ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Sorularla İslamiyet (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=620)
-   -   Verilen Sonsuz Nimetlere En Güzel Teşekkür Nasıl Olmalı? (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=895707)

Prof. Dr. Sinsi 10-11-2012 07:26 PM

Verilen Sonsuz Nimetlere En Güzel Teşekkür Nasıl Olmalı?
 

Verilen Sonsuz Nimetlere En Güzel Teşekkür Nasıl Olmalı?
Hakkında Verilen Sonsuz Nimetlere En Güzel Teşekkür Nasıl Olmalı?




“İnsan olarak yaratılmak” ile başlayan ve çoğu zaman farkına bile varamadığımız NİMETLER var üzerimizde..

Niçin verilmiş olabilir? BİR KARŞILIK GEREKTİRİR Mİ? GEREKTİRİR İSE NASIL MUKABELE EDİLMELİ? sorularına cevap bulmaya çalışalım birlikte..

Allah'ımız bizi YOKTAN var etti. Taş olabilirdik, ağaç veya hayvan olabilirdik. Hattâ bir canavar da olabilirdik. Fakat İNSAN olarak yaratıldık. Seçme ihtiyarımız yoktu; dilekçe de vermedik; “BEN İNSAN OLMAK İSTİYORUM” diye.. Yani NİMETLER; öncelikle “İNSAN OLARAK YARATILMAK İLE” başlıyor..

Bunun yanında Hıristiyan, Yahudi veya Budist de olabilirdik. Ama MÜSLÜMAN olduk. ELHAMDÜLİLLAH.. Bu nimetler ilk anda aklımıza gelmeyebiliyor. Daha bunlar gibi düşünemediğimiz o kadar nimetler var ki, saymakla bitmez.

Nasıl ki; bize bir KALEM hediye edene teşekkür ediyoruz, bir kitap verene minnet duyuyoruz. Çünkü bunu İNSANLIĞIN ve NEZAKET KURALLARININ bir gereği görüyoruz.

Pekiyi; BİZE BU KADAR NİMETLERİ VERENE TEŞEKKÜR ETMEK; MİNNET DUYMAK GEREKMEZ Mİ?

Hergün YENİ BİR ALEM YARATILIYOR; HER BAHAR; TAPTAZE MEYVELER, SEBZELER.. RAHMET HAZİNESİNDEN BAHAR VAGONLARI İLE SAYMAKLA BİTİRİLEMEYECEK NİMETLER.. BU KADAR MI?.. HAYIR..

NEFES ALIP VERMEK İÇİN, UYGUN BİR HAVAYA İHTİYAÇ VAR.. NEFES ALDIĞIMIZ HAVA İÇİN ALLAHA TEŞEKKÜR ETTİK Mİ HİÇ?

YA SUYA? H2O.. BİR YANICI; BİR YAKICI ELEMENTTEN SUYU YARATMIŞ RABBİMİZ.. HAYATIMIZIN DEVAMI İÇİN EN ÖNEMLİ İHTİYAÇ.. SAYIN SAYABİLECEĞİNİZ KADAR BU NİMETLERİ…

BUNLAR BİR “TEŞEKKÜR” GEREKTİRMİYOR MU?

Elbette GEREKTİRİYOR; GEREKTİRMELİ.. İNSAN KENDİSİNE YAPILAN BİR İYİLİĞE KARŞILIK VERMEK İÇİN CAN ATAR.. BİR FIRSAT KOLLAR.. KENDİSİNİ SEVİNDİRENİ SEVİNDİRMEK, ACAYİP BİR HAZDIR ONUN İÇİN..

RABBİMİZ BİZİ O KADAR ÇOK SEVİYOR Kİ.. İŞTE DELİLLERİ; SAYAMADIĞIMIZ KADAR…

BİZ DE ONA KENDİMİZİ SEVDİRMELİ DEĞİL MİYİZ? SEVMESİNE; SEVMEK İLE; EMİRLERİNE İTAAT İLE; BİZDEN İSTEDİKLERİNE “EMREDERSİN RABBİM” TESLİMİYETİYLE; BİR “TEŞEKKÜR” İLE MUKABELE ETMEMİZ GEREKMİYOR MU?

İşte NAMAZ EN BÜYÜK ŞÜKÜR, EN AÇIK BİR TEŞEKKÜRDÜR...

