![]() |
Doğalgaz Nedir?
DOĞALGAZ NEDİR?
Doğalgaz yanıcı,kokusuz,renksiz ve havadan hafif bir gazdır.Metan,etan,propan azot ve az miktarda karbondioksit gazlarının birleşiminden meydana gelen bir enerji türüdür.Doğalgaz doğada bağımsız yataklarda,petrol yataklarının üstünde yada civarında bulunur.Doğalgaz hidrokarbonların karışımından meydana gelen bir gazdır.Çoğunlukla metan ihtiva eder.Çıktığı yere göre metan dışındaki diğer hidrokarbonlar da az miktarda bulunabilir.Yine çıktığı yere göre karbondioksit,azot ve kükürtlü hidrojen de içerebilir.Havadan hafif olan doğalgaz basınç altında sıvılaştırılabilir,depolanabilir.Enerji üretim sektöründe doğalgaz kullanımı ilk olarak ABD’de olmuştur.Modern üretim ve tüketim teknikleri ile yeryüzünde yakın kaynaklardan elde edilen doğalgaz borularla tüketim yerlerine taşınarak şehir aydınlatmasında kullanılmıştır.Fakat 1950’lere gelindiğinde doğalgazın toplam enerji sektöründeki payı o/o10’un altında olmuştur. KULLANIM ALANLARI Doğalgaz,konutlarda ısıtma ve soğutma,sıcak su elde etme ve pişirmede kullanılırken,küçük sanayi atölye ve fırınlarda üretim amaçlı olarak kullanılır.Cam ve kiremit imalatında da yararlanılan doğalgaz,tekstil sektörü için de önemli bir enerji kaynağıdır.Ayrıca Türkiye’nin elektrik ihtiyacının küçümsenemeyecek bir kısmı doğalgazla çalışan santrallerden üretilmektedir. DOĞALGAZIN ÜSTÜNLÜKLERİ: Doğalgaz her an için kullanıma hazırdır.Stok yapma,önceden sipariş verme gerektirmez. Doğalgaz birincil enerji olarak borular ile,taşıma kayıpları,nakliye temin yeri olmadan ve temel taşıma yollarını meşgul etmeden kullanıcıya gelir. Doğalgaz uzun süreli bir enerji kaynağıdır.Büyük rezervlerden,on yıllar ötesine kadar uzanan sağlam anlaşmalarla emniyete alınmıştır Doğalgaz depolama yeri gerektirmez,böylece binalarda boş alanlar elde edilir. Doğalgaz kullanıldıktan sonra ödenir,önceden ödeme gerektirmez.Bir apartmanda her dairenin ayrı gaz sayacı edinmesi halinde ne kadar gaz sağlandığı kolaylıkla belirlenir. Doğalgaz ekonomiktir.Zaman ve işgücü tasarrufu sağlanır. Doğalgaz çevre dostudur.Kalıcı atıklar bırakmadan yanar. Doğalgaz ile cihazlarda ısı geçişi kısa sürede olur. Doğalgazlı cihazlarda sıcaklık kontrolü çok hassas olarak yapılır,konfor ve enerji tasarrufu sağlanır.Modern doğalgaz cihazları her türlü ihtiyaca karşılık verir,sizin isteklerinize göre yerleştirilebilir. DOĞALGAZIN HAKKINDA DOĞALGAZ COMPRESSED NATURAL GASE BİLEŞİMİ %90 METAN %5 ETAN %5 DİĞER ÜRETİM YERALTINDAN DOĞAL OLARAK TAŞINMA BORULARLA YETERLİ ISI KAYNAĞI KIVILCIM YETERLİ OKSİJEN % 12 YANMA ŞEKLİ PATLAMA (C türü) SÖNDÜRME MADD. KKT,CO2, HALON ALTERN. TOKSİDİTE ZEHİRSİZ KOKU KOKUSUZ [+ THF] PATLAMA LİMİTLERİ [%] 5 – 15 YOĞUNLUK [GAZ] [Hava = 1] 0,58 GEREKEN HAVA [V/V] 9,75 GAZ/SIVI ORANI [V/V] 600 ALGILAMA Kokulandırılmıştır |
Doğalgaz Nedir?
KAÇAK DURUMU İçilmez, kıvılcım çıkartılmaz
TAHLİYE TAVANDAN SÜPÜRME SÖNDÜRME Oksijensiz bırakılarak söndürülür SÖNDÜRME Söndürmeyin DİĞER TEDBİRLER VANALARLA KONTROL DİĞER TEDBİRLER Aydınlatma yan taraftan DİĞER TEDBİRLER Temiz hava girişi olmalı DÜNYADA DOĞALGAZ Başlangıçta daha çok yerel olarak kullanılan bu yakıt,özellikle1970’li yıllardan sonra petrol fiyatlardaki aşırı artış ile enerji sektöründeki yerini genişletmiştir.Uluslararası kullanımı sürekli artış göstermiş ve üretici ve tüketici konumunda birçok ülkenin ortaya çıkmasına neden olmuştur.Bu değişim doğalgazın toplam enerji üretimindeki payını arttırmıştır.Bugün için dünyanın çeşitli bölgelerinde birçok doğalgaz üreticisi ülke bulunmaktadır...Bugün Batı Avrupa’nın kullandığı doğalgazın %70’i Avrupa’da üretilmektedir.Geri kalanın %90’ını dağılan SSCB ülkeleri ve %10’unu ise Cezayir karşılamaktadır.Başlangıçta sınırlı kullanımı olan doğalgaz,üretim artışı ve buna mukabil oluşan yoğun taleplerle evsel ısıtmanın haricindeki birçok değişik sektörde de tercih edilir hale gelmiştir.Doğalgaz 1989 yılında dünya toplam enerji tüketiminin %21’ini karşılar durumdaydı.Günümüzde ise dünya enerji tüketiminin %77’sini fosil yakıtlar karşılamaktadır ve bunun da yaklaşık 26’sı doğalgaza aittir.Bu oran doğalgaz kullanım ömrüne bakıldığında da petrolün tahminen 45 yıl sonra tükeneceği görülmektedir.En uzun ekonomik ömre sahip fosil yakıt olarak görülen kömürün ise çevreye olumsuz etkisinin fazlalığı sebebiyle sadece belli alanlarda kullanımı zorunludur.Dolayısıyla mevcut durum itibariyle çevreye olumsuz etkisi minimum olan doğalgazın kullanımının artacağı açıkça görülmektedir. Çevre sağlığının bozulmasına ve hava kirliliğinin artmasına engel olmak amacıyla, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı yeterli düzeye gelene kadar enerji ihtiyacının doğalgazdan sağlanması en sağlıklı çözüm olarak görülmektedir.Ayrıca teknolojik gelişmelerle yeni rezervlerin keşfedileceği ve buna bağlı olarak düşeceği tahmin edildiğinden,doğalgazın yakın geleceğin en önemli yakıtı olacağı düşünülmektedir. Dünya Doğalgaz Rezervleri Dünya doğalgaz rezervi 116 trilyon metreküp olarak tahmin edilmekte,en büyük rezerv ise %42 ile yani 45-50 trilyon metreküp ile Sovyetler Birliği’nde (%90Rusya Federasyonu %10 Türkmenistan)bulunmaktadır.Bu ülkeyi başta İran olmak üzere ABD,Suudi Arabistan, Katar, Cezayir, Venezuella, Kanada, Nijerya, Endonezya, Libya, Norveç ,Hollanda, Meksika ve İngiltere izlemektedir.Dünyada bilinen petro)rezervlerine eşdeğer doğalgaz rezervi vardır. TÜRKİYE’DE DOĞALGAZ Türkiye’de doğalgazın varlığı ilk defa 1970 yılında Kumrular bölgesinde tespit edilmiş ve 1976 yılında da Pınarhisar Çimento Fabrikası’nda kullanılmaya başlamıştır.1975 yılında Çamurlu sahasında bulunan doğalgaz 1982 yılında Mardin Çimento Fabrikasına verilmiştir.Fakat bu kaynaklardaki rezerv ve üretim miktarı düşük olduğu için yaygınlaştırılamamıştır. Türkiye’nin gelişimine paralel olarak artan hızlı ve çarpık kentleşme,sanayileşme ,bunlara bağlı olarak oluşan çevre kirliliği,1970’lerde yaşanan petrol krizi tüm dünyayı olduğu gibi Türkiye’yi de alternatif kaynak arayışlarına itmiştir.Bu sebeple 1984 yılında SSCB ile Doğalgaz Sevkiyatı konusunda anlaşma imzalanmış,akabinde 84/8806 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile satın alınan gazın sanayi ve şehir şebekelerinde kullanılması öngörülmüştür. |
Doğalgaz Nedir?
