![]() |
Rüzgar Enerjisi- Ekonomik Olduğunu Kanıtlamıştır
Rüzgar Enerjisi- Ekonomik Olduğunu Kanıtlamıştır
Rüzgardan elektrik üretimi yeni bir endüstridir. Avrupa’da 15 yıl önce hiç bir ticari rüzgar gücü bulunmamaktaydı. Rüzgar gücünün çevresel yararları gözönüne alınmadan bile bazı ülkelerde rüzgar enerjisi daha şimdiden fosil ve nükleer güç ile rekabet edebilmektedir. Geleneksel güç santrallarından elde edilen elektriğin maliyeti genelde çevresel etkilerini (asit yağmurları, petrol sızıntılarının temizlenmesi, iklim değişikliğinin etkileri) tümüyle hesaba katmamaktadır. Rüzgar enerjisi üretimi maliyetin azalması ve verimliliği artması şeklinde iyileşmeye devam etmektedir. Rüzgar enerjisinden elde edilen elektriğin maliyeti kWh başına 5-8 ECU olup bu maliyetin 4 ECU ya kadar düşmesi beklenmektedir. Rüzgar enerjisi projelerinin tesis edilmesi kolay olup bakımı da ucuzdur. Arazi sahibi çiftçilere ödenen kira bedelleri kırsal alanlarda önemli bir ek gelir sağlamaktadır. Inşaat çalışmaları çoğu kez yöredeki işgücünü seferber eden yerel şirketlerce gerçekleştirimekte, ve bakım işleri için uzun dönemli iş olanakları yaratılmaktadır. Rüzgar enerjisi hızlı büyüyen, dünya çapında bir endüstridir. Dünya çapında yaklaşık 60 imalatçı bulunmaktadır ve bunun çoğu Avrupalıdır. Avrupa Bankalarının en az 10 tanesi ve kamu hizmet şirketlerinin en az 20 tanesi rüzgar enerjisine yatırım yapmaktadır. Danimarkada 100 000 den fazla birey kişisel yatırımlarını rüzgar enerjisine yapmaktadır. Rüzgar endüstrisi aynı zamanda önemli bir işverendir. Danimarka Rüzgar Türbinleri Imalatçıları Birliği tarafından yapılan son bir çalışma Danimarka rüzgar endüstrisinin 8500 Danimarkalıya iş sağladığını ve 4000 kişiye de Danimarka dışında çalışma imkanı verdiğini göstermektedir. Danimarka Rüzgar Endüstrisi şu an balıkçılık endüstrisinden daha fazla işçi çalıştırmaktadır. Avrupa’da rüzgar endüstrisinin yarattığı toplam iş sayısının 20 000’i aştığı tahmin edilmektedir. Rüzgar Kaynakları ve Elektrik Talebi Bir dizi bilimsel değerlendirme dünyadaki rüzgar kaynaklarının son derece büyük ve 6 kıtaya yayılmış olduğunu göstermiştir. Bugün dünyadaki mevcut toplam teknik olarak işe koşulabilir rüzgar kaynağı yılda 53 000 Terawatt saattir ve bu dünyanın 1998 deki toplam elektrik tüketiminin yaklaşık 4 katıdır. Dünyadaki rüzgar kaynakları hiç bir zaman elektrik üretimi için rüzgar gücü kullanımını sınırlayan bir faktör olmayacaktır. 2020 yılına kadar dünya elektriğinin %10 unu rüzgar gücüyle sağlansa bile rüzgar potansiyelinin çoğu hala kullanılamamış olacaktır. Avrupa yoğun bir rüzgar kaynağına sahip olduğu için şanşlıdır. Avrupa’da, gelecek yüzyılın ilk yıllarında gerçekleşmesi beklenen, deniz üstü alanların geliştirilmesi elektrik talebinin karşılanmasında ek potansiyel sağlayacaktır. Teorik olarak rüzgar enerjisi tüm Avrupa’nın elektrik ihtiyacını sağlayabilecektir. Teknik kısıtlamalar nedeniyle rüzgar enerjisinin Avrupa’nın elektrik talebinin %20 sini karşılamak üzere kullanılması anlamlıdır. Pek çok Avrupa ülkesindeki çalışmalar, elektrik şebekesinin işleyiş ve yapısında herhangi bir değişiklik yapmadan, elektrik talebinin % 10-20 sinin rüzgar türbinleri ile karşılanabileceğini göstermiştir. Avrupa’da karada ve deniz üzerindeki kombine rüzgar potansiyeli 2020 yılı için öngörülen elektrik talebinin % 20 sinden fazlasını karşılamaya yetecektir.