![]() |
Küre Dağları Milli Parkı (Kastamonu)
Karadeniz’in dünyaca ünlü turizm bölgesi Küre Dağları son yıllarda trekking ve eko turizmi sevenlerin uğrak yeri oldu. Burası Dünya Doğayı Koruma Vakfı’nın (WWF) katkıları ile 1988 yılından beri Avrupa ormanlarının korumada öncelikli alanları arasında. Dağların içindeki milli park ise dünyanın çeşitli doğayı koruma vakıfları tarafından büyüteç altında tutuluyor.
Bölge dört mevsim ayrı güzellikte. Kışın karla ilkbaharda çiçeklerle kaplı. Sonbaharda yeşilin ve sarının tüm tonlarının iç içe geçtiği ormanlar muhteşem bir tablo haline dönüşüyor. Yaz aylarında aşırı sıcaklarda bile gezilebiliyor. Ancak milli parkın içinde konaklama olanağı yok. En yakın yerleşim merkezlerini ve köylerdeki pansiyonları tercih etmeniz gerekiyor. Küre Dağları Milli Parkı Batı Karadeniz’de yer alıyor. Kastamonu ilinin kuzey batı bölümünde Cide Azdavay Pınarbaşı ilçeleri ile Bartın ilinin Doğu bölümü arasında kalan bölgede. Dağların arasında milli park ilan edilen bölge 37 bin hektarlık bir alan. Bir plato karakteri taşıyarak doğu-batı doğrultusunda uzanan bu parkın içinde kanyonlar boğazlar mağaralar ve düdenler var. Devrekani Şehriban Aydos Ulus Arıt çayları Karadeniz’e doğru yol alırken milli parkın içinden geçiyor. Küre Dağları Milli Parkı ulaşımı zor olduğundan iyi korunabilmiş. Dünyada ender rastlanan bitki örtüsü ve ekosistemi ile doğayı koruma açısından dünyaca ünlü önemli bir örnek. WWF’ye göre de park Avrupa’daki doğal ormanların en güzel ve en yabanıl örneklerinden biri. Parkın içinde Türkiye’deki 132 memeli türünden 40’ı yaşıyor. Bu türler vaşak susamuru geyik ve karaca gibi soyu tehlike altındaki hayvanları da içeriyor. Parkta ayrıca 46’sının soyu tehdit altında olmak üzere 129 kuş türü var. Yöre gündüz ve gece yırtıcıları açısından da zengin. Varlığı bilinen 675 bitki türünün 109’u endemik 49’u nadir 47’si ise tehlike altında olarak tanımlanan bitkiler. KORUNMADA ÖNCELİKLİ Küre Dağları 1988 yılında WWF’nin Türkiye bölümünün katkıları ile Avrupa ormanlarının korumada öncelikli alanları arasına girdi. Sıcak Noktalar olarak tanımlanan bu alanın yasal koruma statüsüne kavuşması için resmi düzeyde çalışmalara başlandı. 7 Temmuz 2000 yılında Küre Dağları’nın batı kesimi milli park ilan edildi. Bu karar WWF’nin milenyuma girerken başlattığı Yaşayan Gezegen Kampanyası çevresinde ‘Türkiye’nin Dünyaya Armağanı’ olarak kabul edildi. Milli parkın sınırları içinde herhangi bir kırsal yerleşim yok. Ancak etrafında 80 bin hektarlık bir tampon bölge var. Bu bölgede 8 ilçeye bağlı 50 kırsal yerleşim birimi bulunuyor. Yörede büyük şehirlere göç fazla olduğu için nüfus 10 bini geçmiyor. Nüfusun az olması da doğanın tahribatının önüne geçen etkenlerden birisi olarak gösteriliyor. SAKIN ÇOCUKLA GİTMEYİN Küre Dağları dört mevsim ayrı güzellikte. Kışın karla ilkbaharda çiçeklerle kaplı. Sonbaharda yeşilin ve sarının tüm tonlarının iç içe geçtiği ormanlar muhteşem bir tablo haline dönüşüyor. Yaz aylarında aşırı sıcaklarda bile gezilebiliyor. Çünkü sık ağaçların bulunduğu ormanlar serin serin gezme olanağı sağlıyor. Park trekking ve dağcılık tutkunları kampçılar ve gençler için ideal. Çoluk çocukla gidilebilecek bir yer ise kesinlikle değil. Hatta çocukla tatile çıkacakların akıllarından bile geçirmemesi gereken bir bölge burası. Küre Dağları Milli Parkı’nı ziyaret için en uygun zaman genellikle yaz ayları. Çünkü yörenin muhteşem güzelliği haziran - eylül ayları arasında daha rahat keşfediliyor. PARKTA KONAKLAMA YOK Ülkemizde doğa gezilerine ilginin artması ve Küre Dağları’nın tanınması sonucu son yıllarda İstanbul ve Ankara’dan buraları ziyaret edenlerin sayısında belirgin bir artış gözleniyor. Doğal güzellikleri görmek için turlar düzenleniyor. Ancak milli parkın içinde konaklama olanağı yok. En yakın yerleşim merkezleri ve köylerdeki bazı evlerde pansiyonculuk amatörce yapılıyor. Kalacak yer sorununun ortadan kalkması için köylerdeki ahşap evlerin onarılarak turizme kazandırılması için bölgede çalışmalar