![]() |
Telefonun Icadı 14 Şubat 1876 - Alexsander Graham Bell
5 Eklenti(ler)
Telefonun icadı 14 Şubat 1876 - Alexsander Graham Bell
Edinburg doğumlu Alexsander Graham Bell, Amerikan yurttaşlığına geçmişti ve sağır bir kıza aşıktı. Sağırlara nasıl yardımcı olabileceğini düşünüyordu. Boston Üniversitesi'nde ses fizyolojisi profesörü iken sesleri mekanik olarak yeniden üretme fikri kafasını sürekli meşgul ediyordu. http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1273055495 Ses dalgaları, elektrik akımına dönüştürülebilirse, o zaman elektrik akımının da bir devrenin öteki ucunda yeniden sese dönüşürülebileceğini düşünüyordu. 1876 yılıydı. Bir gün sesi taşımak üzere tasarladığı bir araçla deney yaparken, pilin asiti pantolonuna döküldü. Asistanı Thomas Watson'dan, Watson'ın binanın başka bir tarafında olduğunu bilmeden yardım istedi. http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1273055495 Bundan sonra neler olduğunu laboratuvar notlarında şöyle anlatır: "Ağızlıktan şu tümceyi söylemiştim: 'Bay Watson, buraya gelin. Sizi görmek istiyorum.' Şaşılacak bir şey, ama geldi ve söylediklerimi duyup anladığını söyledi. O'ndan sözlerimi yinelemisini istedim. Harfi harfine yineledi. Sonra yer değiştirdik Watson, kitabın birinden ağızlığa birkaç bölüm okurken alıcıdan dinledim. Çıkan seslerin alıcıdan geldiğine hiç kuşku yoktu. Duyulan ses yüksek, ama anlaşılmaz ve boğuktu. Ne söylendiğini çıkaramadım, ama rastgele bazı sözcükler çok açıktı; en sonunda da çok açık ve anlaşılır biçimde "Bay Bell, söylediklerimi anladınız mı" tümcesi duyuldu. Bell, bir yıl sonra telefonun patentini aldı. Birkaç ay sonra Bağımsızlık Bildirgesi’nin yayımlanışının 100. yıl kutlamalarının en coşkulu günleriydi. Konuk Brezilya İmparatoru 2.Pedro, "Bu konuşuyor" diye haykırarak onu bütün dünyaya duyurdu. http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1273055495 Telefon bulunduğu sıralarda, Amerikalı bir belediye başkanı "Bir gün her kentte bir tane olacak" dediğinde cüretkar bir öngörü sayıldı. İngiltere’de de Postane Başmühendisi Sir William Preece, bir halk komitesinde, "Amerikalıların telefona ihtiyaçları var, ama bizim yok. Bizim elimizde bir yığın haberci çocuk var" dedi. Arthur C. Clarke, yirminci yüzyılın sonlarından önce dünyadaki her köyde değil, her evde bir telefon olacağını daha o günden tahmin etmişti. Thomas Edison, telefonu geliştirdi, gramofonun habercisi olan fonografı buldu. Joe Nickell, bu şeyin kolay kabul görmediğini şöyle anlatır: "1878'de, Fransız Bilimler Akademisi’nin üyeleri Du Moncel’in, Thomas Edison’un son buluşu ile ilgili olarak gerçekleştireceği bir gösteriye tanıklık etmek için toplanmışlardı. Toplantıya ünlü fizikçi Jean Bouilland da katılmıştı. Küçük, ilkel fonograf konuşmaya başladığı sırada (Du Moncel’in biraz önce söylediği sözleri yanlışsız yinelerken) 82 yaşındaki Bouilland, fizikçinin üzerine atılıp boğazına sarıldı. "Seni sefil!" diye bağırdı."Bir vantroluğun hileleriyle bize aldatmak istemeye nasıl cüret edersin! "Bouilland, bir tek insanların konuşabildiğini, makinelerin konuşamayacağını "kavramış" biriydi!" http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1273055495 