Bir Gönülde Dört Sewgi...
 

Peygamber Efendimiz ((S.A.V).), bir gün Hz. Ali´ ye (r.a.)

hitaben; - ya Ali, Allah´u Teala´yı sever misin ? dedi.

Hz. Ali :

- evet severim ya Resulullah.

- Peygamber´ini sever misin ?

- evet severim ya Resulullah

- Peygamber´in kızı Fatıma-i Zehra´yı sever misin ?

- severim ya Resulullah.

- Hasan´la Hüseyin´i sever misin ?

- severim ya Resulullah.

- ya Ali, gönül bir sevgi dört. bir tek

gönülde bu kadar sevgiyi nasıl sıgdırırsın?

buyurunca;

Hz. Ali (r.a.) hemen cevap veremeyip, üzülerek

evine dönmüstü.

Hz. Ali´nin üzüntüsünü zaten yüzünden sezen

hz. Fatıma-i Zehra (r.a.) sordu: - ya Ali niçin üzgünsün ?

eğer dünya içinse bu size yakışmaz.

ama ahiret içinse söyle de biz de bilelim, dedi.

Hz. ali, Peygamber ((S.A.V).) ile aralarında gecen

konuşmayı anlattı.

derhal Hz. Fatıma (r.a.):

- ya Ali bu sorunun cevabı şöyledir, git Peygamber ((S.A.V).)

babama deki: ya Resulullah, bir kişinin nasıl sağ - sol,

ön - arka, alt-üst gibi yönleri varsa gönülün de öyle türlü yanları vardır.

„iste ben de Allah Teala´yı akıl ve imanımla, sizi iman ve

ruhumla ,Fatıma´yı Zehra´yı insani nefsimle ve Hasan´la

Hüseyin´i de tabii babalık şefkat ve merhametimle severim,

dedi“

Hz. Ali (r.a.) bunun üzerine doğruca Hz. Peygamber´ in ((S.A.V).)

huzuruna giderek Fatıma-i Zehra´nın (r.a.) cevaplarını aynen arz etti.

Hz. Resulullah´ da ((S.A.V).) :

„ya Ali ! bu getirdiğin, senin değil, ancak peygamberlik

ağacının dalından toplanmış bir yemiştir“buyurur