Öncellikle hava kirliliği nedeni ile Ankara ve İstanbul illeri seçilmiş ve çalışmalara başlanmıştır.Türkiye’de doğalgazın yaygın olarak kullanımı 1Ekim 1986 tarihinde yapımına başlanan 850 km’lik SSCB-TÜRKİYE doğalgaz boru hattının Nisan 1988’de bitirilmesi ile başlamaktadır.14 Nisan1988’de Cezayir’le yıllık 2 milyar metreküp sıvılaştırılmış doğalgaz terminaline 286 milyon metreküp taşınarak ana iletim hattına transfer edilmiştir.
Türkiye’ye gelen ve verilen doğalgazın en büyük bölümü elektrik üretiminde kullanılmaktadır.1966 yılında Türkiye’nin ithal ettiği doğalgazın %53’ü elektrik üretiminde kullanılırken,bu oran 1997’de %50 olarak gerçekleşmiştir.Ancak uzun vadede doğalgazdan elektrik üretiminin azalan değil,artan bir trend göstermesi öngörülmektedir.Doğalgazın elektrik üretiminde kullanım oranı 2000 yılında %53’e,2005 yılında %58’,2010 yılında ise %60’a yükselecektir.Şehir merkezindeki evsel ve ticari doğalgaz kullanımı ilk olarak Ankara’da 1988 yılı sonunda başlamıştır.1992 yılında İstanbul ve Bursa’da da kullanıma geçilmiştir.Şehiriçi doğalgaz dağıtımını,Ankara’da EGO,İstanbul’da İGDAŞ,Bursa ve Eskişehir’de BOTAŞ yürütmektedir.Doğalgaz’ın ithali ve Türkiye’deki genel dağıtımını da BOTAŞ yapmaktadır.BOTAŞ tarafından dağıtılan doğalgazın 1995,1996 ve 1997 yıllarına ait sektörel dağılımı aşağıda verilmiştir. DOĞALGAZ KULLANMAK BANA NE GİBİ AVANTAJLAR SAĞLAYACAK? Doğalgaz,kömür,linyit,fuel oille kıyaslanmayacak oranda pratik ve temiz bir yakıttır. Doğalgaz, kokusuz,kül ve artığı olmayan,aynı zamanda güvenli bir yakıttır.Yapacağımız çok basitüğmeye basın,doğalgaz rüyanızı gerçekleştirin. Doğalgaz diğer yakıtlarla karşılaştırıldığında hem çok ucuz,hem de daha verimlidir.Doğalgaz bütçenizi sarsmadan dünyanıza sevimli bir sıcaklık armağan eder. Bazı Örnekler Yakıt kaybını en aza indirir. Uzun zaman dilimi içinde aynı ısınma kalitesi elde edilebilir. Yanma verimi yüksektir. Ön yakıt hazırlama masrafı yoktur. LPG tüpleri gibi patlama tehlikesi ve basınçlı parça tesiri yoktur. DOĞALGAZ BORU HATTI İSTANBUL'DA DOĞALGAZ 1984 yılında SSCB ile imzalanan doğalgaz sevkiyatı anlaşmasını müteakip 84/8806 sayılı Bakanlar Kurulu tarafından satın alınan gazın sanayi ve şehir şebekelerinde kullanımı öngörülmüştü. Bu karara istinaden yukarıda açıklandığı şekilde seçilen şehirlerden biri olan İstanbul'da ülkemizde yeni olması sebebiyle Mayıs 1987 yılında verilen firma tekliflerin incelenmesi neticesinde İstanbul doğalgaz sisteminin malzeme ve işçiliği Fransız SAE firması ile Alarko konsorsiyumuna ihale edilmiştir. Yatırıma 1989 yılında başlanmış, yatırımın birinci bölümü Mayıs 1993'de bitirilmiştir. Abonelere ilk doğalgaz ise 1992 Ocak'ında verilmiştir. Daha sonra çalışmalar İGDAŞ bünyesinde yürütülmeye başlanmıştır. İstanbul Kaynak Geliştirme ve iştirakler Dairesi'ne bağlı olarak ; İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve bazı iştiraklerin katılımı ile, 25 Aralık 1986 yılında doğalgaz projesiyle ilgili daha ciddi çalışmalar yapılması ve yatırımlara başlanması amacıyla İstanbul Gaz Dağıtım Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (İGDAŞ) kurulmuştur. İGDAŞ işletmekte olduğu İstanbul Gaz Şebekesini iyi kontrol etmek ve İstanbul halkına doyurucu bir hizmet verebilmek için işletim açısından İstanbul’u üç bölgeye ayırmıştır. Bunlar; İstanbul, Beyoğlu ve Anadolu Bölgesi'dir. İstanbul Bölgesi Haliç Hattı'nın güneyinden başlayıp Esenyurt'a kadar, Beyoğlu Bölgesi Haliç Hattının kuzeyinden başlayıp Sarıyer'e kadar, Anadolu Bölgesi ise Dolayoba'dan başlayıp Beykoz'a kadar uzanmaktadır. Şirketin Genel Merkezi ise Eyüp - Alibeyköy'dedir. 1987 yılında SAE-Alarko Konsorsiyumu'na ihale edilen doğalgaz şebekesi yatırımlarına başlanmıştır. Ancak sonrasında yatırımların çok uzaması ve halkın doğalgaz konusunda yeterli düzeyde bilinçlendirilmemesi neticesinde 90'lı yıllara gelindiğinde 80'li yıllarda geliyorum sinyalleri veren hava kirliliği tüm çirkinliğini İstanbullulara göstermeye başlamıştır. Dünya standartlarına göre bir metreküp havada bulunması gereken maksimum 150 mikrogram/m3 kükürt dioksit oranı İstanbul’da 1993 kışında bir ara 2330 mikrogram/m3'e kadar yükselmiştir. Yaz ve kış aylarında İstanbul havasının kirlilik miktarları karşılaştırıldığında, hava kirliliğinin asıl olarak, doğalgaz kullanımı o yıllarda yaygın olmadığı için diğer fosil yakıtlardan kaynaklandığı görülmüştür. Ayrıca bu yakıtların gerek şehre sokulması gerekse artan külün şehir dışına taşınması sırasında binlerce kamyonun hava kirliliği ve trafik sıkışıklığına sebep olduğu gerçeği ve daha bir çok neden İGDAŞ'ın yatırım atağına kalkmasını zorunlu hale getirmiştir. 