ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Gezelim, Görelim (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=467)
-   -   Konya'yı Tanıyalım (Adaydır) (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=876578)

Prof. Dr. Sinsi 10-06-2012 11:21 PM

Konya'yı Tanıyalım (Adaydır)
 
GENEL BİLGİLER

Yüzölçümü: 38.183 km²

Nüfus: 1.750.303 (1990)

İl Trafik No: 42

İnsanlık tarihinin ilk yerleşim yerlerinden biri olan ve tarih akışı içerisinde birçok medeniyetin izlerini bağrında taşıyan Konya, adeta bir müze şehir hüviyetindedir.

Sayısız tarih, kültür ve doğal zenginliklerine sahip olan Konya yetiştirdiği İslam büyükleri ile de tanınmaktadır. Konya tarih boyunca belli başlı yollar üzerinde yer almıştır. Tarihi İpek Yolu'nun en önemli ticaret ve konaklama merkezlerinden birisi olmuştur.

İLÇELER:

Konya ilinin ilçeleri; Karatay , Meram, Selçuklu, Ahırlı, Akören , Akşehir, Altınekin , Beyşehir, Bozkır, Cihanbeyli, Çeltik, Çumra, Derbent, Derebucak , Doğanhisar , Emirgazi , Ereğli, Güneysınır , Hadım, Kulu, Sarayönü , Seydişehir, Taşkent, Tuzlukçu, Yalıhöyük ve Yunak'tır.

Akşehir: İl merkezinin 132 km. batısındadır.Türk ulusunun geleneksel hazır cevaplılığını güldürüleriyle yansıtan Nasreddin Hoca Türbesi'nin bulunduğu, ilçede Seyyid Mahmud Hayrani Türbesi, Garp Cephesi Müzesi, Taş Camii, Hıdırlık mesire yeri, Kilise, Akşehir gölü turistik yerlerindendir. Her yıl 5-10 Temmuz tarihleri arasında Uluslararası Nasreddin Hoca Şenlikleri yapılmaktadır.

Beyşehir: İl merkezinin 92 km. batısındadır. İlçe turizmine canlılık kazandıran Beyşehir Gölü bir milli park hüviyetindedir. Göl üzerinde 30'a yakın ada, 13 çeşit balık vardır. Eşrefoğlu Camii ve Türbesi, Taş Medrese, Çifte Hamam, Bedesten, Kubadabat Köşkü kalıntısı ve Beyşehir Köprüsü önemli tarihi ve turistik yerleridir. Ayrıca Eflatun Pınar ve Fasıllar Anıtı dünyaca tanınan yerleridir. Doğal güzellikleri ile ünlü ilçede Yaka Manastır, göl içerisindeki Hacı Akif Adası, dikit sarkıtları ile dolu mağaraları ilgi çekicidir.

Bozkır: İl merkezinin 119 km. güneyindedir. Zengibar Kale Kalıntısı, Kaya Mezarları, Selçuklu Devri Köprü, Osmanlı devri Bozkır Camii, Akçapınar Çamlığı, Sarıot Yaylası ve Söğütlü Pınar önemli tarihi ve doğal güzellikleridir.

Cihanbeyli: İl merkezinin 97 km. kuzeyindedir. Her türlü otomobil sporlarının yapılabileceği ve akşam güneşinin ayrı bir güzellik sergilediği Tuz Gölü ve peri bacaları oluşumları ile ilgi çekicidir.

Çumra: İl merkezinin 48 km. güneydoğusundadır. Zengin höyük varlığı ve sit alanları ile ilgi çekicidir.İlçede bulunan Çatalhöyük'ün tarihi M.Ö. 7000'e kadar uzanmaktadır. İlk ev mimarisi ve ilk kutsal yapılara ait özgün buluntular ile insanlık tarihine ışık tutan bir merkezdir. Anadolu'da ilk yerleşik hayata başlandığını gösteren Neolitik devri iskan yerlerinden birisidir. Kazılarda bulunan çok sayıda eser, Konya Arkeoloji ve Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde teşhir edilmektedir.

Doğanhisar : İl merkezinin 122 km. batısındadır. Yayla ve dağ turizmine yönelik yöreleriyle tanınan ilçe, Yunus Emre ve Taptuk Emre Mezarı, camiileri , tarihi kalıntılar ve doğal güzellikleriyle eşsiz bir yöredir.

Ereğli: İl merkezinin 145 km. doğusundadır. Ulu Camii ve Rüstem Paşa Kervansarayı önemli tarihi eserlerindendir. Akhüyük kükürtlü suyu, traverten oluşumları ile ilgi çekicidir.

Hadım: İl merkezinin 120 km. güneyindedir. İlçeye adını veren Hz . Hadimi Türbesi, bir doğa harikası kalıntılar, kaya mezarları, mağaraları ve yaylalarıyla turizme yönelik bir ilçemizdir.

Halkapınar : İl merkezinin 168 km. doğusundadır. Ivriz Kaya kabartması, dünyadaki ilk tarım anıtıdır. Ivriz Çayı dağ turizmine yönelik alanları ile ilgi çekicidir.

Ilgın: İl merkezinin 87 km. kuzey batısındadır. Sağlık turizmine yönelik Roma devrinden kalan kaplıca ve içmelerin bulunduğu ilçede, tarihi camiiler ve bedesten vardır.

Kadınhanı: İl merkezinin 60 kuzeybatısındadır. İlçeye adını veren Raziye Sultan Han ve camiiler bulunmaktadır. Ayrıca mağaraları, Kestel Kalesi ve astım hastalarına iyi geldiği bilinen Kestel Ormanları ve şifalı içme suyu ile ünlüdür.

Karapınar: İl merkezinin 96 km. doğusundadır. Selimiye Külliyesi, doğa harikası olan Meke Krater Gölü ve gölde yaşayan Meke Kuşları, Acı Göl, antik bir şehir kalıntısını içeren Çıralı Göl, Meyil Gölü önemli yerlerdir.

Seydişehir: İl merkezinin 134 km güneybatısındadır. Seyyid Harun Veli Türbe ve Camiisi , mağaraları, tarihi kalıntıları ve yayla turizmine yönelik alanları ile ünlü ilçemizdir.

NASIL GİDİLİR?

Karayolu: Konya'dan Türkiye'nin her yerine karayolu ile ulaşım mümkündür. Şehir merkezinden 15 km uzaklıktaki otogara dolmuş, tramvay ve taksi ile ulaşılabilir.

Otogar Tel: (+90-332) 461 20 31 - 512 40 20

Demiryolu: Şehiriçi minibüsleriyle ilin her yerinden gara ulaşım sağlanmaktadır.

İstasyon Tel: (+90-332) 322 36 70

Havayolu: Her gün karşılıklı Konya-İstanbul, İstanbul-Konya seferleri yapılmaktadır. Şehir merkezinden Havaalanına THY servisleri ile ve taksi ile ulaşılabilir.

Havalimanı Tel: (+90-332) 239 13 40

PANORAMİK KONYA MANZARASI GENEL GÖRÜNÜM
http://www.kto.org.tr/dosya/konya/konya.htm

TÜRKÜLER

Kendilerine mahsus beste ile okunan halk şarkılarına Türkü denmektedir. Türkülerin, Varsağı, Kayabaşı, Türkmani, Çukurova,Bozlak Kerem, Kesik Kerem ve Karacaoğlan gibi birçok türleri vardır. Aralarındaki fark güfteden değil ezgisindendir.

Konya Türküleri:

Konya'da ençok söylenen Türküler, Bozlak ve Çukurova ile oynak makamlarıdır. Süratli okunduklarından oyun havası da denilir.

Selçuklular'dan bu yana devamlı çoğalıp gelen türkülerimiz sanat değerini ve geçmiş dönemlerin hissiyat ve fikirlerini müşahade etmekte olup diğer taraftan da hasret, tepki, ilenme, isyan etme, kafa tutma, ezgi, dilek, ağıt, yakınma, eğlence ve acınmalar nakış nakış işlenmektedir.

Konya türkülerinde güfte ve saz ikilisi büyük bir uyum içindedir. Seçilen her söz aynı tef ve kaşık seslerine adapte edilmiştir. Anadolu'nun zengin folklör hazinelerinden biri de Konya'nın mahalli motif ve güzellikleri ile süslü türkülerdir. Eski dönemlerden Mevlevi dergahlarında semâ ayini içinde Konyalı müzisyenler kendi aralarında muhabbet yaparken oturak alemlerinde beste yapıp türkü söylemişler. Konya türküleri muhabbet toplantıları oturak âlemlerinde bir arada sunulur.

Konya türkülerinden bazıları:

Konya Peşrevi, Sandıklı, Sabahın Seher Vakti, Menteşeli, Sille, Asabilsem, İçme Beyim, Urfalıyım, Mapushane, Üsküdar, Saffet Efendi, Turnalar, Bülbül, Aksaray Develisi, Efendim, Divan. Nafiledir Sevgilim, Aksinne, Karanfil, Çay Kenarı, Karakoyun, Emmiler, Enginli Yüksek Kayalarımız, Çıbık Telden Bağlamam, Lima, Süpürgesi Yoncadan, Aslan Mustafa'm, Kozan Dağı, Necip Oğlan, Bağlar Gazeli, Tosun At, Şerif Hanım, Memberi, Elmalı, Atımı Bağladım, Furun Üstünde Furun, Eczanenin Şişeleri, Camiinin Mazini Yok, Alim, Evlerinin Önü, Tatar, Eşme Kaya, Kabak, Elmaların yongası, Gül Dibi Belleniyor, Baygın Cemilem, Hocam, Sabab Oğlanın, Karamanlı, Mezar Arası, Candarmalar, Hafız Mektebden Gelir, Mapus Damlarına Serdim Postu, Yeşilim

Saffet Efendi

Heeyheeeeey

Atı olan haydi el atına binermi vay vay

Yiğit olan aman ikrarında dönermi vay

Ah aman aman Saffed efendi beni buralardan

Algit efendi aman suçlarımı affet efendi

Toprak tencerede bakla pişer mi de

ben yandım aman

Kız olan kızlarında karnı şişermi vay vay

Ah aman aman şişmanım aman şişman sevdimde

Pişmanım aman karakollar düşmanım aman

Toprak tencerede bulgur kaynar mı da

ben yandım aman

Gelinlen kaynana haydi bir arada oynarmı vay vay

Ah aman aman saffet efendi beni buralardan

Al git efendi aman suçlarımı affet efendi

Karakuşun havadadır oyunu da ben yandım aman

Değme şahinlere, vermez payını vay

vay ah aman aman

Şişmanım aman şişmanda sevdim pişmanım aman

Karakollar düşmanım aman aman aman kızlar kızlar

Sürmeli kızlar göğsü çapraz düğmeli kızlar hani nerde

Gelecek gelmeyen kızlar

Bağlar Gazeli

Hey heeeey

Bağa girdim üzüme çıbık değdi gözüme

Çıbık seni keserim yar göründü gözüme vay beni beni

Al beni beni sar beni beni yeşil yapraklar

Saramadım sarsın seni kara topraklar

Bağa girdim budanmış güle bülbül dadanmış

Ben yarime gül demem gülü seven aldanmış vay beni beni

Al beni beni sar beni beni ben adam yemem

Ellerin sevdiğine sevdiğim demem

Bağa girdim üzüm yok el yarinde gözüm yok vay beni beri

Ben yarimi tanırım vay başkasına sözüm yok

Al beni beni sar beni beni gurbet ellerde

Yarimin namı var cümle dillerde

Gidişin gidiş olsun üzengin gümüş olsun vay beni beni

Dağdan daştan geçerken ölüm yoldaşın olsun balar gazeli

Al beni beni sar beni beni bağlar gazeli sarmadım

Sarsın seni avşar güzeli

Şerif Hanım

Şerif hanım aman su doldurur ırmaktan vay vay

Altında yüksük kaydıda gitti parmaktan aman aman

Şerif hanım aman aman tenhalarda buluşalım aman aman

Gizli gizli görüşelim aman aman kuş dilinden konuşalım aman

Şerif hanım aman ata biner estirir ey edalım aman

Ayağını aman üzengiyle kestirir aman aman

Şerif hanım aman aman sevdiğime pişmanım aman aman

Şişman sevdimde pişmanım aman aman

Şu berberin aman peştemalı tireden ey edalım aman

Aç yorğanı aman yatamadım pireden aman aman

Şerif hanım aman şu Konyada biridi edalım aman

Yüreğimde aman yağ kalmadı da eridi aman aman

İğdenin dalınada konar kumrular ey edalım aman

Öksüzde kalmış aman tenhalarda buluşalım aman aman

Kuş dilinden konuşalım aman aman sevdiğime pişmanım aman aman

Sürmeli

Karakaş altına çekmiş sürmeler

Ak göğsün üstünde yatan sineler

İnadından dar geliyor düğmeler

Şimdi köşelerden bakan el oldum

Arabadan indim yayan yürüdüm

Yar uğruna viran oldum çürüdüm

Evvel yarin bir tanesi benidim

Şimdi köşelerden bakan ben oldum

Sürmelimin kaşlarına mailem

Ayda bir selamını gelse kailem

Senin gibi iki dinli değilim

iki dinlere kul ettin beni

Enginli Yüksekli Kayalarımız

Enginli yüksekli kayalarımız aman aman

Caminan yoğruldu mayalarımız(2)

Doğurmaz olsaydı analarımız aman aman

Ölmeyince vermem seni ellere

Söylesem adını düşünürler dillere

Yarinin bıyığı burmadır burma aman aman

Bir telli irbışım bir teli sırma (2)

Asker karısıysan karşımda durma aman aman

Ördeğim gölünüze yüzmeye geldi

Şahinim çölünüze geçmeye geldi

Çarşıdan aldımda el kadar astar

Nerde güzel görsem kocası asker (2)

Asker karıların kocasın ister aman aman

Ölmeyince vermem seni ellere

Söylesem adını düşürürler dillere

Gümüş cezve idim kaynadım coştum

Kendi yağımlan kavruldum piştim

Muhanet elinden gurbete düştüm

Gayri dayanacak özün kalmadı

Mektuba yazacak sözüm kalmadı

Budadım bağları yemedim üzüm

Pekmezi kaynatın gelirim güzün

Mektuba yazacak kalmadı sözüm

Mektubun dizine kakillerin yüzüne

Ne dedimde küstün nazlım benim sözüme

Aksaray Develisi

Eremedim vefasına dünyanında

yandım yandım Leylam dünyanın

Bülbül konmuş sarayınada Konya'nın da yandım yandım Leylam Konya'nın

Beyler de besler aman merak için tazıyıda yandım anam yandım

Kadir mevlam böyle yazmış yazıyıda

leylim leylim Leylam

Umaşısın hay sevdiğim dal gibide

leylim leylim el gibi

Aksaray'dan gelir burçak samanı

leylim leylam samanı

Şimdide geldi haydi muhabbetin zamanı da leylim leylam zamanı

Devesinin bendine gider kendi kendine

ben yandım aman (2)

Aksinne Türküsü

Aksinne yolları tozdur dumandır.

