![]() |
Akdeniz << Mare Nostrum >>
■ Asya, Afrika ve Avrupa'nın kavşağında, önemli bir ulaşım yolu olan Akdeniz, binlerce yıldan beri, birçok uygarlığın mal ve kültür alışverişinde başrol oynamıştır. Bundan başka Akdeniz, sahne olduğu bütün siyasal çatışmalara rağmen, bir güneş ve tatil simgesidir, her yıl milyonlarca turist çeker.
Akdeniz'in yüzölçümü, ^Karadeniz ve *Marmara ile birlikte 2 966 000 km2'dir (Karadeniz hariç 2 510 000 km2). En derin yeri, Yunanistan'da Matapan Burnu'nun güneyinde 5 121 m'yi bulur. Ortalama olarak yüzde 40'ı 2 000 m'den derindir. Anadolu açıklarında da Akdeniz'in derin yerleri vardır: Teke Yarımadası açıklarındaki bir çukurun derinliği 4 353 m'yi bulur. Akdeniz iklimi Akdeniz çevresindeki ülkelerin özgün bir iklimi vardır. Kışlar ılık, yazlar sıcak ve kurak geçer: Akdeniz iklimi. Yılın üç-beş ayında, şiddetli sağanaklar dışında, hemen hiç yağmur yağmaz. Ayrıca, doğrudan doğruya Akdeniz'e dökülen ırmaklar buharlaşma ile meydana gelen su kaybını karşılayamaz. Su kaybı Cebelitarık Boğazı yolu ile Atlas Okyanusu'ndan ve Boğazlar yolu ile Karadeniz'den gelen sularla karşılanır. Buharlaşma yoğun olduğu için Akdeniz'de tuzluluk derecesi yüksektir (binde 39); Akdeniz'in bir başka özelliği de gelgitlerin çok hafif oluşudur. İklimin kuraklığı, Akdeniz ülkelerinin bitki dünyasını derinden etkiler. Ancak kuraklığa iyi uyabilen türler yetişir: yeşil meşe, mantar meşesi, kekik, biberiye en yaygın bitkilerdir. Bunlar seyrek meşelikler ve makiler meydana getirir ve bu bölge halkının geleneksel olarak yetiştirdiği koyun ve keçi sürülerinin yiyeceğini sağlar. Ama kuraklık, yangınlara da elverişli ortam hazırlar: her yıl, binlerce hektarlık orman, yanarak yok olur. Güneş beldeleri İklim, tarıma pek elverişli değilse de, Akdeniz ülkeleri için, günümüzde gene de bir zenginlik kaynağıdır. Çünkü turizmin gelişmesinde önemli rol oynar. Her yıl yaz gelince, Kuzey Avrupa'dan kalkan milyonlarca insan güneşe ve denize akın eder. Ama bu akın büsbütün zararsız da sayılamaz: bir çırpıda yapılmış zevksiz yapılar, bazı yerleşme bölgelerinin görünümünü ve manzara güzelliğini bozmuştur. Ayrıca sanayinin ve kentlerin gelişmesi etkileri şimdiden duyulmağa başlayan bir çevre kirlenmesine yol açmıştır. Bir Buluşma Yeri Deniz yolculuğuna pek elverişli olmamakla birlikte (düzensiz rüzgârlar ve akıntılar, sayısız gizli kayalıklar), Akdeniz öteden beri çok işlek bir ulaşım yoludur; dağlarla, çöllerle veya din, kültür ve siyasal rejim farklarıyla birbirinden ayrı kalmış bölgeleri birbirine bağlamış, böylece sürekli bir buluşma ve çatışma yeri olagelmiştir. Dünyadaki denizler arasında insanlığa en uygun ve en yakın deniz Akdeniz'dir. Çevresinde yüksek uygarlıkların doğmasında önemli rol oynayan Akdeniz, XIX. yüzyıla kadar büyük deniz savaşlarına da sahne olmuştur, llkçağ'da Fenikeliler, Kartacahlar, Romalılar; Ortaçağ'da Çenevizliler ve Venedikliler; Yeniçağ'da Venedikliler ve Osmanlılar üstün donanmalarıyla Akdeniz'e egemen oldular. XVI. ve XVII. yüzyıllarda Akdeniz bir Türk gölü durumundaydı. XVIII. