ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Aşk & Sevgi (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=388)
-   -   Dokunmayın Bana! (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=897807)

Prof. Dr. Sinsi 10-11-2012 08:47 PM

Dokunmayın Bana!
 
çok ekşi bi gün..

ağzımda kumlu bi tat bırakıyor.

canım sıkkın bir parça ölme isteği hüküm fikrimin bir köşesinde...

mutluluklara kolay alışıyorum galiba, artık herşey canımı sıkıyor. yarın iş var gitmek istemiyorum, nefret ediyorum ordan, daha şimdiden sıkıntısı çöktü üstüme...

herşey boş...

kafamı suya sokup bayılana kadarda orda nefessiz kalmak istiyorum...

karanlık soğuk bir ormanda öylece yere uzanıp cenin gibi kıvrılıp ağlamak istiyorum

ama yinede hiç bir korku, hiç bir yer alamayacak içimden bu kasveti.

pazar günlerini hiç sevmedim zaten....

kendimden nefret ediyorum, böyle oluşumdan

sinirlerimi bozuyorum... tahammül edemiyorum kendime çoğu zaman....

kime yollanacağı belli olmayan bu duygu pörsümeleri tuşlarla akıp gidiyor, içimden çıkamayacağı kadar hızlı bir şekilde. ayaklarım üşüyor ki hep üşür ama bu başka bir üşüme çivi gibi batıyor, yakıyor canımı ısıtanımın olmaması. olsa belki şu halimle onu bile tersliycem iticem ayağımın tersiyle...

saçlarım ipek gibi yumuşacık ve hoş bi kokusu var....

herkesin mutluluğuna alkış tutarken içim ağlıyor kendi mutsuzluklarıma....

odam çok dağınık toplama düşüncesi bile yoruyorken beni, dağınık olması çok sinir bozucu.

tenim yumuşacık ve davetkar, kendi has kokusu devir daim yapmakta olmadık zamanların çıkmadık sokaklarında...

bir kahve yapsam mutluluğumu geri getirebilirmiyim??

saçma gelmesin sakın ben öyleyimdir...

kocaman ve çok ciddi üzüntüleri bir kahveyle yada eski bir resimle atlatabilirken;

minicik tatsızlıklarıı büyütecimle kocaman yapıp onlar için feda olabilirim...

kapanırım içime, kabuğum sert

Terazidir burcum biraz ondan olsa gerek

ciok icime kapanik ve duygusalim

kapanırım ve ordan sıkılana kadar ne olursa olsun kafamı bile çıkarmam

dudağım kanıyor...

oyalanma telaşıyla dudağıma sürdüğüm kaygan parlatıcının üstünden damla damla akıyor kanım...

tadı sert biraz...

hissettiğim soğukluk göğüs uçlarımın belirmesine neden oluyor,

her belirginlik için üşümek zorunda kalmak ne acı...

saçmalamakta sınır tanımayan zihnime kocaman bir hayal gücü eşlik ettiği için belkide bu can sıkıntısı

olamadığım kişileri, gidemediğim yerleri, yaşayamadığım zamanları düşleyip hüzün arası ince bi kaşar tadıyla yiyip yutmak...

anlaşılmayı beklemiyorum artık

ve çok oldu bundan vazgeçeli....

şimdi bunları yazıyorum ve inan öylesine değil,

yazdıklarımı okudukça bir parça daha nefret ederken kendimden, daha da çok seviyorum belki.

su şişemden yere damla damla sular akıtıyorum

bir sebebi olduğundan değil

sebepsiz dökülen gözyaşlarımın yerine koyuyorum belki

kendime sinir oluyorum

sevgiye doymazlığım

arsız düşlerim

zamansız çıkışlarım

nedensiz hıçkırışlarım

dengesiz ruhum

herşeyimden sıkılıyorum

ve tahammül edemiyorum kendime...

benim derdim kendimle

başkasıyla yaşadığım dertler sonsuz değil

nası bir derdim olursa olsun en fazla şiddete başvursam hallederim

ama kendime uyguladığım şiddet daha ağır

tamamen psikolojik

ve yaraları daha derin

tırnaklarım uzun ve bakımlı çok hoş görünümleri var,

canım sıkkın ve nefret ediyorum kendimden...

yaz gelsin artık zaman geçsin....

kendimi yeniden seveyimmm....

yorganımın içine girsem, çıplak tenimi örtse tamamen

sıcaklık artsa

ben kendimi başka zamanlarda düşlesem

farklı iklimlerde, herşey huzur verse

şuan hiç bişeyin vermediği kadar...

bekliyorum

yada hayal ediyorum

çok zor iş.....