Bizim yare kavuşmamız hayli

zamandır.

Ben atımı nalladırım akik nal ile

Yar yar

Özengisini parladırım sırma tel ile

Yar yar

Ben atımı yanaşdırdım binek taşına

Ellerim ilişmez eğer kaşına

Yar ya

Caminin Mazini Yok

(Hicazkar)

Caminin mazini yok içinin

Düzeni yok

Çok memleketler gördüm

Konya'dan güzeli yok

Yürü elmasım yürü yolundan

Kalma geri

Zehir olsa içerim göksünde

Akan teri

İlan akmış kamışa bir su verin

Yanmışa yanmış suyu neylesin

Yarinden ayrılmışa

Çayırda yılan öter

Mekkede hurma biter

Ergen kızın koyunda

Yapraksız meyve biter

Türküler

Lorasdan bir duman ağdı

Sulu sepen dolu yağdı

yolcular hep hana doldu

Kaldım evlerde yalınız

***

İbrişimin telden midir?

Muhabbetin candan mıdır?

Bu ayrılık senden midir?

Tükenmez derdim yalınız

***

Menteşeli menteşeli

Öldüm derdine düşeli

On yedi yıldır gideli

Kaldım evlerde yalınız

***

Derviş olsam giysem hırka

Kimse yok ki versem arka

Ben dolaşdım şanlı şarka

Çekilir derdim yalınız.

***

Evleri var içli dışlı

Çanları hüma kuşlu

Annem ağlar gözüm yaşlı

Kaldım evlerde yalınız.

Bülbül

Bülbülden bir nida geldi güllere

Sefasını sürmeden geçti gidiyor

Üftadeler yalın ayak yollara

Ağlayı ağyalı düştü gidiyor

Bahar eyyamından bülbül sesinden

Çıkarmış perçemin fino fesinden

Eyvah gönül kuşu can kafesinden

Pervaz edip uçup uçup gidiyor

Yiğitlik babında beysin paşasın

Mevlam ömür versin binler yaşasın

Gelin ey bi vefa helallaşasın

Şem-i ecel canım içti gidiyor

Süpürgesi Yoncadan

Süpürgesi az olur

Gül açılır yaz olur

Ben yarime gül demem

Gülün ömrü az olur

Alim şaşırttın beni aman

Aşka düşürdün beni beni

Süpürgesi yoncadan

Gayet beli inceden

Ben seni sakınırım

Yerdeki karıncadan

Harman yeri yaş yeri

Ağıt gel yavaş yörü

Koynundaki yafayı

Hay yeri haylar bana

Su vermez çaylar bana

Yarimden ayrılalı

Yıl oldu aylar bana

Yokuşta yoruldun mu?

Yere koyda hoş yörü

Öyledir yar öyledir aşk adamı

Söyletir öyledir yar öyledir

Hay boz yılan boz yılan

Gözüm doldu tozunan

Kışı beraber geçirdik

Evlenenim yazınan

Tesbiğimin mercanı

Nerden aldı bu canı

Meramdaki bağları

Alır satar harcarım

Alim şaşırttın beni beni

Aşka düşürdün beni beni,

Sözüme darıldın mı?

Sen bana yar olalı

Boynuma sarıldın mı?

Alim şaşırttın beni

Derde düşürttün beni

Sille Türküsü

Şu Silleden gece geçtim görmedim. Aman aman

Acı tatlı sular içdim ölmedim Aman ama

Ben o yardan vaz mı geçdim geçmedim eşim aman aman

Şu Sille'nin çelenleri tahtadan Aman aman

Ben istemem patlak başlı softadan Aman aman

Evlerinin önü zeytin ağacı Aman aman

Dökülür yaprağı kalır ağacı Aman aman

Nedir sevdiğim bunun ilacı Aman aman

Emmiler

Emmiler emmiler de vay anam

Türkmen de emmiler vay vay (2)

Uzun uzun entarilli vay anam

Selmada yenliler vay anam (2)

Ne diyelim ağlayalım vay vay

Karelermi bağlayalım vay vay

Kaderin böyle imiş vay anam

Alnımızın yazısı

Kaleden kaleye de vay anam

Şahinde uçurdum vay vay (2)

Ah ile vah ilede sürmelim

Ömrümüzü geçirdik vay anam (2)

Bir oğlum olsada vay anam

Versemde hocaya vay vay (2)

Okuya okuyada sürmelim

Çıksada heceye vay vay (2)

Şahit ıspatla olur belalım

Karanlık şu geceye

Elma gibi yanaklar

Kiraz gibi dudaklar

Öpmelere doyulmaz

Sevmelere gıyılmaz

Emirdağı

Emirdağı birbirine ulalı

Hatem yüzük parmağına dolalı

Başınmı büyüdü gelin olalı

Aynası belinde sokulu gelin

Zülüfler gerdana dökülü gelin

Emirdağı bir geçmeyle yol olmaz

Altın yire düşmeyle pul olmaz

Bir gececik kalmayınan dul olmaz

Ayansı belinde sokulu gelin

Zülüfler gerdana dökülü gelin

Emir dağlarına kara gidelim

Ayvadan usandık nara gidelim

Buranın güzeli gönül eylemez

Güzeli ol olan yere gidelim

Ayansı belinde sokulu gelin

Zülüfler gerdana dökülü gelin

Söğüt ektim su yoluna bir sıra

Gidiyorum bakmasınlar kusura

Gönül efkarlandı gene bu sıra

Aynası belinde sokulu gelin

Zülüfler gerdana dökülü gelin

Eğmelendi

Penceresi yeşil perde

Sen uğrattın beni derde

Al tavanlı yüksek evde

Alim eğlelendi canım eğlemelendi

Göksü çapraz düğmelendi

Üç o yandan beş bu yandan

Çifte gögüs eğmelendi

Penceresi yeşil boya

Saramadım doya doya

Altı çember üstü oya

Aslan Mustafam

Hey hey kenardan geçeyim aman aman

Yol sizin olsun gel gel aman (2)

Ağılar içeyim aman aman

Bal sizin olsun bir danem aman

Amanın gel gel aslan Mustafam gel

Haydi gel gel garip başlı yarim vay

Bozkır dedikleri büyük kasaba (2)

Sevilen güzeller gelmez hesaba

Amanım gel gel aslan Mustafam gel

Haydi gel gel garip başlı yarim vay

Derenin başına yayılır kazlar.

Çeşmeden geliyor Konyalı kızlar

Amanım gel gel aslan Mustafam gel

Haydi gel gel garip başlı yarim vay

Havalar bulutlu mustafam karmı yağacak

Sol gözüm seyriyor mustafam baskınmı olacak

Amanım gel gel aslan mustafam gel

Haydi gel gel garip başlı yarim vay

Bir gün deliysem beş gün iyiyim

Amanın gel gel aslan mustafam gel

Haydi gel gel garip başlı yarim vay

HER YIL KONYA'DA YAPILAN AŞIKLAR BAYRAMINDAN

(GEZ DÜNYAYI GÖR KONYA'YI) Konulu atışma örneği

KUL MUSTAFA Ta ezelden beri böyle

Gez dünyayı gör Konya'yı

Gönül coşsun âşık söyle

Gez dünyayı gör Konya'yı

ŞEREF TAŞLIOVA Dilden dile değişmeyen

Gez dünyayı gör Konya'yı

Her tarafta aynı söz var.

Gez dünyayı gör Konya'yı

KUL MUSTAFA Gönül çayı güldür güldür

Boş ise destini doldur.

Selçukludan ilmihaldir.

Gez dünyayı gör Konya'yı

ŞEREF TAŞLIOVA Nasıl edeyim ifade

Hiç eşi yoktur dünyada

Mevlâna yatar burada

Gez dünyayı gör Konya'yı

KUL MUSTAFA Mevlâna ses vermiş Ney'e

İmkân tanınmış herşeye,

Şemseddin en büyük ziya

Gez dünyayı gör Konya'yı

KUL MUSTAFA Burada çöz her sırları,

Gez müzeyi, gör pirleri

Burda Horasan erleri,

Gez dünyayı gör Konya'yı

ŞEREF TAŞLIOVA Haydi derviş denesini

Erenlerin sinisini

Selçuklunun çinisini

Gez dünyayı gör Konya'yı

KUL MUSTAFA Kul Mustafa ilmi oba

Yunus'ta Taptuk'ta çaba

Oğlu gelmiş, kalkmış baba

Gez dünyayı gör Konya'yı

ŞEREF TAŞLIOVA Şeref derki yaradan yar.

Gönül Hak ilmini duyar

Karamanlı Mehmet Bey var.

Gez dünyayı gör Konya'yı

KONYA YEMEKLERİ

YEMEK DESTANI

Konyalı Şerife Hanım (1896)

Evvela yürüttük baştan çorbayı

Sarmısakla terbiye olmuş paçayı

Domatesle pişirmeli bamyayı

Midemizi açsın hoş misal olsun

Bihamdülillah hiç bir şeyi taşlamam

Yağ içinde yumurtayı boşlamam

Yumuşak somun olmayınca başlamam

Semiz etin kenarları al olsun

Baklava ile börek, der kenar ola

Şeker helvası da pür hisar ola

Toplanıp ihvanlar bir karar ola

Sıtk ü muhabbetle ehl-i hal olsun

Mısırgayı bir hal edin öldürün

Ortasına fıstık pirinç doldurun

Dolmaları üçer üçer kaldırın

Kuvveti bedene irtihal olsun

Katmeri ince aç yağın sakınma

Sakın ona haşnaş yağı kullanma

İnce etten olur hemde çullama

Tavada pişmiş bir kızıl hâl olsun

Enginar ile kereviz ıspanak

Karnabetle semiz ota birle bak

Patete, domate,böğrülce kabak

Onlar da içinde hasbihâl olsun.

Mıkla çilbir, mantı, kaygana gelsin

Makarna ile keşkek, kuskus çekilsin

Şalga pişip gelir iken dökülsün

Kalan yemekler de istimâl olsun

Köfte, yaprak bir de lahana dolması

Sarı erik (sararık) zerdali nohut yahnisi

Zülbiye, pancar, turp salatası

Onlar da içinde pür kemâl olsun

Tabakda turşu da kalmasın mahzun

Zeytin yağ üstüne sıkılsın limon

Balığı kızartın getirin Pür hun

Yiyelim bizler de can misal olsun

Yiyenler nimetin şükrün bilirse

Vucut kuvvet bulup halin alırsa

Bu yemekler bize hergün gelirse

İsterse altı (ay) oruç hal olsun

Sebebin işleyip karın gözetsin

Herkes gidip nasibini deşirsin

Günde bana üçer üçer pişirsin

Hulkı, huyu güzel bir ıyâl olsun.

Ta'n etmen ahbaplar siz bu âşıkı

Ni'met ucuz ama budur lâyıkı

Çok istemem ben keseme harçlığı

Beşibirlik ile bin riyal olsun.

Hak verir dostuna yarınki günü

Çorba da yemeklerin önüdür önü

Yemeklerin bastırmak için üstünü

Kahve ile tütün on çuval olsun

Palize ile muhallebi araya

Kifayeler dursun hep bir sıraya

İki tatlı tuzlu gelsin sofraya

Kaymak güllaç ile şeker hal olsun.

Canım hem böğrülce baklava da ister

Yıldız kökü Çayırbağı'nda biter

Patlıcan ortanın gayretin güder

Karpuz, üzüm, divlek üç misal olsun.

Kadı(y)fın telini kırmalı gü(n)lü

Üzeri kokulu anberli gü(l)lü

Pİlavın üstüne getir sütlüyü

Yiyelim bizler de can cemal olsun.

Bihamdülillah yedik nimet ve nânı

Bizim zamanımız bolluk zamanı

Bin üçyüz ondörtte yaptım destânı

Okunsun dillerde bir icmâl olsun.

Konya'nın diğer şehirlere göre özellik gösteren yemekleri vardır.

Bu yemekleri gruplar halinde şöyle sıralayabiliriz.

A- ÇORBALAR

1. Toyga Çorbası

2. Mercimekli Oğmaç Çorbası

3. Arabaşı Çorbaşı

4. Tandır Çorbası

5. Bamya Çorbası

6. Tutmaç Çorbası (Kesme Çorba)

7. Süt Çorbası

8. Erişte Çorbası



B- ETLER

1. Çebiç (Tandır Kuzusu)

2. Fırın Kebabı

3. Etli Pide (Etli Etmek)

4. Çullama

5. Bütümet (Orta)

a) Bütümetli Pilav

b) Bütümetli Patlıcan

c) Bütümetli Patates

6. Kaburga Dolması

7. İki Bıçak Arası Ciğer

8. Yağda Kızarma Ciğer

9. Ala Kuzusu (Ela Kuzusu)

10. Gerdan Pişirmesi

11. Topalak Köftesi

12. Tas Kebabı

13. Cella

C. SEBZELER

1. Ekşili Kabak (Et Kabağı)

2. Tatlı Kabak (Et Kabağı)

3. Patlıcak Musakkası

4. Dolma içleri

a) Etli Dolma İçi

b) Zeytinyağlı Dolma İçi

5. Yumurtalı Kabak

6. Zülbiye (Papaz Yahnisi)

7. Patlıcan Bayıldan (1)

8. Patlıcanlı Bayıldan (2)

9. Çöplü Bayıldan

10. Lahana Kapaması

a) Etli Lahana Kapaması

b) Zeytinyağlı Lahana Kapaması

11. Ildıs Kökü

12- Patlıcan Söğürmesi

13. Boranı (Lahana Kapuskası)

14. Çöpleme

D- MEYVELER

1. KayısıYahnisi

2. Sarı Erik Yahnisi

3. Sarı Erik Dolması

4. Ayva Dolması

5. Ayva bastısı

6. Elma Dolması

E- BÖREKLER

1. Börek İçleri

a) Peynirli Börekİçi

b) Kıymalı Börek İçi

c) Kıkırdaklı Börek İçi

2. Tandır Böreği

3. Saç Böreği

4. Çarşı Böreği (Fırın Böreği)

5. Su Böreği

6. Sigara Böreği

7. Sedirler Böreği

8. Tatar Böreği

Bu yemeklere; Hoşmerim, Boğaça; Oturtma, Zerdali Pilav, Yağlı Ekmek, Yağlıçörek, Terhunlu Yahni, Mantarlı Ekmek Oğması, Ekmek Salması, Yoğurtlu Yumurtalı Tirit, Patlıcanlı Tirit, Vişneli Trit, Sündürme- Papara, Çılbır, Erişte Pilavı'nı ilave edebiliriz.