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu gerilemeğe başlayınca Akdeniz'de İngilizler üstünlük kurdu. Cebelitarık, Malta ve Süveyş Kanalı gibi kilit noktalar İngilizlerin eline geçti. Zamanımızda ise Amerikan ve Sovyet donanmaları Akdeniz'de rekabet halindedir. Bir ticaret kavşağı Ekonomik bakımdan Akdeniz, tarihte birkaç defa Önemini yitirdi. Îlkçağ'da, Akdeniz doğunun lüks maddeleriyle batının hammaddeleri arasında önemli alışveriş alanıydı. Buna benzer bir alışveriş düzeni de Ortaçağ'da gerçekleşmiş, Venedik, baharat ticaretine egemen olarak üstünlük kazanmıştı. Ama Portekizlilerin aç&ğı Kap yolu, Akdeniz'de gerilemeğe sebep oldu ve bu durum ancak 1869'da, Süveyş Kanalı'nın açılmasıyla düzeldi. O zaman Akdeniz, Hindistan ve Uzakdoğu yolunun can damarı haline geldi. 1967 yılında kanalın kapatılması, ikinci bir defa Akdeniz'in gözden düşmesine sebep oldu. Bu durum ancak 1975'te, kanalın yeniden açılmasıyla son buldu. Bu iniş çıkışlara rağmen, Akdeniz'in gerek ticaret alanında (Arap ülkelerinden petrol ithali), gerek sanayi alanında oynadığı rol, öneminden bir şey kaybetmiş değildir. Gerçekten de, İkinci *Dünya Savaşı sona erdiğinden beri, Akdeniz kıyılarında gittikçe artan sayıda sanayi tesisleri kurulmaktadır: petrol rafinerileri, gemi şantiyeleri, çelik fabrikaları v.b. Kaynak: BilgeNesil.com | Meydan Larouse Gençlik Ansiklopedisi s.48-53 |
Akdeniz,batıda Atlas Okyanusundan doğuda Asya"ya kadar uzanan ve Avrupa"yı Afrika"dan ayıran kıtalararası deniz.
1 Eklenti(ler)
http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1310817476
AKDENİZ Akdeniz,batıda Atlas Okyanusundan doğuda Asya"ya kadar uzanan ve Avrupa"yı Afrika"dan ayıran kıtalararası deniz.Dünyanın en büyük iç denizidir.Toplam alanı,Marmara Denizi ve Karadeniz"le birlikte 2.966.000 km2,Karadeniz dışında 2.512.300 km2"dir.30-46 kuzey enlemleriyle,5-50 betı ve 36 doğu boylamları arasında yer alır.Akdeniz"in batı-doğu açıklığı Cebelitarık Boğazı ile İskenderun Körfezi arasında yaklaşık 4.000 km kuzey-güney açıklığı ise Yugoslavya ile Libya arasında 800 km.dir. Derin ve karalar arasına uzunlamasına sıkışmış bir çöküntüyü kaplayan Akdeniz ,batıda dar ve sığ bir boğaz olan Cebelitarıkla Atlas Okyanusuna ,güneydoğuda Süveyş Kanalıyla Kızıldenize ve kuzeydoğuda Çanakkale Boğazı,Marmara Denizi ve İstanbul Boğazı yoluyla Karadenize bağlanır.Akdeniz"in en büyük adaları,Sicilya ,Sardinya,Kıbrıs,Korsika,Girit,Mayorka,ve Rodostur.En derin yeri,Yunanistanın güneyinde İon Havzasında deniz yüzeyinden 5.121 m aşağıdadır. Sicilya ile Afrika arasında ,yaklaşık 360m derinde bir denizaltı dağ sırası Akdeniz"i batı ve doğu bölümlerine ayırır.Batı bölümü kendi içinde,Alboran Havzası Cebelitarık"ın doğusunda,İspanya ve Fas kıyıları arasındadır.Balear Havzası olarak da bilinen Cezayir Havzası,Alboran Havzasının doğusunda,Sardinya ve Korsika adalarının batısında,Cezayir açıklarından Fransa açıklarına kadar uzanır.Tiren Havzası da ,İtalya ile Sardinya ve Korsika adalarının arasındaki Tiren Denizinde yer alır. Akdeniz"in doğu bölümü,Ion Havzası ve Levant Havzası olarak ikiye ayrılır.Yunanistan ve İtalya"nın güneyindeki İon Havzası,Girit"in batı ucuyla Libyadaki Berka arasında uzanan bir denizaltı dağ sırasıyla Levant Havzasından,Girit Adasıyla da Ege Denizinden ayırır.