Maxwel’in konuyla ilgili makalesi aslında 1865 yılında yayınlanmıştı. Maxwel'in Elektromanyetik Dalga Kuramı, büyük bir düşünsel başarıydı ama bazı İngiliz ve Avrupalı bilim adamlarının fazlaca ilgisini çekmemişti. Makalesinin yayınlanışından tam 23 yıl sonra 1887 yılında Alman fizikçi Heinrich Hertz (1857-1894), elektromanyetik dalgaların varlığını denel olarak kanıtladı. Hertz, bunu başarabilmek için, dalgaları yayan bir verici ve bir alıcı yapmıştı. Böylelikle dalgaların iddia edildiği gibi hareket ettiklerini kanıtlayabilecekti; ama o zamanların iyi donanımlı laboratuvarlarının çoğunda bulunabilecek basit elektrikli teçhizatı kullanmıştı. Hertz'in vericisi, aküyle çalışan bir endüksiyon bobiniydi; yani günümüz otomobillerinde bulunan ateşleme bobinine (kontakt) benzeyen ve ayarlanabilir bir kıvılcım boşluğu bulunan bir kıvılcım veya endüksiyon bobiniydi. Ayrıca vericinin üzerinde çift kutuplu anten olarak işlev gören iki tane düz metal plaka bulunuyordu. Hertz'in alıcısı küçük bir boşlukla ayrılmış bir tel devreydi. Vericilerin boşluğundaki salınım yükü, Uzay'da ışıyan elektromanyetik dalgalar, alıcıya ulaşırken, telde bulunan sabit elektronların hareket etmesine ve devredeki boşlukta bir kıvılcımın oluşmasına neden oluyordu. http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1273055495 Sonuçta, Hertz'in laboratuvarında kıvılcımlı telsiz telgraf sistemi doğmuş oldu. Üzerinde yapılacak önemsiz değişikliklerle Hertz'in cihazı, kodlu mesajlar gönderebilecek bir biçime dönüştürülebilrdi. Ama ne var ki Hertz, iletişim teknolojisiyle ilgilenmiyordu. Sonuçta o, Maxwell'in kuramsal çalışmasının önemli bir kısmını deneylerle doğrulayan bir bilim adamıydı. Hertz'in yaptığı deneyleri açıklayan popüler, çağdaş yorumlar, bu deneylerin olası pratik kullanımlarından söz ediliyordu; ama Hertz, araştırmasının bu yönüne ilişkin olarak hiçbir yorumda bulunmadı. Bu sıralarda İngiltere’de Sir Oliver Lodge (1851-1940) da benzer çalışmalar yapıyordu. Bu çalışmaların aksayan yanları bulunmasına karşın, Hertz, telsiz dalgalarının, telgrafın keşfinde ilk adımları yansıtır. Hertz ve Lodge, verici ve alıcı cihazları belirli bilmsel ilkeleri kanıtlamak amacıyla yapmışlardı; ama yine de Lodge, Alman meslektaşına kıyasla, teknolojik sorunlarla daha fazla ilgileniyordu. Sözgelimi, elektrik dalgaları üzerine yaptığı araştırma, fırtınalı havalar sırasında yeterli koruma sağlayamayan yıldırımsavarların gelişkin hale getirilmesine yönelik bir araştırmadan türemişti. Uygulamaya yönelik ilgisine ve elektromanyetik ışıma hakkındaki üstün bilgisine rağmen Lodge, telsiz telgraf düşüncesine ilk yönelenlerden birisi olamadı. 1892 yılında bir başka İngiliz fizikçi (tabi ki o da bir Sir), Sir William Crookes, popüler bir bilim dergisinde, Hertz'in keşfettiği dalgaların mucizelerini öven bir makale yazmıştı. Crookes'in kehanetlerine göre bu dalgalar, gelecekte hava koşullarının kontrol edilmesini, daha iyi ürünler yetiştirilmesini, aktarım telleri kullanmaksızın evlerin aydınlatılmasını sağlayacaktı; o sıralarda ise tellere, direklere, kablolara veya pahalı aletlere gerek duymayan bir telgraf sisteminin yaratılmasında