ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Sorularla İslamiyet (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=620)
-   -   Bid’At, Sünnet Ve Farklı İctihad (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=894877)

Prof. Dr. Sinsi 10-11-2012 09:44 PM

Bid’At, Sünnet Ve Farklı İctihad
 

Bid’at, sünnet ve farklı ictihad
Hakkında Bid’at, sünnet ve farklı ictihad




Bid’at, sünnet ve farkli ictihad
Sual: Imam-i Rabbani, namaza dururken niyeti dil ile söylemek bid'at der. Bid’ati hasene’yi kabul etmez. Simdi, dil ile niyet eden bid’at mi islemis oluyor? Bid’ati hasene diyen âlimler yanlis yolda midir?
CEVAP
Farkli ictihad rahmettir. Âlimin birisi bir meseleye bid’at öteki caiz, hatta sünnet diyebilir. Fikihta böyle sayisiz mesele vardir. Yani müctehidlerin farkli ictihadlari çoktur. Imameyne göre sünnet, imam-i a’zama göre vacip olanlar var. Mesela bugünkü ikindi namazinin baslama vakti imameyne göre bildirilmistir. Imam-i a’zama göre o vakitte ikindi kilinsa, vakti girmedigi için sahih olmaz. Bu mezhep içinde oldugu gibi mezhepler arasinda da böyledir. Mesela kurban kesmek, Hanefi’de vacip, diger üç mezhepte sünnettir. Bayram namazi kilmak da öyledir. Deniz hasarati yedigi için Safiileri kötülemek caiz olur mu? Safii’de sünnet olan sey, Hanefi’de bid’attir. Mesela her farzdan sonra âyet-el kürsi okumak Safii’de sünnet, Hanefi’de bid’attir. [Hanefi’de farzdan sonra degil, namaz bittikten sonra okumak sünnettir.] Farkli ictihadlardan dolayi âlimler suçlanmaz.

Namazda niyetin kalb ile yapilmasi dört mezhepte de farzdir. Sadece dil ile yapilmasi hiçbir mezhepte caiz degildir, kalbin de hazir olmasi lazimdir. Kalb ile beraber dil ile söylemeye izin verilmis, hatta müstehab oldugunu bildiren âlimler de olmustur. Namazda parmak kaldirmak da böyledir. Bid’at ve sünnet diyen âlimler vardir. Bu durumda bizim gibi avam ne yapacaktir? Dinde eksik bir sey birakilmamistir, bu da bildirilmistir. Tercih erbabi âlimlerin, müftâbih kavil olarak bildirdiklerine, yani onlarin seçtigi söze uyariz, mesele kalmaz. Sünnet veya bid'at denilen bir seyi yapmamak gerektigi, Berika, Hadika ve Ibni Abidin’de bildirilmektedir. Dinimizde çözülmemis hiçbir mesele yoktur.

Islam âlimleri, bid'ati, Bid'at-i hasene ve Bid'at-i seyyie diye ikiye ayirmislar, mektep, kitap gibi sonradan çikanlara Bid'at-i hasene demislerdir. Hadika’da (Böyle bir bid'at, bir ibadetin yapilmasina yardimci oldugu için, dinimiz izin verir) buyuruldu. Imam-i Rabbani hazretleri ise, dinin izin verdigi böyle faydali seylere, bid'at kelimesini bulastirmamak ve bunlara Sünnet-i hasene [iyi is] demek gerektigini bildirir. Sünnet, burada yol, is demektir. Yolun, isin iyisi de, kötüsü de olur. Hadis-i serifte, Sünnet-i hasene [iyi çigir] açanlar övülüyor, Sünnet-i seyyie [kötü çigir] açanlar kötüleniyor. (Müslim)

Imam-i Rabbani hazretleri, bid’at-i hasene’yi kabul etmiyor gibi göstermek yanlistir. O sadece verilen ismi uygun bulmuyor. Mesela bid’at için pislik dense, iyi pislik, kötü pislik diye ayirmamali diyor, madem yapilan iyi bir sey ise ona sünnet-i hasene = iyi is demeli, bid’at kelimesini güzel islere bulastirmamali buyuruyor.



Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.