İon Havzasının kuzey batısını oluşturan Adriya Denizi batıda ve kuzeyde İtalya,doğuda da Yugoslavya ve Arnavutluk kıyılarıyla çevrilidir.Levant Havzasının kuzeybatı uzantısı olan Ege Denizi ise batıdan ve kuzeyden Yunanistan,doğudan da Türkiye kıyılarıyla çevrili ve çok sayıda adayla kaplıdır. Kaynak:AnaBritannica cilt 1 frmsinsi.net için derlenmiştir. |
jeoloji ve fiziksel coğrafya
JEOLOJİ VE FİZİKSEL COĞRAFYA
Jeoloji ve fiziksel coğrafya.Akdeniz ,bir zamanlar doğu yarımküresini kuşatan Tetis Denizinin günümüze ulaşmış ana kalıntısıdır.Üçüncü ( Tersiyer) Dönem başlarında (y.65 milyon yıl önce) oldukça geniş bir alana yayılmış bulunan Tetis Denizi bu dönemin ortalarında,Alp Dağoluşumu sırasında parçalanmış ve genel bir çekilme hareketi sonucunda da hemen hemen ortadan kalkmıştır.Neojen Bölümün ( y.26 milyon yıl önce) başlangıcında ise denizlerin karalara doğru ilerlemesi Alplerin dış kenarları boyunca geniş alanların su altında kalmasına yol açmış ve böylece Akdenizin oluşumu başlamıştır.Önemli çökme ve yer hareketleri oluşumu sürdürmüş,Dördüncü ( Kuvaterner) Dönem ( y.2.5 milyon yıl önce) olayları da havzaya bugünkü biçimini vermiştir. Dördüncü Dönem başlarında,buzul devrelerini izleyen daha sıcak ve nemli iklimlerin etkisiyle Akdenizin düzeyi 100-150 m kadar yükselmiştir.buzul devrelerde ise deniz düzeyi ( en çok 100 m kadar) alçalmıştır.Dördüncü Dönem boyunca Akdenizin düzeyi üç kez alçalıp yükselmiştir.Bu dönemde ortaya çıkan büyük iklim değişmeleri Akdeniz Havzasında birbirinden farklı yükseltilerde kıyı taraçalarının oluşmasına yol açmıştır.Dördüncü Dönemde Akdeniz Havzasının bugünkünden 100-150 m daha yüksek olduğu ve gene aynı dönemde 100 m kadar alçaldığı havzanın çeşitli bölgelerindeki taraçalardan anlaşılmaktadır.Son iklim değişmesi sonucunda Akdeniz 5 m kadar yükselmiş ve son taraçayı oluşturduktan sonra bugünkü düzeyine inmiştir.Düzey değişmeleri Akdeniz"in zaman zaman Karadeniz ile bağlanmasına yol açmıştır. Görece durağan Avrasya ve Afrika kara kütlelerinin birbirine yaklaşıp uzaklaşmaları,havzanın ve onu çevreleyen dağların yapılarını ve bugünkü biçimlerini belirlemiştir.Jeolojik veriler,günümüzde Avrasya ile Afrika arasında yılda bir kaç santimetre daralmakta olan bazı alanlar olduğuna işaret etmektedir.Lazerle yapılan incelemeler bu daralmaların kesintili olarak gerçekleştiğini göstermiştir.Tüm Akdeniz Havzası tektonik bakımdan hareketli bir yapıdadır.burada depremlere sık sık rastlanır. Batı Akdeniz"deki Tiren Havzası Sicilya ve Messina boğazları ile Doğu Akdeniz"e açılır.Her iki boğaz da Akdeniz tarihi boyunca büyük staretejik önem taşımıştır.Bölgedeki en geniş kıta sahanlığı İspanya"nın Ebro Deltası açıklarındadır.