şimdi ...

ey bu kendimle iç hesaplaşmamı okuyucu!!

sana diyorum ki

canım çok sıkkın...

acaba senide boğarmı bu can sıkıntısı....

beni benimle bırakın,

dokunmayın,

konuşmayın,

suçlamayın,

sogulamayın,

azarlamayın...

susun!!

beni yalnız bırakın!!!

herkesin mutluluğuna alkış tutarken içim ağlıyor kendi mutsuzluklarıma....

Prof. Dr. Sinsi 10-11-2012 08:47 PM

Dokunmayın Bana!
 
Dokunsalar ağlarım şimdi.

Acısını tarif edemeyen neye niçin ağladığını bilmeyen çocuklar gibiyim.

Sanki çok sevdiğim oyuncağım elimden alınmış

yada ben fırlatıp atmışım ama parçalandı diye kızıyorum etrafıma.

Duygularını tarif edemeyen somut olmadığını bildiği halde

görünen bir yaraya kanıyor diye bakakalıp ağlayan çocuklar gibiyim.

Dokunsalar ağlarım diyorum ağlıyorum. Ağlıyorum..

Gözyaşlarının bitmeyeceğini söylemişlerdi ama öyle bir an geliyor ki

ağlamak acıya yetmiyor. Gülümsemeye başlıyorum.

Buruk ve anlamsız bir gülümseme asılı kalıyor dudağımda.

Boşluğa takılı kalmış bakışlarla dalıyorum.

Gözlerimin içinden geçiyor her şey ama bana kalan yok.

İşte bu noktada fark ediyorsun sende içimden bir şeylerin düştüğünü.

Kendini her aradığında bulduğun bakışlarım yok.

Demiştim sana korkularımı anlatmaya çalıştığımda ciddiye almamıştın.

Gözlerimdeki seni kaybettim diyorum

duygularım değişti diyorum ve hep yaptığın gibi suçluyorsun beni.

En çok buna dayanamıyorum.

Anlatamadıklarım değil aslında söylemeye çalıştığım

niyetimin sorgulanmaya ihtiyacı yok çünkü seni hiç kandırmadım.

Beni hayatında istemezken

şimdi hayatımdan çıkmakla ilgili tehditkar sözler savurman niye?

Bunca zaman seni kendime yakın hissetmedim ki

hayatımda herkes vardı bir sen yoktun.

Şimdi gidiyorum diyorum suçluyorsun.

Kendine yabancı duruyor saldırgan bir tutumla içimdeki aşkı yok ediyorsun.

Beni kırıyorsun ve ben hala seni sevmeye çalışıyorum.

Hala seni hayatımda tutmaya çalışıyorum.

Masum bir sevdaya kendi anlamlarımı yüklemişimyeni yeni görüyorum.

Seni sevme gerçeğim değişmiyor

değişen karşılıksız olduğunu söylediğin bu aşktan çıkıp gitmem sadece.

Sessiz kalalım istiyorum bundan böyle.

Bırakalım sessizce yerini alsın bu masal da diğer masallar arasında.

Sessizlikte yüzdüreyim kağıttan gemilerimi serin sularda dağılmalarını izlerken. Sus..

biliyorum senin içinden geçenleri

tekrar tekrar anlatıyor olmak değiştirmiyor var edemeyeceğimiz birlikteliği.

Hiç değersizleştirmedim ki ben seni.

Şimdi bırak yalnızlığımdan yana olsun her şey sensizliği öğrenmeli.

Hani mutluydun sen hani nettin ötekilere ait duygularında?

Dokunsan ağlarım şimdi diyorsam da gözyaşı yok.

Artık bu aldatılmışlık duygusuyla kalmak istemiyorum.

Harcanmayan çabalar ve söylenmeyen hisler tutunulur gibi değil.

Düşüyorsun her seferinde. Artık susmak istiyorum.

Bastığım yer kaymasın istiyorum. Öfkenle baş edemiyorum.

Bana ifade etmek istediğin duyguları da kendine sakla

artık çok geç bu aşka duygu tarafından bakmaya.

‘Geç kaldın..’

hatırla sana ait bu söylem aslında.


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.