Namazın mana ve ehemmiyetini burada tamamiyle anlatmak mümkün değildir. En genel mânada Namaz, KALP ve RUHUMUZUN GIDASI; HAYAT SUYU gibidir. Namaza bütün vücudumuzla katılıyoruz: Elimiz, ayağımız, gözümüz, dilimiz, başımız; aklımız, kalbimiz, hayalimiz bütün duygularımızla... Böylece BÜTÜN BU ORGAN ve DUYGULARIMIZLA, ALLAHA ŞÜKRÜMÜZÜ İLETMİŞ oluyoruz.

Maalesef Namaz kılamayan insanlar böyle bir teşekkürü yapamıyor. MİLYARLARCA YTL VERSE ELDE EDEMEYECEĞİ NİMETLERE SAHİP OLMANIN DEĞERİNİ FARK EDEMİYOR...

Allah göstermesin, gözümüzün birisini kaybetsek, dünyanın parasını harcasak yerine aynısını koyabilir miyiz?.. Bir kaza sonunda dilimizi kaybetsek, fakat bütün dünyanın yarısını versek bir dil bulabilir miyiz?

İnsan olarak HER ŞEYE sahip olmak istiyoruz. Dünyada ne varsa bizde de aynısının bulunmasını arzu ediyoruz. İHTİYAÇLARIMIZ O KADAR ÇOK Kİ... Sadece bu dünya ile de yetinmiyoruz. SONSUZ BİR HAYAT istiyoruz, CENNETİ istiyoruz, PEYGAMBERİMİZLE BİRLİKTE OLMAYI diliyoruz. Değil mi?

Bunları elde etmeye gücümüz yetmeyeceğine göre KİMDEN İSTEYECEĞİZ?

Her halde bu dünyayı, yıldızları, gökleri ve âhireti VAR EDENDEN isteyeceğiz. Onu istemenin de yolu ALLAH’A KENDİMİZİ SEVDİRMEKLE olur. Kendimizi Allah'a sevdirmenin en iyi yolu da O’NUN HUZURUNA HER GÜN BEŞ DEFA EĞİMEK SECDEYE VARMAKLADIR...

Böylece namaz kılmakla Rabbimizin huzuruna çıkmış oluyoruz. İçimize sevinç doluyor, neşe doluyor ve mutluluk doluyor. Kendimizi uçacakmış gibi hissediyoruz; tatlı bir heyecan duyuyoruz. Nasıl heyecan duymayız ki? Bir müdürün, bir valinin, bir bakanın karşısına çıkınca kendimizde nasıl bir sevinç ve heyecan hissediyoruz.

Oysa NAMAZDA; müdürün de, valinin de, bakanın da; hattâ bütün kâinatın YARATICISININ huzuruna çıkıyoruz. Böyle bir mutluluğu kaçırmak ister miyiz hiç?

Acıkınca yemek yiyoruz, susayınca su içiyoruz, uykumuz gelince uyuyoruz. Böylece o ihtiyaçları gideriyoruz. Ama insan sadece AĞIZ ve MİDEDEN ibaret değil ki... Aklımız var düşünüyoruz, kalbimiz var duygular taşıyoruz, ruhumuz var, sonsuz bir hayatı istiyoruz.

AKLIMIZIN, KALBİMİZİN, RUHUMUZUN İHTİYAÇLARINI NELERLE KARŞILAYACAĞIZ; HANGİ GIDAYI VEREREK BU DUYGULARIMIZI DOYURACAĞIZ?

İşte AKLIMIZIN GIDASI, KALBİMİZİN İHTİYACI, RUHUMUZUN RAHATI; ANCAK EL BAĞLAYIP NAMAZA DURMAKLA TEMİN EDİLMİŞ OLUR…

Namaz kılmakla hem maddeten, hem de manen temizlenmiş oluyoruz. Abdest almakla MADDİ TEMİZLİĞİ yapıyoruz; namaza durmakla da GÜNAH ve HATALARIMIZIN KİRLERİNDEN ARINIYORUZ.

Peygamber Efendimizle Sahabiler arasında geçen şu kısa konuşma bu meseleyi çok güzel bir şekilde açıklıyor.

