![]() |
Korkular Bizi Esir Almadan
Korkunun en önemli türü, sevgiyle beslenen, sevgiyle hemhal olan, sevginin kabında yaşayanıd ır.
Tarih, bu tür sevgileri n, kabukları nı yararak nasıl bir pınara dönüştüğü ne defalarca şahit olmuştur. Salihleri n, Peygamber lerin, Hakk aşıkların ın korkusu kaybetme korkusuyd u, yani Allah'ın rızasını, sevgisini kaybetme korkusu.. . Müminin bu dünyadaki korkusu, Allah sevgisini pekiştiri rken, kafirin ve münafığın korkusunu sahip oldukları dünyevi hayattan ayrılma ve uzaklaşma ya dairdir. Şehitler biliriz, bütün servetler ini gönülleri nde taşıyan, sonra da özvarlığı nı adayan, korkuları n boynuna kılıç vurarak sevginin doruk noktasına ulaşanlar vardır hani. Korkunun nasıl boğazland ığını onların örnek hayatları nda görürüz. Para, iş, kariyer, statü... kendileri ni esaret tutsağınd a tutan ne varsa her şeyi terk edip, özgürlüğe ulaşanlar ı biliriz.. . Hazreti Ali'nin Peygamber in yanındaki cansipare ne, gözüpek, itaatkar ve aynı zamanda hikmeti gözeten hayatı biz müminler için en mümtaz örnektir. Müseyleme-tül Kezzab'a karşı Resul'ün gönderdiğ i elçinin, Peygamber'in ihtar ve davetini ilettikte n sonra işkencele rle uzuvları tek tek kesilirke n, O sadece Resululla h'a olan bağlılığı nı ve tevhidi haykırıyo rdu. Bu bağlılık, onların gönülleri ndeki sevginin, sevgiyi kaybetme korkusunu n bir gösterges i değil mi? Korkular bizi esir almadan, biz korkuları esir almalıyız . Sonra, sevgiyle kuşatan, koruyan, şefkatle saran yüce bir yaratıcım ız varken, korku bizi ne esir alabilir ne de varlığımı za zarar getirebil ir. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.