27 Mart 1994 seçimlerinin ardından işbaşına geçen yeni yönetim İGDAŞ'ı hantal, statik durumdan kurtararak dinamik bir hale getirmiştir. Yeni yönetim için ilk hedef yatırımlara hız vermek ve halkın doğalgaz kullanımı konusunda bilinçlendirilmesi olmuştur. Daha önceleri sadece Genel Müdürlükçe yürütülen abonelik proje kontrol işleri ve müşteri hizmetleri Bölge Müdürlüklerine dağıtılarak vatandaşların İGDAŞ'a daha kolay ulaşmaları sağlanmıştır. Daha önce 20-25 gün süren proje onayları en sıkışık dönemlerde dahi en geç bir hafta içinde onaylanır hale gelmiştir. Güzel şehrimiz İstanbul'un üzerine çöken kirli havayı temizleyebilmek, solunum yolları tıkanan şehrimizi sağlığına kavuşturabilmek için Nisan 1994'ten itibaren yoğun bir tanıtım ve teşvik kampanyasıyla doğalgaz kullanımı yaygınlaştırılmaya çalışılmıştır. Ve Nisan başında 180 bin olan abone sayısı 300 bine,120 bin olan kullanıcı 215 bine ulaştırılmıştır. 1995'te yine mevcut hatların daha verimli kullanımı için abone ve kullanıcı sayısını artırmaya yönelik kampanyalara ağırlık verilirken,1996 ve 1997 yıllarında ise yatırımlar ön plana çıkmaya başlamıştır. Sadece bu iki yılda daha önceki 7 yılda yapılan altyapının çelik hatlarda yüzde 67'si, polietilen hatlarda yüzde 35'i ve servis hat kutularında yüzde 56'sı kadar yatırım gerçekleştirilmiştir. 1997 yılında İGDAŞ özellikle hava kirliğinin yoğun olduğu bölgelere yatırım yaparak, gündemden düşen hava kirliliğini iyice ortadan kaldırma çabasına girmiştir. Doğalgazın 1 milyon aboneye, yani yaklaşık İstanbul nüfusunun yarısına ulaşmasıyla, İstanbul'daki yıllık kömür tüketimi 8.5 milyon tondan, 2.3 milyon tona düşmüştür. İGDAŞ'ın son yıllarda, özellikle hava kirliliğinin yoğun olarak yaşandığı bölgelere yatırım yapması, hava kirliliği oranlarının dünya standartlarının üstüne çıkmasını önlemiştir. Sadece son üç yıllık veriler bile doğalgazın hava kirliliğini önlemede ne kadar etkili olduğunu göstermeye yeterlidir.1994-1995 kışında İstanbul’da ortalama kükürt dioksit oranı 250 mikrogram/metreküp iken, bu oran 1995-1996 kışında 115 mikrogram/metreküpe, 1996-1997 kışında ise 80 mikrogram/metreküpün altına düşmüştür. 1996-1997 kışında kükürt dioksit oranı hiç bir zaman Dünya Sağlık Teşkilatı(WHU)'nın belirlemiş olduğu 150 mikrogram/metreküpün üzerine çıkmamıştır. |
Doğalgaz Nedir?
1.GİRİŞ
İnsanlığın vazgeçilmez ihtiyaçlarından biridir enerji. 1970’ li yıllardaki petrol krizinden sonra enerji sektörü gaz sektörü ile kademeli olarak bağlantılarını genişletmeye başlamıştır. Doğalgaz kullanımı sanayicinin kendi elektriğini daha ucuza mal etme, elektrik kısıntıları nedeniyle oluşan üretim aksamalarını gidermek, çevre kirliliğinin azaltılması gibi nedenlerle ve ayrıca diğer yakıtlara göre daha az kirlilik emisyonuna sahip olması nedeniyle doğalgazın tercih edilmesinde büyük rol oynamaktadır. 2.DOĞALGAZIN TANIMI Doğalgaz doğal olaylar sonucu oluşmuştur. Doğalgaz, milyonlarca yıl önce yaşamış bitki ve hayvan artıklarının zamanla yeryüzü kabuğunun derinliklerine gömülüp kimyasal ayrıma uğraması sonucu ortaya çıkmıştır. Organik madde olarak bilinen bu bitki ve hayvan artıkları doğal süreçler sonucu göl ve okyanuslarla taşınıp, dibe çökerek çamur ve kumla kaplanarak kayalaşmıştır. Giderek daha derine gömülen bu organik madde, basınç, sıcaklık ve bir ihtimalle de bakteri ve radyoaktivitenin etkisiyle ayrışarak petrol kömür ve doğalgazı oluşturmuştur.(1) Doğalgaza en çok dağ silislerinin yamaçlarında rastlanmaktadır. Bu dağların bir bölümü milyonlarca yıl önce meydana gelen jeolojik değişiklikler sonucu okyanuslarla kaplanmıştır.(2) Doğalgaz, genelde, yüzeyden binlerce metre derinde, kumtaşı gibi gözenekli bir kayaç katmanınca tutulmuş olarak bulunur. Bu katman gaz geçirmeyen ve bu özelliğiyle doğalgazın kaçmasını önleyen bir başka kayaç katmanıyla örtülüdür. Doğalgaz, dünyamızın önemli enerji kaynaklarından biridir. Enerjinin, günlük yaşamımızdaki önemi her köşede görülebilir. Endüstrinin gelişmesiyle enerjiye olan ihtiyaç da artmaktadır. Geçmişte insanlara ve hayvanlara yaptırılan tekdüze işler makinelere yüklenmiştir. Dolayısıyla doğalgaz uygarlığın temel taşlarından biridir. 3.DOĞALGAZIN ÖZELLİKLERİ A. Doğalgazın Yapısı: yeraltından çıkartılır. Genelde petrol yatakları ile birlikte bulunur. Ağır hidrokarbonlar, nem ve sülfür bileşenlerinden ayrıştırılarak kullanıma sunulur. Yavaş yanan bir gazdır. 10-12KWh/m3 / 8600-10300 KWh/m3 mertebesinde kalorilik değere sahiptir. Bileşiminin büyük bölümünü metan gazı oluşturur. Metan dışında az miktarda etan, propan, bütan gibi diğer karbonlar bulunur. Ayrıca azot, oksijen, karbondioksit hidrojen sülfür ve bazen de helyum gazına rastlanır.