![]() |
Hücre İçi Yapılar
Hücre İçi Yapılar
Hücrenin içinde ilk bakışta göze çarpan en belirgin yapı çekirdek'tir. Canlının kuşaktan kuşağa aktarılacak bütün özelliklerine ilişkin kalıtsal bilgileri taşıyan kromozomlar da çekirdeğin içinde bulunur {bak. KALITIM VE GENETİK). Eğer hücreyi bir fabrikaya benzetirsek, çekirdek bu fabrikanın "yönetim merkezi"dir. İçeride depolanmış bütün bu maddelerle fabrikanın ne üreteceğini ve nasıl üreteceğini belirleyen bilgiler ise kromozomlarda yüklüdür. Kromozomların temel bileşeni deoksiribonükleik asit ya da kısaca DNA denen kimyasal maddelerdir. DNA, üzerinde yüklü olan bilgileri aktararak hücre içindeki üretimi yönlendirmek üzere çekirdekten ayrılamaz. Ama ribonükleik asit ya da RNA denen başka kimyasal maddelerin yapımını yönlendirerek bu maddeleri aracı olarak kullanır. Örneğin haberci RNA (mRNA), hücre çekirdeğindeki DNA'nın içerdiği bilgileri yüklenir ve çekirdekten çıkaraksitoplazma'ya girer. Sitoplazma çekirdeğin dışında kalan protoplazma kütlesidir ve fabrikanın, yani hücrenin "üretim bölümü"dür. Ağ gibi dağılmış protein parçacıklarından oluşan bu peltemsi kütlenin içinde çeşitli organeller bulunur. Bunlardan en önemlileri protein üretim merkezi olan ribozomlar ile hücrenin enerji üretim birimleri olan mitokondrilefâır.Haberci RNA, yüklendiği bilgiyi ribozomlara taşıyarak çekirdekteki DNA'nın "istediği" proteinlerin yapılmasını sağlar (bak. PROTEİN). Proteinlerin temel yapıtaşı aminoasit denen moleküllerdir ve ayrı ayrı yapılarda 20 aminoasit vardır. Değişik aminoasitlerin değişik bir sıraya göre dizilerek birleşmesiyle, birbirinden farklı binlerce protein oluşabilir. Nitekim her canlının yapısındaki proteinler farklı olduğundan, her hücre hem canlının yapısına, hem de kendi özel işlevine uygun proteinleri üretmek zorundadır. Örneğin buğday proteinlerindeki aminoasitler kendine özgü biçimde dizilmiştir; bir fare buğday tanelerini yediğinde bu proteinleri aminoasitlerine parçalar ve hücrelerindeki DNA'da kayıtlı olan bilgiden yararlanarak, içlerinden seçtiği aminoasitleri yeniden birleştirip kendi proteinlerini üretir. Oysa insan buğday ekmeği yediği zaman başka aminoasitleri seçip başka sıraya göre dizerek değişik proteinler üretebilir. Ribozomlarda gerçekleşen protein üretiminin bütün bu yıkımyapım süreçleri ve hücrenin öbür işlevleri için enerji gereklidir. Bu enerji de gene yiyeceklerle alınan glikozun ve öbür karbonhidratların mitokondrilerde parçalanmasıyla açığa çıkar. Enerji üretmek için gerekli olan yakıt da canlının solunum yoluyla aldığı oksijendir {bak. SOLUNUM). Bitki hücreleri de tıpkı hayvan hücreleri gibi bir zarla kuşatılmış olan sitoplazma ve çekirdekten oluşur. Ama bitkilerde bu hücre zarının dışında ayrıca selülozdan yapılmış sert bir hücre duvarı vardır. Sitoplazmanın içinde, kofuldenen, sıvı dolu bir kesecik bulunur. Bu kesecik, hücre zarına benzeyen bir zarla sitoplazmadan ayrılmıştır. Bitkilerin yeşil bölümlerindeki hücrelerin sitoplazmalarında kloroplast denen organeller, bunların içinde de güneş enerjisini kimyasal enerjiye dönüştüren yeşil renkli klorofil pigmenti bulunur. Böylece yeşil bitkiler topraktan aldıkları basit inorganik maddeleri fotosentez denen bir süreçle karmaşık ve organik kimyasal bileşiklere dönüştürebilir (bak. FOTOSENTEZ). Bu kimyasal bileşikler ya hücrenin mitokondrilerinde parçalanarak canlıya gerekli olan enerjiyi sağlar ya da bitki hücresinde üretilecek yeni maddelerin yapımında kullanılır. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.