![]() |
Hititler'de Kültür Ve Din,Hititler'de Yönetsel Ve Toplumsal Düzen Hakkında
Hititler'de Kültür ve Din,Hititler'de Yönetsel ve Toplumsal Düzen Hakkında
Hititler'de Kültür ve Din,Hititler'de Yönetsel ve Toplumsal Düzen Hakkında 1)HİTİTLER Anadolu, Asur Ticaret Kolonileri çağı'nda merkezi otoriteden yoksun, küçük, yerel krallıklardan oluşan bir siyasal dokuya sahipti. Anadolu'da bu çağda barınan üç önemli halk topluluğundan Hattiler Kızılırmak yöresinde, Hurriler Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da ve Luviler de Güney ve Güneybatı Anadolu'da yaşamaktaydılar. Tarihi kayıtlar, İlk Tunç Çağı sonlarından başlayarak Anadolu'ya gelmeye başladıkları sanılan, kendilerine Nesalar diyen bir halk topluluğunun da Kızılırmak yayı içine yerleştiğini ortaya koymaktadır. Hint-Avrupa kökenli oldukları kabul edilen Nesalar'ın Anadolu'ya ne zaman ve nereden geldikleri kesin olarak bilinmemektedir. Kimi araştırmacılar batıdan, Balkanları aşarak Boğazlarüstünden geldiklerini öne sürerlerken, kimileri de Anadolu'ya doğudan, Kafkaslar üstünden geldikleri görüşündedirler.Nesalar, Anadolu'ya geldiklerinde, kendilerine yurt edindikleri Kızılırmak yöresi Hatti ülkesi, bu yörede yaşayan yerli halk da Hattiler diye biliniyordu. Nesalar,Anadolu'nun bu yerli halkıyla sık sık çatışmaya girmişler, zaman zaman aralarında büyük can ve mal kaybına neden olan savaşlar meydana gelmişti. Bu egemenlik savaşları,yalnızca Nesalarla Hattiler arasındaki mücadeleyle sınırlı değildi. Kültepe'de ele geçen ve Mama Kralı Anum-Hırbcei'den Kanesh Kralı Varşama'ya yazılmış bir mektup, AsurKolonileri çağı Anadolusu'nda küçük bölgeleri egemenliği altında tutan ve sahip oldukları askeri güç nedeniyle başka kralları da kendilerine bağımlı kılan yerel kralların varlığını açıkça ortaya koymaktadır. Genişleme siyasetlerinin ters düşmesi nedeniyle bu krallar zaman zaman birbirleriyle savaşmakla birlikte, zaman zaman da anlaşarak çıkarlarını daha iyi koruyacak ittifaklar oluşturmaktaydılar. Anadolu'nun merkezi otoriteden yoksun siyasal dokusu, Asur Ticaret Kolonileri çağı'ndan sonra da sürdü. Bu gevşek siyasal dokuyu değiştirmek, Anadolu işbirliğini sağlamakamacıyla ilk harekete geçenler Nesa Kralı Pithana ile oğlu Kussara kralı Anitta oldu. Kussara kralı Anitta, babasının ülkesini de alarak büyük bir güç haline geldi. Anitta'nın Anadolu'da ilk siyasal birliği oluşturacak bu girişimi, sonradan Hitit Devleti'nin başkenti olan Hattuşaş'taki kazılarda ele geçen çivi yazılı tabletlerde yeterince aydınlanmaktadır. Anitta Metni diye anılan bu belgelerden kralın, Ullama, Harkivna, Hatti ve Zalpa ülkelerini aldığı, Nesa kentini başkent yaptığı anlaşılmaktadır. Ne var ki Eski Hitit Krallık döneminin ilk kralı kabul edilen Hattuşil I'e kadar yaklaşık 100 yıllık bir boşluk vardır. Anitta'nın Hititlerle ilişkisi kesin olarak saptanmış değildir. Hattuşil I döneminden kalan tabletlerde olaylar geriye dönüşlerle anlatılırken, Kussuralı kralın soyuyla bağlantı kurulmaktadır.Aynı tabletlerde kurucu kral olarak Labarna'dan ve kraliçe Tavanna'dan söz edilmektedir.Hititler'in Anadolu'da kurdukları siyasal birliğin ömrü çok uzun oldu. Yaklaşık 600 yıl süren egemenlikleri döneminde Hititler, yalnızca yerel krallıkları bünyesinde toplayan bir devlet kurmakla kalmadılar, aynı zamanda kurdukları devleti bir imparatorluğa dönüştürdüler. Zaman zaman iç karışıklıklar nedeniyle geriledikleri dönemler olmasına karşın, herseferinde siyasal birliği bozan bunalımlı dönemleri aşmayı ve devlet düzenini korumayı bildiler.Hattuşil