![]() |
Atatürk'ü Sevmeyenler Siz Ne Yaptınız?
ATATÜRK 1911'de Yüzbaşı, 30 yaşında Tabur Komutanı, Trablusgarp'ta İtalyanlara karşı savaştı.
30 yaşında sen ne yaptın? ATATÜRK 1915'te Yarbay, 34 yaşında Tümen Komutanı, Çanakkale'de İngilizlerle savaştı 34 yaşında sen ne yaptın? ATATÜRK 1916'da General, 35 yaşında Kolordu Komutanı, Muş, Bitlis ve Van bölgelerini Rus'lardan temizledi. 35 yaşında sen ne yaptın? ATATÜRK 1917'de Korgeneral, 36 Yaşında Ordu Komutanı, Filistin cephesinde ordularıyla İngilizlere karşı savaşarak, Halep'in kuzeyinde, Şimdiki Misak-i milli hududuna kadar geri çekildi. Bu savaşlarda Araplar düşmanla beraberdi. 36 yaşında sen ne yaptın? ATATÜRK 1919'da 38 yaşında düşman işgali altındaki İstanbul'dan Samsun'a geçti. Amasya mülakatı, Erzurum ve Sivas kongrelerini yaptı. ANKARA'ya geldi. 1920'de 39 yaşında. Türkiye Büyük Millet Meclisini kurdu. Meclis Başkanı seçildi. 38 ve 39 yaşlarında sen ne yaptın? ATATÜRK 1920'de 40 yaşında. TBMM'nin isteği üzerine Atatürk'e Başkomutan görevi verildi. Sakarya'ya kadar ilerleyip taarruza gecen Yunan ordusuna karşı savaştı. Düşmanın taarruz ümidini kırdı. 40 yaşında sen ne yaptın? ATATÜRK 1922'de Mareşal. 41 yaşında Başkomutan olarak Yunan ordusuna taarruz etti. Dumlupınar Meydan savaşında düşmanı yendi. Bütün Anadolu toprakları düşmandan temizlendi. 41 yaşında sen ne yaptın? ATATÜRK 1923'te 42 yaşında Türkiye Cumhuriyetini kurdu. 42 yaşında sen ne yaptın? ATATÜRK 1924'ten 1928'e kadar, Cumhurbaşkani olarak 47 yaşına kadar süren dönemde DEVRIMLERI yaptı. 43 yaşından 47 yaşına kadar sen ne yaptın?” Atatürk'ü sevmeyenler siz ne yaptınız ? |
Cevap : Atatürk'ü Sevmeyenler Siz Ne Yaptınız?
Konu için teşekkürler. Ama birşey belirtmek isterim ki bunları tek başına Atatürk yapmadı.Trblusgarpı tek başına kurtardı,meclisi yanlız mı kurdu.Diğerlerininde hakkını yememek lazım. |
Cevap : Atatürk'ü Sevmeyenler Siz Ne Yaptınız?
ATATÜRK DEVRİMLERİ Atatürk askeri bir dahi ve karizmatik bir lider olduğu gibi, aynı zamanda büyük bir devrimcidir. O dönemde, Türkiye Cumhuriyetinin çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşabilmesi ve kültürel açıdan gelişmiş toplumların aktif bir üyesi olabilmesi için, modernize edilmesi gerekmektedir. Mustafa Kemal de bunu yapmış, 1924 ile 1938 yılları arasında, insanlarının kurtuluşu ve hayatta kalabilmesi için yaşamsal öneme sahip olan devrimleri hayata geçirmiş; bu devrimler, Türk halkı tarafından büyük bir coşku ile karşılanmıştır. Harf Devrimi Atatürk'ün gerçekleştirdiği en önemli devrimlerden birisi de, 3 Kasım 1928 tarihinde Arap alfabesinin kaldırılması ve Latin alfabesinin kabul edilmesi olmuştur. Kıyafet Devrimi Kıyafet devrimi ile birlikte, kadınlar dinsel geleneklerden kaynaklanan çarşafı atıp, modern giysiler, erkekler ise fes yerine şapka giymeye başlamışlardır. Hukuk Sisteminin Laikleştirilmesi 1920 yılında kurulmuş olan yeni Türkiye Devletinin yeni bir hukuk sistemine de ihtiyacı olduğunu