Hz. Hatice'nin Vefatı
 

Hz. Hatice'nin Vefatı




Yine Resûlullah'a nübüvvet verileli on sene olmuş, Ebu Talib'in vefatından takriben on beş gün geçmişti. Resûlullah'ın (s.a.v) can yoldaşı, sevgili eşi Hz. Hatice hastalanmıştı. Kendisine yirmi beş sene hizmet eden bu mübarek kadın hasta idi. İlk vahiy geldiğinde korkusunu gideren, her başı derde düştüğünde sevgi ve Şefkat kanatlarını üzerine geren, kavminden gördüğü eziyet ve cefalara merhem olan bu kadındı. Hz. Peygamberin (s.a.v) kalbinde yüksek bir yeri vardı, insanlar kendisini bıraktığı zaman, Ona ilk inanan o olmuştu.

İşte bu mübarek kadın, şimdi 65 yaşında idi ve hastalanmıştı. Ramazan ayı girdiğinde, Peygamber efendimiz'i (s.a.v) büyük bir üzüntüye gark ederek dünyaya veda etti.
Peygamberimiz'in (s.a.v) yanında büyük bir itibarı vardı.
Peygamberimiz'den (s.a.v), kendisi için cennette inciden bir köşk yapıldığı müjdesini almıştı.

Bir rivayete göre Peygamberimiz (s.a.v) Hira dağında iken Hz. Hatice ona (yiyecek veya içecek) bir şey getiriyordu. Cebrail (a.s) Resûlullah'a (s.a.v) gelerek:
"Yâ Resûlullah, işte Hatice sana yönelmiştir (sana gelmektedir) ... Sana geldiği vakit ona Rabbi'nden (azze ve celle) ve benden selâm söyle! Hem kendisini cennette inciden bir köşkle müjdele. O evde ne gürültü olacak ve ne de meşakkat!" dedi.
Hz. Hatice (r.a) ise Resûlullah (s.a.v) selâmı kendisine müjdeleyince:
"Selâm odur ve selâm ondandır. Cibril'e de selâm olsun" dedi.
(Müslim)

nail olan, onun maddi ve manevi en büyük destekçiliğini yapan bu can dostunun kaybı, Resûlullah'a (s.a.v) çok dofesöndu.
Böyle arka arkaya iki büyük yârâmnı kaybeden Resûlullah, çok üzüldü. Bu üzüntüsünden dolayı bu seneye hüzün yılı denildi.