(3) Doğalgaz, renksiz ve kokusuzdur. Gaz kaçaklarının fark edilmesi için THT (tetrahidrofen) katılarak özel olarak kokulandırılır. Doğalgaz, zehirli değildir, fakat yüksek konsantrasyonlarda oksijen olmayacağı için boğucu etkisi vardır. Havadan hafiftir. Yanma sonucu 8250 kcal ısı açığa çıkar. Doğalgazın yanma hızı 34 cm/sn’ dir. Doğalgaz, rutubetsiz, kuru bir gazdır. Doğalgazın içerisinde yanmayan hiçbir madde yoktur. Ayrıca kükürt ve kükürtlü maddeler de olmadığı için kükürt dioksit gibi zehirleyici gaz açığa çıkarmaz. Ancak uygun koşulların oluşturulmaması sonucu tam yanma sağlanmazsa karbon monoksit oluşur. Doğalgaz atmosferik şartlarda –163° soğutulduğu zaman sıvılaşmakta, hacmi 600 kat daha küçülmektedir. B. Doğalgazın Oluşumu: Denizlerin ve göllerin dibine çökelen tortularda önce yoğun bir bakteri etkinliği gerçekleşir ve buradaki organik maddelerden metan, karbondioksit, azot ve azot oksit ürer. Bu aşamada bol miktarda metan gazı oluşur. Buna karşılık etan ve daha ağır hidrokarbonlar hemen hemen hiç bulunmaz. Bazı bakterilerde hidrojen sülfür oluşturur. Çökellerin altındaki tortuların gömülmesiyle bakteri etkinliği sona erer ve organik maddeler, kerojene dönüşür. Kerojende ısıl ayrışmayla petrole ve doğalgaza dönüşür. 1000-3000 metre arasındaki derinliklerde ilk aşamada metan ve karbondioksit ile birlikte ham petrol oluşur. Daha aşağılarda, tortulun kalınlığı ve sıcaklığı arttıkça petrolün yerini, hafif ve gaz halindeki hidrokarbonların oluşumu alır. 5000m. altındaki derinliklerde ise molekül parçalanması kerojen artıkları ve kuru metan oluşumuna yol açar. Doğalgazda bulunan helyum ve argon radyoaktif parçalanma ürünleridir. Toryum ve uranyum radyo izotoplarından helyum, potasyumdan ise argon ürer. Doğalgaz yataktan çıkarıldığı haliyle kullanılmaz. Metan bakımından (%95) çok zengindir ve içinde ağır hidrokarbonlar da bulunur. Ayrıca çeşitli oranlarda azot, karbondioksit, hidrojen sülfür ve başka kükürt bileşikleri içerir. İçerdiği sıvıların ve katıların ayrışılması amacıyla çeşitli işlemlerden geçirilir. Ayrıca işlemi tamamlanınca ticari özelliklere uygun gaz elde edilir. C. Doğalgazın Depolanması: Pik tüketim dönemlerinde kullanmak, stratejik miktarları elde bulundurmak ve boru hatlarıyla ulaşılmayan noktalarda kullanım sağlamak amacıyla doğalgaz yeraltı depolama sistemi geliştirilmiştir. Killi tabakalara gaz basılarak basınçlı ortam oluşturulur. Basınç altındaki gaz suyu iter, fakat killi tabakalardan çıkamayacağı için yeraltına hapsedilir. Diğer bir yöntem, yeraltı tuz kaynaklarına su basılarak tuz tabakalarının erimesi sağlanır. Elde edilen tuzlu su alınırken, oluşan boşluğa doğalgaz basılır.(4) Gaz depolamak için ısı yitimi sorunu daha önemsiz olduğundan, yeraltı sularının dondurulmasıyla su sızmaz duruma getirilen donmuş topraktan oluşturulmuş yeraltı hazneleri kurulur. Ayrıca boşalmış petrol ve gaz hazneleri doğalgaz depoları olarak kullanılabilir.(5) D. Doğalgazın Nakli: Doğalgazın boru hatlarıyla ve yüksek basınç altında taşınılabilir olması ekonomik bir enerji alternatifi olarak ülkemiz ekonomisinde yerini almıştır. Bugünkü teknik ilerlemeler, doğalgazın atmosferik basıncın 80 katı bir basınçta 140 cm çaplı borularla 6000km gibi uzaklıklara taşınmasına imkan vermektedir. 6500km' nin üzerindeki taşımalar için sıvılaştırma yoluna başvurulmuştur. 4. DOĞALGAZ ENDÜSTRİSİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ Doğalgazın ticari amaçlı kullanımı, gaz endüstrisinin babası olarak bilinen iskoç mühendisi William Murdock’ un kömürden gaz elde etme tekniklerini geliştirmesiyle 18.y.y’ da hız kazanmıştır. İlk modern üretim ve tüketim tekniklerine 19.y.y’ da ABD’ de rastlanmaktadır. William Hart 182 yılında New York eyaletinde Erie gölü yakınlarında yaklaşık 9 metre derinlikten 4 cm çapında bir boruyla çıkarttığı doğalgazla Freodania kasabasını ışıklandırmıştır. İlk endüstriyel kullanımı ise 1841 yılında ABD’ nin Virginia eyaletinde tuz üretiminde görülmüştür. Doğalgazın evlere girmesiyle 1885 yılında Wilhem Bunsen’ in “mavi alev gaz ocağı” nı geliştirmesiyle olmuş. Büyük ölçekteki ilk tüketim 1890’ lerde ABD’ de Pensylvania eyaletinde 500m ile yakın gaz borusu döşemesiyle gerçekleştirilmiştir. II. Dünya savaşı’ na kadar doğalgaz teknolojisi ABD dışındaki ülkelerde yok denecek kadar azdır. Daha sonra Avrupa’ da özellikle Hollanda’ da Kuzey Afrika’ da, Pakistan’ da ve Sovyetler Birliği’nde önemli kaynakların bulunmasıyla Doğalgaz üretim ve tüketimi yaygınlaştı. Eldeki belgelerden, doğalgaz ilk olarak yakıt amacıyla Çın’ de kullanıldığı bilinmektedir. 5. DOĞALGAZIN ÜSTÜNLÜKLERİ • Çevre dostu bir yakıttır. Gaz halinde olduğundan hava ile iyi karışır. Bu nedenle tam yanarak, is kurum gibi zararlı madde çıkarmaz.(6) |
Doğalgaz Nedir?