(60 mil).Yakın jeolojik zamanlarda.Akdenizin hem doğu hem de batı kıyılarında farklı düzeylerde birikme ve aşınma görülmüştür.Buna ek olarak,deniz hareketleri ve karaların ek olarak,yükselmesi,sonucunda çok çeşitli kıyı tipleri oluşmuştur. Sicilyayı ayıran boğazların derinliği 450 m"yi pek aşmaz.Dolayısıyla Tunus"la Sicilya arasında Akdenizi ikiye ayıran bir sahanlıktan söz edilebilir.Boğazların güneyinde bu sahanlık genişler .ve Tunus"un doğu kıyısında Kabis Körfezi açıklarında 170 mile ulaşır.Süveyş Kanalının girişindeki Port Said açıklarında 70 mil olan sahanlık,Akdenizin kuzey kıyıları boyunca genellikle dar,yalnızca Adriya Denizinin iç kesimlerinde geniştir. Doğu Akdenizin kıvrımlı dağlarla kaplı kuzey kıyıları son derece girift,güney kıyıları ise Libya"da Sirte Körfezinin doğusundaki Berka yöresi dışında alçak ve düzdür.Doğu Akdeniz"in en büyük adalarından Girit ve Kıbrıs"ın her ikisi de dağlıktır. Kaynak:AnaBritannica cilt 1 frmsinsi.net için derlenmiştir. |
Cevap : Akdeniz << Mare Nostrum >>
Türkiye"nin Akdeniz kıyıları ,çok yerde dağların deniz kıyısından birdenbire yükselmesi nedeniyle dik ve sarptır.Toros Dağlarının kıyıya koşut uzanması nedeniyle Güney Anadolu kıyıları "boyuna kıyılar" olarak adlandırılmıştır.Dağların uzun ve geniş yaylar çizerek uzanması iki büyük deniz girintisi oluşturmuştur.Bunlardan biri batıda Antalya Körfezi,öteki ise doğuda İskenderun Körfezidir.Bu iki girinti arasında yer alan geniş Taşeli Yarımadası boyunca kıyılar genellikle düz uzanışlı ve diktir.Antalya Körfezinin batısındaki Teke Yarımadasında ise dağlar kıyıya dik uzandığından kıyılar girintili çıkıntılıdır.Marmaris ve Fethiye körfezleriyle birçok koyu içine alan kıyı tipine ria,daha doğuda Kaş ilçesi çevresinde görülenlere ise Dalmaç tipi kıyı denir.
Antalya Körfezinde bu derin ve girintili çıkıntılı kıyı biçimi kaybolur.Burada kıyı biçimleri genellikle Karadeniz kıyılarını andırır.Antalya"nın doğusunda Anamur Burnuna kadar dağlar kıyıya oldukça yaklaşır.Daha doğuda ise düz uzanışlı kıyılar önemli yer tutar.Ancak Taşeli Yarımadasında arazi kalkerli yapıda olduğundan aşınmalar sonucunda derin çukur ve oyuklar oluşmuş.bunların deniz sularıyla dolmasıyla da barınak tipi ( kalanklı) kıyılar ortaya çıkmıştır. Antalya Körfezindeki Antalya Düzlüğü olarak bilinen bölgede denizden 30 m yüksekte yarlar vardır.Buralır yer yer düden sularının düştüğü çağlayanların bulunduğu dik falezlerdir.Bu dikliklerin iki yanında ve dere ağızlarının yakınlarında ise Konyaaltı ve Lara gibi alçak kumsallar bulunur.Doğuda alçak düzlükler,halinde uzanan Çukurova kıyılarında ise delta boyunca kıyı kumsalları ve lagünler vardır. Kaynak:AnaBritannica cilt 1 frmsinsi.net için derlenmiştir. |
akdenizin hidrolojik koşulları
HİDROGRAFİ