KONYA YEMEK ÖĞÜNLERİ

1. Kuşluk Yemeği : Eskiden Konya'da iki öğün yemek yenirdi. Kuşluk ve akşam yemekleri. Kuşlum yemeği öğle yemeğinden iki saat önce yenirdi.

2. Öğlen Yemeği : Hafif yiyecekler yenen öğün.

3. Akşam Yemeği : Akşam namazından sonra yenirdi. Kışın uzun gecelerde yenirdi.

4. Yat Geberlik : Yatmadan önce yenen hafif yiyeceklerdir. Kışın uzun gecelerde yenilir.

Konya'nın yiyeceklerinden Ekmeği- Ballı Böreği, Helvasının çeşidi, Zülbiyesi, Pişmaniyesi meşhurdur.

KONYA YÖRESİNE AİT BİRKAÇ YEMEK TARİFİ

SU BÖREĞİ



MALZEMELER: 5 Ad.Yumurta, İki kaşık tereyağ, Yarım su bardağı su, 1 Kg Un, Biraz Tuz, 3 Baş soğan, 1 Kg Koyun kıyması, Karabiber, maydanoz

YAPILIŞI: Yumurta su ve tuz elle çırpılır. Güzelce yoğurulur. Sonra bezelere ayrılır. Onbeş;yirmi dakika dinlendirilir. Soğanlar bir kaşık veya iki kaşık zeytinyağında kavrulur. Sonra kıyma ilave edilir. Hepsi beraber kavrulur. Maydanoz incecik kıyılır içine ilave edilir. Soğumaya bırakılır. Sonra bezeler tek tek açılır biraz kurutulur bu arada ocakta kaynar su hazır bulunur. Açtığımız yufkalar tek tek içine atılır ve pişirilir. Ayrıca önceden hazırlanmış yağlanmıy tepsiye döşenir. Arasına hazırladığımız kıymalı iç yayılır. Tekrar üstüne yufkalar döşenir. En üste kuru yufka konur artık böreğimiz pişmeye hazırdır. Ocakta yavaş yavaş az ateşte pişirilir.

YOĞURT ÇORBASI


MALZEMELER: Tereyağı, 150 gr. yoğurt, 50 gr Pirinç, 80 gr mercimek, Nane, Etsuyu

YAPILIŞI: 8 kişilik tencereye, et suyunu ezdiğiniz yoğurduda katın hiç durmadan karıştırınız. Kaynayınca içine mercimek, pirinci ilave ediniz. Ve tekrar karıştırın bırakın. Çorba kaynayıncaya kadar bekleyin, kaynayınca bir iki kez daha karıştırın ve 2-3 dak. bekleyin. Çorbayı ateşten indirin ve tavanın içine tereyağı koyun iyice kızarınca tuz atın daha sonra ateşten indirin ve çorbanın üzerine naneyle birlikte dökün.

ETLİ TOPALAK

MALZEMESİ: 1 kg yağsız dana kıyması, 1 su bardağı köftelik bulgur, 1 ad. yumurta, 1 demet maydanoz, 2 yemek kaşığı un, Tuz-karabiber-kekik, 1 ad. soğan, 1 su bardağı haşlanmış nohut, 1 yemek kaşığı salça margarin yağı-etsuyu veya sıcak su

YAPILIŞI: Geniş bir kabın içine eti, bulguru, yumurtayı ince kıyılmış maydanozu, unu, soğanı, tuzu ve baharatları koyup köfte hazırlar gibi iyice yoğrulur. Macun haline gelince ufak ufak yuvarlaklar yapılır. Diğer tarafta genişçe bir tencereye iki yemek kaşığı margarini eritip içine bir kaşık un konup kavrulur. Salçasıda konduktan sonra nohutta katılarak 6-7 bardak sıcak su veya etsuyu konur. Kaynadıktan sonra diğer tarafta bekleyen etli malzememizi tencereye boşaltır. 15-20 dakika hafif ateşte pişirilir.

SAÇ BÖREĞİ


MALZEMELER: Yeteri kadar un, Tereyağı, Peynir, Ispanak

YAPILIŞI: Yeteri kadar hamur yoğrulur. Yapılacak içler hazırlanır. Hamur bezeler şeklinde hazırlanır. Hazırlanan bu bezeler yufka gibi açılır. İçine yapılacak olan (peynir veya ıspanak) konur ve saç ocağında pek gevrek olmamak şartıyla yiyecek olanın dişine göre pişirilir. Pişirilen bu brek yine yiyecek olanın kapasitesine göre yağlanır ve afiyetle yenir.

HÖŞMERİM


MALZEMELER:1 kg kaymak, Un, 1 çay bardağı su, Tuz, Pudra şekeri

YAPILIŞI: Geniş bir tavaya kaymağı koyarız. Bir bardak suyu da ilave eder. Alabildiği kadar unla karıştırılır. Hafif ateşte karıştırılarak iyice pişiririz. Tuzu da ilave edip pişince tavaya güzelce düzleriz. Hafif ateşin üzerinde kızartıp servis tabağına çeviririz. Biraz soğuduktan sonra pudra şekerini üzerine dökeriz.

BAMYA ÇORBASI


MALZEMELER: 250 gr kuşbaşı et, 150 gr kuru bamya, 3 soğan 2 kaşık margarin, 1 limon, tuz, su (et suyu), 1 kaşık salça

YAPILIŞI: Kuru bamya limonlu suda hafif haşlanır, süzülür. Bir tencerede et bir miktar su ilave edilerek yumuşayıncaya kadar pişirilir. Yağ ve ince doğranmış soğanlar konur. Kavrulur. Salça tuz limon, su (et suyu) ilave edilir. Su kaynamaya başlayınca haşlanmış bamyalar da konur. Özleşinceye kadar pişirilir. Suyu eksilirse sıcak su ilave edilir, sıcak sıcak servis yapılır.

UN HELVASI


MALZEMELER: Pemkez veya şekerden yapılmış şurup, 2 çay bardağı sıvı yağ, Yeteri miktarda un

YAPILIŞI: Pekmez kaynatılarak veya şekerden yapılan şurup kaynatılarak içine yeteri miktarda un konur. unu karıştırarak içindeki şuruba yediririz. İçinde hiç ekmez kalmayıncaya kadar karıştırılır. Sonra yağ ilave edilerek kızartılır.

ETLİ PİLAV


MALZEMELER: Nohut, Et suyu, 500 gr. Et, Tuz-Karabiber, Pirinç, Kişniş, 1 margarin

YAPILIŞI: Pirinç güzelce yıkanır. Öbür tarafta et suyu kaynar. Nohut haşlanır. Tavaya yağ konur. Eridikten sonra pirinç içine atılır. Hafif ateşte bekletildikten sonra üzerine suyu dökülür. Pişmeye bırakılır. Piştikten sonra üzerine kebap şeklinde et dökülür. Servis yapılır.

SAÇ ARASI

MALZEME: 2 yumurta, 1 çay bardağı zeytinyağı, Alabildiğine un, 1 kg kaymak

YAPILIŞI: Kaymak hariç diğer malzemeler yoğrulur. Hamur ince yufka halinde açılır. 1 yufka eritilen kaymakla yağlanır. Üzerine 2.bir yufka koyularak o da yağlanır. Dürülerek parça parça kesilir. Diğer bezelerde bu şekilde hazırlanır. Yağlanmış tepsiye döşenir. Ve kızartılır. Kızardıktan sonra üzerine pudra şekeri dökülerek servis yapılır.

YAPRAK SARMASI


MALZEMELER:1 kg ince çekilmiş koyun eti, 1 kg yaprak, bir bardak pirinç, Bir fincan ince bulgur (düğü), Bir baş irice kuru soğan, İki çorba kaşığı margarin veya tereyağ, Bir çorba kaşığı salça, Bir tutam maydanoz, Kırmızı biber ve tuz

YAPILIŞI: Etin içine yıkanmış pirinç, düğü, ince kıyılmış soğan, salça, maydanoz konulup, iyice yoğrulacak sonra tuz ve biber ilave edilerek biraz daha karıştırıldıktan sonra bir çay bardağı soğuk su ile yoğrularak öbür tarafta yıkayıp haşladığımız yaprakları, teker teker bohça şeklinde sarılarak tabanı yağlanmış tenceremize yerleştireceğiz. İki su bardağı sıcak su döküp kapağını kapattıktan sonra orta ateşte pişirilecek.

İRMİK HELVASI (6 KİŞİLİK)


MALZEMELER:1 su bardağı süt, 1 paket margarin, 2 su bardağı şeker, 1/2 paket irmik, 100 gr fındık, fıstık veya ceviz

YAPILIŞI: Margarin kısık ateşte eritilir. Üzerine irmik eklenir. Bir süre karıştırılır. Rengi buğdaysı olunca süt dökülür. İrmik kabarıncaya ve sütünü çekene kadar karıştırılır. Üzerine şeker ilave edilir.

Helvanın üzeri fındık, fıstık veya cevizle süslenir. İsteyen bu yemişleri içine katarak yapabilir.

PATATES BÖREĞİ ( 6 kişilik)


MALZEMELER:1 kg un, 1 kg patates, 250 gr peynir, Yeterince Tuz, Pakmaya

YAPILIŞI: Mayalı hamur kulakmemesi yumuşaklığında ılık su ile yoğularak kabarmaya bırakılır. Bu arada patates haşlanır. Haşlanmış patates püre haline getirilerek içine 250 gr. peynir ve tuz katılarak karıştırılır. Karışım normal bir patates büyüklüğünde top haline getirilir.

Kabarmış hamur 6 çeşit parçaya bölünerek beze tutulur. Bezeler elde biraz açılarak ortasına patates püresi konularak kapatılır. Daha sonra el arasında iki taraflı çevrilerek kullanılacak tavaya sığacak şekilde açılır. Bundan sonra kızgın sıvı yağda kızartılır. İsteğe göre içi açılarak içine tereyağ veya kaymak konur.

TERHON YAHNİSİ

MALZEMELER:1,5 kg parça kemik koyun eti, 2 yumurta, 1 servis kaşık dolusu süzme yoğurt, 1 çorba kaşığı un, Terhon, tuz, karabiber

YAPILIŞI: Eti haşlanıp suyu ayrılarak etleri didilir. Ayrıca bir kapta yoğurt yumurta ve un çırpılır. Diğer bir tencerede et suyu, etler ve terhon kaynatılarak hazırlamış olduğumuz karışım devamlı karışmak suretiyle ilave edilir. Artık servise hazırdır.

MEVLANA BÖREĞİ


MALZEMELER:1 çay bardağı yoğurt, 1 çay bardağı zeytinyağı, Biraz su, Yarım limon suyu, Biraz Tuz Alabildiği kadar un, (Ayrıca içi içir yarım kilo kadar zeytinyağı ile karışmış tereyağ)

YAPILIŞI:Bu malzemelerin hepsi konur ve güzelce yoğrulur. Küçük küçük bezeler ayrılır. Dinlenmeye bırakılır. Diğer tarafından bir iki baş soğan yarım kilo kıyma, 1 demet maydanoz, biraz karabiber. Soğanlar bir iki kaşık zeytinyağında kavrulur. Sonra kıyma da ilave edilerek kavrulur. Ateşten indikten sonra maydonozu ilave edilir. Diğer taraftan bezeler incecik açılır. Arası yağlanır tekrar açılır tekrar yağlanır. Ve bir bohça şeklinde dürülerek köşelere iç konulur ve kapatılır. Ondan sonra sıcak fırına sürülür.

ETLİ FIRIN YEMEĞİ

MALZEMESİ : 1 kg bıçak arası yağsız sığır eti, Orta-boy dört baş soğan, 5-6 diş sarımsak, tuz, biber, 1-1,5 su bardağı su, 1 kg un, 1 sana yağı, 1 ad. büyük patates

YAPILIŞI: Et tencereye konur,soğanlar doğranarak tencereye ilave edilir. Tuz ilave edilir. Bir kaşık margarin katılır. Et suyunu çekene kadar tencerenin kapağı kapanarak pişirilir.

Patates rendelenir,sarımsaklar ezilir ve tencereye ilave edilir. Patetes ezilene kadar kaynatılır. Söndürdükten sonra isteğe göre karabiber ilave edilir.

HAMURU: Undan yumuşak hamur yoğrulur ve iki eşit parçaya bölünür. Bölünen hamurlar oklava yla ayrı ayrı açılır ve eritilmiş sana yağı üzerinde gezdirilir. Açılan ve yağlanmış olan hamurlar katmer şeklinde kıvrılır. Daha sonra katmer haline getirilmiş hamur parçalarından biri alınarak fırın tepsisine serilir. Daha önce hazırlanmış olan et ,tepsinin üzerine örtülür. Bundan sonra iki hamur parçasının kenarları birbirine iyice yapıştırılır. Kızgın fırına sürülerek kızarıncaya kadar bekletilir. Kızardıktan sonra servis yapılır.

ZERDE

MALZEMESİ: 1Kğ. Pirinç, 3 litre su , yarım kğ.şeker

YAPILIŞI: Önce pirinç ile su kaynatılır .Sonra şeker atılır.Yine kaynatılır. Başka bir kaba boşaltılır. Soğuncaya kadar bekletilir ve servis yapılır.

ARABAŞI ÇORBASI


MALZEMESİ: Bir miktar su, Bir miktar un, 1 tane horoz, 1 kaşık karabiber, 1 paket yağ, 1 tane limon

ÇORBA YAPILIŞI: Bir miktar un, bol yağda kırmızılaşıncaya kadar kadar kavrulur.Daha önce pişmiş olan horoz kavrulmuş olan unun üzerine ince ince didilerek konur.Bir miktar tavuk suyu eklenir. 20 dakika kaynadıktan sonra limon ve karabiber ilave edilir. Daha sonra hamuru ile birlikte servis yapılır.

