ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Tarih / Coğrafya (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=656)
-   -   İlk Türk Uçak Fabrikası (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=874966)

Prof. Dr. Sinsi 10-06-2012 11:06 PM

İlk Türk Uçak Fabrikası
 
Türkiye'nin ilk uçak fabrikasını

Nuri Bey,252 lira sermayeyle,, "Türk Zaferi" isminde sigara kağıdı üretmeye başlar. İstanbul ve Anadolu, o zamana kadar azınlıkların tekelinde olan yerli malı sigara kağıdını kapışır. Bu sayede Nuri Bey'in kazancı günden güne artar. Bu teşebbüsün üzerinden henüz üç buçuk sene gibi kısa bir süre geçmesine rağmen 252 lira ile işe başlamış olan Nuri Bey'in elinde tam 84.000 liralık büyük bir kazanç vardır.

Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında demiryollarını millileştirme politikası gereği Samsun-Sivas demiryolu hattının inşasının Türk müteahhitlerine verilmesi kararlaştırılmıştı. Nuri Bey, bunu duyunca hiç vakit kaybetmeyerek ihaleye girer ve toplam 1250 kilometre demiryolu yapar, ki günümüzde yaklaşık olarak 10.000 kilometre demiryolu olduğunu düşünürsek bu rakamın ne kadar önemli olduğu anlaşılır. Tabii sadece rayların döşenmesi değil, köprü ve tünellerin yapılması, engebeli arazide dağların delinerek, çok büyük kayaların kırılarak yapıldığı zor bir demiryoludur bu... Nuri Bey'in üstlendiği Samsun'dan Erzurum'a kadar uzanan bu demiryollarının yapımı işinde o çevrenin halkı çalışır.

. O sıralar soyadı kanunu yeni çıkmıştı. Atatürk, Türkiye'nin bir çok yerini demir ağlarla ören Nuri Bey'e "Demirağ" soyadının verilmesinin uygun olacağını söyleyince, o da Demirağ soyadını almıştı.
Nuri Demirağ, Türkiye tarihinin az tanınan önemli isimlerinden biri. Soyadının, 10`uncu Yıl Marşı`nda geçen "Demir ağlarla ördük ana yurdu dört baştan" dizesiyle gösterdiği benzerlik tesadüfi değil. "Demirağ" soyadı kendisine, bizzat Atatürk tarafından cumhuriyetin ilk yıllarında 570 kilometrelik demiryolu hattının müteahhitliğini yaptığı için verilmiş.

Ancak Demirağ`ın ülkeye katkısı sadece demiryoluyla sınırlı kalmamış. Türkiye Cumhuriyeti`nin kuruluş yıllarında 40 milyon dolarlık servetiyle ülke bütçesinin onda birine sahip olan Nuri Bey, kendi isminin baş harflerini taşıyan NuD 36 ve NuD 38 uçaklarını üreterek yerli havacılık sektörünün temelini attı.

T.C' nin İlk Uçak Fabrikası Kuruluyor

1930'lu yıllara gelindiğinde dünyada ve Türkiye'de ekonomik sıkıntı had safhadaydı. Bu yüzden orduya uçak ve benzeri ihtiyaçlar ancak halkın himmetleriyle alınabiliyordu. O yıllarda ilginç bir kampanya düzenleniyor ve her ilden toplanan paralar ile bir uçak alınıyor ve alınan uçağın kuyruğuna da o ilin ismi yazılıyordu. Bunun yanında zengin işadamları da tek başlarına uçak alarak devlete hibe ediyorlardı. O zaman da, uçağın kuyruğuna o işadamının ismi yazılıyordu.
..

