyah Evliya Çelebi'nin eserinde 17. asır ortalarında Ordu kazasına bağlı nahiyeler ile sınırları şöyle belirtilmiştir: "Kıyı şeridinde batıdan doğuya doğru gidilecek olursa, Canik-i Bayram Kazası'nın batıda tabii sınırını meydana getiren Bolaman Irmağı vadisinde " Bölük-i Niyabet-i Çamaş" (bugünkü Çamaş ilçesi) ile karşılaşıyor. Bundan sonra sırasıyla, "Bölük-i Niyabet-i Gerişi Bolaman" (Fatsa'nın bucağı), Vona yarımadası üzerindeki küçük vadiler üzerinde "Niyabet-i Satılmış" (Perşembe İlçesi), (bugünkü Ordu'da denize dökülen Civil Deresinin kollarının meydana getirdiği vadiler üzerinde kıyı şeridi içinde kalmak şartıyla) kuzeyden güneye doğru sırasıyla, "Niyabet-i Geriş-i Bucak" (Ordu Merkez Bucağa dahil), "Niyabet-i Geriş-i Şayiblü" (Ulubey'e bağlı köy) "Nahiye-i Niyabet-i Geriş-i İhtiyar" (Uzunisa), "Niyabet-i Geriş-i Sevdeşlü Nam-ı Diğer Ulubeğlü (Ulubey)" Melet suyu vadisinde yine kuzeyden güneye doğru Bölük-i Niyabet-i Ordu, Niyabet-i Fermude (Uzunisa), aynı vadinin güneyinde kıyı şeridi ve dağ ormanları şeridi sınırları üzerinde Bölük-i Geriş-i Alibeğce(Kabadüz İlçesi) yine kıyıdan doğuya doğru Turnasuyu, Abdal, Bazarsuyu vs.. vadilerinde Bölük-i Bedürlü (Ordu Merkez), Bölük-i Ebul Hayr Kethüda(Gülyalı İlçesi) Davud Kethüda ile Bölük-i Seydi Ali Kethüda (daha sonra Bozat nahiyasi) ve ayrıca Bölük-i Mustafa Kethüda (Giresun'un Bulancak İlçesi) yer almakta ve Canik-i Bayram Kazasının doğu sınırı olan Giresun önlerine kadar ulaşılmaktadır. Bugünkü Ordu şehrinin Batılı gezgin Beauchamps'a göre 1780-1790 tarihlerinde kurulmuş olabileceği ileri sürülmektedir. Yine aynı kişiye göre 1834'lere doğru şehrin oldukça geliştiği belirtilir. Türkler, Ordu yöresine yerleşmeleri ile birlikte kendi kültürel damgalarını vurmuşlardır. Nitekim yöredeki köy, yer, mahalle vb.. adlarına baktığımızda hemen hepsinin Türkçe olduğunu görürüz. Örnek olması için şu ismleri söyleyebiliriz: Oğuzlu, Çepni-lü, Döver, Eymür, Karkın, Sevdeş, Alayundlu... Bölgenin sadece Çepni Türkleri tarafından Türkleştirildiği söyleniyorsa da, bu Türkleştirme hareketinin içinde daha başka bir çok Oğuz boylarının rol aldığı kaynaklarda yazılıdır. 1805 yılında Şebinkarahisar Sancağı Erzurum'dan alınarak Ordu, Gölköy ve Bucak kasabaları ile birlikte Trabzon'a bağlanmıştır. 1831'de ise Fatsa sınırlarından itibaren Ordu, Ulubey, Gölköy yöreleri tamamen Mesudiye ve Aybastı ilçeleri Erzurum eyaletine bağlı Şarkikarahisar livasına, Fatsa'nın iç ve batı kısımlarıyla Ünye, Canik (Samsun) livasına bağlanmıştır. 1871'de yapılan bir idari değişiklikle, Ordu Kasabası merkez olmak üzere Vona (Perşembe) Bolaman, Aybastı, Gölköy,Ulubey nahiyeleriyle birlikte bir kaza oluşturulmuştur. Ordu, 1920 ylına kadar bir kaza merkezi olarak Trabzon'a bağlıydı. TBMM'nin 30 Kasım 1920 günlü bileşiminde Ordu kazasının başka kazalarla birleştirilerek bir sancak oluşturulması müzakere edilmiş; 23 Mart 1921'de müstakil bir sancak haline gelmiştir. Kısa bir süre sonra Sancak ismi değiştirildiği için Ordu, vilayet olarak mülki taksimata dahil edilmiştir |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.