ARABAŞI HAMURU:Tencereye normal bir şekilde su konarak iyice kaynatılır.Kaynayan suyun içine azar azar un konarak tahta kaşık ile karıştırılır. Belli bir kıvama gelince un konulmadan hamur karıştırılarak iyice pişirilir.Daha sonra hamurun kolay dağılması için tepsi su ile ıslatılarak hamur tepsiye dökülerek soğutulur. Daha sonra çorba ile servis yapılır.

PAPARA (4 KİŞİLİK)

HAZIRLANIŞI: Ekmekler derin bir tabağa doğranır. ayrı bir yerde tereyağı kızartılır. Ve soğanlar düzgün birşekilde doğranıp, salça ile birlikte tereyağında kızartılır. Yeteri miktarda su ilave edildikten sonra, suyun kaynamasını bekleriz. Su kaynadıktan sonra içine ufalanmış tulum peyniri ilave edilir. Biraz daha kaynadıktan sonra tencere ateşten alınır. Ve bu oluşan karışımı daha önceden doğradığımız ekmeklerin üzerine dökülür. Üzeri karabiber ve maydanoz ile süslenir.

ÇERKEZ BÖREĞİ

MALZEMELER: Pakmaya, Tuz, Patates, Peynir

YAPILIŞI: Hamuruna pakmaya ve tuz katılır. Hamur ekşiyinceye kadar bi süre bekletilir. Hamurun ekşimesi, beklerken biryandan da içini hazırlarız. İçinin malzemesi: Patates, Peynir ve tuzdur. Patates haşlanır. Rendelenir peynir tuz katılır top şeklinde hazırlanır. Ekmek bezesi kadar hamur alınır, elde hamur kalın olarak açılır. op şeklinde hazırladığımız patatesler hamurun içine konur. Ağzı elle kapatılır. Düz bir yere konulur. elle açılır. Kızarmış sıvı yağda kızartılır. Kızardıktan sonra servis yapılır.

TANDIR BÖREĞİ

MALZEMELER: 4 kg un, 1 kg kıyma, 1 kg peynir, Yarım kg tereyağ, 4 baş soğan, Maydanoz, Kırmızı biber

YAPILIŞI: Unu mayalayıp hamur yapacaksınız. Kıymayı suyu çekilecek kadar kavuracaksınız. Soğanı doğrayacaksınız. Peynir kırmızı biber ve maydanozla karıştırarak iç hazırlayacaksınız. Hamur ekşiyinceye kadar tandır yakılıp hazırlanacak. Daha sonra hamurdan börek yapılıp tandıra yapıştırılacak.

DİLBERDUDAĞI BAKLAVASI


MALZEMELER: 1 yumurta, 1 yemek kaşığı yoğurt, 1 çay bardağı zeytinyağı, 1/2 kg süt, 1 tatlı kaşığı tuz, ceviz içi, Belli bir ölçüde un

YAPILIŞI: ılık sütün içine zeytinyağını, tuzu, yoğurdu, yumurtayı döküp karıştıracak. Daha sonra bunun içine un ilave edilir. Daha sonra elde edilen hamurdan 20 beze yapılarak açılır. Bundan sonra bezeler tepsinin içine konulup yuvarlak biçimlerde kesilir. Bunlar içine ceviz konarak fırın tepsisine yerleştirilir. Tepsinin dolmasından sonra tereyağı kızartılarak üzerine serpilir. Sonra fırına konularak kızartılır.

KAYGANA TATLISI

MALZEMELER: 5 yumurta, 1 kilo süt, Kabartma tozu, Un, tuz

YAPILIŞI: Yumurta iyice çırpılacak. Sütle karıştırılacak. İçine aldığı kadar ün, bir tutam tuz ve kabartma tosu atılarak iyice karıştırılarak kızgın yağda kaşıkla biraz biraz dökülerek kızartılacak. Hazırlanmış olan şurup tatlının üzerine dökülecek. Servise sunulacak.

(not:devamı geliyor)

Prof. Dr. Sinsi 10-06-2012 11:22 PM

Konya'yı Tanıyalım (Adaydır)
 
KONYA' NIN TARİHİ



Cennet Yurdumuzun, adı eski devirlerden beri değişmeyen şehirlerinden biri de Konya'dır. Konya adının "Kutsal Tasvir" anlamındaki "İkon" sözcüğüne bağlı olduğu iddia edilir. Bu konuda değişik rivayetler bulunmaktadır. Bunlardan biri; kente dadanan ejderhayı öldüren kişiye şükran ifadesi olarak bir anıt yapılır ve üzerine de olayı anlatan bir resim çizilir. Bu anıta verilen isim, "İkonion" dur.

İkonion adı, İcconium'a dönüşürken, Roma döneminde İmparator adlarıyla değişen yeni söyleniş biçimlerine rastlanır. Bunlar; "Claudiconium, Colonia Selie, Augusta İconium" dur. Bizans kaynaklarında "Tokonion" olarak geçen şehrimize yakıştırılan diğer isimler şöyledir:

"Ycconium, Conium, Stancona, Conia, Cogne, Cogna, Konien, Konia..."

Arapların Kuniya dedikleri güzel kentimiz, selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde bir daha değişmeyerek günümüze kadar gelen ismine kavuşmuştur: Konya...

Konya İli, M.Ö. 7. bin yılından beri yerleşim yeri olmuş, pek çok medeniyete beşiklik etmiştir. Yazının M.Ö. 3500'de kullanılmaya başladığı hatırlanacak olursa, Konya'nın, ülkemizin en eski yerleşim merkezleri arasında yer aldığı söylenebilir.

Çumra Çatalhöyük, sadece ülkemizin değil, Dünya ölçüsünde yemek kültürünün ilk defa başladığı, tarımın yapıldığı, ateşin kullanıldığı, yerleşik hayata geçildiği, vahşi hayvan saldırılarına karşı ortak savunmanın yapıldığı merkez olarak tanınır.

Çatalhöyük, Neolitik, Erbaba ve Karahöyük Kalkolitik, Alaeddin Tepesi, Eski Tunç Devri merkezleridir.

Tarih devirlerinde Hititler ve Lidyalılar, M.Ö. 6. yüzyılda Persler, M.Ö. 4. yüzyılda Büyük İskender, Selevkoslar, Bergama krallığı, M.Ö. 2. yüzyılda Roma, M.S. 395'te Konya ve çevresine hakim oldular.

7. yüzyıl başlarında Sasaniler, bu yüzyılın ortalarında Muaviye komutasındaki Emeviler, şehri geçici olarak işgal ettiler.

10. yüzyıla kadar bir Bizans eyaleti olan Konya; Müslüman Araplar'ın akınlarına maruz kaldı. Malazgirt Zaferi'nden önce Konya'ya ilk gelen, Türk akıncıları Selçuklular oldu. (1069)

Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan, 1071'de Bizans İmparatoru Romen Diyojen'i Malazgirt' te kesin bir yenilgiye uğratarak, Türkler'e Anadolu'nun Kapılarını açtı. Sultan Alparslan, zaferden sonra komutanlarına Anadolu'nun tamamen fethedilmesi görevini verdi. Konya; Anadolu Fatihi, Selçuklu Kutalmışoğlu Sultan Süleymanşah, tarafından fethedildi. Fetih tarihi hakkında değişik eserlerde farklı görüşlere yer verilmektedir. (1072, 1074, v.b.) Ama şu bir gerçektir ki, Kutalmışoğlu Süleyman Şah I, Konya'yı fethettikten sonra batıya yönelmiş, merkez olarak İznik'i seçerek, Anadolu Selçuklu Devleti'ni 1074 yılında kurmuştur. Buna göre Konya'nın fetih tarihi kesinlikle 1074'ten daha öncedir. Fetihle Şehrimizde Türk-İslam egemenliği dönemi başlamıştır.

1074' te Anadolu Selçuklu devleti, Başkenti İznik olmak üzere kuruldu. 1097'de 1. Haçlı Seferi sırasında İznik kaybedilince Başkent, Konya'ya taşındı. Böylece tarihinde yeni bir sayfa daha açılan Konya, günden güne gelişti, pek çok mimari eserle süslendi ve kısa zamanda Anadolu'nun en mamur şehirlerinden biri oldu.

Bu, bizim özelliğimizdir: Atalarımız, fethi, bir yeri "Yaşamaya Açmak" için yapardı. Çünkü kendinden emindir. En adaletli yönetim, Türk ülkesindedir. Öyleyse bu yönetim, neden başka yerlere, başka insan gruplarına taşınmasın! Keyfilikten uzak, herkese eşit muamele uygulayan Türk Devletleri, fethettikleri ülkelere kültürel, ekonomik, sosyal, dini kurumlarıyla gitmişler, yerli kültürler içinde erimemişler, Türk Kültürü'nü hakim kültür yapmışlardır. Kalıcılığın sırrı da işte buradadır. Anadolu'nun Türkleşmesi ve İslamlaşması da bu siyaset takip edilerek sağlanmıştır. İnanç özgürlüğü verilerek, yerli halkın devlete sadakatle bağlanması temin edilmiş, Anadolu mozayiği daha o yıllarda mükemmel görüntü zenginliğine kavuşturulmuştur.

3. Haçlı Seferi'nde Almanya İmparatoru Friedrik Barbarossa, Konya'yı kuşattıysa da (18 Mayıs 1190), 2. Kılınç Arslan'ın savunduğu kaleyi alamadı, beş gün sonra çekilmek zorunda kaldı. Selçuklular'ın düşmesine kadar (1308) Konya, Başkent olarak kaldı. Sonra Karaman- oğulları Beyliği'nin en büyük şehri olarak, Karamanoğulları’nca yönetildi.

1387' de Osmanlı Padişahı 1. Sultan Murad, şehrin önlerine geldi. 1398'de oğlu Yıldırım Beyazıd, şehre girip Karaman Devleti’ne son verdi. Ancak, 1402 Ankara Savaşı felaketinden sonra Karamanoğulları Beyliği yeniden kuruldu. Konya, Fatih Sultan Mehmet'in Karamanoğulları Beyliği'ni ortadan kaldırdığı 1465 yılına kadar Osmalı-Karaman mücadelelerine sahne oldu.

Fatih, 1470'te İmparatorluğun Rûmeli (Sofya), Anadolu (Kütahya), Rûm (Tokat) Eyaletlerinden sonra 4. Eyalet olarak Karaman eyaletini, merkezi Konya şehri olmak üzere kurdu. Eyalete ilk zamanlarda, Osmanlı şehzâdeleri vali olarak atandı. Sırasıyla, Fatih'in ortanca oğlu Şehzâde Mustafa, küçük oğlu Şehzâde Cem, 2. Beyazîd'ın büyük oğlu Veliahd Şehzâde Dâmât Abdullah, bunun kardeşi (annesi Karamanoğlu olan) Şehzâde Şehenşah, onun oğlu Şehzâde Mehmet Şâh, 1470'ten 1513'e kadar eyaleti yönettiler. Hanedan dışından ilk beylerbeyi ancak 1513'te atandı. Kanunî devrinde Veliahd Şehzâde 2. Selim de bu görevde bulundu.

17.yüzyılda eyalet 11 sancaklı ve 80.000 km2'ye yakın büyüklükteydi. Tanzimat döneminde eyalet için Karaman adı yerine "Konya" dendi. 1910'da 102.000 km2 büyüklüğündeki Konya eyaletinin nüfûsu 1.380.000'di. 11 ilçeli Konya Merkez, 7 ilçeli Niğde, 2 ilçeli Burdur, 5 ilçeli Teke (Antalya), 5 ilçeli Hamîd (Isparta) sancaklarına (İl) ayrılıyordu.

Şehrin nüfusu 1825. Türkiye'nin 11. ve dünyanın 69. şehriydi. Sonra nüfus geriledi; 1875'te 50.000 oldu. 1927'de 47.000 olarak sayılan nüfus, 1960'ta 123.000, 1975'te 247.000, 1980'de ise 329.000'i buldu. 22 Ekim 2000 tarihinde yapılan genel nüfus sayımında Konya’nın nüfusu merkez 1.387.507 ilçe ve köyler 993.214 toplam nufus 2.380.721 olmuştur. 22 Ekim 2000 tarihinde yapılan genel nüfus sayımında Konya’nın nüfusu Merkez 1.387.507, İlçe ve Köyler 993.214, Toplam nüfus 2.380.721. olmuştur.

Tarihi eserleri bakımından Türklük'ün sayılı şehirleri arasında yer alan Konya, Selçuklulara iki asırdan fazla başkentlik yapması sebebiyle, Türk mimarisinin gözde eserleri sayılan âbidelerle süslenmiştir. Bu yönden Selçuklu devrinde Konya, Bursa, Edirne ve İstanbul'dan önce "En Muhteşem Türk Şehri" mertebesine yükselmiştir. Konya'da Türk-İslâm döneminden önce yapılan eserlerin günümüze ulaşamadığı söylenir. Yapılan kazılar neticesinde Hitit, Roma ve Bizans kalıntıları bulunmakla beraber, Konya'da ayakta kalan âbidelerin hepsi "Türk Çağı"nda yapılmıştır. Bu eserlerin başında Konya'nın sembolü sayılan Mevlânâ Müzesi gelir. Mimar Bedrettin Tebrizî tarafından yapılan ve Kubbe-î Hadra (En Yeşil Kubbe) denilen 16 dilimli bu muhteşem âbide firuze çinilerle kaplıdır ve bugünkü görüntüsüne Cumhuriyet döneminde kavuşturulmuştur.

Alaeddin Camisi, Sahip Ata Külliyesi, Karatay Medresesi, İnce Minareli Medrese, Sırçalı Medrese Selçuklu dönemi eserlerindendir. Selçuklu ve Beylikler dönemine ait pek çok cami, hamam, çeşme, köprü, tekke, kervansaray, hastane, su yolu ve diğer altyapı kuruluşlarına sahip bulunan Konya'da Osmanlı dönemine ait eserlerin en tanınmışı ise Sultan Selim ve Aziziye Camii'leridir.

Konya 12. Yüzyılın ilk yarısında Sultan Alaeddin Keykûbat (1219,1236) devri ve sonrasında, Dünyanın ilim ve san'at merkezi özelliğini kazanmıştır. Türk-İslam Dünyası'nın her tarafından gelen bilim ve san'at adamları Konya'da toplanmışlardır.

Bahaeddin Veled, Muhyiddin Arabî, ve Mevlânâ Celaleddin Rûmî, Sadreddin Konevî, Şemsî Tebrizî, Kadı Burhaneddin, Kadı Siraceddin, Urmemi gibi bilgin, mutasavvıf ve filozoflar kıymetli eserlerini Konya'da hazırlayarak, dünyaya ışık tutmuşlardır. "Konya'nın Altın Çağı" denilebilcek bu özelliği, 12. yüzyıl ortalarına kadar devam etmiştir.

