![]() |
Asrı Saadetteki O Dehşetli Fitnenin Rahmet Yönü Nedir?
Asrı Saadetteki O Dehşetli Fitnenin Rahmet Yönü Nedir? Hakkında Asrı Saadetteki O Dehşetli Fitnenin Rahmet Yönü Nedir? ÂYET-I KERIME MEÂLI Sidre-i Müntehada gördü. Ki, onun yaninda Me'vâ Cenneti vardir. Necm Sûresi, 14-15 HADIS-I SERIF MEÂLI Merhametli olan kimseden baskasi Cennete girmez. Câmiü's-Sagîr, c: 3, 3884 Asr-i Saadetteki o dehsetli fitnenin rahmet yönü nedir? Eger denilse: “Mübarek Islâmiyet ve nuranî Asr-i Saadetin basina gelen o dehsetli, kanli fitnenin hikmeti ve veçh-i rahmeti nedir? Çünkü onlar kahra lâyik degildiler.” Elcevap: Nasil ki baharda dehsetli yagmurlu bir firtina, her taife-i nebâtâtin, tohumlarin, agaçlarin istidatlarini tahrik eder, inkisaf ettirir; herbiri kendine mahsus çiçek açar, fitrî birer vazife basina geçer. Öyle de, Sahabe ve Tâbiînin basina gelen fitne dahi, çekirdekler hükmündeki muhtelif ayri ayri istidatlari tahrik edip kamçiladi. “Islâmiyet tehlikededir, yangin var!” diye her taifeyi korkuttu, Islâmiyetin hifzina kosturdu. Herbiri, kendi istidadina göre, câmia-i Islâmiyetin kesretli ve muhtelif vazifelerinden bir vazifeyi omuzuna aldi, kemâl-i ciddiyetle çalisti. Bir kismi hadislerin muhafazasina, bir kismi seriatin muhafazasina, bir kismi hakaik-i îmâniyenin muhafazasina, bir kismi Kur’ân’in muhafazasina çalisti, ve hâkezâ, herbir taife bir hizmete girdi. Vezâif-i Islâmiyette hummâli bir surette sa’y ettiler. Muhtelif renklerde çok çiçekler açildi. Pek genis olan âlem-i Islâmiyetin aktârina, o firtina ile tohumlar atildi, yari yeri gülistana çevirdi. Fakat, maatteessüf, o güller ve gülistan içinde, ehl-i bid’a firkalarinin dikenleri dahi çikti. Güya dest-i kudret, celâlle o asri çalkaladi, siddetle tahrik edip çevirdi, ehl-i himmeti gayrete getirip elektriklendirdi. O hareketten gelen bir kuvve-i anilmerkeziyye ile, pek çok münevver müçtehidleri ve nuranî muhaddisleri, kudsî hafizlari, asfiyalari, aktablari âlem-i Islâmin aktârina uçurdu, hicret ettirdi. Sarktan garba kadar ehl-i Islâmi heyecana getirip, Kur’ân’in hazinelerinden istifade için gözlerini açtirdi. Mektûbât, 19. Mektub, 5. Nükteli Isaret, s. 173-174 Lügatçe: Asr-i Saadet: Peygamberimiz ve dört halifenin yasadigi devir; mutluluk asri. veçh-i rahmet: Rahmet yönü. kahr: Büyük eziyet, zulüm. taife-i nebâtât: Bitkiler toplulugu. istidat: Kabiliyet. inkisaf: Ortaya çikma, açilma. fitrî: Yaratilistan gelen. Tâbiîn: Sahabeleri gören mü’minler. hifz: Koruma, muhafaza. câmia-i Islâmiyet: Islâm toplulugu, Müslümanlar. kesretli: Pek çok. kemâl-i ciddiyet: Tam bir ciddiyet. hakaik-i îmâniye: Iman hakikatleri. hâkezâ: Bunun gibi, benzeri. vezâif-i Islâmiyet: Islamiyetle ilgili vazifeler. sa’y etmek: Çalismak. aktâr: Taraflar, her taraf, her yer. gülistan: Gül bahçesi. maatteessüf: Ne yazik ki. ehl-i bid’a: Dinin aslinda olmadigi halde, sonradan çikarilan seyleri dine mal etmeye çalisanlar. firka: Grup, cemaat. dest-i kudret: Kudret eli. ehl-i himmet: Himmet ve gayret sahipleri. kuvve-i anilmerkeziyye: Merkezî güç, merkez kaç kuvveti. münevver: Nurlanmis, aydinlanmis. müçtehid: Içtihad eden. muhaddis: Hadis ilmiyle ugrasan, hadis alimi. asfiya: Safiyet, kemalat ve takva sahibi olan; Hz. Peygamber’in varisi hükmünde, onun meslegini hayata geçirmeye çalisanlar. aktab: Kutuplar, belli bir yerdeki evliyanin basi olan en büyük veli. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.