Peygamber Efendimiz (a.s.m.) bir gün Sahabilere sordu:

"Ne dersiniz? Birinizin kapısı önünde bir ırmak bulunsa, o kimse o ırmakta günde beş defa yıkansa, vücudunda kirden iz kalır mı?"

Sahabiler cevap verdiler: "Hiçbir kir kalmaz, yâ ResulALLAH."

O zaman Peygamberimiz şöyle buyurdu:

"İşte beş vakit namaz da buna benzer. ALLAH, NAMAZ SAYESİNDE GÜNAHLARI SİLER, TEMİZLER."

Namazdaki asıl temizlik MANEVİ olanıdır. Ruhumuzun ve kalbimizin sık sık temizlenmesine ihtiyaç vardır. Çünkü el, ayak gibi organlarımız nasıl çeşitli sebeplerle kire, toza, toprağa bulanıyorsa, İNSANLIK İCABI İŞLEDİĞİMİZ GÜNAH ve KUSURLAR SEBEBİYLE, RUHUMUZ DA MANEVİ KİRLERLE BULANMAKTADIR.

GÜNAH İŞLEMEMEK GİBİ BİR LÜKSÜMÜZ YOK.. AMA GÜNAHLARIMIZI TEMİZLEMEK İÇİN ÇEŞİTLİ YOLLAR GÖSTERMİŞ; TEMİZLENEBİLECEĞİMİZİ MÜJDELEMİŞTİR; ŞEFKATLİ RABBİMİZ…

Ama insan ruhunu ve kalbini tutup suya sokamaz. Onun da KENDİNE GÖRE BİR YIKAMA USULÜ vardır. RUHUN YIKANMASI, NAMAZ İLE OLUR…

Bir kısım Namaz kılmaya alışmamış olan kimseler, bu ezikliği hafifletecek sebepler ararlar. Namaz kılanlarda gördüğü kusurları büyüterek onların da kendisi gibi kusurlu olduklarını, dolayısıyla aralarında pek büyük bir fark olmadığını düşünmeye başlarlar.

Kendi kusurunu küçültür, namaz kılanın küçücük bir kusurunu büyütür, hatta "KALBİM TEMİZ!" gibi bahanelerle kendisinin daha üstün durumda olduğunu dahi iddia etmeye başlar. Aslında insan olarak hiç kimse kusur ve günahlardan arınmış değildir. İbadetlerinde devamlı olan kimsenin bile kendisine göre bazı kusurları olacaktır.

Ne var ki İŞLEDİKLERİ KÖTÜLÜKLER BAKIMINDAN insanlar arasında bir karşılaştırma yapılsa, NAMAZ KILANLARIN, BU KONUDA DAHA GERİDE KALDIĞI GÖRÜLÜR... Evet, sigara içmeyenlerde akciğer kanseri görülür; ama içen kimselerin bu hastalığa yakalanma ihtimali daha fazladır.

Bunun gibi HERGÜN BEŞ DEFA RABBİNİ HATIRLAYARAK O’NUN (C.C.) HUZURUNA ÇIKAN BİR KİMSENİN KÖTÜLÜK YAPMA İHTİMALİ İLE; RABBİNİ ANCAK, BAŞI DERDE DÜŞTÜĞÜ ZAMAN HATIRLAYAN BİR KİMSENİN KÖTÜLÜK İŞLEME İHTİMALİ ARASINDA BÜYÜK BİR FARK OLACAKTIR...

Ayrıca namaz insanı kötülüklerden alıkoyan Kur'ân-ı Kerimde bu mesele şöyle anlatılıyor.

"SANA VAHYEDİLEN KİTABI OKU. NAMAZI DA DOSDOĞRU KIL. ÇÜNKÜ NAMAZ ÇİRKİN ŞEYLERDEN VE KÖTÜLÜKLERDEN ALIKOYAR. ALLAHI ZİKRETMEK ELBETTE EN BÜYÜK İBADETTİR. NE YAPARSANIZ ALLAH HAKKIYLA BİLENDİR."