Özellikle deniz üstü projeler için iyileştirilmiş teknoloji ve daha ucuza malolan temeller bu yüzdeyi önemli ölçüde artırabilecektir. Uluslararası Enerji Ajansı eski tas eski hamam senaryolarla dünyanın 2020 yılına kadar elektrik tüketimini iki misli artıracağını öngörmektedir. Elektriğe olan gelecekteki talep artışı, 20 yılda dünyanın elektrik talebinin % 10 unu karşılamayı hedefleyen, rüzgar gücünün yılda 2500-3000 Terawatt saatlik elektrik enerjisi üretmesi gerektiği anlamına gelmektedir. Günümüzün ve geleceğimizin ekmek kadar su kadar önemli bir gereği; enerji. Son yıllarda artan dünya nüfusu, modern hayatın getirdiği yenilikler, teknolojinin gelişimi ile birlikte üretilen enerjinin kullanılacağı yeni alanların ortaya çıkması, enerjiye olan bağımlılığımızı ve ihtiyacımızı arttırken, bizleri yeni, temiz enerji kaynakları bulmaya itmektedir. Günümüzün başlıca enerji kaynaklarından olan fosil yakıtların 1996 yılı rakamlarına göre rezerv durumları incelendiğinde, kömür 235 yıl, petrol 43 yıl, doğal gaz 66 yıl sonra tükenecektir. Yıllar geçtikçe yeni rezervler bulunmakta veya teknolojinin gelişmesiyle eskiden ekonomik olmayan kaynaklar da buna katılmaktadır. Fakat şu anda tüketim hızı Dünya’da doğal fosil oluşum hızının 300 000 katıdır. Diğer bir deyişle bir günde bin yıllık oluşumu tüketiyoruz. Bu gidişle rezervlerin tükenmesi kaçınılmazdır. Bu durumda aklımıza gelen yeni enerji kaynakları; yenilenebilir olanlar ve nükleer enerjidir. Nükleer enerjinin ise dünyada ve ülkemizde kullanımı konusunda tam bir güven olmaması ve geçmişte yaşanan nükleer kazalar, yenilenebilir olan enerji kaynaklarını ön plana çıkarmıştır. Yenilenebilir enerji kaynakları dendiğinde ilk düşünülenler: Güneş, rüzgar, dalga enerjisidir. Bu yazımızın konusu olan rüzgar enerjisi, günümüzün yenilenebilir enerji kaynaklarının en çok gelecek vaat edenlerinden birisidir. Rüzgar enerjisinin kaynağı güneştir. Rüzgar denilen hava akımları, güneşin yeryüzünü ve atmosferi homojen ısıtmamasından kaynaklanan basınç ve sıcaklık farklarından doğmaktadır. Rüzgar; hızı, yönü ve esme-saat sayısı gibi özellikleri ile etkili olan bir iklim elemanıdır. Rüzgar enerjisini ortaya koyan ve önemli faktör, yükseklikle orantılı olarak değişen hızıdır. Rüzgardan yararlanmayı sağlayan kinetik enerjisi ise; rüzgarın hızının, havanın özgül kütlesinin, rüzgarın tutulacağı rotor alanının, rotorun bulunduğu yüksekliğin fonksiyonu olmakta ve hızının üçüncü dereceden kuvveti ile orantılı olarak değişmektedir. Rüzgarın enerji üretiminde kullanımı, 1970’li yıllardaki petrol krizinden sonra başlamıştır. 1980-1985 yıllarında Amerika’da toplam 1580 MW güce sahip rüzgar çiftlikleri kurulmuştur. Kurulu güç değeri 1998 sonu itibariyle 1946 MW’a ulaşmıştır. Avrupa’da, Danimarka, Hollanda ve Almanya’da kurulmaya başlanan rüzgar çiftlikleri hızla gelişmiş, 1991 yılında yeniden düzenlenen enerji kanunu ile Almanya rüzgar enerjisinde 1. sıraya çıkmıştır. Dünya’da kurulu gücün %60’ı Avrupa’da, %20’si Amerika’dadır. 1998 yılında eklenen 2100 MW’lık kapasite ile dünyadaki kurulu rüzgar gücü 9.600 MW’a ulaşmıştır. Bugün, Dünya üzerinde en büyük kurulu güç 6469 MW ile Avrupa’da yer alıyor. Kuzey Amerika 2035 MW ile ikinci, Asya 1194 MW ile üçüncü sırada yer alıyor. Avrupa’da en büyük kurulu güç ise 2875 MW ile Almanya ve arkasından 1450 MW ile Danimarka ve 834 MW ile İspanya’dır. Rüzgar Türbinleri Nasıl Çalışır ? Rüzgar türbinleri, bir rotor, bir güç şaftı ve rüzgarın kinetik enerjisini elektrik enerjisine çevirecek bir jenaratör kullanırlar. Rüzgar rotordan geçerken, aerodinamik bir kaldırma gücü oluşturur ve rotoru döndürür. Bu dönel hareket jeneratörü hareket ettirir ve elektrik üretir. Türbinlerde ayrıca, dönme oranını ayarlayacak ve kanatların hareketini durduracak bir rotor kontrolü bulunur. Rüzgar şiddeti yükseklikle arttığı için rüzgar türbinleri kule tepelerine yerleştirilir. |
Cevap : Rüzgar Enerjisi- Ekonomik Olduğunu Kanıtlamıştır
Paylaşım İçin Teşekkürler
|
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.