Bu şahsiyetlerin ve Anadolu'nun yeni sahiplerinin engin hoşgörüleri, bilim, san'at ve teknik alanlardaki üstünlükleri, köklü kültürel ve sosyal yapıları, Anadolu'nun "Ana Yurdumuz" olmasında büyük etken olmuştur. Böylece ne Bizans saldırıları, ne Moğol istilâsı, ne Haçlı orduları, ne İtalyan, ne Yunan işgalleri, Türk'ün Anadolu'daki egemenliğini yok edememiştir.

Konya ve millî kültürümüzün manevi mimarları, Mevlânâ Celâleddin Rûmî; yaşama sevinci, dünya görüşü ve hayat felsefesi ile dünyaya ışık tutarken; Nasreddin Hocamız, Türk Mileti'nin hazır cevaplılığını nükteleriyle dile getirmiş; Yunus Emre ise insan ve insanlık sevgisiyle adeta Ortaçağ karanlığındaki Avrupa'ya "medeniyet dersleri" vermiştir.

Modros Ateşkes Anlaşması'ndan sonra İtalyanlar, Antalya ve çevresinden başka Konya'yı da işgal ettiler. Ekonomik çıkar sağlamak ve sömürge olarak kullanmak amacında olan İtalyan askerleriyle silahlı mücadele yapılmamıştır. Akşehir'e kadar gelerek devriye görevi üstlenen İtalyan askerleri Konya kent merkezinde kayda değer bir faaliyette bulunmamışlardır. Batı Cephesi'nde Yunanlılar'a karşı İnönü Savaşlarını kazandığımız günlerde İtilaf Devletleriyle anlaşmazlığa düşen İtalya, işgalden vazgeçerek 12 Mart 1920'de Türkiye'den ayrılmaya başlamıştır. 20 Mart 1920'de Konya, işgalden tamamıyla kurtulmuştur.



Anadolu Selçukluları Devrinde Konya

Konya'nın 1071 Malazgirt savaşından sonra Selçuklu Türklerinin eline geçmesiyle (1076-1080) kurulan Anadolu Selçukluları Devletinin Başkentliği (1096-1277) döneminde Kültür ve Sanatta altın çağını yaşar. Devrin ünlü Bilginleri, Filozofları, Şairleri, Mutasavvıfları, Hoca, Musikişinas ve diğer sanatkarlarını bağrında toplamıştır. Bahaeddin Veled, Mevlâna Celaleddin başta olmak üzere Kadı Burhaneddin, Kadı Sıraceddin, Sadreddin Konevi, Şahabeddin Sühreverdi gibi bilginler, Muhyiddin Arabî gibi mutasavvıflar Konya’da yerleşmişler, verdikleri eserlerle şehri bir kültür merkezi haline getirmişlerdir.Bilhassa Hz. Mevlâna fikir ve felsefesi ile insanlığı aydınlatmış Mesnevi, Divan-ı Kebir gibi eserleri ile de bu etki halen devam etmektedir.

Yine Nasreddin Hoca da güldüren ve düşündüren fıkraları ile Konya’nın kültür ve sosyal hayatının gelişmesinde asırlardır devam eden bir bilge kişidir.

Selçuklular dönemi Konyası’nda Kütüphaneler açılmış, bu dönemde Tarih, Edebiyat, Felsefe, Sanat, Tıp, Kozmoğrafya, Hukuk ve Din alanında büyük tarihi ve kültürel atılımlar yapılmış, buna bağlı olarak Medreseler, Camiiler, Kütüphaneler, türbeler, çeşmeler, kaleler, hanlar, hamamlar, çarşı ve bedestenler, köprüler, saraylar yapılmıştır.

Karamanoğulları Devrinde Konya

Konya da Karamanoğulları (1277) devrinde de bilim ve kültür alanındaki gelişmeler devam etmiş, Ulu Arif Çelebi ve oğulları Adil ve Alim Çelebiler ile Ahmet Eflâkî ve Sarı Yakup gibi bilgin ve Mutasavvıflar yetişmiştir.

Karamanoğulları Devri Tarihî ve Kültürel Eserler;

Ali Gav Zaviye ve Türbesi, Kadı Mürsel Zaviye ve Türbesi, Ebu İshak Kazeruni Zaviyesi, Hasbey Dar-ül Huffazı, Meram Hasbey Mescidi, Şeyh Osman Rûmi Türbesi, Ali Efendi Muallimhanesi, Nasuh Bey Dar-ül Huffaz, Turgutoğulları Türbesi, Kalenderhane Türbesi, Tursunoğlu Camii ve Türbesi, Burhaneddin Fakih Türbesi, Siyavuş Veli Türbesi,

Osmanlılar Devrinde Konya

Konya, 1467 yılında Osmanlı sınırlarındadır. Doğu seferlerine çıkan Osmanlı Sultanlarından Yavuz Sultan Selim, Kanunî Sultan Süleyman ve II.Murat'ın uğrak yeridir. İlim, kültür ve sanat hareketleri kesintisiz devam eder. Ünlü şairler, bilginler, tarihci ve filozofların toplandığı merkez halindedir. Bu dönemde de mimarî yönden; Camiiler, Çeşmeler, Medreseler v.s eserler meydana getirilir.

Osmanlı Devri Tarihî ve Kültürel Eserleri

Selimiye Camii, Yusufağa Kitaplığı, Piri Mehmet Paşa Camii, Şerafettin Camii, Kapu Camii, Hacı Fettah Camii, Nakiboğlu ve Aziziye Camiileri, Şeyh Halili Türbesi ile Mevlâna Külliyesi dönemin mimarî eserlerinden bazılarıdır.

Osmanlının son döneminde Tanzimat hareketiyle Konya'da da yenileşmeler başlamış Medreselerin yanında İlkokullar (İptidai), Öğretmen Okulu (Darülmualimin) ve Ortaokul (Rüştiye) açılmıştır. İlk Lise (idadi) 1889 yılında, yine aynı yıllarda Konya Sanat Okulu da Vali Ferit Paşa tarafından hizmete açılmıştır. 1900 yılında Konya'daki medrese sayısı ilçeler dahil 530'a ulaşmıştır.

Cumhuriyet Devrinde Konya


29 Ekim 1923 yılında Cumhuriyetin ilanı ile eskilere ilave yeni okullar açılarak, yeni gazete ve dergiler yayınlanmaya başlanır. Yurt genelinde olduğu gibi Konya'da da İlk, orta, Lise ve Yüksek Öğretim devlet yönetimine geçer, okul yapma ve okuma seferberliğine başlanılarak öğretmen yetiştiren okullar ile teknik ve sanat okulları, yüksek okullar memleketin ihtiyacına göre yenilenerek çoğaltılmıştır.

Kültür Bakanlığının kurulması ile kütüphaneler ve müzeler, Kültür ve Tabiat Varlıklarımızın korunması 2863 ve değişik 3386 Sayılı " Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurumu " çerçevesinde Kültür Bakanlığının denetimine verilmiştir. Tüm illerde Bakanlığı temsil edecek İl Kültür Müdürlükleri teşkilatlandırılarak Cumhuriyet dönemi kültür ve sanat hareketleri sistematik hale getirilmiştir.



GEZİLECEK YERLER

ANITLAR

Eflatunpınar

Eflatunpınar , Hititler döneminde kurulmuş kutsal Hitit Anıtıdır. Beyşehir'e 22 km. mesafededir. Anıt, göğü taşıyan ve yerle gök arasında ilişki kuran Tanrıları tasvir etmektedir.

Fasıllar Anıtı

Dünyanın en büyük kaya anıtlarından biridir. Fasıllar Anıtı, tanrıyı bir dağ tapınağında iki arslan arasında gösterir.

Eflatunpınar Hitit Anıtı

Konya- Beyşehir ilçesindedir. Anıt bir su kaynağının kenarında dikdörtgen taşlar üzerinde kabarmalardan oluşmaktadır. Niteliğini koruyan kabartmalar ön kısımda 14 adet taş bloklar üzerine oyulmuştur.

İvriz Kabartması

Halkapınar ilçesinde İvriz köyündedir. Hititler tarafından yapılmış bir kabartmadır.

ANTİK KENTLER

Saint Paul Kilisesi


Çatalhöyük

Konya'ya 60 km uzaklıktadır. Arkeolojik kazılar devam etmektedir. En erken yerleşim katı M.Ö.5500 yıllarına tarihlenmektedir. İnsanlık tarihinde ilk yerleşme, ilk ev mimarisi, ilk kutsal yapı Çatalhöyük'te olmuştur. Yapılarda kullanılan malzeme kerpiç, ağaç ve kamıştır. Bulunan bazı eserler Konya Arkeoloji Müzesine teslim edilerek bir kısmı teşhir edilmektedir.

Kilistra Antik Kenti

Konya'nın güney batısında 55 km. mesafededir. Kral yolu üzerinde bulunan ve İsa'nın havarilerinden Saint Paul'ün ilk vaaz verdiği yerlerdendir. Arkeolojik kazıları devam eden bölgede Hac Plank Şapel, Sümbül Kilise, Çiftli Sırahane, Büyük Su sarnıcı gibi yerler ortaya çıkarılmıştır.

Sille Aya-Elana Kilisesi

Sille şehir merkezine 8 km. mesafede bir yerleşim yeridir. M.S. 327 senesinde Bizans İmparatoru Constantin'in Annesi Helena, Hac için Kudüs'e giderken Konya'ya uğramış ve ilk Hıristiyanlık çağlarına ait oyma mabetleri görmüş, burada bir mabet yaptırmaya karar vermiştir. Kilisenin vaaz kürsüsü ve duvarlardaki renkli figürler birer sanat şaheseridir.

CAMİLER

Aziziye Camisi (Karatay)


Konya’da Çarşı içerisinde bulunan Aziziye Camisi’nin olduğu yer, Bezirgânlar Hanı arsası idi. Burada Sultan IV.Mehmet’in kızlarından Hatice Sultan’ın eşi Musahib Mustafa Paşa tarafından XVII.yüzyılın ikinci yarısında yaptırılmış ve altında dükkanları bulunan yüksek cami bulunuyordu. Bu cami 1867-1868 yıllarında yanmış ve Sultan Abdülaziz ile annesi Pertevniyal Valide Sultan’ın maddi katkıları ile Aziziye Camisi’nin yapımına 1872 yılında başlanmış,1874 yılında da tamamlanmıştır.

Aziziye Camisi klasik Osmanlı mimarisi ile Barok mimari üslubunun karışımı ile yapılmış bir camidir. Aziziye Camisi XIX.yüzyıl Türk mimarisine egemen olan bir üsluptadır. Bununla beraber Osmanlı mimarisi içerisinde belirli bir üsluba dahil edilemediği gibi, değişik yeniliklerin denendiği bir yapıdır.

Kesme taştan yüksek bir kaide üzerinde olan camiye merdivenle çıkılmaktadır. Caminin geleneksel avlusu bulunmamaktadır. Bu nedenle şadırvanları minare kürsülerine bitişik olarak yapılmıştır. Son cemaat yeri altı sütunlu ve üç kubbelidir. İbadet mekânı kare planlı olup, üzerini merkezi bir kubbe örtmüştür. Kubbe kasnağının çevresinde sivri külahlı ağırlık kuleleri ile dört köşeli alışılagelenden farklı biçimde dört büyük ağırlık kulesi daha bulunmaktadır. Bu ağırlık kuleleri caminin dış görünümüne farklı bir biçim vermektedir. Caminin iki yan duvarında beşer giriş bulunmaktadır. Bu duruma Osmanlı mimarisinde pek karşılaşılmamaktadır.

İbadet mekânı her cephedeki yuvarlak kemerli büyük pencereler ile aydınlatılmıştır. Mihrap ve minber Konya yöresinde Göktaşı olarak isimlendirilen mavimtırak mermerden yapılmıştır. Özellikle mihrap kapıları üzerinde de iyi bir hattat elinden çıkmış yazılar bulunmaktadır.

Caminin çifte minaresi taş bir kaide üzerinde yivli gövdelidir. Şerefeleri Türk minarelerine göre oldukça değişik biçimde olup, şerefe üzerinde kemerlerle birbirine bağlanan sütunlu bir balkon konumundadır.

Alaeddin Camii


Anadolu Selçuklu Devri Konya'nın en büyük ve en eski camiisidir.Şehir merkezinde yüksekçe bir hüyük olan Alaeddin Tepesi üzerine inşa edilmiştir.Selçuklu Sultanı Rükneddin Mesud I'in son zamanlarında başlanılmış,Kılıçaslan I I (1156-1192) devrinde inşatına devam edilmiş,Sultan Alaeddin Keykubad I tarafından 1221 yılında tamamnalarak hizmete açılmıitır.

Camii İslam mimarisi yapı tarzında inşa edilmiştir.Üzeri ağaç ve toprakla örtülmüştür.İçerisi Sütunlar ormanını andırmaktadır.Bizans ve klasik devirlere ait 41 taş mermer sütundan ibarettir.Camii'nin en ilginç taraflarından birisi de minberidir.

Minber abanoz ağacından birbirine geçmiş olup,Anadolu Selçuklu ahşap işlemeciğinin en güzel örnekleridir.1155 yılında Ahlat'lı Mengum Berti tarafından yapılmış bir şaheserdir.Çinilerle süslü mihrabın önünde çini süslü kubbesi ile örtülmüş bir saha mevcuttur.Mihrab ve kubbelerin çinileri kısmen sökülmüştür.

İplikçi Camii

Alaeddin Caddesi üzerindedir.Şemseddin Altınoba tarafından 1201 yılından sonra yaptırılmış,Somuncu Ebubekir tarafından genişletilmiş,yenilenmiştir.(1332) Cami İplikçiler Çarşısında bulunduğu için İplikçi Camii ismini almıştır.

1951-1960 yılları arasında Klasik Eserler Müzesi olarak kullanılan camii 1960 yılında tekrar ibadete açılmıştır.

Sahip Ata Camii ve Külliyesi

Anadolu Selçuklu Devleti Vezirlerinden Sahip Ata tarafından 1258-1283 yılları arasında inşa edilmiş olan mescid türbe hanigâh ve hamamdan ibarettir.Mimarı Abdullah Bin Kellük'tür.

