![]() |
'Dini Referanslı İsim Verme' İsteği
2009 verilerine göre 8 bin 90 bebeğe Ecrin ismi konulmuş. Bir o kadar da Aleyna ismi vermiş anne-babalar. Peygamber Efendimiz'in (sas) "Sizler kıyamet günü isimlerinizle ve babalarınızın isimleriyle çağrılacaksınız. Aleyna, Ünzile ve Ecrin... Son yıllarda bu isimler dillerde, anne-baba adaylarının ise akıllarında. Özellikle de Aleyna ve Ecrin adı. Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'nün kayıtlarına göre 2009 yılında 8 bin 90 bebeğe 'Ecrin' adı verildi, bir o kadar sayıda da Aleyna. Bu isimlere popülerlik kazandıran ise kulağa hoş gelmeleri ve Kur'an-ı Kerim'de geçiyor olmaları. 'Dini referanslı isim verme' isteği, ebeveyni Kur'an'da yer alan her kelimeyi anlamı uygun olmasa da isim haline getirme yanlışına itiyor. Aleyna 'üzerimize', Ünzile ise 'indirildi' manasını içeriyor. Yasin ve Fetih sûrelerinde geçtiği için tercih edilen Ecrin ise pek çok ailenin zannettiği gibi Allah'ın mükâfatı değil, ücret demek. İlahiyatçılar, Kur'an'da geçen her kelimenin isim olarak verilemeyeceğini söylüyor. İsim verilirken kelimenin anlamı bilinmeli, manası güzel değilse konulmamalı. Anlamsız, sıra dışı ya da kötü isimler, dinen uygun olmadığı gibi çocuk üzerinde de düşük benlik algısına sebep olduğu gibi, yeterince başarılı olamama da rol oynuyor. Çocuklarına anlamsız ya da tuhaf sayılabilecek isimler veren aileler, onları farkına varmadan duygusal çatışma ve problemlere sevk ediyor. İlahiyatçı Cemil Tokpınar da Kur'an'da geçiyor diyerek bazı zamir ve fiillerin isim olarak kullanılmasının yanlış olduğunu belirtiyor. Aleyna'nın 'üzerimize' anlamı taşıdığını söyleyen Tokpınar, konuya şöyle açıklık getiriyor: "Tahiyyat duasında geçen "Esselâmü aleynâ", "Selâm bizim üzerimize olsun" anlamına geliyor. "Ünzile" kelimesi de "indirildi" manasında bir fiildir. Meselâ Amenerresûlü'de "...bimâ ünzile ileyhi min Rabbih.." şeklinde geçer ve "Rabb'inden kendisine indirilen" manasını taşır. Dolayısıyla Aleynâ ve Ünzile kelimelerinin tek başına bir kişiye isim olacak şekilde anlamı uygun değil." Tokpınar, Kur'an'da geçen bir kelimeyi isim olarak çocuğuna koymak isteyenlerin bunu mutlaka bilen bir kişiye sorması gerektiğini vurguluyor. Tokpınar, başından geçen bir olayı anlatıyor: "Bir arkadaşımız kız çocuğuna "Yâzel" ismini koymuş. Anlamının da "günahsız kul" olduğunu söyledi. Oysa günahsızın karşılığı "masum"dur. Nereden aldığını sordum. "Kur'an'da geçiyor. Yâ ze'l-celali ve'l-ikram, var ya!" dedi. Neresini düzelteceksiniz? Yâ, nida edatı, ey demek. Ze, sahip anlamına gelir ama tek başına değil bir kelimeyle kullanılır. İnsanımızda, az rastlanan, yeni ve orijinal isim koyma isteği var. Güzel ama ne yaptığını bilmek ve isabet etmek önemli." |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.