• Verimli bir yakıttır gaz halinde olması nedeniyle yanıcı ve yakıcı moleküllerin birleşme şansı daha fazla olduğu için daha yüksek verimle yanma olanağı vardır. (6)
• Otomatik kontrole uygun olması nedeniyle, enerji tasarrufu sağlamaktadır.(6) • Yakma işlemi için, daha az hava kullanıldığından enerji tasarrufu sağlar. • Daha ucuz bir yakıttır. 1000 kcal’ nin parasal karşılığı incelendiğinde, doğalgaz hep ucuz yakıt olma özelliğini korumuştur.(6) • Temiz kazan dairelerine olanak tanır. 6. DOĞALGAZIN GELECEĞİ Avrupa’ nın çok uzun süredir ve yaygın şekilde doğalgaz kullandığı ve bunu soğuk savaş dönemlerinde bile Rusya’ dan temin ettiği düşünülürse, küreselleşen dünyada karşılıklı ekonomik dengeler gereği, gaz temininde sıkıntı olmaması beklenmektedir. Doğalgaz temin kaynaklarını çeşitlendirmek ve tank çiftlikleri oluşturmakla, teminindeki güçlü risk azaltılabilir. Günümüzde doğalgazın dünyada tahmin edilen rezerv miktarlarının henüz %14-15 gibi bir bölümüne erişilip işletilebilmiştir. Doğalgazın işletilen bu küçük bölümü bile, dünya tüketimine yaklaşık 70 yıl yeteceği vurgulanmaktadır. 7. DOĞALGAZIN KULLANIM ALANLARI OLARAK İNCELENMESİ A. Motor Yakıtı Olarak: Dünya otomotiv yakıt pazarı dağılımı %76 benzin, %22 motorin, %2-4 alternatif yakıtlardır. Alternatif yakıtların yarısını LPG oluşturmaktadır. LPG ucuzluğu yüksek, temiz yanması, kartel yağının seyrelmemesi ve güvenli kullanım yönleri dikkat çekmektedir.(7) B. Gübre Olarak: Hidrojen, yakıt olarak kullanıldığı gibi amonyak ve metanol üretiminde hammadde olmaktadır. Amonyak, amonyumlu fosfat ve amonyum sülfat amonyakla elde edilen gübrelerdir. C. Isınma Amaçlı Olarak: Konutlarda doğalgaz kullanımı beraberinde birçok avantaj sağlamıştır. Kolay kullanım, taşıma rahatlığı, bedelin tüketiminden sonra ödenmesi, hava kirliliğinin azalması yönünde önemli etkiler bulunmaktadır. D. Doğalgazın Başka Kullanım Alanları: (7) • Seramik yapımında • Beyaz eşya boyanmasında • Metallerin kesilmesinde • Ağır sanayide • Yapay lastik sanayide • Mürekkep sanayisinde • Yapıştırıcı sanayisinde • Antifriz • Film şeridi 8. TÜRKİYE’ DE DOĞALGAZIN MEVCUT DURUMU A. Türkiye’ deki Doğalgaz rezervleri: 1992 yılı sonu itibariyle petrol ve doğalgaz rezervleri 41.387.674 ton olup, bu rezervin %73’ ü TPAO, %18’ i Shell şirketine aittir.(8) B. Türkiye’ de doğalgaz Tüketim Değerleri: Türkiye de üretilen doğalgaz ilk defa çimento sanayiinde yakıt olarak daha sonra da elektrik enerjisi üretiminde kullanılmıştır. Halen yerli üretim az olduğundan doğalgaz talebi büyük ölçüde ithalat ile karşılanmaktadır. 1992 yıllı sonu itibariyle doğalgaz tüketimi 4.615 milyon m3’ dür.(8) Türkiye’ de doğalgaz genel olarak, enerji ulaştırma, sanayi, tarım ve ısınma amaçlarına yöneliktir. ülkemizde en fazla tüketimi elektrik üretiminde gerçekleşmektedir. Ayrıca çimento, gübre, kimya, cam, kağıt sanayi kollarında da kullanılmaktadır. C. Türkiye’ de Doğalgaz Üretim Değerleri: Doğalgaz üretimi talepler doğrultusunda gerçekleşmektedir. 1992 sonu itibariyle Türkiye’ de üretilen doğalgaz 197.796 milyon m3’ dür.(9) D. Türkiye’ de Doğalgaz Birim retim Giderleri: Doğalgaz üretiminde maliyeti belirleyen unsurlar, direkt ve endirekt giderler olarak gruplandırılır. Türkiye’ de direkt gider unsurlarını personel giderleri, malzeme giderleri, amortisman, rezerv tükenme payı, resim ve harçlar, tamir-tadilat ve bakım giderleri gibi kalemlerden oluşur. Endirekt giderler ise su, buhar, ikmal, nakliyat, atölyeler, inşaat, yol, laboratuar işlemleri, sosyal işler, genel idare masrafları, gibi kalemler oluşturur. E. Türkiye’ de Doğalgaz Birim Maliyet Giderleri: Türkiye’ de doğalgazın maliyeti, üretilen sıvının özellikleri, gerekli üretim ekipmanları, işçilik, nakil gibi sorunların her bir sahaya özel olması nedeniyle sahadan sahaya farklılık gösterir. Doğalgazın üretim maliyeti yaklaşık 40 dolar/1000m3’ dür.(10) 9. DÜNYA’ DA DOĞALGAZIN MEVCUT DURUMU A. Dünya’ da Doğalgaz Rezervleri: Dünya doğalgaz rezervleri 1992 yılında Sovyetler Birliği ve Orta Doğu’ da yapılan yeni keşifler neticesinde bir önceki yıla göre artış göstermiştir. 1991 yılında 124 trilyon m3 olan doğalgaz rezervi %11 artış göstererek, 1992 yılında 138.3 trilyon m3 olmuş. Doğalgaz rezervlerinin çoğu eski SSCB ve Orta Doğu’ da yer almaktadır. Eski SSCB, dünya doğalgaz rezervinin 55 trilyon m3 ile %39.8’ ine, İran 19.8 trilyon m3 ile %14.3’ üne ABD 4.7 trilyon m3 ile %3.4’ üne, Katar 6.4 trilyon m3 ile %4.6’ sına sahiptir. 1992 yılı üretimleri ile doğalgaz rezervleri, dünyanın yaklaşık 64.8 yıllık ihtiyacını karşılayabilecek düzeydedir.(11) B. Dünya’ da Doğalgaz Tüketim Miktar ve Değerleri: Doğalgaz sanayide, buhar kazanlarında, fırınlarda, konut ve ticari sektörde, mutfak ve su temini ve mekan ısıtmasında yakıt olarak kullanılmaktadır. Ayrıca doğalgaz bir dizi petrokimyasal ürünün hammaddesini (mürekkep, zamk, sentetik, deterjan, naylon, fotoğraf filmi vb) oluşturmaktadır. Doğalgazın en önemli kullanım alanı elektrik üretimidir. Doğalgaz dünya birincil enerji tüketiminin 1997’ de %18 teşkil ederken, 1992’ de bu oran %22.9’ a yükselmiştir. 1992 yılı dünya toplam doğalgaz üretiminin %32.1 Kuzey Amerika’ da, %13.8’ i OEDC Avrupa ilkelerinde ve %19.1’ i diğer ülkelerde gerçekleştirilmiştir.(12) C. Dünya’ da Doğalgaz retim Miktar ve Değerleri: 1992 sonu itibariyle doğalgaz üretimi, önceki yıla göre 1.6 artış göstererek 1.828,7 milyon ton petrole eşdeğer olmuştur. 1992 yılı doğalgaz üretiminde en büyük payı %41.3 ile eski SSCB olup, bunu %24.6 ile ABD takip etmektedir. |
Doğalgaz Nedir?