Hidrografi,Akdeniz"in hidrolojik koşullarına üç su kütlesi katmanı egemendir.Yüzey katmanı ,orta katman ve dibe kadar inen derin katman.Ayrıca bir alt katman yoktur.Yüzey katmanının kalınlığı,suyun sıcaklığına bağlı olarak 75 m.ile 300 m arasında değişir.Doğu Akdeniz in ılık ve tuzlu sularının katıldığı orta katman 300-600 m derinlikte bulunur.Derin katman ise orta katmanla dip arasındaki bölgeyi kaplar.Suyu genellikle türdeş olan derin katmanda sıcaklık 13C dolayındadır.900 m ile 2.500 m derinlik arasında sıcaklık yaklaşık 0,2 C artar. Akdeniz"de buharlaşma sonucu yitirilen suyun yalnızca üçte bir kadarı akarsularla yenilenir.Dolayısıyla Atlas Okyanusundan Akdenize sürekli bir yüzey suyu akımı vardır.Az miktarda su da,İstanbul Boğazı.Marmara Denizi,ve Çanakkale Boğazı yoluyla,yüzey akıntısı olarak Karadenizden gelir.Atlas Okyanusundan gelen su Cebelitarık Boğazından geçtikten sonra Afrika"nın kuzey kıyısı boyunca doğuya ilerler.Bu akıntı Akdenizdeki su dolaşımının en sabit öğesini oluşturur.En güçlü olduğu zaman Akdenizde buharlaşmanın en üst düzeyde olduğu yaz aylarıdır. Buharlaşma sonucunda Akdeniz"in tuzluluğu ve Suyun yoğunluğu artar.Yoğunlaşan su dibe çöker ve yoğun dip suyunun fazlası alt akıntı biçiminde Cebelitarık"ı oluşturan deniz eşiğinin üstünden Atlas Okyanusundan gelen suyun bir bölümü alt akıntıyla yeniden okyanusa döndüğünden Akdeniz,"soluk alıp veren deniz" olarak da tanımlanmıştır. Kaynak:AnaBritannica cilt 1 frmsinsi.net için derlenmiştir. |
Cevap : Akdeniz << Mare Nostrum >>
Akdenizin yüzeyindeki temel su dolaşımı ise,doğu ve batı havzalarında ayrı ayrı olmak üzere yelkovanın tersi yönünde hareketlerden oluşur.Kuzey kıyılarının ve adaların giriftliğine bağlı olarak çok sayıda anafor ve yerel akıntı da Akdenizdeki genel su dolaşımının önemli öğeleridir.
Akdenizdeki akıntı sistemleri karmaşık değildir.Gerek Batı Akdenizde,Gerekse Doğu Akdeniz"de güney kıyılarını izleyen ve doğuya doğru hareket eden bir akıntı sistemi vardır.Hızı saatte 3-4 km olan bu akıntıdan Cezayir açıklarında ayrılan bir kol,kuzeye yönelerek Fransa kıyılarına ulaşır.Tunus açıklarında ayrılan bir kol ise Sicilya Adasının kuzeyinden Batı İtalya kıyılarına geçer,kıyıların biçimine uygun olarak Cenova ve Lion körfezlerinin güneyinden İspanya kıyılarına varır. Akdeniz"de Türkiye kıyıları boyunca batıya doğru hareket eden bir akıntı vardır.Bunun kökeni büyük güney akıntısıdır.Tunus,Libya ve Mısır kıyılarını izleyen ve doğuya yönelen bu akıntı kıyı biçimine uyarak kuzeye döner.Lübnan ve Suriye kıyıları boyunca ilerler.ve Kıbrıs ile İskenderun Körfezi arasından geçerek batıya yönelir.Bu akıntı Ege Denizinden Batı Anadolu kıyıları boyunca Çanakkale Boğazına doğru ilerler. 40 C kuzey enlemi Batı Havzasının ortasından geçer.Buna karşılık Doğu Havzasının ortası 6 enlem daha güneydedir.Bu yüzden de Doğu Havzasının yüzey suyu daha sıcaktır.Şubatta Batı Akdenizde yüzey sularının ortalama sıcaklığı 13-14C iken Doğu Akdeniz de 15-17C"dir.Ağustosta ise batıda 22-25 C olan yüzey suyu sıcaklığı doğuda 26-28C"dir.Akdenizde ortalama en yüksek su sıcaklığı ağustos ayında 31C ile Sirte Körfezindedir.Bunu 30C ortalama ile İskenderun Körfezi izler.En düşük denizsuyu sıcaklığının görüldüğü Trieste Körfezinde şubat ayı ortalaması,5,2 C"dir.Bu bölgede kışın ara sıra buzlanma da görülür.Şubatta Anadolunun Akdeniz kıyılarında yüzey sularının ortalama sıcaklığı Fethiye ile Anamur arasında 15C,daha doğuda 16C"dir.Ağustosta ise sıcaklık batıda 26C doğuda ,28C.dir. Kaynak:AnaBritannica cilt 1 frmsinsi.net için derlenmiştir. |
