![]() |
Fuzuli- Hayatı Ve Şiirleri
Mehmed Bin Süleyman - FUZULİ ( 1485-1556 ) Akkoyunlular devrinde, bu hanedanın toprakları içinde kalan Kerbela'da doğdu.Okumuş bir aileden geldiği ve çok iyi bir eğitim gördüğü bilinmektedir.Edebi yönünün gelişmesinde Azeri şairi Habibi'nin ve Ali Şir Nevai'nin fazlaca etkisi olmuştur. Arapça ve Farsça'yı, bu dillerde şiir söyleyebilecek kadar iyi bilen Fuzuli, Türkçe divanının önsözünde, uzun yıllarını akli ve nakli bilimleri öğrenmeye, hikemi ve hendesi bilgileri edinmeye harcadığını anlatır, tevsir ve hadis ile uğraştığını açıklar.Farsça divanının önsözünde ise, " fuzuli" mahlasını neden seçtiğini anlatırken, bu ismin başkalarının hoşuna gitmeyecek ve kimse tarafından kullanılmayacak bir kelime olduğu için seçtiğini belirtir.Fuzuli kelimesi, meziyet, kerem, bilim anlamındaki "fazl" sözcüğünün çoğuludur.Fakat öte yandan da "edebe aykırı" manasını da taşımaktadır. Safevi Devleti'nin ilk hükümdarı Şah İsmail, Bağdat'ı ele geçirdiği sırada Fuzuli kendini kanıtlamış bir şairdi.Şah İsmail'in, Horasan yakınlarında Özbek hanını yenmesi üzerine yazdığı ilk mesnevisi " Beng ü Bade " ( Afyon ve Şarap ) yi kendisi gibi Şii olan ve şairliği ile tanınan hükümdar Şah İsmail'e hayranlık ve takdir belirten beyitlerle sundu. Kanuni Sultan Süleyman, 1534 yılında Bağdat'ı Osmanlı İmparatorluğu sınırları içine dahil ettiğinde ise Fuzuli, bu fetih için övgüler yazdı.Osmanlı hükümdarı için beş kaside yazdı.Bu durumdan da anlaşılacağı gibi; Bağdat'ta yönetimin değişmesi Fuzuli'yi sıkıntıya sokmamaktadır.Bağdat'ın fethine katılan Hayali ve Taşlıcalı Yahya gibi Osmanlı şairleriyle tanışan Fuzuli'ye Kanuni tarafından maaş bağlanmıştı.Fakat hükümdarın İstanbul'a dönmesinden sonra bu parayı alamayan şair İstanbul'a o ünlü mektubu gönderir : " Şikayetname ". Osmanlı yöneticileri ile gayet iyi ilişkiler kuran Fuzuli, " Leyla vü Mecnun " ve " Hadikat - üs - Süeda " ( Saadete Ermişlerin Bahçesi ) gibi eserlerini Osmanlı döneminde yazdı.Bu eserleri devlet büyüklerine ithaf etti. Tüm hayatı boyunca Bağdat ve çevresinde yaşayan şair, 1556 yılında veba salgınından öldü. Kerbela'da gömülü olduğu sanılmaktadır. Sanatı 1 ) Şiirinin en önemli özelliği içtenliği, coşkunluğu ve sadeliğidir. 2 ) Şiirlerinin başlıca temaları; sevgi, ıstırap, dünyanın faniliği, ölüm vs.'dir.Bunların ele alınışında lirizm dikkati çeker. 3 ) Gençlik şiirleri dil bakımından Azeri edebiyatının özelliklerini gösterir.Osmanlılar’ın Bağdat'ı almalarından sonra yazdığı şiirlerin ise sözlük ve gramer kuralları bakımından Türkiye Türkçesi' ne uyduğu görülür. Divanı - Önsöz - Kasideler * kaside der tevhid-i hazret-i bari ( Allah'a ) * kaside der na't-i hazret-i fahr-i mevcudat ( Allah'a) * na't-i hazret-i nebevi ( Peygambere) * na't-i hazret-i fahr-i kainat * şah-i velayet ( Ali'ye ) * şah-i velayet * sultan süleyman'a ( 4 adet ) * Ayaş paşa'ya ( 7 adet ) * Mehmet paşa'ya ( 4 adet ) * diğer devlet büyüklerine kasideler - Gazeller ( 302 adet ) - Müstezad - Terci-i bend - Müseddes - Muhammes - Tahmis - Murabba - Mukatta'at |
Fuzuli- Hayatı Ve Şiirleri
Saçma ey göz eşkten gönlümdeki odlare su
Kim bu denli tutuşan odlare kılmaz çare su Âb-gûndur günbed-i devvar rengi bilmezem Ya muhît olmuş gözümden günbed-i devvare su Zevk-i tiğinden aceb yok olsa gönlüm çak çak Kim mürur ilen bırakır rahneler divare su Suya versin bağ-ban gül-zarı zahmet çekmesin Bir gül açılmaz yüzün tek verse bin gül-zare su Ohşadabilmez gubarını muhharir hattına Hame tek bakmaktan inse gözlerine kare su Arızın yadiyhle nem-nak olsa müjganım nola Zayi olmaz gül temennasiyle vermek hare su Hayret ilen parmağın dişler kim etse istima Parmağından verdiği şiddet günü Ensar’e su Eylemiş her katreden bin bahr-i rahmet mevc-hiz El sunup urgaç vuzu için gül-i ruhsare su Hâk-i payine yetem der ömrlerdir muttasil Başini taştan taşa urup