kullanılabilirlerdi. Tarihçi Hugh G.J.Aitken ise, 1892 yılının telsizle iletişimin gelişiminde bir sınır çizdiğine inanıyor. Önceleri, elektromanyetik dalgalar üzerine yapılan deneyler, Maxwell Kuramı'nı geçerli kılma amacını güdüyordu. Ama 1892 yılından sonra deney yapan kişiler, sinyal gönderme sistemlerine, yeni cihazların geliştirilmesine veya icat edilmesine ve bilimsel makaleler yerine, patent başvuruları gerektiren ticari gelişmelere yöneldiler. Lodge, 1894 yılında İngiliz Bilim Geliştirme Derneği'nin yıllık toplantısında, icat ettiği vericiyi tanıttı. Yaklaşık 55 metrelik bir uzaklığa, mors alfabesiyle sinyaller gönderdi ve telsiz telgrafın sunacağı olanakları anlattı. O sıralarda Lodge, telsizle iletişim konusunda bilimsel ve teknolojik gelişmeleri yakından takip ediyordu ve bu alandaki bilgisi oldukça fazlaydı. Bunun yanısıra, bu konunun gelecekte çok büyük bir etkiye sahip olacak yönleri üzerinde de çalışmalarda bulunuyordu ki bunlar arasında en önemlisi 'seçici akort' tu. Bu buluş, telsizle iletişimden yararlanan kişilerin daha düşük frekanslarda haberleşmelerini sağlayacak ve böylelikle başka sinyallerin araya girmesini engelleyecekti. Maxwell, 19. yüzyılın büyük öncülerinden biridir. Bir gazın sıcaklığının o gazın molekülleriyle ilişkisini açıkladı ve "gazların kinetik kuramı" nın oluşmasında belirleyici rol oynadı. Aynı matemaktiksel hünerini, elektrik ve manyetizma olayları arasındaki ilişkiyi açıklayan denklemleri kurarken de kullandı. O, gerçek bir araştırmacıydı. Mekanik ve astronomi ile de ilgilendi. 1861 yılında renkli fotoğrafı ilk olarak o çekti. Özet; 1876: İlk telefon görüşmesi Alexander Graham Bell ile yardımcısı Thomas Watson arasında yapıldı. Bell, yan odadaki Watson'a, ''Watson, buraya gel! Seni görmek istiyorum'' dedi. 1915: Şehirlerarası ilk görüşme yine Bell ve Watson arasında yapıldı. Bell, New York'tan o anda San Francisco'da bulunan Watson'a yine onu görmek istediğini söyledi. Watson da, ''Bu bir hafta sürer'' diye yanıtladı. 1924: İlk cep telefonları, ilkokul öğrencisinden bile büyük radyolardı ve üzerlerinde büyük bir anten bulunuyordu. 1978: İlk hücresel telefon sistemi Japonya'da kuruldu. Bunu İskandinavya ve 1983'te de Chicago izledi. 1983: Uzmanlar, 2000 yılında ABD'deki cep telefonu abonelerinin sayısının 1 milyonu bulacağını ileri sürdüler. Şu anda, ABD'de 100 milyon cep telefonu abonesi bulunuyor. 2003: İnsanlar cep telefonunu artık, oyun oynamak, internette ''sörf'' yapmak, resim çekmek ve konuşmak için kullanıyor. Cep telefonları, küçük birer bilgisayar haline geldi. __________________ |
Cevap : Telefonun Icadı 14 Şubat 1876 - Alexsander Graham Bell
Paylaşım İçin Teşekkürler
|
Bell, Alexander Graham (1847-1922)
Alexander Graham Bell telefonu buları kişi olarak tanınır. İskoçya'nın Edinburgh kentinde doğan Bell, 1870'te ailesiyle birlikte Kanada'ya göç etti. Konuşma bozukluklarının düzeltilmesi ve güzel konuşma sanatı konusunda en yetkili kişilerden biri sayilan babasının yolundan giderek, 1872'de ABD'nin Boston kentinde işitme özürlüler için öğretmen yetiştirmek üzere bir okul açtı. Ertesi yıl Boston Üniversitesi'nde konuşma fizyolojisi profesörlüğüne atandı.