bilen Atatürk, Mecelle, yani din esaslarına dayalı Medeni Kanun yerine İsviçre Medeni Kanununu getirmiş, o dönemde geçerli olan ceza yasasını ise İtalyan Ceza Yasası ile değiştirmiştir. Kısacası Türk Hukuk Sistemi tüm çağdaş gereksinimler ışığında modernize edilmiştir. Öğrenimin Laikleştirilmesi 19. Yüzyıl başlarına dek, Osmanlı İmparatorluğu bünyesinde çeşitli eğitim sistemleri uygulanmıştır. Atatürk, İslami eğitim veren medrese sisteminin, yeni toplumun ihtiyaçlarına cevap veremeyeceğini; bu nedenle, batı modellerine benzeyen yeni bir eğitim sisteminin oluşturulması gerektiğini görmüş, böylece önce öğretimin birleştirilmesi (Tevhid-i Tedrisat) kanunu çıkarılıp dini eğitim veren tüm öğrenim kurumları kapatılarak, bütün eğitim işleri Milli Eğitim Bakanlığı çatısında birleştirilmiş, 1933 yılında da bir üniversite reformu gerçekleştirilmiştir. Kadınlara Sağlanan Medeni Haklar Atatürk Devrimleri ile birlikte, yüzyıllar boyunca ihmal edilmiş olan Türk kadınına yeni haklar tanınmış; kabul edilmiş olan yeni Medeni Kanun gereğince kadınlar da erkeklerle eşit haklara sahip olmuş, resmi görevlere atanmaları, oy vermeleri ve Millet Meclisine seçilmeleri mümkün kılınmış; tek eşlilik ilkesi ve kadınlara tanınan eşit haklar, Türk toplumuna bir canlılık kazandırmıştır |
Cevap : Atatürk'ü Sevmeyenler Siz Ne Yaptınız?
:readangry::readangry::readangry:nemi yaptılar konuşup konuşup durdular....
|
Cevap : Atatürk'ü Sevmeyenler Siz Ne Yaptınız?
evet tek başına yapmamıştır ama şöyle düşününki amerika ırağa savaş açtı bunda suçlu herkes kimi gördü başkan bush u yani olay burada bitmektedir... üstün zekası olmasa onu kimse komutan yapmazdı... o dönemde inkılaplar oldu yenilikler oldu savaşlar oldu peki neden Atatürk? neden o başarabildi bir tek... bir ayrıcalığı vardı çünkü bir farklılığı vardı... zekasıyla ileri görüşlülüğğüyle öncülük etti...
|
Cevap : Atatürk'ü Sevmeyenler Siz Ne Yaptınız?
Atatürkçü düşünce Sistemi Nedir?
Türk milletinin bugün ve gelecekte tam bağımsızlığa, huzur ve refaha sahip olması, aklın ve bilimin rehberliğinde Türk kültürünün çağdaş uygarlık düzeyine çıkarılması amacı ile temel esasları Atatürk tarafından belirlenen gerçekçi fikirlere ve ilkelere, Atatürkçülük veya Atatürkçü Düşünce Sistemi denir. Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli, Türk milletinin engin tarihî geleneklerinden haz ve ilham alan Atatürkçü Düşünce Sistemi'ne dayanır. Modern devletlerde devletin üç temel görevi vardır. Bunlar; tam bağımsızlık, millî egemenlik ve millî birliği sağlamaktır. Atatürk, tam bağımsız, millî egemenliğe dayanan, millî birlik ve beraberliğe büyük önem veren bir devlet anlayışını hayata geçirmiştir. Atatürkçülük, devletin rejimi ve işleyişiyle ilgili gerçekçi düşünceleri ve uygulamaları kapsar. Türk milleti, binlerce yıllık tarihi içinde köklü bir devlet geleneğine sahiptir. Diğer milletler karşısında varlığını bu sayede sürdürmüştür. Devletin millet için önemi, kuvvetli