'NİÇİN NAMAZ KILIYORSUN? dendiğinde; ilk olarak ALLAH EMRETTİĞİ İÇİN cevabını veririz değil mi? Kur’anda yüz’e yakın yerde NAMAZ KILMAYA emir var.. Namazın HİKMETLERİNE, FAYDA VE MENFAATLERİNE sıra geldiğinde ise, bunlar SAYILAMAYACAK KADAR ÇOKTUR.. Bir kaçına işaret edelim isterseniz

* Herşeyden önce, CEHENNEM ATEŞİNİN KALKANI, KABİR AZABININ SİPERİ ve CENNET KAPILARININ ANAHTARIDIR “NAMAZ.” EBEDİ SAADET, NAMAZIN “SONSUZA UZANAN BİR MEYVESİDİR...”

* Namaz kalbe gıda, rûha şifa, bedene sıhhat, vicdana ölçü, akla istikâmet, iradeye kuvvet ve duygulara intizam verir.

* Namaz, hayatı disiplin altına alır, günahtan korur, manevî kirleri temizler.

* Ruh, onunla nefes alır, huzur bulur, sükûna erer, RABBİNE YÖNELİR...

* MANEVİ YÜKSELİŞİN MERDİVENİDİR NAMAZ; BÜTÜN İBADETLERİN ÖZÜDÜR..

* Namaz, İMANIN İFADESİDİR… ACİZLİĞİN, ZAYIFLIĞIN, ÇARESİZLİĞİN; SONSUZ BİR KUDRETE DAYANMA İHTİYACININ, kısacası “KULLUĞUN” İTİRAFIDIR

* GÖZÜN NURU, GÖNLÜN GÖZBEBEĞİDİR.. ALEM ONUNLA AYDINLANIR; HAKİKAT ONUN IŞIĞI İLE GÖRÜNÜR..

* Ve İBADET EDEN DİĞER BÜTÜN VARLIKLARIN İBADETLERİNİ ANLAMAK İÇİN BİR “İLHAM KAYNAĞIDIR” NAMAZ..

Bilindiği gibi; BÜTÜN MEVCUDAT; KENDİ LİSANLARI İLE, RABBLERİNİ TESBİH EDERLER; İBADETLERİNİ YAPARLAR.. İŞTE İNSAN DA, ŞUURSUZ BU VARLIKLARIN İBADETLERİNİ, ALLAH’A TAKDİM VAZİFESİ İLE GÖNDERİLMİŞ.. BU DA “NAMAZ” İLE MÜMKÜN..

Çok kısa olarak temas edelim bu noktaya, yani NASIL OLUYOR BU TAKDİM?

Namazda “İYYAKE NA’BUDU” diyoruz; yani “BİZ SANA İBADET EDERİZ.” “BEN SANA İBADET EDERİM” demiyoruz yani.. İşte buradaki “BİZ” ÖZNESİ İLE, BÜTÜN KÂİNATTA İBADET EDEN MEVCUDATIN, bir anlamda BİR SÖZCÜSÜ MAKAMINDA, BÜTÜN İBADETLERİ, ALLAHA SUNMAKTIR..

BİLİNDİĞİ GİBİ, İLK VERECEĞİMİZ HESAP DA “NAMAZ” OLACAK… YA KILACAĞIZ, YA DA KILACAĞIZ; “C” ŞIKKI YOK.. BAŞKA BİR İHTİMAL SÖZ KONUSU DEĞİL YANİ..

ÖYLE İSE, HAKİKATİNİ BİLEREK; HEM DÜNYADA RUHUMUZA “NUR” SERPMEK; HUZUR İKLİMİNİ YAŞAMAK; HEM DE AHİRETTE ATEŞTEN KURTULUP, EBEDİ SAADETE KAVUŞMAK İÇİN “HAYDİ NAMAZA!” demekten kendini alamıyor insan..

RABBİM BU GÜZELLİĞİ HERKESE NASİP ETSİN; BİZİ DE DAİM EYLESİN İNŞALLAH..

"Seni her türlü noksandan tenzih ederiz. Senin bize öğrettiğinden başka bilgimiz yoktur. Muhakkak ki Sen, ilmi ve hikmeti herşeyi kuşatan Alîm-i Hakîmsin." (Bakara Sûresi, 2:32.)

“Asra yemin olsun ki, insanlar mutlaka ziyandadır.. Ancak; iman edip iyi işler yapanlar, birbirlerine hep hakkı ve sabrı tavsiye edenler müstesna..” (ASR SURESİ)



Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.