BelPin en büyük düşü, birbirinden uzaktaki iki kişinin konuşabilmesini sağlayacak bir araç bulmaktı. Bir megafonla konuşulduğunda bile, gırtlaktan çıkan ses dalgalannın çok uzak mesafelere kadar yayılamadığını bildiği için, ses titreşimlerini daha uzak mesafelere nasıl iletebileceğim araştırmaya başladı. Sonunda, elektrik akımı aracılığıyla bu titreşimleri oldukça uzağa iletmeyi başardı {bak. Ses). Bell'in yaptığı ilk telefon, birbirinin eşi olan iki basit aygıttan oluşuyordu. Bu aygıtlarıniçinde bir elektromıknatıs ile diyafram denen çok ince bir demir levha vardı. Elektromıknatıs, üzerine sarılmış tellerden elektrik akımı geçirildiğinde mıknatıs gibi davranan bir demir parçasıdır {bak. ELEKTROMIKNATIS). Aygıtlardan biri alıcı, öbürü verici olarak kullanılıyor ve elektromıknatısın sargilan (bobinleri) verici ile alıcı arasındaki iletken tellere bağlarııyordu. Konuşurken çıkan ses dalgalan diyaframı titreştiriyor ve her titreşimde bobinden geçen elektrik akımının şiddeti değişiyordu. Bu akım alıcının bobinine ulaştığında, buradaki diyaframın vericideki diyaframla aynı şiddette titreşmesine yol açıyor ve böylece alıcının almış olduğu sesler vericiden işitilebiliyordu. 10 Mart 1876'da bu aygıt aracılığıyla yardımcısı Thomas Watson ile ilk telefon konuşmasını yapan Bell, 1877'de işitme özürlü öğrencilerinden Mabel Hubbard ile evlendi. Seslerin bir ışık demeti aracılığıyla kısa mesafelere iletilmesini sağlayan fotofon ve bildiğimiz gramofon ya da pikapların öncüsü olan grafofon da Bell'in buluşudur. 1883'te yaptığı bu aygıt, balmumundan plaklara kaydedilmiş sesleri okuyarak yeniden üretebiliyordu. Bell sonraki yıllarda, Glerın Curtiss adlı bir Amerikalı ile birlikte uçak yapımı üzerinde çalıştı. Ardından, Kanadalı Casey Baldwin ile birlikte, gövdesinin altındaki kızaklarla su yüzeyinde kayarak yol alan ve suda hız rekoru kıran bir hidrofoil yaptı {bak.HİDROFOİL). |
BELL (Alexander Graham),
BELL (Alexander Graham), ingiliz asıllı amerikalı mucit ve fizikçi (Edinburgh 1847 -B'addeck yakınında, Kanada, 1922). On altı yaşında, büyük yetenek gösterdiği müzik çalışmalarını bıraktı ve diksiyon profesörü olan babasını örnek alarak kendini sesbilgisi çalışmalarına verdi. Önce Londra'ya yerleşti, ama sağlığı yüzünden ailesiyle birlikte Kanada'ya göç etmek zorunda kaldı. Burada sağırlara işaret dıiini
öğretti. 1873'te Boston Üniversitesi'nde ses fizyolojisi profesörlüğü yaptı. 1874'te, is karasıyla kaplı cam bir levhaya seslen kaydeden yapay bir kulak yaptı. Sağırların işitmesini sağlamak amacıyla geliştirdiği çalışmalar sonucunda 1876'da telefonu icat etti. Bu buluş kısa sürede büyük başarı kazandı; ne var ki öncelik hakkına itiraz edildi ve Graham Bell mahkemede haklarını savunmak zorunda kaldı. Gramofon plaklarında balmumunun kullanılmasını bulması en kayda değer icatlarından biridir. İnsan bedeninde metal cisimlerin lokalizasyonu için elektriğe dayalı bir yöntem de tasarladı ve bu tasarı X ışınlarının keşfine kadar kullanıldı. Bell System, ABD'de, ülke içi telefon hizmetlerinin önemli bir bölümünü karşılayan özel şirketler grubu. American Te-legraph and Telephone'un (ATT) bir yan kuruluşudur ve ulusal ağın % 85'ini işletir. Laboratuvarlarında, çok sayıda buluş gerçekleştirilmiştir. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.