bir gelenek olarak benimsenmiştir. Bunun sonucu olarak devlete bağlılık, kanunlara saygı, devlet-millet kaynaşması oluşmuştur. Atatürk, Türk milletinin sahip olduğu bu devlet geleneğini, çağın gereklerine göre daha da güçlendirmiştir. Atatürk, bir milletin yükselişi ve gerilemesini ekonomiyle bağlantılı görmüştür. "Yeni Türkiye'mizi lâyık olduğu seviyeye yükseltebilmek için mutlaka ekonomimize birinci derecede önem vermek zorundayız." diyerek ekonominin önemini dile getirmiştir. Atatürkçü Düşünce Sistemi, Türk milletinin sosyal ihtiyaçlarını karşılamayı ve ekonomik alanda kalkınmasını sağlamayı hedef alan bir düşünce sistemidir. Atatürkçülük, aklın ve bilimin rehberliğinde Türk milletini çağdaşlaştırmayı amaçlar. Türk milletine, millî kimliğini kaybetmeden dünya milletleri arasında hak ettiği yeri kazandırmayı hedef alır. Bugün ve gelecekte millî onurumuzdan ve bağımsızlığımızdan en küçük bir taviz vermez. Atatürkçü Düşünce Sistemi, Türk milletinin çağdaşlaşmasında önemli bir yer tutar. Atatürkçülük, devlet yönetiminde millet egemenliğini esas alan bir sistemdir. Atatürk, Türk milletinin devlet yönetiminde söz ve karar sahibi olmasına büyük önem vermiştir. Bunun en güzel örneğini önce Erzurum ve Sivas kongrelerini toplayıp milletin fikrini alarak göstermiştir. Daha sonra 23 Nisan 1920 tarihinde TBMM'yi açarak milletin devlet yönetiminde söz ve karar sahibi olmasını sağlamıştır. Tarih boyunca hür ve bağımsız yaşamayı amaç edinmiş Türk milleti de Atatürkçü Düşünce Sistemi'ni benimsemiş, bu sistemi yaşatmaya ve yüceltmeye karar vermiştir. Atatürkçülük, Türk milletinin güven ve huzur içinde yaşamasını hedef alan bir dünya görüşüdür. Atatürk, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni açarak hâkimiyetin millete ait olduğunu göstermiştir. Cumhuriyetin kurulması ile birlikte Türk milleti, kendi yöneticilerini seçerek demokratik yaşam biçimini günlük hayatında uygulayan medenî milletler arasında yerini almıştır. Atatürkçülüğün temelinde, Türk kültürü ve insanlığın binlerce yıllık yüksek değerleri olan, bağımsızlık, özgürlük, insan ve vatan sevgisi vardır. Atatürk, bu değerleri göz önünde bulundurarak, Osmanlı Devleti'nin yıkıntıları üzerinde millî bir devlet kurmuştur. Türk devletinin güçlenmesini ve halkın mutluluğunu sağlamak, ülke gerçeklerinden ayrılmamak, halka saygılı olmak Atatürkçü Düşünce Sistemi'nin başlıca gayeleridir. Devletimizin gelişip güçlenmesi ve her türlü tehlikeye karşı korunması için Atatürkçülüğün yaygınlaştırılıp benimsenmesi gerekir. (Alıntıdır). |
Cevap : Atatürk'ü Sevmeyenler Siz Ne Yaptınız?
Güzel bir konu açmışsın arkadaşım..Atatürkle ilgili yazıları ve yaptıqı çalışmaları burda yayınlamamız lazım.!!.
Bu konu sabit'e alınırsa sevinirim. Teşekkürler.. |
Cevap : Atatürk'ü Sevmeyenler Siz Ne Yaptınız?
Atatürk'ün yaptıklarına birkaç bişeyde ben eklemek isterim.Sonuö olarak oda ir insandı ve birçok hata yaptı hep olumluları yazmışsınız.Hiç tarafsız değil.