gezer avare su Zerre zerre hâk-i der-gâhina ister sala nûr Dönmez ol der-gâhtan ger olsa pâre pâre su Zikr-i na’tin virdini derman bilir ehl-i hatâ Eyle kim def’-i humar için içer mey-hâre su Yâ Habibu’llah yâ hayru’l-beşer müştâkinim Eyle kim leb-teşneler yanip diler hemvâre su Sensin ol bahr-i keramet kim şeb-i Mirâc’da Şeb-nem-i feyzin yetirmiş sâbit ü seyyâre su Bîm-i dûzah nâr-ı gam salmış dil-i sûzânıma Var ümîdim ebr-i ihsânın sepe ol nâre su Yümn-i na’tinden güher olmuş Fuzûli sözleri Ebr-i nîsandan dönen tek lü’lü-i şeh-vâre su Hâb-i gafletten olan bîdâr olanda rûz-ı haşr Hâb-ı hasretten dökende dîde-i bîdâre su Umduğum oldur ki Rûz-i Haşr mahrûm olmayam Çeşme-i vaslın vere ben teşne-i dîdâre su Gam günü etme dil-i bîmârdan tiğin diriğ Hayrdır vermek karanu gecede bîmâre su İste peykânın gönül hecrinde şevkim sâkin et Susuzum bir kez bu sahrâda benim’çün ara su Ben lebin müştâkiyim zühhâd kevser tâlibi Nitekim meste mey içmek hoş gelir huş-yâre su Ravza-i kûyuna her dem durmayıp eyler güzâr Aşık olmuş gâliba ol serv-i hoş-reftare su Su yolun ol kûydan toprağ olup tutsam gerek Çün rakîbimdir dahi ol kûya koyman vâre su Dest-busı arzusiyle ger ölsem dostlar Kûze eylen toprağım sunun anınla yâre su İçmek ister bölübülün kanın meger bir reng ile Gül budağının mizâcına gire kurtare su Tînet-i pâkini rûşen kılmış ehl-i âleme İktida kılmış tarîk-i Ahmed-i Muhtâr’e su Seyyid-i nev’-i beşer deryâ-yi dürr-i istifâ Kim sepiptir mu’cizâtı âteş-i eşrâre su Kılmak için tâze gül-zâr-i nübüvvet revnâkın Mu’cizinden eylemiş izhâr seng-i hâre su Mu’cizi bir bahr-i bî-pâyân imiş âlemde kim Yetmiş andan bin bin âteş-hâne-i küffâre su |
Fuzuli- Hayatı Ve Şiirleri
PERİŞAN HALİM OLDUN (MURABBA)
Perişan halin oldum sormadın hal-i perişanım Gamından derde düştüm kılmadın tedbir-i dermanım Ne dersin rüzgarım böyle mi geçsin güzel hanım Gözüm canım efendim sevdiğim devletli sultanım Esir-i dam-ı aşkın olalı senden vefa görmem Seni her kanda görsem ehl-i derde aşina görmem Vefa vü aşinalık resmini senden reva görmem Gözüm canım efendim sevdiğim devletli sultanım Değer her dem vefasız çerh yayından bana bin ok Kime şerh eyleyem kim mihnet ü enduh u derdim çok Sana kaldı mürüvvet senden özge hiç kimsem yok Gözüm canım efendim sevdiğim devletli sultanım Gözümden dembedem bağrım ezip yaşım gibi gitme Seni terk eylemezem çün ben beni sen dahi terk eyleme İgen hem zalim olma ben gibi mazlumu incitme Gözüm canım efendim sevdiğim devletli sultanım Katı gönlün neden bu zulm ile bidade ragıbtır Güzeller sen tegi olmaz cefa senden vaciptir Senin tek nazenine nazenin işler münasiptir Gözüm canım efendim sevdiğim devletli sultanım Nazar kılmazsan ehl-i derd gözden akıdan seyle Yamanlıktır işin uşşak ile yahşı mıdır böyle Gel Allah´ı seversen bendene cevr eyleme lutf eyle Gözüm canım efendim sevdiğim devletli sultanım Fuzuli şive-i ihsanın ister bir gedayındır Dirildikçe seg-i kuyun ölende hak-i payındır Gerek öldür gerek ko hükm hükmün ray rayındır Gözüm canım efendim sevdiğim devletli sultanım |
Fuzuli- Hayatı Ve Şiirleri
BENİ CANDAN USANDIRDI
http://frmsinsi.net/images/forumsins...sinsi.net_.jpg Beni candan usandırdı cefâdan yâr usanmaz mı Felekler yandı âhımdan murâdım şem'i yanmaz mı Kamu bîmârına cânân deva-yı derd eder ihsan Niçün kılmaz bana derman beni bîmar sanmaz mı Şeb-i hicran yanar cânım döker kan çeşm-i giryânım Uyadır halkı efgânım gara bahtım uyanmaz mı Gûl-i ruhsârına karşu gözümden kanlu akar su Habîbim fasl-ı güldür bu akar sular bulanmaz mı Gâmım pinhan tutardım ben dedîler yâre kıl rûşen Desem ol bî-vefâ bilmen inanır mı inanmaz mı Değildim ben sana mâil sen ettin aklımı zâil Bana ta'n eyleyen gâfil seni görgeç utanmaz mı Fuzûlî rind-i şeydâdır hemîşe halka rüsvâdır Sorun kim bu ne sevdâdır bu sevdâdan usanmaz mı |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.