I (İÖ. 1650-1620), Kızılırmak yayı ile sınırlı Hitit topraklarını Amik Ovası ile Halep'e kadar genişletti. Başkenti Hattuşaş'a taşıdı. Murşil I (İÖ. 1620-1590) Babil yolunu açtı, Kuzey Suriye'yi ülke topraklarına kattı. Murşil I döneminde başlayan iç karışıklıklar, Hurri asıllı Telepinu (İÖ. 1525-1500) dönemine değin sürdü. Telepinu, Kaşkalarla savaştı, konfederasyon biçimindeki krallığa bağlı küçük prensliklerin bazılarıyla anlaştı, yitirilen toprakları ve dağılan devleti yeniden toparlamaya çalıştı. Hitit tarihi hakkında, çok önemli bir belge olan Telepinu Fermanı’nda krallığın egemenliğini tehlikeye sokan iç karışıklıklar anlatılır. Telepinu'nun ölümünden sonra iç karışıklıklar yeniden başladı. Hitit tarihinin Tudhaliye (İÖ. 1460-1440) dönemine değin belgelenemeyen dönemi karanlıktır. Tudhaliye, Kaşkalar'ın yanısıra Mitannilerle de savaşmak zorunda kaldı. Halep'i geri aldı, ancak başkent Hattuşaş'ın Kaşkalar'ca yakılıp yıkılmasını önleyemedi. şuppiluliuma I (Tahta geçişi İÖ. 1390-1380),Anadolu birliğini gerçekleştirerek Hititler'in yeniden güçlenmesini sağladı. Ülke topraklarını Fırat'ın batısına, Kuzey Suriye ve Kuzey Anadolu'ya kadar genişletti. Kargamış'ı aldı, bir oğlunu Halep kralı yaptı. Böylece, güçlü Mısır ve Asur İmparatorlukları’na karşı Hitit İmparatorluğu'nun varlığını kanıtlamış oluyordu. şuppiluliuma I'in ölümünden sonra başgösteren iç karışıklıklar, Murşil II tahta geçene (İÖ 1339) değin sürdü. Murşil II, savaşlarıyla değil, daha çok diplomasi tarihine geçmiş önemli anlaşmalarıyla tanınır. Hıyaşaı ve Mitanni devletleriyle iyi ilişkiler kuran Murşil II, çocuk yaşta imparator olmasına karşın, onun saltanat yılları, Hititler'in en güçlü dönemidir. Bu dönemin en önemli olayı Arzava ülkeleriyle yapılan savaşlardır. İÖ 1306'da Murşil II'in büyük oğlu Muvattaliş başa geçti. Muvattaliş, saltanatının ilk yıllarında saldırılar ve ayaklanmalarla uğraştı. Kaşkalar, saldırılarıyla büyük bir huzursuzluk kaynağı olunca, başkenti Adana yakınlarında bulunduğu sanılan Dataşşa'ya taşıdı. Kardeşi Hattuşiliş'i de Yukarı Ülke'nin yöneticisi ve Hitit ordularının başkomutanı yaptı. Asur ve Mısır İmparatorlukları gittikçe güçlenen Hitit toprakları ile bağlı ülkelere saldırılar düzenlediler. Hitit ve Mısır imparatorlukları arasında giderek boyutlanan sürtüşme Benteşina adlı Amurru prensinin Mısır'la ilişkiye geçtiği gerekçesiyle Muvattaliş tarafından görevden alınmasıyla doruğuna vardı.Bu olay, tarihte ilk kez yazılı bir antlaşmayla sonuçlanan Kadeş Savaşı'na neden oldu. Suriye'ye giren Ramses II ve ordusu ile Muvattaliş'in Hitit ordusu, İÖ. 1292'de Kadeş'te karşılaştılar. Sonucu kesinlikle belli olmayan savaşın bitiminde, Ramses II,Kuzey Suriye'den çekildi. Muvattaliş ise bir ordu ayaklanması sırasında öldürüldü. Soylularla askerlerin desteğini elde eden Muvattaliş'in bir kapatmadan oğlu Urhi Teşup tahta geçti. Urhi Teşup devleti yönetemedi. İÖ. 1275'te Hattuşil III tahta geçti ve başkenti Hattuşaş'a taşıdı. 50 yaşındaki imparator Hurrili, bir rahibin kızı Pudu Hepa'yla evlendi. Hitit siyasal tarihinde önemli bir yeri olan kraliçe Pudu Hepa, yönetim işlerinde eşinin yardımcısıydı. Tüm anlaşmalar ve resmi belgelerde onun mühürü de vardı. İmparator, Amurru prensi Benteşinaı'yla evlilik yoluyla akrabalık kurarak Amurru Prensliği'ni, dolayısıyla Kuzey Suriye'yi imparatorluğa bağladı. Mısır'la daha yakın ilişkiler kurdu, kızını Ramses II'ye vermesinden başka Kadeş Anlaşması'nı imzaladı. Anlaşmaya göre, her iki devlet birbirini resmen tanıyor, gücünü kabul ediyor ve yardımlaşma sözü veriyordu. Mısır kopyası Karnak Tapınağı'nın duvarlarına yazılı olan bu anlaşmanın Hitit kopyası, Hattuşaş devlet arşivinde bulundu.