![]() |
İmanlar Kayıyor
Allah-u Teâlâ dünyayı bir imtihan sahnesi olarak yaratmıştır.
?O hanginizin daha güzel amel işleyeceğinizi imtihan etmek için ölümü ve hayatı yaratandır.? (Mülk: 2) İnsan son nefesine kadar imtihandadır. ?İnandım!? demesi insanın kurtuluşu için kâfi değildir: ?İnsanlar yalnız inandık demeleri ile bırakılıvereceklerini, kendilerinin imtihana çekilmeyeceklerini mi sandılar?? (Ankebût: 2) Binaenaleyh herkes ?İnandık!? diyor. Ancak kimisi menfaat için, kimisi dünya için, kimisi kadın için, kimisi nefsi için, kimisi imamı-önderi için hükm-ü ilâhi?yi arkasına atıyor. Böylece dinden çıkıyor. Oluyor münafık! Zira dışı müslüman ama içi kâfir. İmanın en büyük alâmeti Allah-u Teâlâ?nın hükmüne teslim olmaktır, Allah-u Teâlâ?nın hükmünü dünyaya ve nefsin arzularına tercih etmektir. Bu mihenktir. Birçokları buradan soyulmuştur. İsmi İslâm?dır, görüntüsü takvadır ancak nefsine hoş geleni, dünya hayatını Allah-u Teâlâ?nın hükmüne tercih eder. ?Onlar dünya hayatını âhirete tercih ettiler.? (Nahl: 107) Dünyayı tercih etti, gitti. Öyle bir zamandayız ki; ufacık dünyalık için nice imanlar kayıyor. Öyle bir devir ki; ufacık menfaat için nice kimseler cehennemi boyluyor. Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz buyurdular ki: ?Amelleri Tihame dağı kadar büyük olan nice topluluklar vardır ki kıyamet günü haşredilecekler ve cehenneme atılmaları emredilecek.? Ashâb-ı kiram: ?Namaz kıldıkları halde mi ya Resulellah?? diye sorunca şöyle devam ettiler; ?Evet bunlar namaz kılarlar, oruç tutarlar, geceleri çok az uyurlardı. Ama kendilerine azıcık bir dünyalık arz edildi mi dört elle sarılırlardı.? (Irakî, Muğni lll. 204) İşte bugünkü zaman. İman buradan kayıyor! ?Para, mülk, kadın!? Bu üç yerden imanını değiştiriveriyor. Bugünkü durum bu. Arzettiğimiz Hadis-i şerif?te Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz hülâsa olarak; ?Bir insanın dağlar kadar ameli olacak, fakat dünya muhabbetinden ötürü hepsi yok olacak.? buyuruyor. İşte dünyanın durumu. İşte dünya muhabbetinin, menfaatin verdiği zarar... ?Onların çoğu Allah?a iman etmişler, fakat müşrik olarak yaşarlar.? (Yusuf: 106) Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir Hadis-i şerif?lerinde de şöyle haber vermişlerdir: ?Bir kişi azıcık uyur. O uyurken kalbinden emanet hissi çekilip alınır da; emanetin eseri (izi ve yeri), rengi uçuk bir nokta halinde yanık yeri gibi kalır. Sonra o yine uyur, bu defa emanetin izi (geri kalan kısmı da) alınır. Bunun eseri ve yeri de balta sallayan bir işçinin avucundaki bere kabarcığı gibi kalır. Şu halde (o mübarek) emanet, senin ayağına düşürdüğün bir kıvılcımın düştüğü yeri şişirtip, senin onu bir kabarcık halinde görmen gibidir. Halbuki bu kabarcıkta (vücudun hayatî açısından) bir önemi yoktur. Bu eser, siyahlıktan daha kötüdür. Kalplerden emanet böyle silindikten sonra insanlar alış-verişe devam ederler, fakat içlerinde emaneti doğruca yerine getirecek kişi zor bulunur. ?Filân oğullarından EMİN BİR KİŞİ VARMIŞ, NE AKILLI, NE TEDBİRLİ, NE ZARİF, NE KAHRAMAN ADAMDIR, ALLAH?TAN ÇEKİNİR.? DERLER. HALBUKİ ONUN KALBİNDE ZERRE KADAR İMAN YOKTUR.? (Buhârî. Tecrîd-i sarîh: 2039 - İbn-i Mâce: 4053) Gün bu gündür. Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bu günü tarif ediyor. Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime?sinde şöyle buyuruyor: ?Onların kazanmakta oldukları kötülükler kalplerini paslandırıp körletmiştir.? (Mutaffifîn: 14) |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.