1932 senesinde gazetelerde bir havadis var. Diyor ki havadiste, bu memlekette uçağa ihtiyacımız var. Uçak fabrikamız olmadığı için parayla satın alıyoruz. Devletin bütçesi de o zaman 200 milyon lira. Diyorlar ki bir kampanya açalım. Milletin himmetine baş vurup para toplansın, bu paralarla uçak alalım. O zamanlar Ankara’nın en zengini Vehbi Koç ‘tu. Vehbi Koç’a gidiyorlar ve durumu izah ediyorlar. Hay hay diyor, ne kadar verelim? Gönlünüzden ne kadar koparsa diyorlar. Ve Vehbi Koç da çıkarıp 5 bin TL veriyor. Daha sonra Abdurrahman Naci Bey’e geliyorlar. Durumu izah ediyorlar. Abdurahman Naci Bey’de 120 bin TL veriyor. Sonra da Nuri Demirağ’a geliyorlar ve durumu izah ediyorlar. Nuri Bey de ‘Siz ne diyorsunuz? Benden bu millet için bir şey istiyorsanız, en mükemmelini istemelisiniz. Madem ki bir millet teyyaresiz yaşayamaz, öyleyse bu yaşama vasıtasını başkalarının lutfundan beklememeliyiz. Ben bu uçakların fabrikasını yapmaya talibim’ diyor. Sonra da hazırlıklara başlıyor.”
"Madem ki bir millet tayyaresiz yaşayamaz, öyleyse bu yaşama vasıtasını başkalarının lütfünden beklememeliyiz. Ben bu uçakların fabrikasını yapmaya talibim.

1932'de bu sözleri söyleyerek Türkiye'de ilk uçak fabrikasını kuran Nuri Demirağ, o yıllarda Türkiye'de dünya standardında uçak yapmış; ama siyasi çarkları aşmasına müsaade edilmemişti. Türkiye için son derece hayati önemi sahip bu ilk uçak sanayi girişimcisinin şimdiye kadar bilinmeyen hayat hikayesini hepimize örnek olması ve ufkumuzu açık tutması için aşağıda veriyoruz.

Montaj sanayi mantığına karşı çıkarak, kendi teknolojimizle birlikte kendi sanayimizi de kurmamız gerektiğini söyleyerek, hem ne kadar ileri görüşlü olduğunu gösteren ve hem de bu yönüyle o devrin zenginlerinden ayrılan Nuri Demirağ şöyle konuşuyordu: "Avrupa'dan, Amerika'dan lisanslar alıp tayyare yapmak kopyacılıktan ibarettir. Demode tipler için lisans verilmektedir. Yeni icat edilenler ise bir sır gibi, büyük bir kıskançlıkla saklanmaktadır. Binaenaleyh kopyacılıkla devam edilirse, demode şeylerle beyhude yere vakit geçirilecektir. Şu halde Avrupa ve Amerika'nın son sistem tayyarelerine mukabil, yepyeni bir Türk tipi vücuda getirilmelidir." Milli sanayi ve milli kalkınma konusundaki tavizsiz çabaları Nuri Demirağ'a pahalıya mal olacak ve bir süre sonra önü inanılmaz bir şekilde kesilecektir.
Nuri Bey, "Göklerine hakim olamayan milletler, yerlerde sürünmeye, yerin dibinde çürümeye mahkumdur" diyerek önüne çıkan bu fırsatı değerlendirir ve yanına aldığı mühendis ve teknisyenlerle seyahatlere çıkarak incelemelerde bulunmaya başlar. Almanya, Çekoslovakya ve İngiltere'deki uçak fabrikalarını gezer.

Nuri Demirağ, 1936 senesi ortalarına doğru uçak fabrikası için hazırlıklara başlamış ve ilk etapta on senelik bir program yapmıştı. Bir Çekoslovak firması ile anlaşarak Beşiktaş'ta Hayrettin İskelesi'nde, bugün Deniz Müzesi olarak kullanılan, o zamana göre modern bir bina yaptırdı.
Nuri Demirağ büyük sabır ve azimle işe atılmış ve yanına aldığı bir çok mühendis ve teknisyenle hızlı bir çalışmaya başlamış fabrikayı kurmuştu. Türkler’in kendi uçaklarını kendilerinin yapması belli başlı uçak fabrikalarını endişelendiriyordu. Özellikle İngiliz ve Almanlar’dan başka Amerika’nın endişeleri daha büyüktü.
Türkiye'nin ilk uçak mühendislerinden Selahattin Alan, Nuri Demirağ'in en değerli iş arkadaşlarından biriydi. Fransa'da uçak mühendisliği eğitimi yapan Selahattin Alan, Nuri Demirağ ile çalışmaya başlamadan önce, Türk Hava Kuvvetleri'nin Eskişehir'deki uçak bakım ve tamir atölyelerinde görevliydi. Fransızca, İngilizce ve Almanca'yı çok iyi bilen bu genç mühendis, ilk "Türk tipi" uçakların planını çizmiş ve yapımını sağlamıştı. Nuri Demirağ ve Selahattin Alan, birlikte kolları sıvayarak modern bir uçak fabrikası meydana getirmişlerdi. Ayrıca Nuri Demirağ İstanbul Teknik Üniversitesi bünyesinde bir uçak mühendisliği bölümü açılması için öncülük etmiştir.