Sadrettin Konevi Camii ve Türbesi

Konya'nın Şeyh Sadrettin mahallesindedir.1274 yılında yapılmıştır.Giriş kapısındaki kitabede adı geçen Sadrettin Konevi aslen Malatyalı olup,Konya'ya yerleşmiş,zamanın tanınmış bilginlerindendir.Muhiddin İbni Arabi'den tahsil ve terbiye görmüş,Konya'daki hanikâhında hadis ilimleri okutulmuştur.Mevlâna'ya derin bir sevgi ile bağlanmıştır.

Türbe,Camiinin doğusundaki avluadır.Açık türbeler tipinin ayakta kalan tek örneğidir.Türbenin şekli Selçuklu kümbetlerine benzer.Gövde açık,kaidesi mermer işlme olan türbenin üzerinde,köşeli bir tambura oturan,kafes şeklinde ahşap bir külah vardır.

Selimiye Camii


Mevlâna Dergâhının batısında inşaatına Sultan Selim II'nin şeyhzadeliği zamanında başlanmış (1558-1567) arasında tamamlanmıştır.Camii Osmanlı klasik mimarisinin Konya'daki en güzel eserlerindendir.Kuzeyinde altı sütuna istinat ettirilmiş yedi kubbeli son cemaat yeri ve mermer süverli geçme basık kemerli cümle kapısı mevcuttur.Ahşap kapı kanatlarından sağdakine "Mescitte Mümin,suda balık gibidir",ibareleri mevcuttur.Son cemaat yerinin sağ ve solunda tek şerefeli iki minaresi vardır.

Şerafettin Camii

Hükümet konağının güney cephesindedir.Camii ilk defa XII.yüzyılda Şeyh Şerafettin tarafından yaptırılmış,1336 yılında tamamen yıktırılarak Çavuşoğlu Mehmet Bey tarafından inşa ettirilmiştir.Camii gövdesi kesem taşlardan büyük bir kubbe ile örtülmüştür.Kubbeyi 10 fil ayağı tutmakta,güneyinde bir yarım kubbe ile desteklenmektedir.Mihrabın bulunduğu kısmı dışarıya taşmaktadır.Yarım bir kubbe ile örtülmüştür.Güney kısmı hariç diğer yönlrdeki iknci kat mahfellri bulunmaktadır. Camii iç yazıve nakışlarla dekorize edilmiş olup,mermer işlemeli mimber ve mihrabı takdire değer bir sanat eseridir.Sonradan ilave edilmiş tek şerefeli bir de minaresi vardır.Osmanlı camii mimarisinin en mümeyyiz vasıflarından birisi olan cemaat yerine yer verilmiş olup,altı mermer sütun üzerine oturmuş yedi küçük kubbeyle örtülmüştür.

Kapu Camii


Konya'da merkezde sarraflar (çıkrıkçılar) caddesi üzerindedir.Asıl adı İhyaiyye olup eski Konya Kalesinin kapılarından birinin çevresinde yer aldığında Kapı Camii adıyla anılır.

Camiilk defa 1658 yılında Mevlevi Dergahı Postnişinlerinden Pir Hüseyin Çelebi tarafından yaptırılmıştır.Bir süre sonra yıkılan bu camii 1811 yılında Konya Müftüsü Esenlilerzade Seyyit Abdurrahman yenilemiş,1867 yılında bir yangın camiyle birlikte bu civarda vakıf dükkanları da yok etmiş.Bu olaydan bir yıl sonra camii üçüncü defa yeniden yapılmıştır.Bu yeni inşaasına dair 1285 H.(1868 M) tarihli kitabesi taç kapısı üzerinde yer almaktadır.

Kapı Camii Konya'da yer alan Osmanlı dönemi camilerinin en büyüğüdür.Kuzeyinde on mermer sütuna istinat eden yüksek bir son cemaat mahalli ve basık kemerli bir cümle kapısı vardır.Ayrıca doğu ve batı yönlerinde de birer kapısı bulunmaktadır.

Kesme taşlardan inşa edilen camiinin üzeri dıştan çatı,içten büyüklü küçüklü 8 kubbe ile örtülüdür.Taş Mihrabı ve ahşap minberi sadedir.

KAPLICALAR

Ilgın Termal Turizm Merkezi

Yeri: Ilgın kentinin doğusunda ve belediye sınırları içinde yer alır.

Ulaşım: Konya şehir merkezine 88 km. uzaklıktadır. Ilgın-Akşehir yolunun 2. kilometresinde bulunmaktadır.

Suyun Isısı: 42°C

PH Değeri: 7.0

Özellikleri: Hipertermal, hipotonik ve radyoaktif bir maden suyudur. Bikarbonat, kalsiyum, sodyum, karbondioksit.

Yararlanma Şekilleri: İçme, banyo, inhalasyon kürleri.

Tedavi Ettiği Hastalıklar: Kombine uygulamalar romatizmal sendromlar, karaciğer, safra yolları, metabolizma hastalıklarında etkilidir.

Konaklama Tesisleri: Konya Ilgın Kaplıca Tesisleri ( 570 Yataklı) Ilgın- Konya

KORUNAN ALANLAR



BEYŞEHİR GÖLÜ MİLLİ PARKI

KONYA TABİAT ALANLARI

Konya-Fosil Ardıç

Yeri: Konya

Özelliği: 500 yaşında, 4.5 m çevre genişliğine sahip ardıç ağacı.

Konya-Meke Gölü



Yeri: Konya

Özelliği: Maar adı verilen bir volkanik patlamayla meydana gelen çukurda oluşan göl.

Konya-Titrek Kavak

Yeri: Konya, Beyşehir

Özelliği: 100 yaşında, 25 m. boyunda 2.5 m. çap ve 8 m. çevre genişliğinde kavak ağacı

KOCAKORU TABİAT PARKI

Yeri: Konya ili,Seydişehir ilçesi, Taraşçı Belediyesi sınırları içerisindedir.

Ulaşım: Konya ili, Seydişehir ilçesi, Taraşçı belediyesi hudutları dahilinde yeralan saha, Taraşçı Belediyesinin batısında bulunmaktadır.

Özelliği: Taraşçı ve civarı genel olarak bozkır ormanı dediğimiz, Torosların kuzeye bakan eteklerinde bulunan ve iklimsel faktörlere göre iç kısımlara kadar uzanan bir vejetasyon yapısına sahiptir. Anadolu karaçamı(Pinus nigra ssp.pallasiana) ve Toros Göknarı (Abies cilicica ssp. isaurica) ile birlikte bazı meşe ve ardıç türleri buradaki ekosistemin en belirleyici türleridir. Bulunduğu bölgenin iklim koşulları (düşük nem oranı ve yağış miktarı) göz önünde bulundurulduğuda bozkır ormanlarının hassas bir yapıya sahip olduğu söylenebilir. Taraşçı ve civarındaki ormanların büyük kısmı gerek işletim gerekse yerel nüfusun kullanım baskısı yüzünden ekolojik karakterini ve çeşitliliğini kaybetmiş durumdadır. Bölgede, tüm bu etkilerden belli oranda uzak kalabilmiş ve doğal orman parçası özelliği taşıyan tek saha burasıdır. Bölge floristik açıdan oldukça zengin bir yapıya sahiptir. Odunsu tür zenginliği ise özellikle üzerinde durulacak niteliktedir.

Ayrıca bu bölge önemli bir doğa adası konumundadır. Bu sahanın korunması ile sadece küçük bir bölgenin korunması değil, aynı zamanda bu özelliğe sahip başka ekosistemlerinde korunmuş olması sağlanacaktır.

Sahada günübirlik kullanıma uygun olan ve halen düzensiz bir şekilde kullanılan Küçük Oluk, Gudal ve Hacıhasan Oluğu olarak adlandırılan üç adet açıklık mevcuttur. Taraşçı Belediyesi civarındaki ormanların büyük bir kısmı gerek işletim gerekse yerel nüfusun kullanım baskısı yüzünden ekolojik karakterini ve çeşitliliğini kaybetmiş durumdadır. Bölgede tüm bu etkinliklerden belli oranda uzak kalabilmiş, doğal orman parçası özelliği taşıyan tek saha burasıdır.

Civardaki bozulmuş doğal yapının zaman içerisinde kendini toparlaması ve rehabilite olması açısından, kaynak olarak kullanılabilecek eş özellikteki alanların bulunması oldukça önem arz etmekte ve doğal yapısı bozulmamış adacıkların bu yapı içerisinde korunuyor olması çalışmalarında oldukça önemli bir kriter olmaktadır. 329-5 hektarlık kesim 1998 yılında Tabiat Parkı olarak ayrılmıştır.

AKGÖL TABİATI KORUMA ALANI

Konya ili,Seydişehir ilçesi, Taraşçı Belediyesi sınırları içerisindedir.

Konumu: İç Anadolu Bölgesi'nde, Konya ili, Ereğli ilçesi sınırları içerisinde yer almaktadır.

Özellikleri: Akgöl ve çevresi ihtiva ettiği su kuşu türlerinin çeşit ve miktar itibariyle zenginliği ve içlerinde nesli tehlikeye düşmüş veya düşebilir türlerin mevcutiyeti ile ulusal ve uluslararası düzeyde öneme sahip nadir bir ekosistem göstermektedir. Saha; 6787 Ha. büyüklüğündedir.

Akgöl ve çevresi alüvyal bir sahadır. Aktüel Akgöl, çevresindeki alüvyal ovadan bir kaç metrelik seki eşikleri ile ayrılır. Akgöl, bugün geniş açık aynalardan sazlık kamışlık alanlardan, irili ufaklı çok sayıdaki kum ve çamur adalarından oluşmaktadır.

Ormitolojik açıdan son derece zengin olan Ereğli Sazlıklarından şimdiye kadar 200'den fazla kuş türü gözlenmektedir. Gölgede bulunan ve kuluçkaya yatan başlıca kuş türleri; Flamingo tepeli batağan, kızıl boyunlu batağan, kara boyunlu batağan, karabatak, küçük karabatak, tepeli kutan, küçük balaban, gece balıkçılı, alaca balıkçıl, küçük ak balıkçıl, büyük ak balıkçıl, erguvan balıkçıl, çeltikçi, kaşıkçı, kuğu, kaz, angut, suna, yaz ördeği, macar ördeği, mısır akbabası, yılan kartalı, saz delicesi, turna, dikkuyruk, uzunbacak, kılıçgaga, kocagöz, batak kırlangıcı, mahmuzlu kırlangıç, ince gagalı martı, büyük cılıbıt, gülen sumru, küçük sumru, büyük sumru, kara sumrudur.

Akkutan, öküz balıkçılı, puhu kuşu ve uludoğan ise kuluçkaya yatmamakta, yılın belli bir döneminde sahada konaklamaktadır. Göç sırasında ve kışın gölgede gözlenen türlerden; küçük batağan,tepeli batağan, büyük akbalıkçıl, sakarca kazı, boz kaz, angıt, çamurcun, kılördek, boz dalağan, dikkuyruk, sakarmeke ve turna sahada yoğun olarak bulunmaktadır.

KUŞ GÖZLEM YERLERİ

Akşehir ve Eber Gölü

Konya ve Afyon illeri içerisindedir. Akarçay kapalı havzasında yer alan birbirine bağlı iki göldür. Alan küçük karabatak ve tepeli pelikan için önemli bir üreme alanıdır. Akşehir Gölü'ndeki saz adalarında balıkçıllar karışık koloniler halinde ürerler, bunların arasında alaca balıkçıl, erguvani balıkçıl, çeltikçi ve kaşıkçı da bulunur. Pasbaş patka ve Gülen sumru sazlıkların arasındaki kum odacıklarında, büyük cılıbıt ise göl çevresinde kuluçkaya yatar. Kışın çok sayıda sakarcaya rastlanır. Alan ak pelikan ve çeltikçi için göç sırasında konaklama bölgesi olarak da önemli kuş alanı statüsü kazanır. Üreyen diğer türler arasında küçük ak balıkçıl ve gece balıkçılı vardır.

Çavuşçu Gölü

Battal ve Çebişçi dereleri tarafından beslenen bir tatlı su gölüdür. Alan, üreyen bıyıklı sumru popülasyonu ve Macar ördeğinin de dahil olduğu büyük sayılarda kışlayan su kuşu ile ÖKA statüsü kazanır. Diğer üreyen kuşlara sumru örnek verilebilir.

Uyuz Gölü

Çöl Gölü'nün güneyinde yer altı suyu ile beslenen ve en derin yeri 1.5 m. olan kıyıları sazlıklarla kaplı küçük bir tatlı su gölüdür. Alan burada üreyen dik kuyruk popülasyonuyla ÖKA statüsü kazanır. Alanda üreyen diğer kuşlar arasında kara boyunlu batağan, yeşilbaş, pasbaş, patka ve sakarmeke sayılabilir. Bataklık su tavuğunun da ürediği tahmin edilmektedir.

Samsam Gölü

Yer altı suyu, birkaç küçük dere ve yağışlarla beslenen küçük sığ bir tatlı su gölüdür. Suyu güneyindeki bir kanal yoluyla Kozanlı Gök gölle oradan da güneydoğu yönüne akarak Tuz Gölü'ne ulaşır. Alan göç sırasında büyük sayılarda bulunan kılıçgaga ile önemli kuş alanı statüsü kazanır. Alanını orta anadolu tuz göllerinin tipik kuş türleri olan ince gagalı martı, Akdeniz martısı Gülen sumru gibi türler için önemli bir üreme yeri olduğu düşünülmektedir. Bugün gölde kış aylarında, binlerce su kuşu ve yüzlerce turna görülebilir.

Kozanlı Gökgöl

Kulu ilçe merkezinin 20 km. batısındaki Kozanlı Kasabası ile bu göl arasında yer alan yüzlerce hektarlık çayır ve bataklıktan oluşur.Alanda önemli sayıda dik kuyruk ve küçük kerkenez ürer. Üreyen oliper türler arasında kara boyunlu batağan, alaca balıkçıl, çamurcun, elmabaş batka, sakarmeke, bıyıklı sumru sayılabilir. Tuz Gölünde ki koloriden gelen sayısı bazen 2000 ‘e ulaşan flamingo düzenli olarak bataklıkta beslenir.

