![]() |
Deri Ve Türkler'de Dericilik
Deri Ve Türkler'de Dericilik
Türkler'de dericilik İÖ 4. ve 3. yüzyıllarda, hayvancılığa bağlı bir yaşama biçiminin sonucu olarak gelişmiş, giysi, çizme, başlık ve çadır yapımında hep deri kullanılmıştır. Anadolu'ya yerleşen Türkler dericilik zanaatını geliştirdiler. Selçuklular döneminde Kayseri, Diyarbakır, Kastamonu gibi kentler birer dericilik merkezi durumuna geldi. Koşum takımları, yular, eyer üreten saraçlık gelişti. Anadolu'yu Moğollar'ın işgali öteki el sanatlarını olduğu gibi dericiliği de geriletti. Osmanlı döneminde, Ahilik'in kurucusu Ahi Evran'ın bir debbağ (sepici) olması nedeniyle dericilik yeniden belli başlı zanaatlardan biri durumuna geldi. Türkiye'nin önde gelen deri üretim merkezi Kazlıçeşme'nin temeli II. Mehmed (Fatih) zamanında atıldı. Fatih Yedikule'de ordunun deri gereksinimini sağlamak üzere 33 mezbaha ve 360 tabakhane yaptırmıştı. Burada üretilen deriyi işlemek üzere de Saraçhane kurulmuştu. Osmanlı dericiliği 18. yüzyılda çok ilerlemişti. Gene de dericilik yakın zamana kadar geleneksel yöntemlerle, küçük işletme birimleri ya da ev işletmeleri düzeyinde, iç tüketime yönelik olarak sürdü. 1812'de Beykoz Deri ve Kundura Fabrikası kurulduktan sonra deri giyim eşyası sanayisinde bir gelişme görüldü. Ne var ki, tam da bu sıralarda Avrupa'da teknolojinin gelişmesi, Türkiye'de ise yeni yöntemlerin zamanında uygulanamaması bu alanda gerilemeye yol açtı. Bugün ise deri ürünleri çok nitelikli olmakla birlikte, kırsal alanda hayvan kesiminin ilkelliği ve düzensizliği yüzünden dericilik istenilen verimlilikte değildir. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.