THK, Beşiktaş'taki fabrikaya ilk olarak 65 adet planör, sonrasında 10 adet başlangıç eğitim uçağı sipariş etti. Planörler, 1937-1938 yıllarında tamamlanarak teslim edildi. Bu dönemde Selahaddin Alan'ın Eskişehir'de prototipini yaptığı, NuD-36 rumuzuyla 24 adet uçak imal edildi. 1938 yılında, Alman uzmanların da yardımıyla, NuD-38 rumuzlu, çift motorlu ve madeni gövdeli, 6 kişilik yolcu uçağının dizaynına başlandı.

Nuri Demirağ'ın Beşiktaş'taki fabrikada yapılan ve hiç bir bozukluk göstermeden başarılı uçuşlarına devam eden uçakları, Türkiye'de olduğu kadar yurtdışında da büyük yankılar uyandırmıştı. Hele çift motorlu, barışta yolcu uçağı, savaşta istenildiği zaman eksiksiz bir bombardıman uçağı görevini görecek şekilde yapılan ve saatte 270 kilometre hıza ulaşan, 5 bin 500 metre yükseğe çıkabilen NuD-38 n yapılması, dünya uçak sanayicilerinin dikkatini birden Türkiye'ye ve Nuri Demirağ'ın uçak fabrikasına çekmişti. Ürettiği NuD-38 adını taşıyan çift motorlu 6 kişilik yolcu uçağı yurt dışında büyük ilgi gördü ve bu uçaklar Dünya havacılığı yolcu uçakları A sınıfına alındı.

Türklerin kendi uçaklarını kendilerinin yapması belli başlı uçak fabrikalarını endişelendiriyordu. İngiliz ve Almanlara göre Amerika'nın endişeleri daha büyüktü. Gerçi Türklerin bu işin altından kalkabileceklerine inanmıyorlardı; fakat bu iş gerçekleşirse, ileride bir pazar kaybetmenin endişesi içerisindeydiler. Bu düşüncedeki Amerikan Uçak İmalatçıları Birliği, Türkiye'ye incelemelerde bulunmak üzere birliğin başkanı Mr. Todd'u göndermişti.

Nuri Demirağ İstanbul köprüsünün maketini yapıp Atatürk sundu. Atatürk çok beğendi. İsmet İnönü ye gönderdi. Maket orada kaldı. Ağabeyimin babama gönderdiği mektupta, abacığım, İspanya an altı adet uçak siparişi almıştık, onu tamamlamak üzereyiz. Aynı zamanda Cumhurbaşkanımız İnönü,

- Nuri Bey, her şey çok mükemmel, daha ileriye gitmek için niçin devletle işbirliği yapmıyorsunuz?

- Teşekkür ederim. Senelerdir söylediğiniz hususta uğraştım. Fakat başaramadım. Devlet mensupları benden rüşvet istiyorlar.

Bu söz üzerine İnönü bozuldu.
- İspat eder misin?
- İspat ederim. Müsaade ederseniz evrakları getireyim, diye yazıhaneye geçti.
İnönü yanındaki zevata dönerek,
enginliği başını döndürdü. Hava alanını istimlâk edin. Uçakları sattırmayın. Nuri Bey içeriye girdiğinde, İnönü ayağa kalkmış, kapıdan çıkarken karşılaştılar. Bir şey söylemeden otomobiline binerek ayrıldılar.
Araştırmacı Savaş Güvezne de deneme uçuşu sırasında pilotaj hatası nedeniyle düşen ve İnönü döneminde üretimi durdurulan NuD 36 uçaklarının ardında siyasi hesaplaşmaların olduğunu düşünüyor.