Kulu Gölü

Kulu Gölü, Tuz Gölü'nün kuzey batısında Kulu ilçe merkezinin 5 km. doğusunda yer alan sığ bir göldür. Alan önemli sayıda üreyen yaz ördeği, Macar ördeği, pasbaş patka, dikkuyruk, kılıçgaga, büyük cılıbıt, Akdeniz martısı ve gülen sumru barındırır. Üreme dönemleri öncesi ve sonrası, büyük sayılarda karaboyunlu batağan , angıt, dikkuyruk, uzunbacak, kılıçgaga ve, akça cılıbıt bulunur. Kışın göl genellikle donar, ama bazen önemli sayılarda sakarca görülebilir. Diğer üreyen türler arasında kara boyunlu batağan, bataklık kırlangıçı, uzunbacak, ince gagalı martı ve karabaş martı sayılabilir.

Ereğli Sazlığı

Alanı Konya ve Karaman il sınırları içerisindedir. Ereğli ilçe merkezinin 30 km. batısında, Ereğli Kapalı Havzası'nın ortasında yer alan, kuzeyde karacadağ, güneyde ise Toroslar’ın Bolkar Dağları ile sınırlanan, sığ bataklık, sazlık, tatlı su gölleri ve tuzcul stepten oluşan bir alandır. Ereğli sazlığında, küçük karabatak, ak pelikan , tepeli pelikan, alaca balıkçıl, erguvani balıkçıl, çeltikçi, kaşıkçı, flamingo, boz ördek, yaz ördeği, Macar ördeği, Pasbaş patka, dikkuyruk, küçük kerkenez, kılıçgaga, bataklık kırlangıcı, büyük cılıbıt, Mahmuzlu kızkuşu ve küçük sumru önemli sayılarda ürer. Ak pelikan göç boyunca büyük sayıda, dikkuyruk ise üreme dönemi öncesinde kalabalık gruplar halinde gözlenir. Bölgede kışlayan türlere, turna ve angıt örnek gösterilebilir. Diğer üreyen türler arasında küçük ak balıkçıl, gri balıkçıl, bozkaz, akça cılıbıt ve sumru bulunur.

Karapınar Ovası(Sultaniye Sazlığı)

Merkezinde maksimum 6000 ha. yüzölçümlü, sığ ve tuzlu bir göl bulunan geniş, kıraç bir ovadır. Alan üreyen büyük cılıbıt popülasyonu ve kışın önemli sayılarda bulunan sakarca ile angıt sayesinde ÖKA statüsü kazanır.

Beyşehir Gölü


Alan, Konya ve Isparta il sınırları içerisindedir. Konya’nın 75 km. batısında yer alır ve Türkiye’nin en büyük tatlı su gölüdür. En derin yeri 10 m‘dir. Alan, aralarında Macar ördeği, elmabaş patka ve sakarmekenin de bulunduğu büyük sayıda kışlayan su kuşu ile ÖKA statüsü kazanır.

Suğla Gölü

Bir zamanlar yüzölçümü 16.500 ha’a ulaşan suğla gölü, kış ve bahar aylarında yaklaşık 2500 ha.’lık bir alan kaplamaktadır. Çok yağışlı dönemlerde ise alanı 8000 ha’a kadar çıkabilmektedir. 1996 yılında yapılan sayımda 24.852 su kuşu tespit edilmesi gölün potansiyelini ortaya koymaktadır.

Tuz Gölü

Alan Konya, Aksaray, Ankara illeri içerisindedir. Türkiye’nin ikinci büyük ve en tuzlu gölüdür. Tuz Gölü'nün güneyindeki bir grup adacığın üzerinde ülkemizdeki en büyük flamingo kolonisi yaşar. 1992’de havadan yapılan bir sayımda, koloninin 14.000 çift flamingo barındırdığı belirlenmiştir. Küçük kerkenez, göl çevresindeki köylerde yaygın olarak üreyen bir türdür. Kılıçgaga ve büyük cılıbıt da kuluçkaya yatar. Kışın sakarca görülür.

Hotamış Sazlığı

Konya Ovası'nın güney ucunda, sönmüş Karadağ volkanının kuzeyinde yer alan geniş bir tatlı su bataklığıdır.

Alan üreyen küçük karabatak, küçük balaban, alaca balıkçıl , çeltikçi, yaz ördeği, Macar ördeği, dikkuyruk, bataklık kırlangıcı, büyük cılıbıt ve Mahmuzlu küçük kız kuşu popülasyonlarıyla ÖKA statüsü kazanır. Üreme sezonu dışında da önemli sayılarda pasbaş patka, dikkuyruk ve uzunbacak bulunur. Diğer üreyen kuşlar arasında bahri, küçük ak balıkçıl, gri balıkçıl elmabaş patka ve saz delicesi bulunur.

Bolluk Gölü

Tuz Gölü'nün batısında yer alan, suyu yoğun sodyum sülfat içeren tuzlu bir göldür. Alan göldeki adalarda kukuçkaya yatan kaşıkçı, kılıçgaga, Akdeniz martısı ve gülen sumru popülasyonlarıyla ÖKA statüsü kazanır. Az sayıda büyük cılıbıt göl çevresinde kuluçkaya yatar.

İnce gagalı martı ve karabaş martıda adalarda kuluçkaya yatar. Diğer üreyen kuşlar arasında suna, Mahmuzlu kızkuşu, uzunbacak ve kızılbacak sayılabilir. Flamingo gölde büyük gruplar halinde sıkça görülür.

Tersakan Gölü

Tuz Gölü'nün batısında yer alan pınarlar yüzey akımlarıyla beslenen tuzlu bir göldür.

Alan üreyen kılıçgaga popülasyonuyla ÖKA statüsü kazanır. Kışın sakarca başta olmak üzere önemli sayıda su kuşu bulunur.

MAĞARALAR

Pınarbaşı Mağarası (Beyşehir)


Konya Beyşehir ilçesinde, Beyşehir Gölü’nün güneyinde Kızılova’nın güneybatı yamacında, Pınarbaşı Köyü’nün de hemen yakınında bulunmaktadır.

Pınarbaşı Mağarası kireç taşlarının belirgin bir fay hatlarının gelişmesi sonucu meydana gelmiş yatay bir mağaradır. Mağara içerisinde büyük bir karstik kaynaktan çıkan göller bulunmaktadır. Mağara içerisinde damlataşlar bulunmaktadır.

Balatini Mağarası

Yeri : Konya, Beyşehir ilçesi

Mağara Beyşehir'e bağlı Çamlık Beldesi ile Derebucak ilçesi sınırlarında yer almaktadır. Konya-Beyşehir-Üzümlü-Manavgat yolunun 45 km.sinden ayrılan yolla Çamlık veya Derebucak üzerinden, bu iki yerleşim merkezini bağlayan stabilize karayolu ile ulaşılmaktadır. Çamlık'a 5 km., Derebucak'a 6 km. uzaklıkta bulunmakta olup Körükini ile Suluin Mağaralarının 3 km. kuzey batısındadır.

Özellikleri : Toplam uzunluğu 1830 m. olan mağaranın düden ve kaynak konumunda iki girişi vardır. Yola yakın olan ağız küçük bir uvalanın sularını çalar ve 2 km. güneyde derince yarılmış bir vadinin kenarından, Uzunsu deresi tarafındaki yamaçtan boşaltır.

Balatini mağarası üst üste bulunan iki farklı seviyeden oluşmuştur. Üst katı oluşturan fosil kolun zemini tamamen mağara kili ile kaplıdır ve gelen ziyaretçilerin yapıp bıraktığı heykelciklerle dolu Heykel odası ile sonlanmaktadır. Alt kat olan su taşıyan asıl galeri de ise suyun aza olduğu dönemlerde su içinden yürünerek ilerlenebilmektedir. Sadece biri 5 m.den daha derin olan üç adet dev cadıkazanı geçiş tekniği ya da bot kullanılarık geçilebilir. Travertenler, heykel odası ve dev cadı kazanları mağaranın görülmeye değer güzellikleridir.

Körükini Mağarası

Yeri : Konya, Beyşehir ilçesi

Beyşehir'e bağlı Çamlık Beldesinin 500 m. güneybatısında bulunan mağaraya stabilize yolla ulaşılmaktadır.

Özellikleri : Toplam uzunluğu 1250 m. olan Körükini Mağarasının içinden Uzunsu Deresi geçmektedir. Mağaradan çıkan su değirmen vadisine daha sonra da Değirmenini Mağarasına girmektedir. Tamamıyla aktif olan mağarada bot kullanımı hatta büyük kaya blokları arasından şelaleler yapan suyu geçmek ayrıca bir deneyim gerektirmektedir. Mağaraya giriş için yaz ve sonbahar ayları en uygun zamanlarıdır. Bahar ayları aşırı su, sifonlar, şelaleler nedeniyle tehlikeli olabilir.

Büyük Düden Mağarası

Yeri : Konya, Derebucak ilçesi

Mağara Konya-Beyşehir-Derebucak yolundan sonra, Derebucak'dan İbradi yönünde, 18. kilometresinde, Kembos Ovası batı kıyısında yer almaktadır.

Özellikleri : Genişliği 1 km. uzunluğu 15 km. olan Kembos Ovası, bahan aylarında eriyen kar suları ve özellikle Uzunsu Deresi ile gelip toplanan suları bir başka düden olan Feyzullah Düdeni ile birlikte drene etmektedir. Bu düdenlerden batan su Altınbeşik Düdensuyu Mağarasından geçerek Manavgat Çayına karışmaktadır. Mağaranın turistik bir önemi olmamakla birlikte, speleolojik açıdan önem taşımaktadır. 714 m. uzunluğundaki düden de çok sayıda göller, dev cadı kazanları ve sifonlar bulunmakta, mağarayı zorlu hale getirmektedir.

Tınaztepe Mağara Sistemi


Yeri : Konya, Seydişehir ilçesi

Tınaztepe Mağara Sistemi Seydişehir'in 35 km. güneybatısında Keçili Köyü mevkiindedir. Mağara Mortaş boksit yatağının 5 km. batısındadır. Seydişehir-Manavgat karayolu mağaranın hemen yakınından geçer.

Özellikleri : Kretase kireçtaşları içinde gelişen mağara sistemi, üst üste bulunan üç seviyeden meydana gelmiştir. En üstteki 100 metre uzunluğundaki kat tamamen fosilleşmiştir. 1015 metre toplam uzunluğu olan orta seviye ise yarı aktiftir. Yağışlı dönemlerde içinden bol su akan bu kat'ın, sonu sifonla biter. Alttaki seviye ise büyük bir fay üzerinde gelişmiş aktif bir koldur ve düden mağara özelliğindedir.Yağışlı dönemlerde geniş bir alanın yüzey suları buraya girer. Bu sular daha güneydoğuda bulunan Susuz Güvercinlik Mağarası'ndan geçerek Suğla Gölü kenarındaki kaynaklar dan çıkarlar. Bu aktif kolun günümüze kadar araştırılan bölümünün uzunluğu 527 m.dir. Ancak tam uzunluğu henüz tespit edilememiştir. İçinde bulunan derin fakat dar göller ve sifonlar araştırmaları zorlaştırmaktadır.

MESİRE YERLERİ

Meke Krater Gölü

Karapınar ilçesine 8 km mesafede çift volkan patlaması ile oluşmuş bir krater gölüdür. Bu özelliği zeminde olmasından dolayı jeolojik açıdan oldukça ilgi çekicidir. Ayrıca bölgede Acıgöl, Çırak Göl ve Meyil Gölü adında bir çok krater bulunmaktadır.

Yerköprü Şelalesi


Hadim İlçesindedir. Şelale olmasının yanında bazı cilt hastalıklarına iyi geldiği bilinmektedir.

MÜZELER

MEVLANA MÜZESİ

KARATAY MÜZESİ

SIRÇALI MEDRESESİ

AKŞEHİR MÜZESİ

ARKEOLOJİ MÜZESİ

ETNOGRAFYA MÜZESİ

İNCEMİNARE MÜZESİ

KOYUNOĞLU MÜZESİ

ATATÜRK MÜZESİ

EREĞLİ MÜZESİ

MEVLANA MÜZESİ









Bu gün müze olarak kullanılmakta olan Mevlana Dergahının yeri, Selçuklu Sarayının gül bahçesi iken bahçe, Sultan Alaadin Keykubat tarafından Mevlana'nın babası Sultanü'l Ulema Bahaeddin Veled'e hediye edilmiştir. Sultanü'l Ulema 12 ocak 1231 yılında vefat edince türbedeki bugünkü yerine defnedilmiştir. Bu defin gül bahçesinde yapılan ilk defindir. Sultan'ül Ulema'nın ölümünden sonra kendisini sevenler Mevlana'ya müracaat ederek babasının mezarının üzerine bir türbe yaptırmak istediklerini söylemişlerse de Mevlana "Gök Kubbe'den daha iyi türbe mi olur? Diyerek bu isteği reddetmiştir. Ancak kendisi 17 Aralık 1273 yılında vefat edince Mevlânâ'nın oğlu Sultan Veled mevlana'nın mezarının üstünde türbe yaptırmak isteyenlerin isteklerini kabul etmiştir. "Kubbe-i Hadra" Yeşil Türbe denilen türbe dört fil ayağı (Kalın sutun) üzerine 130.000 Selçuki Dirhemine mimar Tebrizli Bedreddin'e yaptırılmıştır. Bu tarihtensonra inşaat faaliyetleri hiç bitmemiş, 19.y.y. ın sonuna kadar devametmiştir. Mevlevi Dergahı ve türbe 1926 yılında "Konya Asar-ı Atıka Müzesi" adı altında müze olarak hizme başlamıştır 1954 yılında ise müzenin teşhir tanzimi yeniden elden geçilmiş ve müzeni adı "Mevlana Müzesi olarak değiştirilmiştir. Müze alanı bahçesi ile birlikte 65000 m2. İken, yeni istimlak edilerek Gül bahçesi olarak düzenlenen bölümlerle birlikte 18.000 m2. ye ulaşmıştır. Müzenin avlusuna "Dervişan Kapısı" ndan girilir. Avlunun Kuzey ve Batı yönü boyunca Derviş hücreleri yer almaktadır. Güney yönü, Matbah ve Hürrem Paşa Türbesinden sonra, Üçler Mezarlığına açılan Hamuşun (Susmuşlar) kapısı ile son bulur. Avlunun doğusunda ise Sinan Paşa, Fatma Hatun ve Hasan Paşa Türbeleri yanında Semâhâne ve Mescit bölümleri ile Mevlana ve aile fertlerinin mezarlarının da içerisinde bulunduğu ana bina yer alır. Avluya Yavuz Sultan Selim'in 1512 yılında yaptırdığı üzeri kapalı Şadırvan ile Şeb-i Aruz (Düğün Gecesi) havuzu ve avlunun kuzey yönünde yer alan selsebil adı verilen çeşme, ayrı bir renk katmaktadır.