İslam hilafetini kaldırdılar. Devletin dini, Dini İslam ibaresini anayasadan çıkardılar. Şeyhülislamlığı ve Şeriyye Vekâletini lağvettiler. Miras hukukunu değiştirdiler. Dini nikâhı yasak ettiler. Kocası ölen veya boşanan kadınlara ait iddet diye bir şey tanımadılar. Kadınların başörtüsüne karşı çıktılar. Şeri yemini değiştirdiler. Çocukları sünnet etmeyi yasakladılar (sonra müsaade edildi) Cuma ve Bayram hutbelerinin sünnet veçhi üzere Arabî lisanla okunmasını yasak ettiler. İslam hukuku yerine, medeni kanunu getirdiler. Askeri sancaktan, Kelime-i Tevhidi kaldırdılar. Askeriyeden tabur imamlarını ve alay müftülerini kaldırdılar. Hulefa-i Raşidin levhalarını camilerden indirdiler. Din derslerini mekteplerden kaldırdılar. Din ve İslami kuruluşları yasakladılar. Kuran harflerini yasak edip, Latin harflerini getirdiler. Camilerde Kuran öğrenmeyi men ettiler (sonra serbest bırakıldı) Ezanı Türkçeleştirdiler. (sonra serbest bırakıldı) Kuran cüzlerinin satışını yasakladılar. (sonra serbest bırakıldı) Dini kitapları Halk Partisi binalarına sokmadılar. Camilerin dışındaki, dini müesseseleri kapattılar (kısmen serbest bırakıldı) Medreseleri kapattılar (hala kapalıdır) Birçok cami ve mescitleri camilikten çıkardılar. Türbeleri kapattılar. Tekkeleri kapattılar. Milletin başına zorla şapka giydirdiler. Şeri talak(boşanmayı) tanımadılar. Millet kürsüsünde Din Zehirdir dediler. ilk içki fabrikasını açtılar Din fikrini milletin kalbinden silmek için otuz seneye daha ihtiyacımız vardır! dediler. Din ve Arapça kitapları toplayıp imha edeceğiz dediler. Hacca gitmeyi yasakladılar (sonra bu yasak kaldırıldı) Sarık ve cübbeyi yasakladılar (sonradan camilerde müsaade ettiler) Kâbe levhalarını ve benzeri tasvirleri (resimleri) camilerden indirdiler. Müslüman kızların, gayri müslimlerle evlenmelerine müsaade ettiler. Sütkardeşlerin ve sütannelerin evlenmelerine müsaade ettiler. Vakfiye şartlarına riayet etmediler. Mason localarının açılmasına müsaade ettiler. Abidelerde ve tarihi eserlerde Kuran ayetlerini sildiler. Tekbir seslerini horladılar. Ezan seslerini horladılar. İslam şeriatını hor gören yazıların, gazetelerde yazılmasına müsaade ettiler. Türk milleti baldırı çıplak bir Arabın vaz ettiği (koyduğu) hükümlere bağlı kalamaz! diye Peygamber (s.a.v)in tahkir edilmesine müsaade ettiler. Peygamber (s.a.v)e O deve çobanıydı diye tahkir edilmesine müsaade ettiler. Kuran-ı Kerim in, Ortaçağdan kalma hükümlerine bağlı kalamayız! dedirttiler. Din ehlini her fırsatta küçümsediler, hatta darağaçlarında sarıklarını boyunlarına doladılar. cumhuriyet kurulduğunda bir çok Camileri müze ve eşya depoları haline getirdiler. Kuran okunmasını men ettiler, okuyanları da alay ile karşıladılar. Beş vakit namazda Kuran okunmasını yasaklamaya yeltendiler (sonradan müsaade edildi) Bazı haramları helal saydılar ve satışına müsaade ettiler (içki satışı ve domuz beslemesi gibi) Dedelerimiz oğuz ve Cengiz, Hz. Hüseyin in dedesine muadil (denk) dir demeleriyle Resulü Ekrem (s.a.v)i tahkir ettiler. Bazı okullarda öğretmenler tarafından dinin tahkir edilmesine müsaade ettiler. Hacıların hacdan dönüşlerinde Tekbir getirdiklerinden dolayı, onları mahkemelere sevk ettiler. Bazı yerlerde ve camilerde (Maşallah) yazılarını kaldırdılar. Bazı neşeli günlerinde içki masaları kurdular ve kadeh tokuşturdular. Bazı seyir ve sürurlarında ve localarında Din ve Arap dilini