Cevap : Akdeniz << Mare Nostrum >>
Akdeniz,okyanuslara göre oldukça tuzlu bir denizdir.Ortalama tuzluluk oranı Akdeniz"de bin 38 ,okyanuslarda binde 35"tir.Bu oran yağış artışına ve buharlaşmanın azalmasına bağlı olarak batıya doğru azalır.Cebelitarık Boğazı yakınlarındaki binde 36 ve orta bölümlerinde binde 38 iken doğuda Kıbrıs"ın güneyinde,yüzeyde binde 39.5"e ulaşır.Büyük ırmakların ağzında bol tatlı suyun tuzlu suya karışması nedeniyle de tuzluluk oranı düşer.Örneğin Nil"in ve Seyhan ile Ceyhan ırmaklarının ağzında tuzluluk azalır.Yüzeyden derine doğru da hafif bir tuzluluk azalması görülür.Tıpkı öteki deniz ve okyanuslarda olduğu gibi.Akdenizde de sudaki iyonların yarıdan çoğunu klorürler oluşturur.Suda bellibaşlı tuzların oranları sabittir.
Yüzey katmanının 210 m derinliğe kadar olan bölümü tüm Akdeniz"de yüksek oranda oksijen içerir.Doğuda yüzey katmanının çökmesiyle oluşan orta katmanda taze oksijien içerir.Doğuda yüzey katmanının çökmesiyle oluşan orta katmanda taze oksijen miktarı yüksektir.ama batıya doğru artıkça bu katmandaki su,oksijeninin çoğunu yitirir.ve Cezayir Havzasında oksijen en düşük düzeye iner.Orta ve dip suları arasındaki geçiş katmanında oksijen en düşük miktardadır. Akdenizde bitkileri besleyen fosfat,nitrat ve nitrit gibi maddeler azdır.Başka denizlerde olduğu gibi bunların miktarları mevsimlere göre değişir.genellikle de ilkbaharda artar.Özellikle Mısır açıklarında Nil"in etkisiyle deniz yaşamı ilkbaharda canlılık kazanır.Akdenizde besleyici maddelerin azlığının en önemli nedeni,Akdeniz suyunun ana bölümünü oluşturan Atlas Okyanusundan gelen yüzey suyunun bu maddeler açısından zengin olmayışıdır.Batı Havzasında ,900 m derinlikte bulunan fosfat ve nitrat miktarı,açık denizlerdekinin ancak üçte biri kadardır.Besleyici maddelerin kıtlığı,bu sularda barınabilen canlı türlerini de sınırlamaktadır. Kaynak:AnaBritannica cilt 1 frmsinsi.net için derlenmiştir. |
akdeniz bitki örtüsü
İKLİM
İklim,Akdeniz"e hava akımı,Tunus"un doğusundaki güney kıyılar üstünden gelen akım dışında sıradağları yaran vadi ve boğazlardan gelir.Bu vadilerden gelen kuvvetli rüzgarlar Akdenizdeki en önemli hava akımlarını oluşturur.Kuzeybatıdan esen kuru ve soğuk mistral Alpler ve Pireneler arasından,sert kuzeydoğu rüzgarı bora Trieste Boğazından ,Akdeniz"in soğuk doğu rüzgarı levanter ile batı rüzgarı vendeval ise Cebelitarıktan geçer.Sahra"nın Doğusuyla Doğu Akdeniz arasındaki basınç farklılığından doğan ılık ve tozlu güneybatı rüzgarı hamsin ile Afrikadan esen kuru ve sıcak siroko ise Akdenizdeki öbür rüzgarlardır. Akdenizde kışlar ılık,yağışlı ve rüzgarlı ,yazlar sıcak,kurak ve durgun geçer.İlkbahar değişken bir geçiş mevsimidir.sonbahar oldukça kısa sürer.Yağışlar,Akdenizin çeşitli kesimlerinde büyük farklılıklar gösterir.Kuzey Afrikada Tunustan Mısır"a kadar yılda 250 mm"nin üstünde yağışa ender rastlanırken Yugoslavyanın Dalmaçya kıyılarında yılda 2.5 m dolayında yağış alan yer vardır. Kaynak:AnaBritannica cilt 1 frmsinsi.net için derlenmiştir. |