KARATAY MÜZESİ



Karatay Medresesi, Sultan İzzeddin Keykavus II. Devrinde Emir Celaleddin Karatay tarafından, 649 Hicri (1251 Miladi) yılında yaptırılmıştır. Mimarı bilinmemektedir. Osmanlılar Devrinde de kullanılan Medrese XIX. Yüzyılın sonlarında terk edilmiştir. Anadolu Selçuklu devri çini işçiliğinde önemli yer bulunan Karatay Medresesi 1955 yılında "Çini Eserler Müzesi" olarak ziyarete açılmıştır. Karatay Müzesinde, Beyşehir Gölü kenarındaki Kubat-Âbad Sarayı kazı buluntuları arasında olan duvar çinileri, çini ve cam tabaklar ile Konya ve yöresinde bulunan Selçuklu ve Osmanlı Dönemlerine ait çini ve seramik tabaklar, kandiller ve alçı buluntuları sergilenmektedir.

SIRÇALI MEDRESE


Müzesi, Konya'daki Selçuklu Dvri eski eserlerinden Sırçalı Medrese'de 1960 yılında açılmıştır. Sırçalı Medrese, 1242 yılında Bedreddin Muslih tarafından yaptırılmış, çinilerle süslü açı (avlulu) medreselerden birisidir Konya şehrinde kamulaştırılan mezarlıklardan toplanan tarih ve sanat tarihi yönünden değerle mezar taşları selçukluluar Devri, Beylikler ve Osmanlılar Devri'ne göre tasnif edilerek teşhir edilmişlerdir. Ayrıca Mezar taşları, şekil, motif ve yazı karakterleri de gözönüne alınarak değerlendirilmiş ve kronolojik bir sıraya konulmuştur.

AKŞEHİR MÜZESİ


Akşehir Arkeolog Müzesi: Hitit, Frigg Lidya, Roma ve Bizans dönemi eserleri teşhir edilmektedir. Atatürk Müzesi: İstiklal Savaşı sırasında Garp Cephesi Komutanlığının karargahı olarak kullanılan tarihi bina, Atatürk Müzesi olarak o günkü özellikleri koruyarak bugünde hizmet vermektedir.

ARKEOLOJİ MÜZESİ


Konya Arkeolojik Müzesi, 1901 yılında Karma Orta Okulunda açılmıştır. Daha sonra 1927 yılında Mevlana Müzesine 1953 yılında İplikçi Camii'ne taşınmıştır. 1962 yılında ise bugünkü müze binası kurularak hizmete girdi. Müzede, Neolitik, Eski Tunç, Orta Tunç (Asur ticaret kolonileri), Demir (Frig, Urartu,), Klasik, Helenistlik, Roma ve Bizans çağlarına ait eserler sergilenmektedir. Neolitik eserler Çumra, Çatalhüyük, Erbaba ve Süberde kazılarında, Eski Tunç Eserler; Sızma ve Karahöyük kazılarında, Asur ticaret kolonileri çağı Karahöyük kazılarında ele geçen eserlerdir. Konya Alaaddin tepesi kazılarında bulunan Frig çaı kap parçaları ile Konya Karapınar Kıckışla höyükte bulunan çeşitli formlarda Frig çağı kapları ve Lidya kapıları da sergilenmektedir. Yine Kıcıkışla höyükten Klasik Çağ Alabastron, Aryballos, Lekythos ve Kylixler bulunmaktadır. Arkeoloji Müzesinin görülmeye değer eserleri Roma lahitleridir. Roma ve Bizans çağından sunak mezar stel ve Ostotekler müze iç teşhirinde ve bahçede sergilenmektedir. Sille Tatköy ve Çumra Alibeyhöyük'de müzemizce yapılan kabartma kazılarında M.S 6.y.y, ait kilise taban mozaikleri yerinden kaldırılarak müzemizde teşhir edilmektedir.

ETNOGRAFYA MÜZESİ


Bölge Müzesi tarzında eğitim amaçlı olarak inşaa edilen bina 1975 yılında Etnografya Müzesi olarak hizmete açılmıştır. Üç katlı binanın bodrum katında fotoğrafhane, arşiv ayniyat ve etütlük eser depoları, kaloriferhane ile halen çalışmaları devam etmekte olan ve 1999 yılı içerisinde açılması planlanan Halı Kilim seksiyonu bulunmaktadır. Bu bölümde Etnografya Müzesi depolarında bulunan başta Selçuklu Halı örnekleri olmak üzere, Dünyanın bilinen birkaç halı-kilim dokuma merkezinden birisi olarak kabul edilen Konya Bölgesi'ne ve Türkiye sınırları içersinde kalan meşhur halı-kilim dokuma merkezlerine ait halı ve kilimler sergilenecektir. Zemin katta teşhir salonu ve Dr. Mehmet ÖNDER Konferans Salonu; birinci katta bürolar, idari hizmet servisleri, kütüphane ve eser depoları bulunmaktadır.Teşhir salonunda satın alma, hediye ve başka müzelerden devir yolu ile müzeye kazandırılan daha çok Konya ve çevresine ait etnografik eserler sergilenmektedir.

İNCE MİNARE MEDRESE


Selçuklu Vzeiri sahip Ata Fahreddin Ali tarafından hadis ilmi okutulmak üzere (Hicri 663) 1254 yılında yaptırılmıştır. Mimarı Abdullah oğlu Kelük'tür Selçuklu taş işçiliği Şaheserlerinden olan taç kapısı üzerinde kabartmalı geometrik ve bitkisel bezemelerle birlikte Selçuklu sülüsüyle yazılmışı "Yasin ve Fetih" sureleri vardır.Binanın iç mekanları avlu, eyvan, dershane, ve öğrenci hücrelerinden oluşur.Minare kaidesi kesme taşla kaplı tuğla malzeme kullanılarak yapılmış ve ön cephede akant yaprağı ile bezelidir. Yarı piramit formlu üçgenle ve oniki köşeli, gövde köşeleri turkuaz mavi sırlır tuğladan yapılmış çift şerefelidir. 1901 'de yıldırım düşmesiyle birinci şerefeye kadar yıkılmıştır. 1956 yılında müze olarak açılmış olup Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı dönemine ait taş ve ahşap eserler teşhir edilmektedir.

ÖZEL KOYUNOĞLU MÜZE VE KÜTÜPHANESİ


Konya'nın köklü ailelerinden A.R. İzzet KOYUNOĞLU, Topraklık mahallesindeki evinde yıllarca toplamış olduğu tarihi eserlere özel bir müze ve kitaplık kurmuştur. Daha sonra kurmuş olduğu müze ve kitaplığı Konya Belediyesi'ne bağışlanmıştır. Konya Belediyesi'nce modern müzecilik anlayışının her türlü ihtiyacına cevap verecek şekilde yaptırılarak bugünkü durumuna getirilmiştir. Müzede arkeolojik eserler ile etnografik eserler sergilenmektedir. Müze bahçesinde bulunan İzzet Koyunoğlu'na ait ev restore edilerek tipik Konya evi örneği olarak ziyarete açılmıştır. Binada eski ve yeni sivil mimari arzı bir arada bulunmaktadır. Müze yazma, basma eserler bakımından çok zengindir.

ATATÜRK MÜZESİ


Atatürk caddesinde yer alan yapı 1912 yılında yapılmıştır. Bina XX. Yüzyıl ulusal mimari örneklerinden olup 1928 yılında Konyalılar tarafından Atatürk'e bağışlanmıştır. 1954 yılında Müze olarak açılmıştır. Müzenin teşhirinde Atatürk'ün kullandığı elbise ve eşyaları ile Konya'nın kurtuluş savaşındaki yerini anlatan belge, fotoğraf ve gazete küpürleri sergilenmektedir.

EREĞLİ MÜZESİ


Arkeoloji ve Etnoğrafik eserlerin beraber sergilendiği bir müzedir. Türk İslam Eserleri, Etnografya, Hitit, Frig, Yunan, Roma ve Bizans dönemi eserleri ise Arkeoloji seksiyonlarında teşhir edilmektedir.

Prof. Dr. Sinsi 10-06-2012 11:22 PM

Konya'yı Tanıyalım (Adaydır)
 
KONYA'DA YAŞAM

LOKANTALAR

Akdağ Balık Evi

Adres Ankara Yolu Hava Lojmanları Karşısı Büyük Sinan Parkı

Telefon 0 332 238 36 93

Akkonak Restoran

Adres Selçuk Üniversitesi Kampüs İçi

Telefon 0 332 241 37 07

Asya Kebab Nalçacı

Adres Kunduracılar Kavşağı

Telefon 0 332 234 23 23

Asya Kebab Yapıcı

Adres Yapıcı İş Merkezi Altı

Telefon 0 332 321 11 44

Asya Lahmacun

Adres Kerkük Caddesi

Telefon 0 332 238 58 20

Aydın Et Lokantası

Adres Mevlana Caddesi No:5/E Merkez Bankası Yanı

Telefon 0 332 351 91 83

Beyoğlu Kokoreç

Adres Kazım Karabekir Caddesi Uysalar Sokak 4/A

Telefon 0 332 353 43 49

Can Baba

Adres Nalçacı Sille Kavşağı Rauf Denktaş Caddesi Şirin Yuva Sitesi Altı

Telefon 0 332 238 07 64

Cemo Meram

Adres Aşkan Mahallesi Yeni Yol Caddesi Piyale Sokak NO:1

Telefon 0 332 323 80 73

Cemo Nalçacı

Adres Medrese Mahallesi Nalçacı Caddesi Karatay Sitesi Altı

Telefon 0 332 235 40 16

Damla Kebap

Adres Pürçüklü Mahallesi Türbe Caddesi No:53 Mevlana Civarı

Telefon 0 332 352 08 81

Ciğerci Sait

Adres Hamidiye Mahallesi Adliye Bulvarı No:25/A

Telefon 0 332 353 92 92

Döner Dünyası II

Adres Hekimoğlu İşhanı Yanı

Telefon 0 332 350 82 48

Elit Restonran

Adres Feritpaşa Mahallsesi Kule Caddesi No:19

Telefon 0 332 233 48 35

Gül Bahçesi Konya Mutfağı

Adres Civar Mahallesi Gülbahar Sokak No:3

Telefon 0 332 253 07 68

Hacı Şükrü

Adres Devricedid Mahallesi Cem Sultan Caddesi No:23/A

Telefon 0 332 352 76 23

Homini Gırtlak

Adres Bey Hekim Mahallesi Kazım Karabekir Caddesi No:36/B

Telefon 0 332 350 07 35

Lale Döner

Adres Hazım Uluşahin İş Merkezi A Blok No:3

Telefon 0 332 233 60 40

Mevlevi Sofrası

Adres Civarı Mahallesi Şehit Nazım Bey Caddesi No:1/A

Telefon 0 332 353 33 41

Mithat Tirit Salonu

Adres İstanbul Caddesi Yusufağa Sokak No:21

Telefon 0 332 350 72 98

Nene Hatun Restoran

Adres Nene Hatun Parkı İçi

Telefon 0 332 238 28 28

Özel Ciğerci Bahaattin

Adres Alaaddin Caddesi Ordu Evi Karşısı

Telefon 0 332 353 58 68

Sille Konak

Adres Sille Hükümet PTT Yanı

Telefon 0 332 244 92 60

Urfa Çiğ Köftecisi

Adres Stat Karşısı

Telefon 0 332 320 72 77

Zemzem Çorbacısı

Adres Nalçacı Caddesi Tanyeli Sitesi Altı

Telefon 0 332 236 72 02

YEREL MEDYA

KONYA'DA YEREL TELEVİZYON KANALLARI


KONTV

Adres Kerimdede Çeşme mah.

Kestirme sokak

No:1 Karatay / KONYA

Tel 0 332 350 40 00

Web Sitesi www.kontv.com.tr

KTV

Adres Nüve İş Merkezi

A BLOK Kat: 7/702

SELÇUKLU/KONYA

Tel 0 332 236 96 02 - 03

Web Sitesi www.ktv.com.tr

SUNTV

Adres Musalla Bağları Mahallesi Mahpeyker Sokak No : 3/A

Kunduracılar Kavşağı KONYA

Tel 0 332 238 33 75

Web Sitesi www.suntv.com.tr

ÜNTV

Adres SÜ İletişim Fakültesi

Tel 0 332 241 16 16

Web Sitesi www.untv.selcuk.edu.tr

KONYATV

Adres Musalla Bağları Mh. Ekber Sk.

No:5 Selçuklu/KONYA

Tel 0 332 236 21 21

Web Sitesi www.konyatv.com.tr

KONYA'DA YEREL RADYO İSTASYONLARI



AHU FM

Telefon 0 332 322 91 91

AKRA FM

Telefon 0 332 223 81 33

BÖLGE FM

Telefon 0 332 223 99 78

RADYO PANEL

Telefon 0 332 237 18 95

GENÇ FM

Telefon 0 332 223 85 45

GOLDSTAR

Telefon 0 332 236 41 79

KONYA FM

Telefon 0 332 235 50 01

MİLLİ GENÇLİK RADYOSU

Telefon 0 332 223 43 49

NET FM

Telefon 0 332 235 25 15

RADYO ESAS

Telefon 0 332 235 95 02

RADYO DEĞİŞİM

Telefon 0 332 236 87 82

RADYO DERYA

Telefon 0 332 223 74 84

RADYO VENÜS

Telefon 0 332 350 66 80

UZAY FM

Telefon 0 332 237 41 51

ÜNİVERSİTE FM

Telefon 0 332 241 00 44

GÖZYAŞI FM

Telefon 0 332 353 77 73

KONYA'DA YEREL GAZETELER



Anadolu Manşet Gazetesi

Tel 0 332 350 42 21-22

Web Sitesi www.mansetgazetesi.com

Konya Postası Gazetesi

Tel 0 332 321 87 71

Web Sitesi www.konyapostasi.com.tr

Merhaba Gazetesi

Tel 0 332 350 04 44

Web Sitesi www.merhabagazetesi.com.tr

Hakimiyet Gazetesi

Tel 0 332 353 51 84-85

Web Sitesi www.hakimiyet.com

Yeni Meram Gazetesi

Tel 0 332 345 24 24

Web Sitesi www.yenimeram.com.tr

Yeni Konya Gazetesi Sahibi

Tel 0 332 350 75 75

Web Sitesi www.yenikonya.com.tr

Memleket Gazetesi

Tel 0 332 236 44 75

Web Sitesi www.memleket.com.tr



http://www.konyadt.gov.tr//


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.