kapattık diye iftihar ettiler. Buluğ çağına gelmiş erkek ve kız çocuklarının karışık okumalarına mecbur ettiler. Büyük erkek ve kız çocukların beraberce oyun ve top oynamalarına müsaade ettiler. Baştan komünistlerin teşkilatlanmasına müsaade ettiler. Başlangıçta, komünistlerin vatandaştır diye fikirlerinin yayılmasına ve neşrine müsaade ettiler. (Vaktiyle) komünist öğretmenlerle köy mekteplerini doldurdular. Cuma günü tatilini pazara çevirdiler. Hicri tatili resmen miladi tatile çevirdiler. İslam takvimini miladi takvime çevirdiler. Dini devletten ayırmak suretiyle devleti dinin kontrolünden çıkardılar. Alenen ve iftiharla Ben içkiyi böyle içerim dediler. Katiller ve caniler için şeriat ceza maddelerini değiştirdiler. Çıplak kadınları ala meleinnas (gözler önünde) erkeklerin önünde oynattılar. Resmi dairelerde kadınlara memuriyet verdiler. Nikâh, velime (düğün yemeği) ve diğer İslami merasimler için Pazar günlerini tercih ettiler. Erkek ve kadınları, hatta kızları ve hatta mektep çocuklarını, hal ve hareketlerinde ve bütün kısa elbise ve giyinişlerinde Hıristiyan kadın ve kızlarına benzettiler. Dişlerini zaruretsiz altın ve gümüşle kaplama ile süslemelerinde ecnebilere benzediler. Denize girmede ve oyun yerlerinde avret yerlerini açtılar Güzellik yarışmalarına kadın ve kızları kattılar. Suret ve heykellerle evleri, makamları, kabirleri ve meydanları süslemekte ecnebilere benzediler. Hatta namaza bile baş açık durarak yabancılara benzediler. Hatta camilerde bile kadın-erkek karışık bulunmasını caiz gördüler. Vicdan hürriyetini men ettiler. Dini mevzularda içtimai hürriyeti yasakladılar. Dini neşriyat mevzuunda, basın hürriyetini kaldırdılar. Hususen kürsü ve minberlerde din hürriyetini yasakladılar. Dini örf ve adetlerini lağv etiler, hatta alaya aldılar. Mezarları yıkıp üzerlerine binalar inşa ettiler. Geçmişlerimi ve din büyüklerimizi, ya astılar ya sürgün ettiler,mütemadiyen hor gördüler, hatta onlara sövdüler. Irz, namus ve mukaddesata karşı terbiyesizce davrandılar. Katil, cinayet ve tecavüzleri birbirlerini takip etti. Her gün şer ve zarar yapar, su istimalde bulunurlar. Dindarları hapis ettiler, kendilerine karşı çıkanları da tutukladılar. Birbirlerine karşı hep tefrik-ı enasır ve haşini muamelat yoluna gittiler. İstibdadın lehinde, hüsnü idarenin aleyhinde oldular. Günlük işlerini şeri kanunlara göre değil, dinsiz kanunlara göre yürüttüler.vs vs..... |
Cevap : Atatürk'ü Sevmeyenler Siz Ne Yaptınız?
'Sudenaz' bunlarının hepsinin Atatürk tarafından değilde yine farklı cevreler tarafından yapıldıgını okumustum nerde okudugumu hatırlamıyorum ama.Tabiki eksik yönleri olabilir bir devleti sıfırdan kurmak elbette herkesin harcı değil.Ama bu yazdıkların yine bazı kesimler tarafndan devleti bölme insanları birbirine düşürme amaçlı yapılmış şeyler bence.Gördügüm kadarıyla bizi birbirimize düşürmek isteyen bölmek isteyen ilk günde vardı ve hala var.Burda yapmamız gereken birbirimizi kırmak değil.(haddime değil ama üsluplarımzı yumusatsak?)
|
Cevap : Atatürk'ü Sevmeyenler Siz Ne Yaptınız?
Benim amacım tartışmak değil zaten.Olumlu yönleri koyuluyorsa olumsuzlrda göz önğne serilmeli diye düşünüyorum.Güzel yorumlarınız içinde size tekrardan teşekkğr ederim. |
Cevap : Atatürk'ü Sevmeyenler Siz Ne Yaptınız?
Konunun uzamasına gerek yok.Burda konuyu kapatıyorum.
|
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.