Akdeniz"de deniz ürünleri
DENİZ ÜRÜNLERİ
Deniz ürünleri,Denizaltı dünyasında canlı türlerinin üretkenliği büyük ölçüde sudaki bitki besleyici tuzların yoğunluğuna bağlı olduğundan ,Akdeniz"in genellikle canlı bir deniz olduğu söylenemez.Ancak mevsim ve yöreye bağlı olarak üretkenlikte önemli değişmeler gözlenir.Radyoaktif Karbon-14 yöntemiyle yapılan belirlemelere göre canlıların üreme potansiyeli Levant ve İon havzalarında en düşük,Nil"in etkisiyle mart-mayıs ayları arasında Mısır açıklarında en yüksek düzeydedir. Sözü edilen çevre koşulları Akdenizde büyük ölçekli balıkçılığın gelişmesine olanak vermez.Buna karşılık ,hemen bütün Akdeniz ülkelerinde taze balığa olan talebin ve balık fiyatlarının yüksekliği ,küçük ölçekli balıkçılığın gelişmesine yol açmıştır.20 m"den küçük ama çok sayıda tekneyle yapılan bu tür balıkçılık ,aşırı avlanma nedeniyle yerel balık varlığını tüketmeye yol açabilecek boyutlardadır.Trolle avlanma sonucunda en küçük canlıların bile yok edilmesi,aşırı avlanmanın tehlikesini artırmaktadır. Akdeniz"in balık toplulukları temel olarak Atlas Okyanusunun astropik balık toplulukları ile ilişkilidir.Akdenizde dipte yaşayan çok çeşitli türlerinden pisibalığı ,dilbalığı,kalkanbalığı ,mezgit,yılanbalığı,işkine,barbunyabalığı, tekirbalığı,kayabalığı,kırlangıçbalığı hani ile köpekbalığı ,folya ve tırpana gibi yırtıcı balıkların tümü trolle avlanmaktadır. Akdenizin kayalık kıyıları ustakoz ve karides türleri için uygun ortamlardır.Sığ,çamurlu kıyılarda istiridye ve midye,deltalarda ve az tuzlu kıyı gölcüklerinde yılan balığı ,has kefal ve hamsi bulunur.Akdeniz ve Karadenizde avlanan balıkların çoğu denizin üst katmanlarında yaşayan açık deniz türleridir. Batı ve Kuzeydoğu Akdeniz"de en çok avlanan balık bazen Güneydoğu Akdeniz"e de inen sardalye ve türleridir.Kuzey Akdeniz de örneğin Adriyan Denizinin kezuyinde ve Karedenizde çaça da bulunur.Özellikle Karadenizde hamsi boldur. Ticari önemi olan büyük balıklardan orkinos (ton balığı) Atlas Okyanusundan Akdenize girdikten sonra çeşitli yönlere dağılır.Torik ve uskumru da bütün AKdeniz ülkelerinde en çok avlanan ve ekonomik açıdan önemli balıklardır.son yıllarda özellikle batı kesiminde görülen yoğun deniz kirlenmesi Akdenizdeki canlı yaşamını ciddi bir tehlikeyle karşı karşıya bırakmaktadır. Öteki deniz ürünlerinin en önemlileri,Napoli"nin mercanları ile en çok Oniki Ada ,Kabis Körfezi ve Mısır"ın batı kıyılarında çıkartılan süngerdir.İspanya ,Sicilya ve Tunus açıklarında petrol yatakları,Adriya Denizinde de doğal gaz bulunmuştur. Kaynak:AnaBritannica cilt 1 frmsinsi.net için derlenmiştir. |
Akdeniz bitki örtüsü
1 Eklenti(ler)
AKDENİZ BİTKİ ÖRTÜSÜ