İÖ. 1250'de tahta geçen genç ve deneyimsiz Tudhaliya IV ile birlikte toprak kayıpları başladı ve Hitit Devleti çöküş sürecine girdi. Anadolu'da başlayan ayaklanmalar, bazı prensliklerin ayrılması ve Kaşkalar'ın saldırıları bu çöküşü daha da hızlandırdı. Deniz Kavimleri'nin göçleri ile Asurlular'ın Fırat Bölgesi'ne saldırıları Tudhaliya döneminin diğer önemli olaylarıydı. Hitit Devleti'nin önlenemeyen çöküşü, Arnuvanda III ile şuppiluliuma II dönemlerinde hız kazandı. Saltanatı hakkında çok az bilgi edinilen şuppiluliuma II döneminin en önemli olayı, Ege Göç Kavimleri'nin Anadolu'ya göçleridir. Çok kesin olmamakla birlikte İÖ. 1180'de Frig saldırılarıyla başkent yerle bir edildi ve imparatorluk ortadan kalktı. Yapılan kazılarda Hitit katından sonra Frig katının bulunması bu bilgiyi doğrulamaktadır. Hititler'de Yönetsel ve Toplumsal Düzen Anadolu'da ilk siyasal birliği kuran ve yaklaşık 600 yıl kadar bu birliği sürdüren Hititler'in devlet düzeni, yerel krallıkları bünyesinde toplayan bir konfederasyon niteliğindeydi. Yerel krallıkların bazısı sonuna kadar devlete sadık kaldı, kimisi de sürekli başkaldırdı, merkezi otorite için huzursuzluk kaynağı oldu. Ülke toprakları çeşitli yönetim birimlerine ayrılmıştı. Yeni krallık ya da imparatorluk döneminde yapılan bölümleme, devletin yıkılışına değin sürdü. Bu kapsamlı bölümlemeye göre, Kızılırmak yayının güneyindeki bölüm Aşağı Ülke, Kızılırmak'ın kaynak bölgesi ve çevresi ise Yukarı Ülke adını almıştı. Bir prens tarafından yönetilen ve birkaç kentin birleşmesiyle oluşan eyaletler, diğer yönetim birimleriydi. Yeni Krallık dönemine değin kralın yanısıra pankuş adı verilen ihtiyarlar meclisi de yönetimde söz sahibiydi. Yeni Krallık döneminde pankuş yetkilerini kaybetti, kral ve kraliçe tek söz sahibi oldu. Kral, ülkenin başyargıcı, başrahibi ve orduların başkomutanıydı.Hitit ulusunun en üst kademesini kral ve kraliçenin de içinde yer aldığı soylular sınıfı oluştururdu. Kral ve kraliçenin yakınları dışındaki hepsi de büyük toprak sahibi olan yüksek devlet memurları, din adamları, askerler de soylular sınıfının üyeleriydi. Halk ise çiftçiler, tüccarlar, zanaatkarlar ve alt kademedeki din görevlilerinden oluşan özgürler ve köleler olmak üzere ikiye ayrılıyordu. Köleler mal sahibi olabilirler, zenginleşirlerse kendi özgürlüklerini satınalabilirlerdi. Hitit ordusu, savaş arabaları ve piyadeler olmak üzere iki bölümdü. Savaş arabalarında sürücü dışında yer alan iki savaşçı ok ve yay kullanırlardı. Piyadelerin silahları ise mızrak, topuz ve kamaydı. Hititler'de Kültür ve Din Hint-Avrupa kökenli Hititler, Anadolu'da yerli Hatti kültürü ile karşılaşmışlar, aynı zamanda Asurlu tüccarların getirdikleri Mezopotamya uygarlığından, o dönemdeki birçok toplum gibi onlar da etkilenmişlerdi. Ayrıca, ilişkide bulundukları başlıca toplumların uygun gördükleri yönlerini benimsemişler, sonuçta eklektik bir kültüre sahip olmuşlardı. Mısır, Sümer veHurriler'in, Hitit kültürünün biçimlenmesinde payları vardır. Dilleri; Hatti, Luvi ve Hurri dillerinden sözcükler içermektedir. Politik yazışmalarda Akadça'yı yeğleyen Hititler çiviyazısı yanında, Luvi kökenli bir de resim-yazı kullanıyorlardı.Yabancı etkilerin belirgin olduğu Hitit dininde, Hatti, Pala, Luvi, Hurri, Kuzey Suriye, Mezopotamya tanrıları, Hitit tanrılarıyla birlikte kutsanıyordu. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.