![]() |
Ramazan-İ Şerifi Karşılarken
Yaklaşmakta olan Ramazan-ı Şerif, inanmış kalplerde sevinç ve manevi pırıltılar meydana getirmekte ve bu ay ile başlayacak oruç mükellefiyetine ruhen hazırlanma amaç edinmektedir.
Hepimiz, günahlara tövbe edip, İslam yoluna dönüş yapmak, uyanık bir şuur ve Allah aşkı ile Ramazan ayına kavuşmaya gayret göstererek, manevi bir hazırlığa başlamalıyız. Ramazan’da eda edilecek, yerine getirilecek ibadetlerden kalben bir haz duyabilmek için, bu mübarek ay gelmeden önce kendimizi öylesine hazırlamalıyız ki, yapılacak ibadetler, ruhumuzun gıdası ve hareketlerimizin ayrılmaz bir parçası haline gelebilsin. Ramazan orucu, misli olmayan bir ibadettir. Feyiz kanalları toklukla tıkanır, oruç sayesinde açılır. Bir mümin, Allah’ın rızasını kazanmak ve emrini yerine getirebilmek maksadıyla, tan yerinin ağardığı zamandan başlayarak, güneşin battığı vakte kadar, yemek ve içmekten, nefsinin arzularına tabi olmaktan kendini korursa, Allah ile kendi arasında meydana gelen buz dağlarını eritmiş ve ibadetin tam zevkine erişmiş olur. Nefsin isyana cüret göstermesi bir isteğinin yerine getirilmesi, kendisine verilmesi ile başlar. Onun, dini bir disiplin altına alınması, Allah’ın emri olan orucu tutması ile mümkün olur. Nefsi, kötülüklerden menetmede oruca muadil olacak, yani orucun yerini tutacak herhangi başka bir şey yoktur. Bu mübarek ayı lâyık olduğu şekilde karşılayabilmek için, uzuvlarımızı oruca ortak olacak şekilde, bir edebe alıştırmalıdır. Bunu temin edebilmek için, dile yalan söyletmemeli ve gıybet suçu işletmemeli. Kulağa haram olan konuşmaları ve nağmeleri dinletmemeli; eli dinimizin yasakladığı şeylere uzanmaktan ve can yakmaktan korumalı; ayakları şeytani yollarda tozlanmaktan muhafa etmeli, vücut ikliminin sultanı olan kalbi, bozuk inanç ve sapık düşüncelerden ve şehvani hayallerden temiz tutmalıdır. Orucun ehemmiyet ve faydalarını belirten bir hadis-i şerife kulak verelim; “Mübarek bir ay olan Ramazan sizin üzerinize nur saçmak üzere geliyor. Aziz ve Celil olan Allah, onun orucunu tutmayı size farz kıldı…" Ramazan-ı Şerif, hakla batılın, hidayetle sapıklığın, iyilikle kötülüğün birbirinden ayırt edildiği aydır. Ramazan-ı şerif bir yıllık maddi ve manevi kirlerden, hastalıklardan kurtulup temizlenebileceğimiz mübarek bir aydır. Ramazan ayı insani duygularımızın kuvvetleneceği, bilinçleşeceği manevi terbiye ayıdır. Ramazan sabır ayıdır; sabrın mükafatı ise cennettir. Kim bu ayda bir oruçluya iftar verirse, bu davranışı onun günahlarının affedilmesine ve cehennemden kurtulmasına vesile olabilir. Kalbinin İslâm’a ısınması, yumuşatılması ve oruç tutmaya teşvik için oruçlu olmayanları da iftara davet etmek, çağırmak muhakkak ki çok faydalı olur. Peygamber Efendimiz (S.A.V.) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmaktadır: "Ramazan ayı, evveli rahmet, ortası mağfiret sonu ise ateşten kurtulma ayıdır." Dileriz Allah’tan, bizleri 21 Ağustos Cuma günü başlayacak Ramazan ayına en iyi şekilde hazırlanabilen Salih kullarından eylesin. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.