ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   İslami Yazılar & Hikayeler (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=320)
-   -   Boş Vermek... (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=891801)

Prof. Dr. Sinsi 10-10-2012 09:49 PM

Boş Vermek...
 
Hayatta boşluk bırakmak, şeytana alan
açmaktır. Bu bakımdan hayata ne anlam yüklediğimiz ve hangi değerleri
taşıdığımız oldukça önemlidir.

Allah'a adanmayan, ebede odaklanmayan hayatlar elbette boş ve batıl
hayatlardır.

Zaten insanın değeri, değer verdikleri ile ölçülür.

Evet, "hayat boşluk kabul etmiyor" dedik.

Aynı hayat, başıboşluğu hiç kabul etmiyor, boş vermişliğe de izin vermiyor.

İnsanoğlunun başına gelen belalar, boş vermişliğinin bedeli değil midir?

"Boş ver" felsefesi kitleleri ve nesilleri aldırışsız, dertsiz, gamsız
kıldı, gününü gün etme, günü kurtarma, her şeyin üstünü çizme
ve avare bir gençliği tahrik ediyor.

Yani hayattaki boşluğun ve boş vermişliğin
faturası ağır oluyor. Başıboşlar için dünya bir çılgınlık arenası ya
da çelişkiler yumağı. Veyahut çekilmez bir çileye dönüşüyor. Batıl beşeri sistemlerin insana kurduğu en büyük tuzak: boş ver...
Evet, hayat İslam'la dolmadığı ve doymadığı zaman,İslam'la teyid ve tahkim edilmeyen hayatların hurafe ve bidatlerle
nasıl bulandığını, insanların nasıl bunaldığını açıkça görmekteyiz.
Bugün duyarlılıklarını yitiren, doğrularında şüpheye düşen,
değerlerini taşıyamaz duruma gelen insanlarımız varsa bunun sebebi
dünün boşluğu ve boş vermişliğidir.
Ruhlarımız, yüreklerimiz, nasıl bir kuşatmaya maruz kaldı?Nerede açık verdik? Neleri ihmal ettik? Eksiğimiz neydi?
Hayattaki boşlukların bedeli ağır oluyor. Zaten insanlık tarihinde de
hep böyle olmamış mıydı?

Hz. Musa (as) İsrailoğullarını Firavun'un esaretinden kurtarıp
özgürlüğe taşıdıktan sonra, Tur-i Sina'ya Allah ile görüşmeye
gideceğini söylüyor ve bunun otuz gün süreceğini hatırlatıyor. Hz.
Harun'a geri dönünceye kadar onlara riyasette bulunmasını istiyor.
Ancak ilahi hikmet gereği 30 günlük süre 40 güne çıkıyor, dolayısıyla
Hz. Musa'nın (as) Tur-i Sina'dan dönüşü 10 gün uzuyor.
İsrailoğullarından Samiri adında bir sanatkâr, ziynet takımlarını
toplayarak bir buzağı heykeli yapıyor ve "Sizin de, Musa'nın da ilahı
budur. Fakat Musa ilahını unuttu'' diyor.

Buzağıyı öyle bir ustalıkla yapmıştı ki, içine rüzgâr girdiğinde
canlıymış gibi böğürüyordu. İşte İsrailoğullarını baştan çıkaran bu
buzağıydı...

10 günlük boşlukta yüzlerini buzağıya çevirdiler, ilahi beyanı hiçe saydılar.

Musasız kalan kitleler buzağının büyüsüne kapıldı. Şimdi Samiri
tarihin bir döneminde yaşayıp gitmiş bir şahıs mıdır, yoksa tüm
zamanlarda varlığını sürdüren bir zihniyet midir? Bugünde buzağılarını
pazarlamak için boşluk kollayan, fırsat arayan Samiriler piyasayı
tutmuş durumda...

Ümmetin açtığı boşluk, beşeriyete pahalıya mal oldu...

Çünkü düne kadar insanlığın, adaletin, hakikatin güvencesi, sigortası
bu ümmetti...

Bugün insanlığın selametine yönelik bir projemiz var mı?
Beşeriyete katkı sağlıyor muyuz? Değer taşıyor muyuz? Giden iyilerin
yerini doldurabiliyor muyuz?

Biz varken onlar yoktu...

Şimdi neden boş bırakıyoruz, boş veriyoruz?

Sorumluluklarımızın zamanımızdan çok fazla olduğunu fark etmeliyiz. Az
zamana çok iş nasıl sığdırılır, bunu başarmalıyız. İbnü-l-vakt
olmanın, anın vacibini idrak ve eda etmenin becerisini ortaya
koymalıyız.

Bunu başarabilmek için de öncelikle, ertelemeci anlayışları terk
etmeliyiz.
Sahih düşünce ve salih amellerle doldurulmayan bir hayat savruk ve
siliktir...

Sakın, boş verenlerden olmayalım, yoksa yarın Rabbimizin huzurunda eli
boş, yüzü kara çıkanlardan oluruz.

"O halde boş kaldığında yine kalk yorul." (İnşirah-7)


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.