ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   ForumSinsi Ansiklopedisi (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=476)
-   -   Kent-İlk Ve Ortaçağda (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=89680)

Şengül Şirin 08-02-2009 06:27 PM

Kent-İlk Ve Ortaçağda
 
Kent-İlk Ve Ortaçağda




Eskiçağlarda insanlar yaşamlarını avcılık, toplayıcılık ve göçebelikle sürdürürlerdi. Tarımsal üretime geçişle birlikte toplu ve örgütlü bir biçimde yaşamaya, kerpiçten ya da pişmiş tuğladan yapılmış evlerde oturmaya başladılar. Tarihte bilinen ilk yerleşmeler tarımsal üretimin gelişmeye başladığı Cilalı Taş Devri'nin (İÖ 80005500) sonlarına doğru, toprağın verimli olduğu dere, ırmak, göl ve deniz kıyılarında kuruldu. Kent niteliği taşıdığı bilinen en eski yerleşmeler Mezopotamya'da kurulan Ur, Uruk, Eridu gibi kentlerdir.
İÖ 2000 yıllarında Mısır'da kurulan kentler, köleler ve soylular için ayrı ayrı alanları,






pazaryerleri ve tapınaklanyla, belirli bir plana göre düzenleniyordu. Hindistan'da yapılan kazılar İndus Irmağı vadisinde kuzeygüney ve doğubatı doğrultusunda birbirini kesen yollarıyla, planlı Mohencodaro ve Harappa kentlerini ortaya çıkardı. Bu kentlerdeki evlerde merkezi ısıtma ve kanalizasyon sistemleri bulunuyordu. Aynı dönemde Çin'de Huang He (Sarı Irmak) vadisinde planlı, küçük köyler; Mezopotamya'da Babil ve Asur uygarlıkları döneminde de ünlü Babil ve Ninova kentleri kuruldu. Bu kentler aynı zamanda dönemin en önemli bilim, sanat ve kültür merkezleriydi.






Tarihin en ünlü kentleri, günümüzden 30002000 yıl önce. Eski Yunanlılar'ca Girit' te, Makedonya'da ve Doğu Akdeniz kıyılarında kuruldu. Türkiye'nin Ege ve Akdeniz kıyılarında yer alan Efes (Ephesos), Bergama (Pergamon), Milet (Miletos) ve Priene gibi kentler o dönemden kalmadır. Bu kentler gelişen deniz ticareti için büyük önem taşıyordu.


Eski Yunan kentlerinden Atina ve Sparta gibi daha güçlü olanları, aynı zamanda bağımsız kent devletleri olarak, öteki kentler üzerinde üstünlük kurdular. Yapılan arkeolojik kazılardan anlaşıldığına göre, bu kentlerin sokak ve caddeleri, pazaryerleri, saray ve tapınakları, avlu ve bahçeleri planlı bir biçimde, özenle düzenlenmişti. İÖ 7. yüzyılda Yunanlılar'ca kurulan Byzantion (Bizans) kenti Roma İmparatorluğu'nun ikiye bölünmesinden sonra Konstantinopolis (bugün İstanbul) adını alarak Doğu Roma İmparatorluğu'nun başkenti ve aynı zamanda yönetsel, kültürel ve ekonomik merkezi oldu.

Birkaç bin yıl önce Avrupa, Asya ve Afrika'da gelişen kasaba ve kentlerin çoğu iz bırakmadan kayboldu. Orta ve Güney Amerika'daki Aztek, İnka ve Maya kentleri İspanyol istilacılarca yok edildi. Birçoğu da yanardağ patlamaları ya da depremlerle yok oldu.


Ortaçağda kentlerin çoğu savunma ve güvenlik amacıyla yüksek surlarla çevrilirdi. Savaş zamanlarında çevredeki topraklarda yaşayan insanlar kent surları içinde toplanırdı. Ortaçağ başlarında kentler dağınık ve önemsiz yerleşmeler olarak kaldı. 11. ve 12. yüzyıllardan sonra tarımda verimliliğin artması ve özellikle Haçlı Seferleri'nden sonra doğu ülkelerinden getirilen değerli mallar ticaretin canlanmasına yol açtı. Ticaret yaparak zenginleşen tüccarlar, derebeyler karşısında bağımsız, güçlü yeni bir sınıf olarak ortaya çıktı. Gelişen ticaret, sağlanan sermaye birikimi ve tüccarların kent surları dışında kurdukları yeni yerleşmeler, kentlerin büyük bir hızla büyüyüp gelişmesini sağladı. Akdeniz çevresinde kurulan Venedik, Cenova, Pisa ve Floransa gibi İtalyan kent devletleri, doğu ülkeleriyle yapılan ticaretin başlıca merkezleriydi. Kuzey Avrupa'da ticari bir örgütlenme olarak 13. yüzyılda ortaya çıkan ve Belçika' dan Litvanya'ya kadar 90 kenti kapsayan Hansa Birliği, bu kentlerin gelişmesinde önemli bir rol oynadı.

Bu dönemde yeni yollar yapıldı, tarım ve sanayi büyük ölçüde gelişti (bak. Hansa Bİrlîğİ).
Ortaçağ kentlerinin en belirgin özellikleri gotik üslupla yapılmış yüksek ve sivri kuleli yapılar, insanların ticaret ve eğlence amacıyla bir araya geldikleri geniş alanlar, pazaryerleri, kıvrımlı ve dar sokaklardı. Ne var ki, su ve kanalizasyon gibi altyapı sistemleri yetersiz, yollar ulaşıma elverişsiz, evler karanlık ve soğuk, çalışma ve yaşam koşulları sağlıksızdı. Bu yüzden salgın hastalıklar, yangın ve kazalar çok sık rastlanan olaylardı.

Kent planlamasına ilişkin ilk kuramsal çalışmalar Rönesans döneminde (bak. RÖNESANS) yapıldı. Özellikle İtalya'da varlıklı ve soyluların koruması altında çalışan ünlü mimarlar, geniş cadde ve alanlardan oluşan kent tasarımlan çizdiler. Ne var ki, ortaçağın karmaşık ve plansız kentlerini yıkmadan bu
tasarımları gerçekleştirmek olanaksızdı. Bu yüzden "ideal kent" tasarımı güzel bir düş olarak kaldı.


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.