http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1310842118 Akdeniz bitki örtüsü.Akdeniz kıyılarının doğal bitki örtüsü altı tipe ayrılabilir.Bunlardan ilki Akdeniz ormanlarıdır.Zeytin pırnal meşesi ve mantar meşesi Akdeniz ilkimine özgü ağaçlardır.Bu ağaçlar az yağış ile birkaç ay süren kuraklığa dayanabilirler.İğneyapraklılar,özellikle Halep çamı ve sahil çamı insanlarca yok edilmiş tipik Akdeniz ormanlarının kalıntılarıdır.Akdenizde egemen bitki örtüsünü iğneyapraklıların yerini alan makiler oluşturur.Maki benzeri adaçayı,toprağın yüzeyine yayılan dikenli bitkiler ve yumrulu çokyıllık bitkiler Yunanistan,İspanya ve İtalya"da yaygındır. Bitki örtüsünün ikinci tipini Yunanistan,Arnavutluk,Kuzey Ege Bölgesi,İspanya ,Portekiz,Alpler ve Apenninler"de geniş alanlar kaplayan ,yaprak döken ve dökmeyen ormanlar oluşturur. Üçüncü tip ise ,Orta İtalya"da 600-900 m.yükseklikte bulunan kestane ağaçlarının oluşturduğu yaprakdöken ormanlardır.Bunlar Alplere ,Cevennes"e ve Pirenelere kadar yayılır.daha yükseklerde yerlerini kayınlara bırakırlar. Akdeniz bitki örtüsünün öteki tiplerini Avrupa dağlarında geniş bir yayılım gösteren yüksek iğneyapraklılar kuşağı,yüksek otlaklar ve kıraç alanlar oluşturur.Araplar ve İspanyollarca Akdenize getirilen pirinç,pamuk narenciye,şekerkamışı ,mısır,tütün,patates ve sisal Akdeniz Bölgesinin yaygın tarım bitkileridir. Kaynak:AnaBritannica cilt 1 frmsinsi.net için derlenmiştir. |
akdenizde bilimsel araştırmaların tarihçesi
BİLİMSEL ARAŞTIRMALARIN TARİHÇESİ
Bilimsel araştırmaların tarihçesi,Eski ve ortaçağ coğrafyacılarınca iyi bilinmesine karşın,Akdeniz 20.yüzyılın başlarına değin çağdaş araştırmalara konu olmadı.1908-10 arasında Danimarkalılarca yürütülen "Thor araştırması,açık deniz canlıları ve bunların hidrolojik koşullara bağımlılığını olabildiğince kapsamlı biçimde ele aldı."Thor "ayrıca Batı ve Doğu havzaları ile Balear ve Tiren denizleri arasındaki mevsimlik su dolaşımlarını da araştırdı. Akdeniz"de bilimsel inceleme ve ölçümlere ancak II.Dünya Savaşı sonrasında yeniden başlandı.1948"de Batı Havzasında pek çok inceleme yapıldı.Aynı yerde daha sistemli araştırmalar ise,1957-63 arasında Fransızlarca sürdürüldü. Doğu havzası,daha az ilgi gördüyse de,burada da çeşitli araştırmalar yapıldı.Bu havzadadaki suların oluşum kaynakları 1957"de dikey su dolaşımı 1960 ve 1961"de yaz aylarında dip suyunun hidrolojik koşulları da Fransızların "Calypso" teknesinin gözlemlerine dayanılarak 1955-60 arasında incelendi. Akdenizde uluslararası ortak araştırmalar 1969"da UNESCO"nun Hükümetlerarası Denizbilim Komisyonu (IOC),Uluslararası Akdeniz Bilimsel Araştırma Komisyonu ( ICSEM) ve FAO"nun Genel Akdeniz Balıkçılık Konseyi ( GFCM) tarafından başlatıldı.Yirmi dört ülke Akdenizde fiziksel,kimyasal,jeofiziksel,biyolojik ve balıkçılığa ilişkin araştırmalarda işbirliği yapmak üzere aralarında anlaştı.İlk ortak araştırmalara Almanların "Meteor" araştırma gemisiyle başlandı.Bugün Akdenizde bilimsel yöntemlerle sismik incelemeler ,deprem ölçümleri,jeotermal ölçümler,radyolojik incelemeler, petrol araştırmaları,volkanik araştırmalar,biyolojik incelemeler,kirlilik araştırmaları ,yeni oluşmaya başlayan maden cevherleri ile ilgili çalışmalar ve kozmik toz analizleri yapılmaktadır. Kaynak:AnaBritannica cilt 1 frmsinsi.net için derlenmiştir. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.