Güvezne`nin araştırmasına göre Nuri Demirağ, Türk yapımı 12 uçağın üretimi için Fransa`dan pilot brövesine sahip Selahattin Alan`ı Türkiye`ye getirdi. Alan, NuD 36`yla Demirağ`ın tüm ısrarlarına karşın Eskişehir`e uçmaya karar verdi. Alan`ın yönetimindeki uçak Eskişehir yakınlarında iniş sırasında drenaj kanalına (su toplama kanalı) saplandı.

Bu kaza Demirağ`ın zorlu yıllarının da başlangıcı oldu. "Türk Hava Kurumu bu kazanın ardından uçaklar tehlikeli deyip sipariş ve ihaleyi durdurdu" diyen Güvezne, Demirağ`ın bilirkişiler eşliğinde hazırladığı raporların dikkate alınmadığını söylüyor. Yapılan tespit sonucunda uçaklarda bir sorun olmadığı ve pilotaj hatası nedeniyle düştüğü saptandı. Ancak uçakların seri üretime geçmesi engellendi.

Eldeki 12 uçağın bir kısmının hurdacılara verildiğini söyleyen Adnan Baykal, bazı uçakların da bugün Atatürk Havaalanı`nın olduğu bölgeye gömüldüğünü iddia ediyor.

Havaalanının dörtte üçünün dedesine ait olduğunu belirten Baykal, "Arazi sadece istimlak edilmekle kalmadı, ayrıca alandaki 12 uçağın en hızlı şekilde tahliye edilmesi istendi. Uçakları alıp, araba gibi bir yere park edemezdik. Dolayısıyla babam bu konuda büyük zorluklar yaşadı" diyor.

Sonunda uçakların kusurları var diye sattırılmadı. Hava alanı metrekaresi bir buçuk kuruşdan istimlâk edildi. Yarım kuruş vergiye gitti. Bir kuruşdan parasını aldı. Sayın İnönü yardımcı olsaydı, bugün dünyanın en iyi uçaklarını imal etmiş olacaktık.

Nuri Bey devleti mahkemeye verdi.
Uçaklar satılmayınca Divriği hava alanından vazgeçti. Oraya gönderdiği Üç adet hangar ve diğer malzemeler çürüdü. Divriği vilayet olamadı. Koraltan, Aygün n uğraşları da bir netice veremedi. Divriği en göç başladı, küçülmeye başladı. 1960 yıllarında Divriği in 125 köyünde okul varken, şimdi 35-40 düştü.Türk havacılık sektörü baltalandı

Nuri Demirağ`la ilgili görüşlerine başvurduğumuz havacılık tarihi uzmanı ve Met-Air pilotu Fehmi Karaeminoğulları şunları söyledi: "Demirağ`ın ürettiği uçakların emniyetsiz olduğu konusu gerçeği yansıtmıyor. Çeşitli çevreler Türkiye`nin dışarıya bağımlı olmasını istedi. Bu nedenle de Türk havacılık sektörü baltalandı." Karaeminoğulları şöyle devam etti: "Fransa, Almanya ve İtalya`nın başını çektiği oluşum bugün dünya devleri haline geldi ve kendi uçaklarını üretiyor. Bu, Türkiye adına büyük bir kayıp."

Cumhuriyetin ilk yıllarında üretilen Türk uçaklarının, seri üretime geçememesi dönemin siyasi hesaplaşmasına bağlanıyor

http://frmsinsi.net/images/forumsins...sinsi.net_.jpg

http://frmsinsi.net/images/forumsins...sinsi.net_.jpg

http://frmsinsi.net/images/forumsins...sinsi.net_.jpg

http://frmsinsi.net/images/forumsins...sinsi.net_.jpg

Not biliyorum konu çok uzun oldu kimsenin sonuna kadar okuyacağınıda tahmin etmiyorum açıkçası ama en azından böylesine güzel bir forumda böylesine unutulmuş bir tarihi gerçeğin bulunması gerektini düşündüm

Çeşitli sitelerden bilgileri derledim alıntıdır


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.