D. Dünya’ da Doğalgaz Birim retim Giderleri: Doğalgazın
aranmasından üretilmesine kadar olan işlemler dört safhada incelenebilir. • Ruhsat Alma • Arama • Geliştirme • Üretim Bütün bu işlemler sırasında yapılan harcamalarda ruhsat alma, arama,ve sondaj yapma, mevcut düzenekleri geliştirmek ve üretim yapmak amacıyla olmaktadır. E. 1886 İtibariyle Dünya’ da Doğalgaz Ticaretleri (14) İhracatçı Ülke İthalatçı Ülke SSCB % 34.4 Batı Almanya % 18.1 Hollanda % 15.2 Japonya % 16.7 Norveç % 11.4 Fransa % 11.2 Kanada % 9.2 ABD % 9.2 Cezayir % 9 İtalya % 8.7 Endonezya % 8.9 İngiltere % 5.5 Malezya % 2.9 Çekoslovakya % 5 Diğerleri % 6 Belçika % 3.9 Polonya % 3 Diğer % 18 10. DOĞALGAZIN EKONOMİK ANALİZİ İLE İLGİLİ İNCELEDİĞİM MAKALELER 1970’ li yıllardaki petrol krizlerinden sonra enerji sektörü ile kademeli olarak genişletmeye başlamıştır. Böyle bir gelişmeye bağlı olarak doğalgaz, dünyanın önemli enerji kaynaklarından biri haline gelmiştir. Çevre politikaları giderek önem kazanmaya başlayan enerji kullanımını neden olduğu kirliliğin azaltılması veya ortadan kaldırma düşüncesi, diğer fosil yakıtlara göre daha az kirlilik emisyonuna sahip doğalgazın tercih edilmesinde büyük rol oynamaktadır. Doğalgaz sistemleri; arz kaynakları, iletim dağıtım bağlantı hatları ve depolama sistemleri ve ulaştığı piyasanın yapısı ile bir bütün oluşturmaktadır. Doğalgaz sistemlerinin ilk yatırım maliyetleri yüksek, marjinal maliyetleri düşüktür. 19502 li yıllarda dünyanın enerji tüketiminin sadece %10 karşılayan bu yakıtın, daha sonra uluslar arası kullanımı giderek artış göstermiştir. 1970’lerde ortaya çıkan petrol krizlerinin ekonomilere olumsuz yönde etkilemesi ve krize bağlı olarak artan kömür tüketiminin yarattığı hava kirliliği bu gelişmenin en önemli nedenleri arasında yer almaktadır. Bugün birçok ülkede doğalgazın, toplam enerji içindeki payı giderek artmaya başlamıştır. Doğalgazın günümüzde, dünyanın toplam enerji tüketiminin %21 karşılamakta ve teknolojik gelişmeler devam ettiği sürece, 2030 yılında %25-30’ luk miktarlarını karşılayacak duruma geleceği düşünülmektedir.(15) 1980 yılından itibaren uluslararası enerji gelişmeleri incelendiğinde üç temel faktör ortaya çıkmaktadır.(16) • Şirketlerin tümü enerji şirketi olma yoluna girmişlerdir. • 2005 yılından itibaren dünya enerji tüketiminde doğalgazın petrolden daha fazla pay alacağı yönünde bir düşünce ortaya çıkmıştır. • Doğalgaz ticaretinde alım-satım yerine; kaynaktaki emniyeti sağlamak amacıyla satışın yapılacağı ülkeye üretim sahasındaki rezervin satılması yoluyla gerçekleştirilmektedir. Bir ülkeden doğalgaz ithal edildiğinde oradaki hem rezervin bir bölümü hem de, üretimden belirli oranda pay satın almaktadır. Sıvılaştırılmış doğalgaz alımında ise (LNG); hem LNG’ ye gaz sağlayan sahaya hem de sıvılaştırma tesisine ortak olunmaktadır. Doğalgazın enerji pazarında sahip olduğu payın giderek artması ve bu artışın gelecekte da devam edeceği nedenlerinden başlıcaları şunlardır.(17) • Petrol ile olan rekabetçi durumu korumak amacıyla doğalgazın kullanımını birçok ülkede hükümetler tarafından teşvik edilmektedir. Bir taraftan doğalgaz yatırımı desteklenirken diğer taraftan petrole oranla %20 daha ucuz bir fiyat ile enerji piyasasına girmesi sağlanmaktadır. • Doğalgaz alım anlaşmalarındaki ithal fiyatı; politik, teknik, ticari ve sosyal faktörler gibi etkenlerin bileşiminden oluşmaktadır. Doğalgaz taşıma sistemleri, özel ekipman gerektiren yüksek yatırım maliyetleri ile gerçekleşmektedir. Bu nedenle doğalgaz ticareti, hükümetler arası ikili anlaşmalar çerçevesinde yapılmaktadır. • Doğalgaz alım anlaşmaları genellikle, uluslar arası ticaret ve ekonomik işbirliği ilişkilerine dayanmaktadır. Bu anlaşmanın özelliği, doğalgaz fiyatlarının aşırı dalgalanmasını önlemektedir. • Doğalgaz fiyatlarının petrol ve petrol ürünleri ile rekabetinin sağlanmasında, doğalgaz rezervlerinin petrole oranla daha uzun ömürlü olması önemli bir faktördür. • Enerji ekonomistlerinin doğalgaz arzı, talebi, iç piyasa maliyeti üzerine yaptıkları analizlerde, doğalgazın iç piyasa maliyetlerinin diğer yakıtlar ile rekabet edecek kadar düşük olduğunu ve iç piyasa kullanımının ekonomiyi olumlu etkilediği belirlenmiştir. • Gaz sisteminin sağladığı en önemli avantajlardan biri de ölçek ekonomisidir. İletim hattının 4 kat artırılması, yatırım maliyetlerini %60-90 etkilemektedir. İlave kompresörler ile yatırım maliyetini %15-20 artırırken, kapasite %40-80 arasında artmaktadır. • Doğalgazın diğer bir üstünlüğü, kendine özgü çevre ve teknik avantajlarının sanayi , ticaret ve kamu sektörü tarafından aşılmasına bağlı olarak, pazarını kendisinin yaratmasıdır. • Nükleer enerji programlarının Rusya’ daki Çernobil kazasından sonra kısıtlamaya başlaması, elektrik üretiminde doğalgazın kullanılmasının tercih edilmesine neden olmuştur. Dünyada ortaya çıkarılan doğalgaz kaynaklarının %80’ i, sadece 10 ülkede bulunmakta ve bu rezervlerin %37.5’ i ise BDT’ de yer almaktadır. Rusya ve BDT, Batı Avrupa gaz ihtiyaçlarının %23’ ünü, Orta ve Doğu Avrupa ihtiyacının da %55’ ini karşılamaktadır. (18) Ortadoğu ülkeleri, doğalgaz üretiminde %30 oranında bir paya sahiptirler ve İran bu üretimin 1/3’ ini tek başına gerçekleştirmektedir. Buna karşılık, dünyanın en büyük gaz tüketicilerinden olan ABD, mevcut üretiminin sadece %25’ ini, Batı Avrupa ise %9.1’ ini kendi rezervlerinden karşılamaktadır. Gelecekte rezervlerin çokluğu nedeniyle BDT ve Cezayir’ in uluslar arası piyasada önemli üreticiler olmaya devam edecekleri düşünülmektedir. Ayrıca Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan ve Özbekistan 7-10 trilyon m3 dolayında tahmini gaz rezervleri ile önemli üreticiler olacağı beklenmektedir. (19) Dünya’ da mevcut doğalgaz kaynakları çoğunlukla potansiyel tüketim merkezlerinden uzakta yer almaktadır. En büyük doğalgaz kaynaklarının bulunduğu Rusya’ daki Batı Sibirya, Türkmenistan, İran ve Arap Yarımadası önemli tüketici merkezlerinden olan AB, Nafta, Asya Pasifik gibi ekonomik birliklerin çok uzağında bulunmaktadır. Türkiye coğrafi konum açısından, dünyanın en zengin doğalgaz kaynaklarına yakın olması nedeniyle şanslı bir duruma sahiptir ve bu avantajı iyi değerlendirmesi gerekir. 1970’ de yaşanan petrol krizinden sonra, Türkiye’ dede alternatif enerji kaynakları aranmaya başlanmıştır. Gelişen sanayi ile şehirlerin enerji ihtiyacının karşılanması amacıyla, doğalgazın Türkiye’de de kullanılması yönünde çalışmalar başlatılmıştır. Yapılan araştırmalar sonucunda 1984’ de T.C. ile Sovyetler Birliği Hükümetleri arasında doğalgaz sevkıyatına ilişkin bir anlaşma imzalanmıştır. Bunun ardından 1986’ da BOTAŞ ile Soyuzgasexport (SSCB’ ye bağlı yetkili kuruluş) arasında 25 yıl süreli doğalgaz alım-satım anlaşması imzalanmıştır. Türkiye’ de BOTAŞ halen doğalgazın ithali dağıtımı, fiyatlandırılması ve satışı konusunda tekel konumunda iktisadi devlet teşekkülüdür. Türkiye’ de doğalgaz konut, ticaret sektörü, küçük ve orta ölçekte yakıt tüketen sanayi kuruluşları, büyük yakıt tüketen kullanıcılar olarak belirlenebilir. Doğalgaza dönüşüm sonrasında elde edilebilecek bazı yararlar şunlardır.(20) • Yakıt maliyetleri: Doğalgaz her tip tesis ve kazanda yakıt olarak kullanılabilmelidir. Temiz ve kükürtsüz olduğu için, doğalgaz kullanımı tesis ömrünü ve toplam verimi artırmaktadır. Yüksek termal verim yakıt tasarrufu sağlamaktadır. • Enerji tasarrufu: Doğalgaza dönüşüm yapıldığı zaman ekonomizer kullanılarak yakıttan tasarruf sağlanmaktadır. • Kontrol ve Bakım: Temiz bir yakıt olan doğalgazın homojen yanmaya sahip olması nedeniyle yanmayı kontrol etmeye gerek yoktur. İşgücü açısından tasarruf söz konusu olmaktadır. |
Doğalgaz Nedir?
