![]() |
Arayan Olursa Sendeyim
Bırak ! parmaklarımda kanayan acılar ben de kalsın. Sen kumral perçemini dökme boyun büküşlerime. En derin ve acıklı şarkılarda nota olmasın zaafım. Sen sözleri al giderken mektuplar açılmasın.
Yanağıma gölge öpüşün ıslanmadan, koy isyanımı urbana ve Munzur’dan savur beni. Kılıca ense dayamış diklenmişliğim sana değil hayata. Efkarımı iki kadehe satmayan sevdamla öksüzüm.Yırtık bir kumaş parçası say yüreğimi ! ar’ına örtü. Güzel yüzün bir devrim türküsüdür dudaklarımda. Kızıl saçlarına astığın iki zeytin tanesi dünya ve kirpiklerine sakladığın ben(si ) nehirler ! yolunu bulur yüreğimde. Al ve koru kendini. Der sırrımı mühürlenmiş kelimeler. Halkıma çizdiğim onurlu geleceğin tablosusun. Fırçamda boya diye kanımı işlerim tuvaline. Ve kahverengi gözlerin düşer güneş diye üzerime. Der mavidir güvercinlerin sevdiği,kanat ekersin gökyüzüme. Bırak seni sevdiğimi bilmesin ihbarcı sokaklar. Sevdama koca bir ulus sığsın da ve gazabına uğrasın korkaklığın. Ay ışığı olmayan bir gecede sırtını daya taş duvarlara. Ellerim ! der nabzımın atışıdır hissettiğin soğukluk. Isın ben(si) bakarken gözlerin. Bekçiler dostun değildir. Dostun yarım ekmek, acı soğan. Karşılıksız uzanmaz hiçbir el sen davanı uzatma heba diye. Duruşum gülüşünde çiçek açsın, dal dal narin kelebek konuşları. Der ömrüm bir ilkbahar kadar ! gelişim tırtıl rengi. Sürgünüm insanımla aynı gelecek peşinde. Kırgınım ! düzene sömürüyü kardeş kılmış yutkunmalara. Gerçek ! der boyun büküşlerin yalandır, sözün yalan, düşler yalan. Der gerçek olan alnın göğe değiyorken ellerinde olandır. İki cılız dal, rüzgar yönümüzde salınır umutlar. Sarılışımdır sarmaşık dolanması beline. Avucuna ! der gül açtığında hazandır, goncada ilkbahar kırmızısı. Sen narin yapraklarına dokun tan vaktinin, sisli esintisidir nefesim. Der kavgam rüzgarla ses bulur ! binlerce göze gölge sema. Uzan gökkuşağı sevdam ! uzan beni de kat dokuz rengine. Oya gibi emekle işlenmişim yüreğinin en derin yerine.. uzat ellerini toprağıma değsin dalların yeniden doğmak için yağmura değil de sana susadım!! dökülsün saçların güzel yüzün saklansın asi bir şelalenin azizliğine uğrasın göz yaşların kapansın kirpiklerin gömülsün son bakışım retinana kaşların kemanıma tel olsun dur / konuşma!! sesim !sesinde uykuya dalsın yok geçmiş! yok yaşanan hiçbir şey hamasetli bir doğum öncesidir an sus ! gül açsın gül dudağında nefesim kolye olsun ak gerdanında yorulma ! saklanma bir bilinmeze şimdi papatya zamanı aç zülfünü / yeşile inat ! beyaz sayfalara beyaz kalemle şiirler yaz ! dök içini aksın satırlara iltihap geçmiş tuz bas yaralarına ! acıt kendini ve en kirli yanına al beni sus ! konuşma bir kelime bin anlamdır artık bak ! gözlerim kan çanağı uykusuz düşlerim yolcudur sana uzat ellerini ! avuçlarımda masum bir çocuk heyecanı sorular, sorgular geri dönülmez göçe kanatlı kalan her şey bizim için -sus!! sadece sev beni duvarda asılı sazım kadar dostumsun kalemim kadar arkadaşım şiirlerim kadar sırdaşım ve annem kadar sevdiğimsin!! sus !ağlatma eksik şiirler gibiyim tamamla beni! Levent Saral |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.