yapılıyor. WWF Türkiye Milli Park Müdürlüğü ile işbirliği yaparak 15 erkek ve 5 kadını Yerel Doğa Kılavuzu olarak eğitti ve kılavuzlar yörelerine gelenlere rehberlik yapmaya başladı. Giyim kuşam yemek ve müzik gibi yerel değerler korunarak günümüze kadar geldiği için köyleri görmeye değer. Bu arada Küre Dağları Milli Parkı’nı gezecek olanların da bir takım kurallara uyması gerekiyor. Öncelikle doğal çevreye zarar vermeyin. Araçlarınızı belirlenen yerlerde park edin. Yabani hayvanları avlamayın. Bitki çiçek veya fosil toplamayın. Ağaçlara yazı yazmayın. Park içinde ateş yakmayın. Çöplerinizi bırakmayın. İÇİNDE NELER VAR Valla Kanyonu: Pınarbaşı İlçesi’nin 26 kilometre kuzeyindeki Muratbaşı Köyü yakınlarındaki Devrekani Çayı ile Kanlıçay’ın buluştuğu yerde başlıyor. Kanyonun başlangıç noktasına 1 5 kilometrelik oldukça eğimli bir patika ile ulaşılıyor. Kanyonun iki tarafındaki kayalık uçurumların yüksekliği 800-1200 metre arasında. Bu kayalıklar kartal şahin akbaba gibi yırtıcı kuşları barındırıyor. Yerel rehberler ve uygun ekipmanlar olmadan geçilmesi pek istenmiyor. Ilgarini Mağarası: Sorkun Yaylası’ndaki Ilgarini Mağarası’nın uzunluğu 858 metre derinliği 250 metre. Roma ve Bizans döneminde iskan alanı ve dini amaçlarla kullanılan mağarada yapı kalıntıları seramik ve küp parçaları su sarnıcı su kuyusu ardıç ağacından yapılmış lahitler şapel ve fırın kalıntıları var. Pınarbaşı ilçe merkezine uzaklığı 36 kilometre. Ulaşmak için Sümenler Köyü’ne kadar vasıta var. Sorkun Yaylası’ndan itibaren dik ve kayalık orman içi patika yoldan yaya olarak 1 5- 2 saatlik bir yürüyüşle mağaraya ulaşılabilir. Yoğun ormanda kaybolmamak için rehber alınması şart. Ilıca Şelalesi: Pınarbaşı Ilıca Köyü sınırlarındaki şelalede su 15 metre yüksekten dökülüp doğal bir havuz oluşturuyor. Çok sayıda ağaç ve bitki ile çevrili olan doğal havuzun bir köşesinde ise küçük bir kumsal var. Ilıca Hamamı: Yine aynı köy içerisinde Bizanslılardan kalma bir hamam mevcut. Hamam yontma taştan yapılmış kubbe şeklinde 2 metre genişliğinde 3.5 metre uzunluğunda ve 1.80 metre yüksekliğinde. Hamamın yaz ve kış su ısısı 23 derece. Horma Kanyonu: İçinden Zara Çayı geçen kanyon 3 5 kilometre uzunluğunda. NASIL GİDİLİR ? İstanbul’dan Sakarya Düzce Bolu Gerede Karabük yolu izlenerek gidilebilir. İstanbul- Pınarbaşı 407 kilometre. Yakın çevredeki il ve ilçelere düzenli olarak otobüs seferleri var. İstanbul Safranbolu üzerinden Pınarbaşı’na ulaşmak 6 saat Azdavay’a ulaşmak 6 5 saat sürüyor. Bartın üzerinden İstanbul-Cide ise 6 5 saat. Ankara’dan Çankırı Ilgaz Kastamonu üzerinden Pınarbaşı’na ulaşılıyor. Ankara-Kastamonu arası 240 kilometre ve yol yaklaşık 3 saat sürüyor. İzmir-Kastamonu arası 820 kilometre. NEREDE KALINIR ? Paşa Konağı: Pınarbaşı Konak Mahallesi’nde 200 yıllık tarihi bir konak. 2 katlı 8 odalı ve 20 kişi kapasiteli. Oda ve kahvaltı kişi başı 20 milyon tam pansiyon 35 milyon lira. Tel: (0366) 771 33 75 Park Ilıca: Pınarbaşı İlçesi Ilıca Köyü yakınlarındaki tesis 2 katlı ahşap 5 bungalov tipi ev var. Yatak sayısı 20. Oda ve kahvaltı kişi başı 20 milyon lira. Tel: (0366) 771 23 57 Sümenler Köyü Konukevi: Eski bir okuldan konaklama evine dönüştürülen yapıda tek bir oda ile ranzalı 12 yatak var. Kişi başı konaklama ücreti 5 milyon lira. Yemek ve kahvaltı verilmiyor. Tel: (0366) 77132 22 Milli Park Müdürlüğü Tel: (0366) 212 02 08. http://frmsinsi.net/images/forumsins...sinsi.net_.jpg |
Küre Dağları Milli Parkı (Kastamonu)
küre dagları milli parklar müdürlügünün verdigi kursla doğa kılavuzu belgemle sizleri azdavayda misafir etmekten mutluluk duyarım azdavayda geze bilecegimiz yerlerden bir kaçı şunlardır çatak kanyonu azdavay şelalesi midil magarası valla kanyonu ilica şelelesi ılgarini magarası bunların doga güzelliklerini görmek istediginiz renk tonlarında ve çeşitinde bitki örtüsüyle kaplı bu alanı sizde görmek isterseniz bana ulaşa bileceginiz telefon numaralarım.0544 633 57 03 0544 805 72 64
|
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.