• Yakıt İkmali: Doğalgaz kullanım noktasına kadar getirilebildiğinden, stoklama ve sipariş maliyetleri söz konusu değildir. Yakıt depolamak ve taşımak için herhangi bir araca gerek yoktur.
• Yakıt Hazırlama Maliyeti: Kömürlü sistemlerde kırma, eleme ve yükleme gibi bazı ön hazırlıkların yapılmasını gerektirmektedir. Doğalgaza geçildiğinde bu işlemlerin hiçbirine ihtiyaç kalmamaktadır. • İşçi Sağlığı Ve Üretim Kalitesi Üzerindeki Etkileri: Doğalgaz kullanımıyla kurum, kül birikimi ortadan kalkmış, çalışanların sağlık durumları ve çalışma verimlerinde iyileşme ortaya çıkmıştır. Ayrıca hatalı üretim miktarının azalmasına büyük ölçüde katkıda bulunmuştur. BOTAŞ’ ın yapmış olduğu çalışmalara göre elektrik santrallerinde doğalgaz kullanım oranı 2001’ de 55.7, 2005 yılında %58.5 ve 2020 yılında %59.5 olacaktır. Buna göre gelecek yıllarda doğalgazın önemli bir pay almaya devam edeceği açıktır. Türkiye’ de doğalgaz üretimi, Hamitabat, Umurca, Karacaoğlan, Değirmenköy, Karaçalı, Kuzey Marmara ve Silivri, Çamurlu ve Hayrabolu sahalarında yapılmaktadır. 1997’ de Türkiye’ nin ispatlanmış rezervi 18.1 milyon m3, üretilebilir rezervi 12.3 milyar m3 dür. Şimdiye kadar üretilen 2.9 milyon m3 gazdır. Doğalgazın üretim maliyetleri 40$/1000m3’ dür. Doğalgaz üretimin artan talebi karşılamaması nedeniyle BOTAŞ, Nijerya, Mısır, Cezayir, Katar, Arap Emirlikleri, Yemen ve Umman’ daki olası LNG kaynakları araştırmış ve çeşitli bağlantılar yapmıştır.(21) Türkiye, 1998 yılında doğalgaz finansmanını, özelleştirmeden elde edilen 400 trilyon liranın %20’ lik bölümünü, yani 115 trilyon 850 milyar lirasını enerji yatırımlarına kaydırarak sağlamıştır.(22) Görülen o ki krizin aşılması için uzun vadeli yatırım politikası uygulamadan, kesintisiz verimli ve ucuz enerjiye ulaşmak mümkün olmayacak. Uzun vadeli politikaların fizibilitesini çıkarmak için kollar sıvanınca belli zorluklar ortaya çıktı. Acil enerji ihtiyacının karşılanması için hemen devreye girebilecek doğalgaz santralarının kurulmasına ağırlık verilirken, doğalgaz konusunda İran, Rusya, Mısır, Cezayir gibi ülkelerle yoğun temaslara başlandı. Yapılan araştırmalara göre doğalgaz verimlilikte ilk sırada yer alıyor(23). Doğalgaz teknolojisindeki son gelişmeler aracılığıyla ısı ve elektriğin bir arada üretilip kullanılma imkanının sağlanması verimi %53’ den %85’ e yükseltmektedir. Yapılan projeksiyonlara göre 1997 yılında 11 milyar m3’ görülen doğalgaz talebi 4 yıl sonra 27 milyar m3’e çıkacaktır. Kısa dönemde dahi bu tempoya devam ederlerse 2020 yılında liderliğe oturacaktır. Önemli endüstri ülkelerinin doğalgaz açıklarının, dünyanın diğer bölgelerindeki gaz arzı fazlasıyla kolayca hem de boru hatları gibi yüksek yatırım maliyetleri taşıyan projeler olmadan karşılanabilmesi LNG’ ye olan ihtiyacı artırmıştır. Bu çerçevede kıtalararası, sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) sevkıyatı ilk kez 1964 yılında Cezayir ve İngiltere arasındaki ticaretle başladı. LNG endüstrisinin gelişmesinin en önemli nedeni 1980’ lerde dünya çapında yaşanan enerji krizidir. 1973 Orta Doğu Savaşını takip eden petrol ambargosu endüstrileşmiş ülkeleri doğalgaza yöneltti. 1980’ lerden buyana doğalgaz Avrupa’nın en önemli enerji kaynağı haline gelmiştir. Doğalgaz verimliliği, kolayca enerjiye dönüştürülebilmesi petrol ve kömüre göre çevre yönünden avantajları tercih sebebi oldu. LNG üretimi, sevkıyat ve depolanması için gerekli teknolojilerin gelişmesiyle LNG’ ye olan talep patladı. Dünya, LNG’ de yıllık %27’ lik gibi yüksek bir talep artışıyla karşı karşıya kaldı. LNG’ nin avantajları: • Renksiz, Kokusuz bir nitelik taşıyor. Atmosfer şartlarında –160C°’ de soğutulduğunda hacim olarak 600 kez daha küçülmesi, LNG’ nin daha kolay taşınmasına olanak veriyor. • Teslimata gerek kalmaksızın uzun mesafelere taşınmasını sağlıyor. • Temiz yakıt elde edilmesini sağlıyor. Türkiye’ de bu avantajlardan yararlanmak için “Mavi Akıntı” projesini oluşturmuştur. Mavi Akıntı, 1997 yılında Türkiye Cumhuriyeti ve Rusya Federasyonu hükümetleri arasında imzalanan, 1998’ de yürürlüğe giren “Rus Doğalgazının Karadeniz Altından T.C. Sevkıyatına İlişkin Anlaşma”çerçevesinde ortaya çıktı. Bu anlaşma, Türkiye’ ye 25 yıllık süre içinde yılda 16 milyar m3’ e kadar ulaşan hacimlerde doğalgaz naklini içeriyor. Mavi Akıntı Projesiyle Rusya’ nın Türkiye’ ye sağlamayı taahhüt ettiği gaz büyük çapta garanti altına alınmıştır. Mavi Akıntı Projesinin finansman, SACE’ nin şemsiyesi altında Alman Hermes ile Japon Eximbank’ ın katılımıyla oluşturuldu. Ayrıca İtalyan bankaları ile 2 milyar dolar kredi anlaşması imzalandı. Mavi Akıntı Projesinin amacı Rusya Federasyonunca şu şekilde özetleniyor: “Rusya Federasyonu ile Türkiye Cumhuriyeti arasında son yıllarda hızla artan ekonomik işbirliği, politik ilişkilerin gelişmesinde önemli rol oynamıştır. Mavi Akıntı Projesiyle, Rusya Federasyonu topraklarında fazlasıyla bulunan doğalgazın taşınmasıyla Türkiye Cumhuriyeti’ nin büyük atılım yapan ekonomisi paralelinde hızla artan enerji ihtiyacına cevap verebilmek, çevrenin korunmasına katkıda bulunurken, tüketici talebine düzenli arzı sağlayabilmek ve Türkiye’ nin enerji kaynaklarını çeşitlendirme yoluyla stratejisine ilave bir alternatifle katkıda bulunabilmek amacındadır.”