ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Makaleler (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=316)
-   -   Ayakta İşemek Günah Mı? (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=889526)

Prof. Dr. Sinsi 10-10-2012 09:26 PM

Ayakta İşemek Günah Mı?
 
10 yıl kadar önce DGM’de bir tuvalet kavgası yaşanmıştı.

Çetin Emeç’in öldürülmesiyle ilgili davada yargılanan sanıklar tuvalete götürüldüklerinde kelepçelerinin açılmadığından yakınıyorlardı.

Sanık avukatlarından biri kalkıp bu insani durumu siyasi bir analize tabi tutmuştu:

“Kelepçeleri çözülmeden ihtiyaç gidermeye götürmek tedbir değil, işkencedir.”

Sonra sözlerine şöyle açıklık getirmişti:

“Bu insanlar Müslümandır. Laik değildir. Namaz kılıyorlar. İç çamaşırlarının temiz olması gerekir. İslami usullerde tuvalette su kullanılır. Laikler ise kağıt kullanır. Başkalarının oturduğu taşa oturur, bununla da övünürler.”

Kağıtsız laiklik

Bir tür ”Bana poponu neye sildiğini söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim” durumu...

Ben o konuşmadan şu sonuçları çıkarmıştım:

1. Ben laik-Müslümanlardanmışım.

2. Cemaatçi istihbarat ağı, laiklerin külotlarının temizliğine kadar inceleyecek yetkinliğe ulaşmış.

3. Tuvalet kağıdı tüketimine bakılırsa Türkiye, laiklikte sandığından da geri kalmış.

Politik bevliye

Mahkemedeki bu “sosyo-kenefsel” tahliller, 10 yıl sonra Ordu’da vilayet düzeyinde açıklama olarak çıktı karşımıza…

Ordu Valisi taharette “Doğunun suyuna karşı Batının kağıdı” çelişkisine girmedi, ama “ayakta bevletmenin itikadımıza ters olduğunu” açıkladı.

İl müftüsü de pisuarın pisliğini tasdikledi:

“Pisuar dinen mekruhtur, tıbben de prostat yapar.”

Siyasi kubur

Mevzu yine bizi fermuarımızdan tuttuğu gibi nihayetsiz alaturka/alafranga tartışmasına sürüklüyor.

Yıllarca bizi nafile inatlaşmalarda boğan o çukur, şimdi siyasi bir kubur olarak karşımıza çıkıyor.

Oysa tarih bize, sorunun dini değil, asri olduğunu söylüyor.

Henry Blount 1634’te yazdığı “Temizlik ve İman”da Türkleri anlatırken şöyle diyordu:

“Haftada iki ya da üç kez yıkanmayanları pis kabul ediyorlar. Kirli bir iş yaptıkları zaman, hiç de ilgisi olmayan kısımları da yıkıyorlar.”

Çömelerek işemek

Blount’un alay konusu ettiği şey, tarihimizin en temiz iftihar sayfasıydı oysa…

Aynı şekilde 17. yüzyılda Joseph Pitton de Tourneford da Doğu gözlemlerini aktarırken “erkeklerin, giysileri kirlenmesin diye çömelerek işediklerini” yazmış, “Çişlerini yaptıktan sonra penislerini taş, kil ya da toprakla silerler” diye de eklemişti.

Pitton bunları yazdığında Manchesterlılar hala oturakta biriktirdikleri pisliği pencereden yola döküyor ya da evlerinin önündeki varilde biriktiriyorlardı.

Şimdi laik icadı sayılan kağıda gelince… Onu da Araplar Çinlilerden öğrenip İspanyollara öğretmişlerdi.

"Tuvaletin Sosyal Tarihi”ni (Milliyet Y. 1997) yazan Julie L. Horan "Batı, Araplarla ilişkiye gireme*miş olsaydı, hala popomuzu kayalara ve yapraklara siliyor ola*bilirdik" diyordu.

Batı’ya kağıdı öğreten Arapların bugün tuvalet kağıdına düşman kesilmesi tuhaf değil mi?

Kağıda saygıdan mı bu?

Sanmam… Fazla kitap da çıkmıyor ki oralardan…

Mesele şu

Şimdi Ordu Valisi’nin haklı olarak şikayet ettiği pislik, erkeklerin dinden çıkıp ayakta işemeye başlamasından değil…

Dizlerde çömelecek hal, çevrede penise sürecek kil kalmamasından da değil.

Tuvaletlerdeki iğrençliğin oturup kalkmakla ilgisi yok.

Asıl sorun, haftada üç kez yıkanmayanı pis kabul eden nezafetin, temizliğin imandan geldiğine dair kanaatin, o asırlık hamam geleneğinin yitip gitmesinde…

Batı’ya temizliği öğretmiş bir inanç sisteminin, günümüzde hela faslında bile iktidar hesaplarında, siyasal yaşamı kuşatmakta kullanılıp kirletilmesinde…

Bu sürdüğü müddetçe ne hela taşına oturarak imana geliriz; ne ayakta işeyerek günaha gireriz.

Helaları temizleyemediğimiz gibi dini de kirletiriz.

Fuzuli tartışmalar kuburunda debelenir gideriz.

CAN DÜNDAR

Kaynak:


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.