(24) Mavi Akıntı Projesinin Türkiye’ ye kazandıracakları. (24) • Artan doğalgaz talebi karşılanacak. • Türkiye’ ye gelen gazın, alıcı-satıcı haricindeki üçüncü ülkelerin topraklarından geçmesi engellenecek. • Rusya’ nın Türkiye’ ye yolladığı gaz, güven altına alınacak. • Karadeniz tabanından boru hattı döşenebileceği kanıtlanarak, ileride gerçekleşebilecek benzer petrol ve gaz projelerinin önü açılmış olacaktır. 11. AVRUPA BİRLİĞİNDE PETROL VE DOĞALGAZ TEKNOLOJİSİ Avrupa’ nın 20.y.y başlarında temel enerji kaynağını kömür oluşturuyordu. Kömür üreten bölgeler sanayileşmede merkezi konuma gelmişlerdi. Kömür kaynağı olmayan pek çok Avrupa ülkesi için ise bir şans kalmamıştır. II. Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa ülkelerini bir araya getiren temel sebepte kömür ve çelik üretimindeki çıkarlarını birleştirmesiydi. Avrupa Kömür Çelik Topluluğunun (AKÇT) kurulmasının ardından (1951), üye ülkelerin yaşam standartlarının yükselmesi ve nükleer sanayiinin hızla kurularak büyümesi ilkesinden hareketle Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu kuruldu. Bu iki topluluğun ortak amacı, ekonomik büyümeyle doğru orantılı olan enerjinin ortak ve rasyonel şekilde kullanılarak, üye ülke insanlarının yaşam düzeyinin yükseltilmesiydi. II. Dünya savaşı’ ndan sonra Ortadoğu’ daki petrol kaynaklarının ortaya çıkmasıyla önem sıralamasında kömür yerini petrole bıraktı. 1960’ ların ekonomik patlaması ve otomotiv sanayiinin büyük önem kazanması sonucunda petrol, vazgeçilmez enerji kaynağı oldu. 1974-1979 petrol krizleri, en önemlisi doğalgaz olan ikame enerji kaynaklarının devreye girmesine yol açtı.26 AT bünyesinde, ortak enerji politikası oluşturması fikri ilk kez bu kriz sonrasında ortaya çıktı. AT konseyi, 1974’ de aldığı karar ile 1985’ e kadar enerji hedeflerini sapladı. Şu anda komisyon 2010 yılına kadar enerji hedeflerini belirlemiş durumdadır. AB’ de petrol ve doğalgaz, enerji tüketiminin 2/3’ ini karşılamaktadır. Avrupa teknolojisini geliştirmedikçe 21.y.y da petrol ve doğalgaz ithalatına bağımlılığı giderek artacaktır. Bu nedenle Avrupa’ da petrol ve doğalgaz yatırımlarına büyük ölçüde hız verilmiştir. Yapılan araştırmalara göre, 2010 yılında Avrupa’ nın enerji tüketiminin %25 doğalgaz tarafından karşılanacak. Doğalgaza olan talep, 2005 yılında 1990 yılındaki gereksinim %50’ sinden fazla olacaktır. Toplulukta en çok doğalgaz üreten ülkeler; İngiltere ve Hollanda’ dır. Doğalgaz üretimi, gelişmiş nakil hatları gerektirdiğinden, üye ülkelerde dağıtım monopolleri kurulmuştur. Bu yüzden doğalgaz üretiminde AB Topluluğunun rekabet kuralları uygulanamıyor. Avrupalı teknisyenler, sıvılaştırma konusunda yeni teknolojilere yöneliyorlar(25). Şu anki sıvılaştırma teknolojisine getirilecek alternatifler, kıyıya yakın sıvılaştırma istasyonları, yükleme boruları ve hortum sistemleri ile gaz haline getirme istasyonlarının geliştirilmesidir. Yapılan tahminlere göre, bu teknolojilerin geliştirilmesiyle maliyet %20-30 arasında düşecektir. Bu teknolojiler ile rezervler artırılacak, üretim masrafları düşürülecek, sanayii sektörü gelişecek, ,istikrarlı ekonomik büyüme sağlanacak, global çevre korunacak ve geliştirilecektir. KAYNAKLAR 1. VI. Beşyıllık Kalkınma Planı ÖİK Raporu 1992/ANKARA Sayfa:1 2. Temel Britanica Cilt:14 Sayfa: 62-63 3. Ana Britanica Cilt:10 Sayfa:235-236 4. Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi / Mahmut Başoğlu, ADANA/1999 Sayfa:12 5. Ana Britanica Cilt:10 sayfa:236 6. Doğalgaz Tüketici El Kitabı / Prof. Dr. Hikmet Karakoç Sayfa:50 7. Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi / Mahmut Başoğlu, ADANA/1999 Sayfa:34 8. VII. Beşyıllık Kalkınma Planı ÖİK Raporu Ankara/1996 Sayfa:50 9. PİGM Dergisi No:37 / 1992 10. VII. Beşyıllık Kalkınma Planı Raporu Sayfa:77 11. VII. Beşyıllık Kalkınma Planı Raporu Sayfa:9 12. VII. Beşyıllık Kalkınma Planı Raporu Sayfa:22 13. VII. Beşyıllık Kalkınma Planı Raporu Sayfa:37 14. BOTAŞ doğalgaz sempozyumu Tebliğleri, 6-9 Haziran 1988/ ANKARA 15. Paşa YAYLA “Gelişen Dünya ile Beraber Doğalgazın Dünü, Bugünü ve Yarını” Doğalgaz dergisi Sayı:47 Sayfa:255 /1996 16. Mustafa MURATHAN “Türkiye’ de doğalgaz” Sayı :48 Sayfa:60 / 1996 17. Aysun Güray “Dünya Petrol Fiyatlarının Doğalgaz zerindeki Etkileri” BOTAŞ Doğalgaz Sempozyumu Tebliğleri Sayfa:169 – 1988 18. DTM Dış Ticaret Dergisi Sayı: 15 Ekim / 1999 Naci BATRAÇ “Dünya’ da ve Türkiye’ de Doğalgaz Piyasasının Ekonomik Analizi” Sayfa:1-29 19. BOTAŞ “Kafkas Petrollerinin Bugünü ve Geleceği 21.y.y Eşiğinde Hazar Havzası” Sayı:47 /1998 20. Şahabettin UYARER “Sanayi’ de Doğalgaza Dönüşüm” BOTAŞ Doğalgaz Sempozyumu Tebliğleri sayfa:89/1998 21. DTM Dış Ticaret Dergisi Sayı:15 / 1999 22. Petro Gaz Dergisi , Ekim-Kasım-Aralık 1997, Sayfa: 28-33, Sayı:3 “Enerjide Umut Doğalgaz” 23. DTM Dış Ticaret Dergisi Sayı:15/1999 24. Petro Gaz Dergisi Sayı:8 Sayfa:54-56 / 1998 Arslan KAYA “Adım Adım Mavi Akıntı” 25. Bilim ve Teknik Dergisi Şubat / 1995 Sayı: 31-32 “Avrupa Birliği’nde Petrol ve Doğalgaz Teknolojisi” |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.